Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/940 E. 2022/605 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/940 Esas
KARAR NO : 2022/605

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2014
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
YAZIM TARİHİ : 03/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili şirketin bilişim ve teknoloji sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin de aynı sektörde faaliyette bulunduğunu, müvekkili ile davalı arasında imzalanan alt yüklenicilik sözleşmesi ile müvekkilinin PTT nezdinde kullanılmak üzere bir takım ürettiği program ve yazılımları davalı şirketin kullanımına sunduğunu, müvekkilinin müşterilerden aldığı bilgiler ve yaptığı araştırmalar doğrultusunda davalı şirketin, müvekkili şirketin müşterilerine ve partnerlerine müvekkili şirketin faaliyetlerini ve ticari kapasitesini yanlış ve yanıltıcı açıklamalarla kötülediğini, gerçek dışı açıklamalarda bulunduğunu, müvekkilinin müşterisi olan yabancı şirketlerle doğrudan ilişki çabası içinde olduğunu, davalının bu eylemlerinden müvekkilinin onarılması güç zararları doğduğunu, davalının müvekkilinin yurt dışındaki müşterilerine gönderdiği e-maillerin müvekkilinin bu müşterileri ve patnerleri nezdindeki itibarını yitirmesini sağlamaya yönelik bulunduğunu, davalının bu eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek ihtiyatı tedbir ile davalı şirketin haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti ile ref’i ve men’ine, hükmün ilanına, 5.000,00 TL manevi ve şimdilik 1.000,00 TL maddi zarar bedelinin davalı şirketten tazminine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının iddiasına dayanak sunduğu yazışmaların hiçbir yerinde, davacı aleyhine beyanda bulunulmadığını, yalnızca müvekkilinin davacı ile yaşadığı sıkıntılar nedeniyle yeni çözüm ortaklarına ihtiyaç duyduğunun vurgulandığını, haksız rekabet koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Taraflar arasındaki davanın daha önce mahkememizde yapılan yargılaması sonunda davanın reddine ilişkin verilen 02/10/2018 gün ve … E- … K sayılı kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. H.D.sinin 26/11/2020 gün ve … E- … K sayılı kararı ile; … somut uyuşmazlığa ilişkin dosyaya sunulan delillerin değerlendirilmediği, anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen, davanın reddine dair gerekçelerin karar yerinde gösterilmediği, kararın bu haliyle istinaf denetimine elverişli bulunmadığı gerekçesiyle karar davacı şirket yararına bozulmuştur.
Bozma sonrasında mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, dosya kapsamında yapılan incelemelerde davacı tarafça dosyaya sunulan 4 adet e-posta yazışmalarının bulunduğunu, ilgili e-postaların detayları kontrol edildiğinde davalıya ait olduğu anlaşılan “….com.tr” uzantılı ve “…com.tr” uzantılı mail adreslerinden iletilen e-postalardan oluştuğu, davalının, davacının müşterisine mail göndermek suretiyle iş hacminin yüksek olduğunu ve iş yapmak istediğini belirterek görüşme talebinde bulunduğu, davalının bu eyleminin haksız rekabet olarak değerlendirilmesi gerektiği, maddi incelemeler sonucunda, haksız rekabet nedeniyle davacının somut zararının tespit edilemediği, TTK. m. 56/1-e hükmü uyarınca, maddi tazminat olarak, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen merfaatin karşılığına da karar verilebileceği, TBK. m. 50 hükmü uyarınca Mahkemece de uğranılan diğer zararlarla ilgili olarak maddi bir tazminat tayin edilebileceği, manevi tazminat talep etme koşullarının oluşmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile haksız rekabetten doğan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Yargılama sürmekteyken, davalı firmanın Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/12/2020 tarihli … Esas sayılı dosyası ile iflasına karar verilmiş, iflas kararı 16/04/2021 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı şirketin tasfiye işlemleri Bakırköy … İcra Dairesinin … İflas sayılı dosyası ile İİK’nin 218. maddesi gereğince basit tasfiye yöntemine göre icra dairesince resen yürütülmektedir.
TTK’nin 54/1 maddesi, haksız rekabete ilişkin düzenlemelerin amacının bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olduğunu belirtmektedir. Aynı maddenin 2. fıkrası ise, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırı olmasını haksız rekabetin oluşması için koşul olarak aramaktadır.
Haksız rekabetten söz edebilmek için eylemi gerçekleştirenin kusuru aranmadığı gibi, haksız rekabetin varlığı için zarar oluşması da gerekmemektedir. Yine haksız rekabetin oluşabilmesi için herhangi bir rekabet ilişkisinin varlığı da aranmamaktadır.
TTK’nin 54/2 maddesinde haksız rekabetin oluşmasının koşulu olarak aranan, haksız rekabete neden olabilecek dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar TTK’nin 55. maddesinde örnekleme yoluyla sayılmıştır.
TTK’nin 55/1 maddesinde sayılan başlıca haksız rekabet durumları, yasadaki sıralamasıyla şunlardır;
a- Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar,
b- Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek,
c- Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma,
d- Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek,
e- İş şartlarına uymamak,
f- Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.
Ancak, haksız rekabet durumları bunlarla sınırlı olmayıp, yasada belirtilenler dışında da somut olaya göre, haksız rekabet sayılabilecek durumlar ortaya çıkabilecektir.
Haksız Rekabet, TTK’nin yanı sıra TBK’nin 57. maddesindeki düzenleme ile de kendisine yer bulmuştur. Bu hükme göre, gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı halinde zararının giderilmesini isteyebilecektir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, düzenlemenin amacı haksız rekabeti oluşturan eylemin varlığı durumunda buna son verilmesi ile birlikte eylem nedeniyle bir zarar ortaya çıkmışsa zararın giderilmesine yöneliktir. Haksız rekabete ilişkin TTK’nin 54/1 maddesindeki düzenlemede ise, yasanın amacının zararın tazmininden ziyade bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olduğu açıkça belirtilmektedir. TBK’nin 57. maddesi ile düzenlenen haksız rekabet durumları genel kapsamlı bir düzenleme olup, ticari iş olsun veya olmasın haksız rekabete yol açabilecek her türlü uyuşmazlık hakkında uygulanabilecekken, aynı maddede ticari işlere ait haksız rekabet hakkında TTK hükümlerinin saklı olduğu belirtilmekle
ticari işlerle ilgili haksız rekabet durumlarında TTK’de yer alan hükümler uygulama alanı bulacaktır.
Haksız rekabeti TBK kapsamında düzenleyen 57. madde, ticari işlere ait haksız rekabet uyuşmazlıkları hakkında TTK hükümlerinin saklı olduğunu düzenlemekte ve böylece kendisinin genel kapsamlı bir düzenleme olduğunu belirtmektedir. Buna göre Borçlar Kanunu’nda yer alan hükümler ticari iş ihtiva etsin veya etmesin her türlü olay hakkında uygulanabilmekte iken,
Haksız rekabet durumunda açılabilecek davalar TTK’nin 56/1 maddesinde sayılmıştır. Buna göre, haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a- Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b- Haksız rekabetin menini,
c- Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d- Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e- Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir.
Somut olayda, dosya kapsamında alınan 13/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda davacının defterleri ve gelir tabloları üzerinde yapılan incelemede, somut bir zarar saptanamamıştır. Davacı tarafça da, zarara uğradığını gösterir herhangi bir kanıt dosyaya sunulmamıştır. Bu itibarla, eylem nedeniyle dosya kapsamına göre bir zarardan söz edilemeyeceğinden davacının maddi tazminata yönelik istemini kabul etmek olanaklı bulunmamıştır.
Her ne kadar davacı taraf manevi tazminat isteminde bulunmuşsa da, TBK’nin 58. maddesinde ifade bulduğu şekliyle davacının kişilik hakkının zedelendiğine yönelik dosyaya yansıyan herhangi bir kanıt olmadığından davacının manevi tazminata yönelik isteminin kabulü olanaklı görülmemiştir.
Ancak haksız rekabetin varlığının kabulü için yukarıda da değinildiği üzere eylemin bir zarara neden olması gerekmemekte, davacının haksız rekabet nedeniyle müşterilerini, kredisini, mesleki itibarını, ticari faaliyetlerini veya diğer ekonomik menfaatlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalması veya bu olasılığın varlığı yeterlidir.
Dosya kapsamında alınan 13/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda saptanan yazışmalar değerlendirildiğinde; davalı firmaya ait olduğu anlaşılan …. “…@…com.tr” isimli mail adresi tarafından … “…@…com” isimli mail adresine “….” başlıklı mail yazışmasının 05/02/2013 tarihinde iletildiği, mailde “Türkiye’de aylık olarak 240 milyon imaj basım kapasitesine sahip bir iş fırsatına ciddi şekilde dahiliz… Türkiye’yi yakın zamanda ziyaret etme planınız bulunuyor mu? Sizinle nasıl bir toplantı ayarlayabilir ve beraberce ilerleyebiliriz?” şeklinde beyanlarda bulunulduğu görülmüştür. Davacının yapmış olduğu mail yazışmalarından davalının mail yazmış olduğu ….’un davacının müşterisi ve iş ortağı olduğu anlaşılmaktadır. Yine davalıya ait olduğu anlaşılan … “…@….com.tr” adresinden davacının müşterisi ve ortak iş yaptığı anlaşılan firmaya davacıyı kastederek “… ve …. arasındaki ödemeyle ilgili konular mahkeme gözetimine tabi olduğunu unutmayınız ve Sayın …’ın …in mali durumu ve ortaklarıyla ilişkileri hakkındaki temelsiz iddialarını ciddiye almayınız… Özetle, şirketiniz olan …ın itibarı ortağınızın gayri profesyonel davranışı yüzünden tehlikededir. Bu çirkin konu hakkında sizi bilgilendireceğiz ve sizden ürününüzün kalıcı lisanslarını teslim etmenizi rica edeceğiz…” şeklinde mail gönderildiği görülmüştür.
Davalının, davacının müşterisi ve iş ortağına mail göndermek suretiyle iş hacminin yüksek olduğunu ve iş yapmak istediğini belirterek görüşme isteğinde bulunması, bir diğer müşterisi ve iş ortağına gönderdiği mail ile de davacı atlanarak iş yapma isteği hususları göz önüne alındığında davalının davranışlarının dürüstlük kurallarına aykırı olduğu gibi, davacının iş ortaklarını sözleşmeyi sona erdirmeye yöneltmek ve iş koşullarına uymamak biçiminde ortaya çıkan davranışlarının haksız rekabet oluşturduğunu kabul etmek gerekmiştir. Ancak, davalının haksız rekabet oluşturan eylemlerinin devam ettiği yönünde dosyaya yansıyan herhangi bir kanıt bulunmadığından, davacının haksız rekabete ilişkin tespit istemi dışında, diğer istemleri kabul edilmemiştir.
Dava tarihine göre, davalının haksız rekabet oluşturan eylemlerinin tarihleri birlikte değerlendirildiğinde, TTK’nin 60/1 maddesinde yazılı sürenin dolmadığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı savunmasının kabulü olanaklı görülmemiştir.
TTK’nin 59/1 maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, haksız rekabete ilişkin davalarda davayı kazanan tarafın istemiyle, gideri haksız çıkan taraftan alınmak üzere, hükmün kesinleşmesinden sonra ilan edilmesine karar verilebileceğinden, davacının haksız rekabetin tespitine ilişkin istemi kabul edilmekle, gideri davalı tarafça karşılanmak üzere Türkiye genelinde yayın yapan ulusal bir gazetede ilanına karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Haksız rekabetin tespitine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
-Maddi tazminata yönelik istemin reddine,
-Manevi tazminata yönelik istemin reddine,
-Kararın, kesinleştikten sonra gideri davalı taraftan karşılanmak suretiyle Türkiye genelinde yayın yapan ulusal bir gazetede ilanına,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin alınan 102,50-TL peşin harçtan indirilmesiyle kalan 21,80-TL fazla harcın istem halinde davacıya geri verilmesine,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 80,70-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Tarafların yaptıkları yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan avansların karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa geri verilmesine,

Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
09/06/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır