Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/925 E. 2021/922 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/925 Esas
KARAR NO : 2021/922

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/10/2019
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :16/11/2021
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … ve sporcu …. arasında akdedilmiş olan 13/07/2018 tarihli sporcu özel sözleşmesi Menajer başlığı altında simsarlık sözleşmesi niteliğinde düzenlenmeden kaynaklanan alacağını tahsil edememesi üzerine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının haksız itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde açıkça “Dava konusu alacak, Davalı … ile sporcu …. ve müvekkil şirket tarafından akdedilmiş olan 22.06.2017 tarihli sporcu özel sözleşmesinde “…” başlığı altında yer alan müvekkil şirketin esas faaliyetinden olan menajerlik hizmeti ile ilgili -simsarlık- sözleşmesi niteliğindeki düzenlemeden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlık konusu TTK madde 19/2 uyarınca ticari iş sayılması…” sebebiyle dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulduğunu beyan ettiğini, taraflar arasındaki sözleşme ticari işlerden kaynaklı olup huzurdaki dava da Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde görüldüğünü, dolayısıyla ticari iş niteliğine haiz olan iş ve sözleşme uyarınca yetki itirazlarımızın kabulü gerektiğini, taraflar arasında akdedilen 22.06.2017 tarihli sözleşmenin “İhtilafların Hali” başlıklı maddesinde “İşbu sözleşmeden doğabilecek ihtilafların hal mercii İstanbul Mahkeme ve icra daireleridir.” şeklinde yetki sözleşmesi yapıldığını, bu sebeple yetki sözleşmesi göz önüne alınarak yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davanın yetki itirazımız sebebiyle öncelikle usulden reddini talep ettiklerini, haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle yetkisizlik sebebiyle usulden reddine, aksi halde haksız ve mesnetsiz davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle esastan reddine, mümkün olmaması halinde haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, kötü niyetli davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında düzenlenen simsarlık sözleşmesi niteliğindeki sporcu özel sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; icra takibine konu taraflar arasındaki imzalanan sporcu özel sözleşmesine istinaden davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası Uyap üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 25.281,26 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmede ihtilaf halinde, İstanbul Mahkemelerini ve İcra dairelerinin yetkili kılındığı görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nun uyuşmazlıkla ilgili “Sözleşmeden doğan davalarda yetki “ başlıklı 10. maddesi “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmünü ,“yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü, aynı Kanun’un 448.maddesi gereğince kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı hükmünü ihtiva etmektedir.
6100 Sayılı HMK’nun 17. maddenin ikinci cümlesine göre, “taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır”. Bu hükme göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan yetki sözleşmesinin münhasır yetkili olacağı madde gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır.
6102 Sayılı TTK’nun 14.maddesine göre “bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Yasa’nın 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanun’unun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nun 1463.maddesinde de, önce 17.maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17.maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların tacir olduğu ve aralarında yapılan simsarlık sözleşmesinin “ihtilafların halli” başlıklı maddesinde dava konusu sözleşmeden doğacak ihtilafların halli merciinin İstanbul Mahkeme ve İcra Daireleri olduğunun kararlaştırıldığı ve maddede aksine bir hususun yer almadığı ve bu Mahkeme ve İcra Daireleri’nin artık kesin yetkili hale gediği anlaşılmakla Mahkememizin yetkisizliğine, yetkili Mahkemenin İstanbul (Çağlayan) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın 6100 Sayılı HMK’nun 114. Ve 115. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, yetkili Mahkemenin İstanbul (Çağlayan) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
3-6100 Sayılı HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul (Çağlayan) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK 331/2 maddesi gereği harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.12/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.