Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/920 E. 2023/254 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/920 Esas
KARAR NO : 2023/254

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2020
KARAR TARİHİ : 13/03/2023
Davacı vekili tarafından açılan İstirdat davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davacı, davalıya olan borcuna istinaden 30.09.2015 Vade Tarihli ve 200.000,00 TL Bedelli bir adet bono keşide ederek davalıya teslim ettiğini, işbu bono bedelinin, davalı ile davacı aralarındaki şifahi anlaşma neticesinde 20.05.2016 tarihinden itibaren parça parça davalının/vekilinin banka hesabına ödenmeye başladığı, davacının davalıya olan borcunu ödemeye devam etmesine rağmen davalının; 08/08/2017 – tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibi ile müvekkili aleyhine icra takibine başladığı, Takip tarihi itibarı(İcra Takibinden Önce) ile davacı 84.000,00 TL ödediği ve bono borcunun 116.000,00 TL kaldığı, Buna rağmen davalı 14.000,00 TL fazla alacak gösterdiği, icra takibinin 130.000,00 TL bedel üzerinden başlatıldığı, işbu takipten sonra, davacı sağlık sonunları nedeniyle takip hakkında yeterli bilgi sahibi olamamışsa da bu sırada davalı asile ve davalı vekillerine banka yolu ile bono bedeli ödemelerini yapmaya devam ettiği, davacının icra takibinden sonra 135.000,00 TL haricen ödeme yaptığı, davacının, takipten önce ve takipten sonra toplamda 219.000,00 TL haricen ödeme yaptığı fakat davalının, işbu ödemeleri icra dosyasına bildirmediği, icra dosyası takip çıkışı üzerinden hiç bir tahsilat yapılmamış gibi devam edildiği, nihayetinde davacının taşınmazı satışa çıkararak alacağa mahsuben taşınmazın alacaklı tarafa ihale edildiği, taşınmazın ihale tarihi itibarı ile; davacının aşamalarda yaptığı ödemelerin icra dosyasına yansıtılması halinde icra dosyasında davacının 50.000,00 TL borcu bulunması gerekirken, alacaklı taraf işbu ödemeleri bildirmediği için bütün alacak üzerinden taşınmazın ihale edildiği, taşınmaz ihalesi sonrasında 196.080,00 TL bedel, icra dosyası borcundan mahsup edildiği, yani alacaklı, işbu taşınmaz satışı ile 196.080,00 TL tahsilat yaptığı, oysa ihale tarihi itibarı ile davacının bakiye borcunun 50.090,00 TL olup davalı alacaklının 146.080,00 TL fazla tahsilat yaptığı, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerden ötürü; taşınmaz satış tarihi olan 24.07.2018 tarihi itibarı ile davacının 50.000,00 TL bakiye borcu olduğunun tespiti ile davalı tarafa işbu tarih itibarı ile borcu aşan 146.080,00 TL ödemenin cebri icra tehdidi altında yapıldığı gerekçesi ile işbu bedel üzerinden istirdat davanın kabulüne ve ödeme tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini” arz ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davalı ile davacı ticari işler yaptığı, Bu işler, borç para vermeler sonunda davacının 200.000,00 TL borcunun doğduğu, bu borcu ödemek için davacı 03.03.2015 düzenleme tarihli ve 30.09.2015 vadeli 200.000,00 TL bedelli bonoyu davalıya verdiği, iş bu bono borcu için davacı tarafından icra takibinin başlatıldığı 08.08.2017 tarihine kadar 70.000,00 TL ödeme yapıldığı, ödemeler davalının …. Bankasındaki hesabına havale yoluyla yapıldığı, davalının bono bedelini tam olarak ödememesi üzerine tarafından Bakırköy … İcra müdürlüğü … E sayılı icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından takip kesinleştikten sonra ödeme yapılmaması üzerine haciz işlemieri yapıldığı, bu kapsamda davacı-borçlunun Bağcılar ilçesi, …. Mah. … ada … parselde kayıtlı taşınmazdaki bağımsız bölümü haciz edildiği ve satış işlemlerinin başlatıldığı, davacının taşınmazı 24.07.2018 tarihinde Bakırköy … İcra dairesi … E sayılı satış dosyası ile satışa çıkarıldığı, 24.07.2018 tarihli ihalede davacı …’in de hazır bulunduğu, Bu ihale aşamasında davalı alacaklı, satışa konu daire üzerindeki ipotek bedeli dahil olmak üzere tüm masrafların kendisi karşıladığı, taşınmazın – satışıyla birlikte dosya borcu hesaplanarak satış – işleminin tamamlandığı, davacının evinin satış geliriyle dosya borcunun tahsil edildiği, davalı bakiye kalan kısmıiçin alacaktan da feragat ettiği, davacı tarafın, icra dosyası için takipten sonra 135.000,00 TL ödeme yaptığını iddia ettiği ancak bunları dava dilekçesinde açıklamadığı, keyfi ödeme iddiasını dayandırdığı banka dekontları irdelendiğinde davalı hesabına yatırdığı paralar yanınıda 3.kişi …’ya gönderdiği havaleyi de davalıdan alacak olarak talep ettiği, bu nedenle …’ya yapılan ödemeler davalı …’e yapılmadığı, davalı …’in … ‘dan alacaklı olduğu, bunun tahsili için tarafından Bakırköy … icra müdürlüğü …. E sayılı takip yapıldığı, bu nedenle davacının 3.kişiye yaptığı bir ödemeyi davalıya yaptığını kabul etmesi hiçbir şekilde hukuki olmayıp kabul edilemeyeceği, öyle ki davacı ayrı zaman sürecinde devam eden ticari ilişki kapsamında farklı tarihlerde farklı borçları için ödeme yaptığı, kendisinin dekontlara açıklama yazması ödemelerin icra takibine yaptığı anlamına gelmediği, çünkü icra dosyasına konu borç için ödeme yapmış olsaydı bunu açıkça yazabilirdi yada doğrudan dosyaya yatırabileceği, davacı bir tacir olup, basiretli tacir gibi hareket etmesi, buna göre işlemlerini yürütmesi gerektiği, davacının müvekkili adına kayıtlı ….bank hesabına 23.10.2018 tarihinde 15.000,00 TL havalesinin nedeni “davalı …’in yönlendirmesiyle başkaca borcunu alacaklı vekili olarak tarafına ödemesi olduğu, bu ödeme de icra takibine konu borç için ödenmediği, bu itibarla davacının davaya konu ettiği ödemelerin başkaca borçlar için ödenmiş olduğu, davalının haksız bir kazanç sağlamasının sözkonusu olmadığı,Asıl Dava yönünden ise; Anılan icra dosyası ile davacının maliki olduğu taşınmazın 24.07.2018 tarihinde satılarak dosya borcuna tahsil edildiği, nedenle davacı tarafça 16.12.2020 tarihinde dava açıldığı için dava İİK 72.md gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı usulen reddi gerektiği, esasa dair olarak ise davacının, icra takibinin satış aşaması dahil hiçbir aşamasında icra dosyasına mahsuben ödeme iddiası ortaya atılmadığı, sunulan banka dekontların 3.kişilere yapılan havalelere ilişkin olduğu, bir kısmının taşınmaz satış tarihinden önce ve sonra başkaca ticari ilişkilere ait olmasından dolayı davacının icra dosyasına fazladan ödeme iddiasının kabul edilemez olduğu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını,Karşı Dava Açısından İse;Davacı … tarafından karşı davalı …’ye “araç satışında yardımcı olması amacıyla maliki olduğu … (halen … ) plakalı aracın satışı için Bakırköy .. Noterliği 17.04.2019 tarih ve … yevmiye sayılı vekalet verdiği, ancak vekalet tarihinde rayiç 120.000 TL olan aracın 3.kişiye satılmasına rağmen bedelin karşı davacıya ödenmediği, bu ödeme talebi üzerine borcu ödememek amacıyla, haksız taleplerle asıl davanın açıldığı, bu karşı dava ile aracın satış bedelini talep edildiği, bu nedenle karşı dava konusu aracın 3.kişiye satış tarihindeki değeri tam bilinmediği için fazlaya dair talep hakkımız saklı kalmak üzere aracın satış değerinin şimdilik 120.000 TL sinin satış tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı-davalı taraf üzerinde bırakılmasını” arz ve talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Davacı borcuna istinaden 30/09/2015 vade tarihli 200.000,00 TL bedelli bonoyu borcuna istinaden keşide ederek davalıya verdiğini ,aralarındaki şifai anlaşmaya göre 20/05/2016 tarihinden itibaren davalı ve vekilinin banka hesaplarına ödeme yaptığını 08707/2017 tarihinde davalının söz konusu bonoyu Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takibe konu ettiğini ,takip tarihine dek 84.000,00 TL ödediği halde bakiye borç 116.000,00 TL üzerinden takip başlatılması gerekirken 130.000,00 TL üzerinden takip başlatıldığını, takip hakkında yeteri bilgisi olmadığından takip tarihinden sonra 135.000,00 TL haricen ödeme yaptığını, toplamda 200,000,00 TL bonoya karşılık 219.000,00 TL ödeme yaptığını ,ancak davalının yapılan ödemeleri icra dosyasına bildirmediğini,taşınmazının ihale ile satıldığını ihale tarihinde bakiye borcunun 50.000,00 TL kaldığını ,davalının 146,080,00 TL fazladan tahsil ettiğini ,taşınmazın satış tarihinde 50.000,00 TL borcu kaldığının tespiti ile fazladan ödenen 146,000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte istirdatı ile icra dosyasında borçlu olmadığının tespiti talepli iş bu davayı açmıştır.
Davalı taraf cevap/karşı dava dilekçesi ile; istirdat davasının yasal 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını,davacının dava dışı … hesabına yaptığı ödemelerin kendilerine yapılmış gibi lanse ediliğini ancak bu kişiye yapılan ödemelerin kendilerine yapılmadığını asıl davanın reddni,karşı dava yönünden ise davalıya araç satışı için vekalet verildiğini ,kendilerine ait aracın davalı tarafça satıldığını ancak bedelinin ödenmediğini satış bedelinin tahsilini talep etmiştir.
Menfi tespit davasının dayanağını 2004 sayılı İİK’nın 72. maddesi oluşturmaktadır. İİK’nın “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi;
“ Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.
Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi hâlinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar her halde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhâl takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hâle iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
 Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.
İİK’nun 72.maddesine göre istirdat davası borcun tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde açılabilir.
Dava konusu uyuşmazlık; asıl dava yönünden takibe konu 200.000,00 TL bedelli bonodan kaynaklı davacının borçlu olup olmadığı, kısmi yaptığını iddia ettiği ödemelerin işbu bonodan kaynaklı olup olmadığı başkaca borcun ödemesi olup olmadığı fazladan ödeme yapıp yapmadığı yapmış ise ne kadar yaptığı, istirdat talebinde haklı olup olmadığı, davalının hak düşürücü süre itirazının yerinde olup olmadığı,karşı davanın usulüne uygun açılıp açılmadığı, vekalet dolayısı ile davalı-karşı davacının alacaklı olup olmadığı ve ne kadar olduğunun tespiti hususlarında toplanmakla ;
Karşı dava yönünden Mahkememiz görevli olmamakla iş bu davadan tefrik edilmiş Mahkememiz’in … Esas- … Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilmiştir.
İcra takip tarihinin 08/08/2017,taşınmaz satış tarihinin 24/07/2018,arabulucuya başvuru tarihinin 19/11/2020 ,dava tarihinin ise 16/12/2020 olduğu görülmüştür.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyası getirtilmiş ,davacı/borçlunun borcu olmadığı savı ile takibe itiraz ettiği itirazının itiraz yasa yolu uyarınca reddedildiği ve takibin kesinleştiği görülmüştür.
Davacının ödeme bilgilerine yönelik … Bankası,… Bankası,… Bankası hesap hareketleri getirtilmiş,
HMK 266.maddesi uyarınca Çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hususlar olan alacak hesabı konusunda rapor alınmıştır.
25/10/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Ticaret Sicil Kayıtları, … Kefalet kayıtları ve Vergi dairesi yazıları mukabilinde yanların uyuşmazlık dönemlerinde mükellefiyet kayıtlarının olmadığı görülmüştür. Yanlar arasında, davacı, davalıya olan borcuna istinaden 230.09.2015 vade tarihli ve 200.000,00 TL bedetli bir adet bono keşide ederek, davalıya teslim ettiği, işbu bono bedeli, davalı ile davacı aralarındaki şifahi anlaşma neticesinde 20.05.2016 tarihinden itibaren parça parça davalıya ödenmeye başladığı ancak davacının cebri icra tehdidi altında borçlu olmadığı miktarı davalıya ödemek zorunda kaldığı iddiası ile huzurdaki istirdat davasının ikame edildiği, yanlar arasında; davacının, davalıya olan borcu karşılığında bono keşide edilerek davalıya teslim edildiği hususunda bir ihtilaf olmadığı, rapor içeriğinde detayları ile arz edildiği üzere (bknz. syf 6-7), davacının ibraz ettiği dekontlar incelenerek davacının 30.09.2015 tarihli bono bakiyesi borcunun 04.08.2017 icra takip tarihinde 130.000,00 TL olduğu, dolayısı ile davalı tarafından icra takibinde talep edilen tutarın uygun olduğu, Bakırköy … Asliye … E.sayılı talep edilen işlemiş faiz tutarı 154.970,83 TL olup, yapılan inceleme ile talep edilebilecek faiz tutarının 154.628,77 TL olduğu, dolayısı ile talep edilen faizin (154.970,83-154, 628,77=)342,06 TL fazla olduğu, icra takip tarihinden sonra talep edilen %9,75 faiz oranının, 3095 Say. kanunla tacirler aralarında uygulana faiz oranı olduğu ve dolayısıyla uygun olduğu, davacı …’ye ait Bakırköy 18.İcra Müdürlüğünce satışı gerçekleştirilen İstanbul …. İlçesi … köyü, … Ada Parsel 1.Kat 3.nolu bağımsız bölümün 24/07/2018 tarihinde 230.500,00 TL’yi Bakırköy … İcra Müd. … E.sayılı dosyadan alacaklı davalı … ‘e satıldığı, icra yolu ile gerçekleştirilen taşınmaz satışından davalının, davacıdan 196.080,00 TL bono bakiyesine istinaden tahsil edildiği, taşınmazın satış tarihi itibarı ile … E.sayılı dosya alacağının icra kapak hesabına göre 209.140,21 TL olduğu, sıra cetvelinde …bank’ın ilk sırada olduğu dolayısı ile öncelikle 34.420,00 TL’nin ödendiği, kalan (230.500,00- 34.420.000,00=)196.080,00 TL’nin dosyanını borcuna mahsup edildiği, neticeten davalı tarafından 04.08.2017 tarihli icra takip tarihinde 130.000,00 TL asıl alacak talep edildiği, yapılan besaplamalarla talep edilen asıl alacak miktarının uygun olduğu, icra takip tarihi öncesine ilişkin talep edilen işlemiş faiz oranının uygun olduğu ancak tutarın 342,06 TL fazla hesaptandığı, diğer taraftan haczedilerek davalıya ihale edilen taşınmazın satıldığı 24.07.2018 itibarı ile İcra kapak hesabının 209.140,21 TL olduğu, satıştan icra dosyasına mahsup edilen miktarın (… bank rehni mahsup edildikten sonra) 196.080,00 TL olduğu, aymı tarihli İcra kapak hesabının ise 209.140,21 TL olduğu dolayısı ile toplam ödenen miktarın malısubundan bakiye (209.140,21- 196,080,00=) 13.060,21 TL bakımından takibin devamına karar verildiği ancak davalı tarafından bakiye 13.060,21 TL alacaktan feragat edildiği, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf dava dışı … ya yapılan ödemeler husunda yemin delili hatırlatılmış usulüne uygun sunulan yemin metni doğrultsunda davalı taraf duruşmada hazır olmakla;” okumam yazmam tam değildir, metin okunduğunda tekrar edeceğim, dedi, davacı tarafça metin okunarak tekrar edildi, dosyaya sunulan yazışmalar, başkaca ticari yazışmalar kapsamında yapılmıştır, senetle ilgisi yoktur, namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederek yeminini ifa etmiştir.
Alınan bilirkişi raporu ile davalının usulüne uygun tutar ile takip başlattığı davacının ödemelerini ispat edemediği anlaşılmış ise de;raporda sıra numarası ile yapılan ödemeler incelendiğinde dava dışı …’ya yapıldığı ileri sürülen ödemelerin davalının yeminini ifa ile davacı tarafça ispat edilmediği bu hali ile yapılan son ödemenin 14/11/2018 tarihinde davacı tarafça yapıldığı iş bu ödeme ile istirdat talep edilmesi gereken sürenin 14/11/2019 tarihinde dolduğu ,İİK’nun 72.maddesi uyarınca istirdat davası borcun tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde açılabileceğinden arabulucuya başvuru tarihi 19/11/2020 ve dava tarihi 16/12/2020 itibari ile dolduğu anlaşılmakla davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kuurlmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın hak düşürücü süre nedeni ile REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar harcının peşin alınan 2.493,32 TL harçtan mahsubu ile 2.313,42 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 22.900,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine, 5-Davalı tarafından yapılan 34,90 TL yargılama giderinin davcıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı ve vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.
13/03/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.