Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/86 E. 2021/1072 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/86 Esas
KARAR NO : 2021/1072

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/01/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :22/12/2021
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşme uyarınca Birleşik Dağıtım’a ait emtiaların depolanması, elleçlenmesi ve taşınması işini üstlendiğini ve söz konusu hizmetlerin sözleşme şartlarına uygun bir şekilde ifa edildiğini ve alacakların yasal olarak muaccel hale gelmiş olmasına karşın davalı tarafından müvekkil şirketin verdiği hizmetlere ilişkin düzenlenen fatura bedellerinin ödemediğini, başlatılan icra takibine davalı şirketin alacağın geciktirmek ve zaman kazanmak amacıyla takibe itiraz ettiğini belirterek, davalının icra dosyasına vaki haksız ve mesnetsiz tüm itirazlarının iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağa takip talebinde açıklandığı gibi, takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi talebinin kabulüne, davalının haksız itirazı nedeniyle 96 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin müvekkili şirkete usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, alacak kalemlerinin tümünün davacı tarafça açıklanmaya muhtaç olduğunu, alacağın likit ve muayyen olmadığını, bu bakımdan davacının icra inkar tazminatı taleplerinin reddinin gerektiğini belirterek, yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte ayrıca ve açıkça yetki itirazında bulunulmuş olmasına rağmen, dosyanın yetkili icra müdürlüğüne taşınmaksızın itirazın iptali davası ikame edilemeyeceğinden davanın usulden reddine, usulsüz tebligat itirazının kabulü ile cevap dilekçesinin süresi içerisinde sunulduğunun tespitine, Mahkeme aksi kanaatte olması halinde müvekkili şirketin davacıya karşı borcu olmadığından huzurdaki davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı şirketten 9 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye istinaden davacının edimlerini yerine getirerek vermiş olduğu hizmet karşılığı düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; icra takibine konu taraflar arasındaki imzalanan sözleşme kapsamında davacının davalıya vermiş olduğu hizmet satışı karşılığında alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 118.470,85 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından davalı müvekkilinin şirket adresinin Antalya olması sebebiyle takibe konu Bakırköy İcra Dairesinin yetkisiz olduğu ve Antalya İcra Dairelerinin yetkili olduğu ileri sürülmüş ise de; Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi ile de tespit edildiği üzere taraflar arasında hizmet verilmesine ilişkin hukuki ilişki bulunduğu ve davalının ifa borcunun para borcu olduğu, taraflar arasında ifa yeri belirtilmediği ve ifa yeri belirtilmemesi sebebiyle para borcunun götürülecek borç olması sebebiyle davacı alacaklının ikametgahının ifa yeri olduğu 6100 Sayılı HMK’nun 10. maddesi ve 2004 Sayılı İİK’nun 50/1 maddesi ve 6098 Sayılı TBK’nun 89. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer olan davacı alacaklının ikametgah icra dairesi de yetkili olduğundan icra dairesinin yetkisine yapılan itiraza Mahkememizce itibar edilmemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde mali müşavir bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş, davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi için Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, talimat mahkemesince 05/02/2021 tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davalının ibraz ettiği defter ve kayıtlarının usulüne uygun olduğu, noter tasdikleri ile beraat açılış / kapanışlarının usulüne uygun olarak yapıldığı, TTK Ve HMK hükümlerince davalı lehine davalarda delil vasfı niteliğinde olduğu, davacının takipte talep ettiği alacağının davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve birbiri ile uyumlu olduğu tespit edildiği, davacının davalıyı ihtarname ile temerrüte düşürmediği, davacının davalıdan takip tarihinden itibaren aratan azalan oranlarda avans faizi üzerinden temerrüt faizi talep edebileceği hukuksal durumun ve delillerin değerlendirilmesi ile davacının talep ettiği alacağa hak kazanıp kazanmadığı hususundaki nihai takdir Mahkemeye ait olduğunu, dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile davalı tarafın sunduğu ticari defterlere dayalı olarak yapılan inceleme neticesinde, Taraflar arasında ‘Serbest Depolama Fiyat Teklifi’ üzerinden ticari ilişki kurulduğu, Davalının ticari defterlerinin açılış/kapanış tasdiklerinin/beratlarının süresinde yapıldığı, kayıtlarının usulüne uygun olduğu, 6100 sayılı HMK 222/2. maddesine göre 2019 yılı defter kayıtlarının kendi lehlerine davalarda delil vasfı taşıdığı, Davalının ticari defterlerine göre; davacının takipte talep ettiği 118.470,85 TL alacağının ticari defterlerinde kayıtlı olarak yer aldığı, Davacı tarafın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda ki avans faizi üzerinden temerrüt faizi hesap edilebileceği, kanaati bildirilmiş, mahkememizce davacı şirketin ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, 20/04/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; İncelenen davacı şirkete ait 2019 yılı yevmiye ve defteri kebir e-defterlerinin açılış e-defter beratları ile envanter defterinin açılış noter tasdiki ile yevmiye e-defterinin kapanış (görülmüştür) e-defter beratının yasal süresinde olduğu, davacı şirkete ait ticari defterlerinin TTK. 64/3. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma niteliğine haiz olduğu, Davacı şirketin incelenen 2019 yılı ticari defterlerinde, 2019 yılında davalı şirkete 485.961,57 TL tutarında 24 adet fatura düzenlediği, karşılığında 367.474,46 TL tahsilat yapıldığı takip tarihi ve yılsonu itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 118.487,11 TL alacaklı olduğu, Davalı şirkete ait ticari defter kayıt ve belgeleri talimat yoluyla Antalya …. Asliye Ticaret Mahkemesi ….Tal. Sayılı dosyasından incelenmiştir. 05.02.2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde, “taraflar arasında serbest depolama fiyat teklifi üzerinden ticari ilişki kurulduğu, davalının 2019 yılı defter kayıtlarının kendi lehlerine davalarda delil vasfı taşıdığı, davalının ticari defterlerine göre; davacının takipte talep ettiği 118.470,85 TL alacağının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlardaki avans faizi üzerinden temerrüt faizi hesap edebileceği” bildirildiği, Mali açıdan değerlendirme: Taraf şirketlerin ticari defterlerinin ise TTK 64/3. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, Tarafların ticari defter kayıt ve belgelerinin birbirleriyle mutabık olduğu ve bu belgelerde davacı şirketin davalı şirketten 118.487,11 TL alacaklı olduğu, Davacı şirketin davalı şirketten taleple bağlılık ilkesi gereğince 118.470,85 TL talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı, Tarafların ticari defter kayıt ve belgelerinin birbirleriyle mutabık olduğu ve bu belgelerde davacı şirketin davalı şirketten 118.487,11 TL alacaklı olduğu, Davacı şirketin davalı şirketten taleple bağlılık ilkesi gereğince 118.470,85 TL talep edebileceği, Davacı şirketin takip tarihi itibariyle ise 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlarda faiz talep edebileceği, Tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Mahkemenin takdiri kaldığı, kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” Hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı taraf davalı tarafa aralarındaki sözleşme uyarınca emtiaların depolanması, elleçlenmesi ve taşınması hizmetini verdiğini, ancak davalı tarafından bu hizmetin bedelinin ödenmediğini ileri sürmüştür. Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve davacının ve davalının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı ve davalı lehine delil niteliğinin olduğu ve tarafların defter ve kayıtlarının dava konusu alacak yönünden birbirini teyit ettiği bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriği ile sabittir. Davacı tarafın düzenlemiş olduğu dava konusu faturaların davalı ticari defter ve kayıtlarına kaydetmiş olmakla davacının dava konusu faturalardaki hizmeti verdiği davacı tarafça ispatlanmıştır. Bu hususun aksine ve dava konusu fatura bedellerinin ödendiğine dair davalı tarafça dosyaya geçerli bir delil sunulmamıştır. Davacı tarafından açılan dava ispatlandığından davanın kabulüne, davacının alacağının tarafların ticari defter ve belgeler ve faturalar ile belirli ve likit olduğu anlaşılmakla davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasındaki takibe yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynen devamına,
2-Hüküm altına alınan asıl alacak olan 118.470,85-TL nin %20 oranında (23.694,17-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 8.092,74 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 1.430,84 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.661,90 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 15.204,73 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 1.430,84 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.485,24 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.500 TL bilirkişi ücreti ve 173,25 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.673,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
9-Kararımızın kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek veya başka bir Mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/11/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.