Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/82 E. 2020/145 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/82 Esas
KARAR NO : 2020/145

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2019
KARAR TARİHİ : 12/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:Davacı dava dilekçesinde özetle; icra dosyasındaki alacaklının davacının öz dayısının oğlu olduğunu, davacının oğlu olan …un, davalının sahibi olduğu … Gıda firmasında satış elemanı olarak çalıştığı 2011 yılında işe başladığı zaman kefil olarak teminat senedi düzenlendiğini, davacının oğlunun davalının sahibi olduğu firmadan 2012 yılında ayrıldığını, dava konusu senedin kaybolduğu beyan edilerek kendilerine iade edilmediğini, davalı ile aralarında ticari bir ilişkinin bulunmadığını, takip konusu senede karşı kendisinin bir borcu bulunmadığını beyanla, tehiri icra kararı verilerek icra takibinin durdurulmasını ve borcunun bulunmadığının tespiti ile dava sonunda %20’den az olmamak üzere tazminat kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının kötü niyetli olduğunu, davacının oğlunun şirkette çalışması nedeniyle senedi kefil ve teminat olarak verildiğinin iddia edildiğini, ancak senette keşidecinin davacı olduğunu, ne davacının ne de oğlunun davalı nezdinde sigortalı olarak çalışmadığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını beyanla, haksız olan davanın reddini talep etmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı vekili tarafından davalı aleyhine itirazın iptali davası açılmış ise de, 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı kanunun 20.maddesinde açıklandığı üzere, “…….ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce Arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” ve aynı kanunun 23.maddesinin 2.fıkrasında “…..arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” denildiğinden davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davada arabulucuya başvurma dava şartı gerçekleşmediğinden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafın yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
3-Alınması gereken 54,40.-TL karar harcından peşin yatırılan 853,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 799,48.TL harcın talep halinde ve karar kesinleşince davacıya iadesine,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi ve İİK 263. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 12/02/2020

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.