Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/903 E. 2021/1182 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/903 Esas
KARAR NO : 2021/1182

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 14/12/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :17/01/2022
Davacı vekili tarafından açılan menfi tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; söz konusu takibin davalının kötü niyeti sonucu açıldığını, müvekkilinin, davalı şirketten Lüleburgaz … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı, Lüleburgaz …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı ve Lüleburgaz …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyalarından alacaklı olduğundan, davalı taraf kendi tarafından kasıtlı olarak düzenlenmiş bir belgeye dayanarak ve cari hesap adı altında alacak uydurarak müvekkili salt alacağından vazgeçirmek amacıyla icra takibi başlattığını, usulsüz tebligata dayanarak da haciz uygulandığını, müvekkilinin davalıya hiçbir borcunun olmadığını, esasen takipte de herhangi bir alacak iddiasına dayanılmadığını, takip talebinde cari hesap borcu gibi bir açıklamaya yer verildiğini, TTK 89.maddesi “İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olduğunu, bu sözleşme yazılı yapılmadıkça geçerli olmaz.” şeklinde olduğunu, müvekkilinin davalıyla cari hesap ilişkisi olmadığı gibi davalı da icra takibinde cari hesap sözleşmesi sunmadığını, davalı icra takibinde herhangi bir belgeye dayanmadığından menfi tespit davasında ispat yükü davalıda olup alacağını senetle ispat kuralı doğrultusunda ispat etmesi gerektiği, müvekkilinin alacaklarından vazgeçmesi amacıyla davalının dayanağı olmayan belgeye düzenleyip bu belgeye dayanarak cari hesap adı altında alacak uydurarak icra takibi başlatması davalının kötü niyetinin açık göstergesi olduğunu, müvekkilinin davalıya hiçbir borcu bulunmadığını, ispat külfeti de davalı yan üzerinde olduğunu, işbu davanın açılmasından önce tarafımızca Lüleburgaz Arabuluculuk Bürosu … dosya numaralı, … arabuluculuk numaralı dosyası ile 25.11.2020 tarihinde arabuluculuk süreci başlatılmış, 02.12.2020 tarihinde yapılan arabuluculuk görüşmesi neticesinde anlaşma sağlanamadığını, öncelikle İİK 72/3.maddesi uyarınca %15 teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haklı davanın kabulüne, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takibinden davalıya borcunun bulunmadığının tespitine ve söz konusu icra takibinin İPTALİNE, flacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili davaya cevap dilekçesi sunmamış ve duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; takibe konu cari hesap alacağı nedeniyle başlatılan icra takibinde borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit istemine ilişkindir.
Lüleburgaz …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı, Lüleburgaz …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı, Lüleburgaz …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı, Lüleburgaz …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı, Lüleburgaz …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı, Lüleburgaz …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı, Bakırköy …. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı, Lüleburgaz …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı, Lüleburgaz … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı, Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı, Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı, Lüleburgaz İcra Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı, Lüleburgaz İcra Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı, Lüleburgaz İcra Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı, Lüleburgaz İcra Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı, Lüleburgaz İcra Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyalarının Uyap ortamından gönderilen ve Bakırköy …. Noterliği’ne, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne, Lüleburgaz Vergi Dairesi’ne, Gelir İdaresi Başkanlığı’na, İstanbul Sanayi Odasına, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, Lüleburgaz …. Asliye Ceza Mahkemesi’ne yazılan müzekkerelere gelen cevabı yazılar incelenmiştir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Vergi Dairesi ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı bir ticaret şirketi olup tacir ise de, davacı tacir değildir. Bu durumda, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olmayıp, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan Mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın 6100 Sayılı HMK 114. Ve 115. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-6100 Sayılı HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK 331/2 maddesi gereği harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluklarında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.21/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.