Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/829 E. 2021/753 K. 03.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/829 Esas
KARAR NO : 2021/753

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2020
KARAR TARİHİ : 03/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafından davalı-alacaklıya verilen senet borç ikrarı içerir olarak değil teminat senedi olarak verildiğini senetlerden ve başkaca hukuki ilişkiden dolayı davacının davalıya borcu bulunmadığını, davalılardan … İnş.San ve Tic. Ltd. Şti adına İstanbul … İcra … E. Sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, ancak kötü niyetli olarak icra dosyasına itiraz edildiğini, davacı tarafça İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını bahse konu icra dosyasında ki borçtan kurtulmak adına davacı tarafından teminat olarak verildiğini ve senedin haksız ve hukuka aykırı bir şekilde icra takibine konu edildiğini, davacının icra takibinde alacaklı görünen davalı tarafa karşı borç doğuracak ve kendisini borç altına sokacak hiçbir hukuki işlemi bulunmadığını, menfi tespit davasında ispat yükünün davalı- alacaklıda olduğunu, davalı işbu davada davacıdan alacaklı olduğunu ve alacağının dayandığı hukuki ilişkisini ispat etmek zorunda olduğunu belirterek davacı vekili davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
CEVAP;Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı … diğer davalı … İnşaat’ın ortağı ve yetkilisi olduğunu, … İnşaat şirketi …. Belediyesi’nin … inşaatı ihalesini aldığını, bu ihalenin elektrik işlerini de 12/05/2016 tarihli taşeronluk sözleşmesi ile davacıya bıraktığını, bu sözleşme sayesinde tanıştığını ve zaman içinde aralarında bir hukuk oluştuğunu, davacının talebi üzerine kendisine elden 100.000 TL ödünç verildiğini, bu alacağın karşılığı olarak da borçludan aynı bedelli bir adet bono alındığını, işbu bono şirket ortağı … tarafından borcundan dolayı diğer davalı …’e ciro edilerek verildiğini, davacı, senedin … İnşaat ile yapılan sözleşmenin teminatı olarak düzenlendiğini söyleyerek borcu ödemekten imtina etmek istediğini, böyle bir durumun kesinlikle söz konusu olmadığını, Yargıtay’ın kökleşmiş içtihatlarına göre teminat senedi iddiasının iddia eden tarafından yazılı delille ispatlanması gerektiğini, bu da senet metninde veya ayrı bir belgede böyle bir hususun yer almasıyla mümkün olduğunu, ancak ne senet üzerine yazılmış bir ibare ne sözleşmede yer almadığını, ne de ayrı bir protokole veya yazılı belgeye bağlanmadığını, taşeronluk sözleşmesinde her husus ayrıntılı olarak düzenlendiği halde böyle bir teminat senedinin es geçildiği, kayda düşülmediği ihtimali hayatın olağan akışına uymadığı gibi akla ve mantığa da uygun olmadığını belirterek davalı vekili davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
CEVAP;Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu senedin ciro yolu ile devralındığını ve de teminat senedi olmadığını bu sebeple davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İş bu dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı yan icra takibine konu senedin teminat amacı ile verildiğini borçlu olmadığını savunmuş ,davalılar ise davacı yana verdikleri borca karşılık icra takibine konu senedin alındığını savunmuştur.
Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası incelendiğinde Davalı … tarafından ,davacı ve diğer davalılar aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı ,takibe konu senet incelendiğinde davacı tarafından davalı … İnşaat lehine düzenlendiği 100.000 TL bedelli olup nakden kaydını içerdiği ve de senedin üzerinde teminat olduğuna ilişkin herhangi bir ibare yer almadığı anlaşılmıştır.
Davacı yan ;İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davalı … İnşaat aleyhine icra takibi başlatıldığı bu dosyadaki borcundan kurtulmak amacı ile teminat senedi olarak verilen senedin ayrıca icra takibine konu edildiği savında bulunmuştur.
6102 sayılı TTK’nun 776/1. maddesinin (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Uygulamada bir sözleşmede karşı edimin (güvencesi) teminatı olarak verilen ve teminat senedi olarak adlandırılan bonolar görülmektedir.
Takip dayanağı bononun teminat bonosu olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir (HGK 14.03.2001 tarihli ve 2001/12-233 E., 2001/257 K. sayılı kararı).
Mücerret kıymetli evrak, senedin tanzimine sebep olan asıl borç ilişkisinin (temel borç ilişkisi) senetten anlaşılmasına imkân bulunmayan kıymetli evraktır. Ancak mücerret senetler de bir temel münasebete dayanır. Bu tür senetlerle söz konusu hukuki münasebet arasında bir bağ kurulmamıştır. Senet hamili bir ihtilaf hâlinde alacağını kıymetli evraka dayandırabilir. Geçerli bir temel münasebetin bulunmadığı veya buna ilişkin defilerin dermeyanı ve ispatı meselesi borçluya yüklenmiştir. Bu prensibin en üst seviyede uygulandığı senet kambiyo senetleridir ( Öztan, F.; Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2013, s.36).
Bir kambiyo senedi olan bono üzerine bedel, faiz, protestodan muafiyet ve yetki şartı gibi kayıtların konulması kabul edilmekte ise de, illetten mücerretlik veya muayyenlik niteliklerini ortadan kaldıran kayıtların bono üzerine konulması onun kambiyo niteliğini ortadan kaldırır.
Bononun teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılan hâllerde bono kayıtsız (koşulsuz) borç vaadi içermediği için hükümsüzdür ve bu hükümsüzlük düzenleyen tarafından, lehtara veya ciranta konumunda olan hamile karşı da ileri sürülebilir. Bu hâlde TTK’nun 687/1. maddesi uyarınca senet metninden anlaşılan (hükümsüzlük) defi vardır. Bu defi mutlak defi olup, üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir.
Bononun teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılamıyor ise bu hâlde düzenleyen, senedin lehtarı veya hamili ile kendi arasında var olan sözleşmedeki karşı edimin güvencesi olarak verildiğini bir kişisel defi olarak ileri sürebilir; ancak bu iddiasını yazılı delil ile kanıtlaması lazımdır. Senedin teminat senedi olup olmadığı yargılama sonucunda belli olacaktır; sonuçta bu senede dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz (Ülgen, H., Helvacı, M., Kendigelen, A., Kaya, A.; Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 2015, s.148).
Bu konuda bononun sözleşme ile bağlantısı kanıtlanmalıdır. Bononun sözleşmenin teminatı olarak verildiği iddiası kişisel defi olup, TTK’nun 778/a bendinin göndermesi ile uygulanması gereken TTK’nun 687/1. maddesi uyarınca kişisel defiler temel ilişkinin tarafları arasında ileri sürülebilir. Senedin üçüncü kişiye ciro veya teslim yolu ile devredilmesi hâlinde bu definin iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesi mümkün değildir.
Yukarıda belirtilen ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; takibe konu bonoda borçlu tanzim eden, alacaklı lehtar konumundadır. Bu nedenle borçlunun fındık satım sözleşmesinin teminatı olarak alacaklıya verildiğine yönelik kişisel defiyi (senet metninden bononun teminat olarak verildiği anlaşılmasa dahi) bono lehtarı olan alacaklıya karşı ileri sürebilir. Alacaklı bononun satım sözleşmesi kapsamında verildiğini kabul etmekle birlikte bononun teminat amaçlı değil, malın teslimi karşılığında verildiğini beyan etmektedir.( T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu 2017/12-1155 E. 2018/1892 K.
Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda davacı takibe konu senedin teminat senedi olarak verildiğini yazılı delil ile ispat edememiş ancak davacının yemin deliline dayandığı görülmüştür.
Davalı … Yazıcının … İnşaat yetkilisi ve ortağı olduğu anlaşılmakla davalının yemin teklifi uyarınca duruşmaya katılıp ” Huzurdaki davada ki söz konusu icra dosyası haricende İstanbul … İcra müdürlüğü … E. Sayılı dosya borcundan kurtulmak adına dava konusu icra takibinin başlatılmadığına, bahse konu senedin teminat senedi olarak verilmediğine, davacının borçlu olduğuna, tüm dava dosyası kapsamında gerçeğe uygun cevap vereceğime, hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederim. “şeklindeki beyanı ile yemini eda ettiği anlaşılmış olup ispat edilmeyen davanın reddi ile davalıların kötüniyet tazminat taleplerinin de koşulları oluşmadığından reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine,
3-Davacı tarafın yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
4-Alınması gereken 59,30-TL karar harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 4,90 TL- harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-AAÜT uyarınca nispi 13.450,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00-TL’ nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır