Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/810 E. 2021/564 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/810 Esas
KARAR NO : 2021/564

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2020
KARAR TARİHİ : 07/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından aleyhime icra takibi başlatılmıştır. Takip hukuka aykırıdır icra takibine konu hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Daha önce böyle bir icrai durumla hiç karşılaşmadığımdan mütevellit tecrübesiz ve bilgisizliğim nedeniyle süresi içerisinde itiraz edemedim ve takip kesinleşti. Davalıya 08/01/2018 tarihinde gayrimenkul alım satımı hususunda Emlak Komisyoncusu aracılık hizmetini yerine getirmesi şartıyla 150.000,00 TL gayrimenkulün %3 bedeli olarak 3.000 TL lik senet imzalayıp vermiş bulunmaktayım. Davacıya söz konusu senedi komisyon ve kapora bedeli olarak teslim ettim. Kredi bedeli çıkmadı ve daireyi bu sebeple alamadım. Sözleşmede kredi çıkmadığı takdirde kapora iade edilecektir ve komisyon ücreti 3.000 TL şeklinde anlaşılmıştır ibaresi olmasına rağmen söz konusu senedi iade etmedi. Davacı vekili davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İş bu dava kıymetli evraktan kaynaklı menfi tespit istemine ilişkin olup ,
Davacı taraf ile davalı taraf emlak satım alımına ilişkin akit yaptığı ve de 3.000 TL lik senet imzaladığını ancak sözleşmenin yerine getirilemediği bu sebeple borçlu olmadığının tespitini istemekle ;
Dava, 3.000 TL bedelli senetten dolayı davacının borçlu olup olmadığı söz konusu senetin gayrimenkul satış sözleşmesine konu olup olmadığı noktasında toplanamakla;
Uyuşmazlığa konu 3.000 TL senet alındı ibaresini içerir emlak komisyoncusu ile alıcı arasında gayrimenkulun satışına aracılık yapıldığına dair komisyon akti başlığı yazılı belgenin tarafınızdan sadır olup olmadığı hususunda davalıya isticvap davetiyesi tebliğine, çıkartılacak davetiyeye ” Uyuşmazlığa konu 3.000 TL senet alındı ibaresini içerir emlak komisyoncusu ile alıcı arasında gayrimenkulun satışına aracılık yapıldığına dair komisyon akti başlığı yazılı belgenin tarafınızdan sadır olup olmadığına yönelik beyanınızın alınacağı şayet beyanda bulunmaz iseniz söz konusu belgenin tarafınızdan sadır olduğunun kabul edileceği hususu ihtar ve tebliğ olunur.” şerhi verilerek davalıya isticvap davetiyesi tebliğ edildiği ve de duruşmaya katılmadığı bu hali ile komisyon akdi sözleşmesini kabul ettiği görülmekle ;
Bilindiği üzere mahkemenin görevi HMK 114. maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken bir husustur.
HMK 115. Maddeye göre dava şartları bakımından yapılan inceleme sonucunda;

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1971
KARAR NO : 2020/334
“.
Dava, bonoya dayalı olarak yapılan takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır.
Davacı, tüketici olduğunu, davalının emlak komisyoncusu olduğunu, taraflar arasında simsarlık sözleşmesi imzalandığını, takibe konu bononun simsarın ücretine karşılık teminat olarak verildiğini, davalının sözleşme ile üstlendiği edimi yerine getirmediğini, bononun bedelsiz kaldığını belirterek borçlu olunmadığının tespitini talep etmiştir.
Takip bonoya dayalı ise de iddianın ileri sürülüş biçimine göre takibe dayanak bono, simsarlık sözleşmesi nedeniyle düzenlenmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici işleminden kaynaklanmaktadır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’ nun 73/1. maddesine göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının HMK’ nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, yargılama yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesİ gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. “

Ticari davalar TTK. 4.maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k.maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği,
Kanunun m. 3/l.bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı,
Aynı kanunun temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı,
Kanunun 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği,
Kanunun 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda anlatıldığı üzere,tarafların tacir olmadığı ve aralarındaki sözleşmenin simsarlık sözleşmesi olduğu söz konusu sözleşmenin ve de dava konusu senedin sözleşme kapsamında düzenlendiğinin iki tarafın da kabulünde olduğu ,
Simsarlık sözleşmesi nedeni ile düzenlenmiş senetten kaynaklı tüketici işlemi nedeni ile Mahkememizin karşı görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-HMK 331/2 maddesi gereği Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı asilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.
07/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır