Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/968 E. 2021/208 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/968
KARAR NO : 2021/208

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 02/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Ortak girişimi ile … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … parsel de ki … sitesinde bulunan 5 no lu dükkanı satın almak üzere anlaştıklarını ve 23.07.2019 tarihinde taşınmazın tapusunu devraldığını, taraflar arasında akdedilen yapılan sözleşme uyarınca, sözleşme konusu bağımsız bölümün satış bedeli olarak 898.305,08 TL + 161.694,92 TL KDV olmak üzere toplam 1.060.000,00 TL üzerinden anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin 1.060.000,00 TL ‘yi davalılar tarafından kurulan orak girişime ödediğini, tarafların KDV oranı olarak, sözleşmenin kurulduğu sırada uygulamada olan %18 KDV oranını sözleşmede belirlemiş olduklarını, ayrıca tarafların aynı sözleşmenin 3.1 maddesinde, KDV oranının yürürlükteki mevzuata uygun olarak hesaplanacağı hususunda mutabakata vardıklarını, 21 Mart 2019 Tarihli ve 30721 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 843 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile; Bazı konut ve işyeri tesliminde %8 olarak dikkate alman KDV oranı uygulanmasına 31 Aralık 2019 tarihine kadar (bu tarih dahil) devam edilecek, denilmiş olup, 5 Mayıs 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 30 Nisan 2018 tarihli ve 2018/14674 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 5inci maddesindeki “31.03.2019” ibaresi “31.12.2019” şeklinde değiştirildiğini, müvekkilinden %18 oranında KDV tahsilatı yapılmış ise de, yukarıda belirtilen KDV indirimi gözetildiğinde, satışı yapılan taşınmaz bedelinin %8’i oranında KDV ‘nin müvekkilinden tahsil edilmesi, geri kalan bakiyenin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, davalı ortak girişim tarafından müvekkiline fatura tebliğ edilmemiş ise de, muhasebe departmanı tarafıdan kendisine şifahi olarak 28.02.2019 tarihinde 2 adet fatura kesildiğini, faturaların müvekkiline tebliğ edilmemiş olması sebebi ile gerekli itirazların da yapılamadığını, davalı ortak girişimin, müvekkilinden %18 oranında KDV tahsil ettiğini, fakat kesmiş olduğu faturalarda %8 oranında KDV tahsil etmiş gibi göstererek, geri kalan %10 luk tutarı taşınmaz bedeline eklediğini, taraflar satış bedeli olarak 898.305,08 TL üzerinden anlaşmaya varmış olup, aralarında akdedilen sözleşmenin 3.1 maddesinde satış bedelinin kesin olduğu ve değiştirilemeyeceği hususunda mutabakata varmış olduklarını, davalı ortak girişimin, devlet tarafından taşınmaz satışında tüketiciye kolaylık sağlayan KDV indirimini kendi menfaatine kullandığını ve kötü niyetli olarak müvekkilini zarara uğrattığını, müvekkilinin davalı ortak girişiminin yöneticilerinden defalarca, satış bedelinin %10’u olan 89.830,51 TL ‘yi talep etmiş fakat bir sonuç alamadığını, bunun üzerine müvekkilinin, Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası marifetiyle davalı ortak girişim aleyhine icra takibi başlattığını, davalı ortak girişimin itirazı ile takibin durduğunu, bu nedenlerle borçluların icra takibine yaptığı itirazların iptaline, borçluların takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen yasal faiziyle ödemesine ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmelerine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar taşınmazın vasfı dükkan niteliğinde olsa da söz konusu dava tacirler arasında görülmediğini, bu nedenle mahkemece görevsilik yönünde karar verilip, davanın görevli Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini talep ettiği, huzurdaki davanın konusunun fark KDV iadesi ile alaka olduğunu, KDV’ye konu edilebilecek dayanak belge ancak satış faturası olduğunu, satışı yapılan davaya konu Taşınmaz -Hasılat paylaşımlı kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yapılan projeden ticari ünite-dükkan- satışı olup, hasılat paylaşımı esasları gereği fatura değerinin %50 si arsa sahibi … Gayri menkul A.Ş., %50 si ise projeyi üstlenen adi ortaklık tarafından düzenlendiğini, bu nedenle, ilgili taşınmazın satışına ilişkin faturaların birinin muhatabı müvekkili şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık olsa da diğer satış faturası dava dışı … Gayrimenkul Yatırım ve İnş. San. A.Ş. (Eski Unvan: … Dış Ticaret ve Tekstil San. A.Ş.) tarafından düzenlenmiş olduğunu, ilgili satış faturasındaki iddia edilen KDV farkına ilişkin muhatap müvekkili şirketler veya oluşturdukları adi ortaklığın olmadığını, bu bakımdan taraf teşkili oluşturulmadan açılan davanın (arabuluculuk süreci de dahil olmak üzere) kabulünün mümkün olmadığı ve dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, ilgili taşınmazın satışına ilişkin taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunmadığını, davacı tarafından sunulan 03.05.2016 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi geçerlilik şartı bakımından noter nezdinde düzenlenmesi gerektiğini, geçersiz bir sözleşmeye ilişkin huzurdaki davada iletilen talebin de geçersiz olduğunu, davaya ve icra takibine konu edilebilece tek belgenin satış faturası olduğunu, davacı yanın müvekkili şirketler tarafından düzenlenmemiş olan bir satış faturası ve buna konu KDV oranının iadesini talep etmekte olduğunu bu bakımından yönlendirilen talebe ilişkin muhatap müvekkili şirketlerin olmadığını, husumet yönünden ilgili faturanın işbu davada dikkate alınmaması gerektiğini, müvekkili şirketlerin oluşturduğu Adi Ortaklığın düzenlediği satış faturası bakımından davacının talebi mevzuata aykırı olup, kabulü mümkün olmadığını, bu hali ile kararın ortadan kaldırılarak reddi gerektiğini, bu nedenle davanın … Gayrimenkul Yatırım ve İnş. San. A.Ş.’ye ihbar olunmasına, davanın reddine, takip konusu alacağın %20’inden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İTSM’ye ve Vergi Dairesine yazılan müzekkerelere verilen cevapta davacının tacir kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için davanın her iki tarafının tacir ve uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
Somut olayda davalının tacir olmayıp taraflara arasındaki uyuşmazlık da TTK 4 maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan değildir. Ayrıca taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu gayrimenkulün dükkan mahiyetinde olması da uyuşmazlığı ticari uyuşmazlık haline getirmez. Açıklanan nedenler ile iş bu davada mahkememiz görevli olmayıp görevli mahkeme genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Bu durumda somut davada göreve ilişkin dava şartı eksikliği bulunduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3- 6100 Sayılı HMK’nin 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderleri hususunda şimdilik karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliğine,
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.02/03/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.