Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/797 E. 2022/677 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/797 Esas
KARAR NO : 2022/677

DAVA : Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 10/11/2020
İŞLEMDEN KALDIRILMA
TARİHİ : 22/03/2022
KARAR TARİHİ : 05/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2022
Davacı vekili tarafından açılan tazminat davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; dava konusu aracın 06.01.2020 tarihinde Davalı … DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nden satın alındığı, satın alındıktan sonra 20.05.2020 ve 14.06.2020 tarihlerinde kaza geçirmesi sonucunda 16.06.2020 tarihinde aracın tamir edilmesi için … DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ne teslim edildiği, teslimden itibaren halihazırda tamiri yapılarak onarılmadığı ve teslim edilmediği, bu sürede artan 2. el piyasası, yükselen kurlar ve artan nalbur malzemeleri sebebiyle aracı satıp diğer yatırım araçlarından yararlanamadığı ve ticari kayıpları olduğu, davalı şirketçe verilen aracı kullanamamasından dolayı ve tarafına muadil araç verilmemesinden dolayı doğan ticari zararı, araçtaki ayıptan kaynaklı seçimlik hakkı olan yenisiyle değiştirilmesi ve aracın serviste kaldığı süre hesaplanarak araç için yatırılan bandrol, sigorta ve kasko tutarının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … OTOMOTİV ANONİM ŞİRKETİ mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; davalıya husumet yöneltilemeyeceği, davalının Nissan marka araçların Türkiye Distribütörü olduğu, dava konusu aracın satıcısı ya da servis hizmeti veren olmadığı, aracın Garanti belgesi ile sabit olduğu üzere, tacirlere karşı tek taahhüdü ” Üretim kaynaklı arızalarda aracın ücretsiz onarımı”ndan ibaret olduğu, bu nedenle misli değişim ya da tazminat taleplerinin davalıya yöneltilemeyeceği, aracın ayıplı değil hasarlı olduğu, davaya konu aracın, diğer davalı yetkili bayiden kusursuz ve ayıpsız olarak satın alındığı, davacı elinde iki ayrı kazaya karışarak hasarlanmış olduğu, hasar onarımı için yetkili servise bırakılmış olduğu, kısaca aracın servise giriş nedeni arıza (ayıp) değil, davacı elinde aldığı hasarlar olduğu, yetkili servis tarafından süresinde onarım işlemlerine başlanmasına rağmen, pandemi nedeniyle tüm Otomotiv sektöründe olduğu gibi davalı şirkette de yurtdışı üretici firmada üretimin durduğu, bu nedenle parça temin edilemediğinden onarım 23.11.2020 tarihinde tamamlanabildiği, bu süreçte davacının araç kullanamamadan doğan mağduriyetinin engellenebilmesi amacıyla, davacıya 27/07/2020 tarihinden itibaren araç kiralaması sağlandığı, davacı kiralık aracı 28.11.2020 tarihinde iade etmiş olduğu, durum bu iken davacı aracı kullanamadığı dönem için ticari zarar talep ettiği, ancak bu zarara ilişkin açıklamave somut bir delil sunmamış olduğu, kendine tahsis edilen aracı 27/07/2020- 28/11/2020 tarihleri arasında kullanan davacının, serviste bulunan araçtan sağlayamadığı ticari faydayı ispat etmesi, ispat edebilmesi durumunda ise, kiralık araçtan sağladığı faydanın iddia olunan zarardan mahsubu gereği açık olduğu, ancak yapılacak inceleme ile görüleceği üzere davacının ticari faaliyeti itibariyle kiralık araçtan sağlayamadığı bir fayda, dolayısı ile uğradığı bir ticari zarar mevcut olmadığı, davacının ancak geç onarım nedeni ile aracını kullanamamaktan doğan maddi bir zararı var ise onu isteyebileceği, fakat davacıya azami tamir süresi bitimi tarihinden, tamir tarihi olan 09/07/2008 tarihine kadar araç tahsis edildiği, davacı vekilinin dosyaya sunduğu maddi zarara ilişkin belge ve delillerin bu tarihten sonrasına ait olduğu anlaşıldığı ispat edilemeyen maddi zarara ilişkin talebin de reddi gerektiği, davacının talep ettiği bir diğer zarar kalemi olan bandrol-sigorta-kasko masraflarının anlaşılamadığı, nitekim davacı aracın maliki olduğu ve araçla ilgili mevzuat gereği ödemesi zorunlu kalemleri talep etmesi mümkün olmadığı, araç hasarının ise kasko poliçesinden karşılandığı, davacının kaskodan sağladığı fayda faturası ile sabit olduğu, sonuç olarak maddi tazminat taleplerinin yasal ve somut dayanağı mevcut olmadığı, belirtilen nedenlerle davanın davalı yönünden husumet esas yönünden reddine karar verilmesi ve vekalet ücreti ile masraflarının davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; davacı davalı şirketten satın aldığı aracın, yaptığı kaza sonrası süresi içerisinde onarılmaması iddiasıyla; aracın yenisiyle değiştirilmesi ve aracın servis tarafından onarılarak davacı tarafa teslim edilememesinden kaynaklanan maddi zararın davacıya ödenmesi istemiyle belirsiz alacak davası açtığı, davacı tarafından, neticei talep kısmında davacıya aracın aynı donanımlara sahip yenisiyle değiştirilmesi, davacının aracı kullanamamasından ve tarafına muadil araç verilmemesinden doğan ticari zararını ve davacıya ait aracın serviste kaldığı süre hesaplanarak ara için yatırılan bandrol, sigorta ve kasko tutarını talep ettiklerini belirttiği, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir olduğu, somut olayda davacının iddia ettiği alacaklar belirlenebilir ve hesaplanabilir nitelikte olduğu araç bedeli satış faturasında yer almakta ve bellidir bu sebeple de işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, davacı şirket, davalı şirketten … plakalı …. markalı …. model araç satın aldığı, ve bahse konu araçla 20/05/2020 ve 16/06/2020 tarihlerinde trafik kazası geçirdiği hasarlı aracın tamir edilmesi için davalı şirkete teslim edilmiş olduğu, davacı şirket tarafından aracın süresi içinde onarılıp davalı şirkete teslim edilmediği belirtilerek ayıplı mala ilişkin onarım süresi bahse konu edilmiş olduğu, davacı tarafının kendi yaptığı trafik kazası sonucu söz konusu aracın hasara uğraması ile araç ayıplı mal olarak nitelendirilemez olacağı, davacı tarafın aracın serviste olduğu süre boyunca taraflarına muadil araç verilmediği iddiası gerçeği yansıtmadığı, davalı şirketin davacı tarafa aracın serviste olduğu süre boyunca elinde bulunan aracı vererek yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğu, davacı taraf, yedek parçanın temin edilememesinde pandeminin bahane olarak gösterilemeyeceğini dile getirmiş olsa da Covid – 19 salgının gündelik yaşam ve ekonomi üzerindeki sarsıcı etkilerini tüm dünyaca yaşamakta olup ve bu durumun bir bahane olmadığı, yedek parçaların yurt dışından gelmesinin araçların onarımlarının tamamlanmasını yavaşlatacağı izahtan vareste olup bahane olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı, bu kapsamda davaya konu olayda gecikme, davalı şirketin verdiği hizmetten değil, yedek parçanın pandemi sebebiyle temin edilememesinden kaynaklandığı, davacı tarafın yaptığı kaza sonucu aracın hasara uğraması halinde, garanti kapsamında bir arıza söz konusu olmayacağı ve otuz iş günü süresi burada uygulanamayacağı, bu doğrultuda davacı tarafın tamir için yetkili servise bıraktığı aracın yasal süresinde teslim edilemmesin dendolayı tazminat istemi haksız ve mesnetsiz olduğu, belirtilen sebepler göz önünde bulundurulduğunda davacının kötü niyetli ve haksız davanın reddi gerektiği, hiçbir şeklide dava konusu araçta ve verilen servis hizmetinde ayıbı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının araçta gizli ayıp ve bedelsiz misli ile değişim talebinin kabul edilmesi halinde üretici ve alıcı bakımından hak ve menfaat dengesi aşırı zarar görecek olup zira alıcının sağlayacağı yarar ile bu durumun satıcıya vereceği zarar arasında aşırı bir oransızlık bulunduğu, belirtilen nedenlerle işbu davanın usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. .
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin 01/03/2022 tarihli celsesinde davacı vekilinin kendisine verilen süre içerisinde peşin harcı tamamlaması sebebiyle Harçlar Kanunu’nun 30. Maddesi uyarınca dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 150 . maddesinin 5. fıkrasında davanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde yenilenmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek esas kaydının kapatılacağı düzenlenmiştir. Mahkememizin bu dosyası işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde yenilenmediğinden davanın açılmamış saylmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açılanan nedenlerle:
1-Açılan davanın 6100 sayılı HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 -TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … Dış Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile iş bu davalıya verilmesine,
5-Davalılar yargılama sırasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca takdir edilen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
8-Dosyamız arasında bulunan davacının vergi tarh dosyası aslının mercine İADESİNE,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.
05/07/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır