Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/786 E. 2022/435 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/786 Esas
KARAR NO : 2022/435

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/11/2020
KARAR TARİHİ : 19/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :23/05/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, uluslararası hava taşıma hizmeti vermekte olduğunu, davalı tarafa da aralarındaki cari hesap ilişkisine istinaden vermiş olduğu taşıma hizmeti sonucu keşide edilen faturalardan; 13.01.2020 tarihli 4.704,46-TL tutarında Fatura, 20.01.2020 tarihli 1.418,64-TL tutarında Fatura, 27.01.2020 tarihli 1.636,51-TL tutarında Fatura, 31.01.2020 tarihli 4.211,33-TL tutarında Fatura, 10.02.2020 tarihli 925,39-TL tutarında Fatura, 17.02.2020 tarihli 6.167,04-TL tutarında Fatura, 16.03.2020 tarihli 5.345,16-TL tutarında Fatura, 23.03.2020 tarihli 3.115,12-TL tutarında Fatura, 29.04.2020 tarihli 607,44-TL tutarında Fatura, 29.05.2020 tarihli 280,63-TL tutarında Fatura, olmak üzere toplamda 10 adet fatura bedelinin ödenmemiş olduğunu, davalı tarafın cari hesapta yer alan yukarıdaki fatura bedellerini ödememesi sebebiyle faturalardaki son ödemi itibaren ticari faiz uygulanmak suretiyle davalı hakkında Bakırköy …. İcra Mi ….. E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, müvekkilinin, davalı yan ile aralarında oluşan cari hesap ilişkisine istinaden davalı yana yasa ve uluslararası kurallar çerçevesinde hizmet verdiğini ve haklı olarak da verilen hizmetle ilgili olarak oluşan bedelin ödenmesini talep etmiş olduğunu, davalı tarafın yapmış olduğu itirazlar yerinde olmayıp reddinin gerekmekte olduğunu, 397 sayılı VUK Genel Tebliğ ve diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak faturaların gönderilmiş olduğunu, TTK.21/2.maddesine göre tebliğden itibaren 8 gün içerisinde itiraz edilen/iade edilen fatura söz konusu olmadığından yerleşik Yargıtay kararları ve TTK 21/2 uyarınca davalı tarafça fatura içeriğini kabul etmiş sayılmakla birlikte davalı yana taşıma hizmetinin yapıldığına ilişkin konşimento örneğinin de dilekçe ekinde ve delillerinde sunulmuş olduğunu, davalı taraf ile yapılan abone cari hesap anlaşmasının Madde II – Tarafların Hak ve Yükümlülükleri alt başlıklı maddede “Faturaların ödeme vadesi, fatura tarihinden başlamak üzere on beş (15) gündür. Vadesinde ödeme yapılmaz ise, müşteri, ayrıca bir ihtar veya ihbara gerek olmaksızın aylık yüzde üç (%3) veya yasal ticari faiz oranından hangisi yüksek ise o oranda vade farkı/gecikme faizi ödeyeceğini beyan, kabul ve taahhüt eder” şeklinde ifade edilmiş olduğunu, ayrıca, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ile mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları alt başlıklı 1530/2. maddesine göre; “Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer” şeklinde hüküm altına alınmış olduğunu, davalının takip konusu alacağın tamamına, faiz ve ferilerine yapmış olduğu itirazın haksız ve mesnetsiz olduğundan, takibin devamı için işbu davayı açma zorunluluğu doğmuş olduğunu, yukarıda açıklanan sebeplerle, takibe kötü niyetli bir şekilde itiraz eden davalının takibe konu 28.411,72 TL asıl alacaklarından dolayı ilgili borca, faiz ve feri’lerine yapmış olduğu itirazın iptalini, takibin devamını, takip sonrası asıl alacağa avans faizi uygulanması ile alacağın tahsilini, haksız itiraz için alacağın %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesini ve yargılama masrafları ile ücret-i vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili süresinden sonra vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacının, icra takibine konu ettiği 10 adet faturanın bulunduğunu, fatura içeriğine itiraz olmadığı gibi bu sürenin sonunda faturaların da 15 gün içerisinde ödenmediğini belirtmiş olduğunu, İstanbul …. Noterliği, … yevmiye numaralı ve 17.03.2020 tarihli ihtarnameleri ile karşı tarafa vermiş oldukları ayıplı hizmete ilişkin olarak talep ettikleri hakları bildirmiş olduklarını, Davacı/karşı davalı şirket aynı tarihlerde kendi gönderdikleri ihtarnamelerden bağımsız olarak Beşiktaş … Noterliği, … yevmiye numaralı ve 19.03.2020 tarihli ve yine Beşiktaş …. Noterliği …. yevmiye numaralı ihtarnameleri davalı/karşı davacı şirkete göndermiş olduklarını, Davacı/karşı davalı taraf bu ihtarnameyi kendi göndermiş olmasına rağmen bu ihtarnameyi dava dosyasına sunmamış, bu delili kendi aleyhlerine olabileceği düşüncesiyle dava dilekçesinin deliller bölümüne eklememiş olduklarını, karşı tarafın, hizmeti tam ve eksiksiz olarak yerine getirmemiş, buna ilişkin olarak da sayın mahkemeye hiçbir delil sunmamış, adeta fatura var ve sen ne olursa olsun bu ücreti ödemelisin yaklaşımı içerisinde olduğunu, ancak ilgili kargoların muhatapların adreslerine gönderilip teslimin gerçekleştirildiğini, teslimin gerçekleştirilmesi mümkün olmadığında bunun sebebi ve teslimi gerçekleşmeyen kargoların tekrar davalı şirkete iade edilip, edilmediğine ilişkin herhangi bir hususa dava dilekçesinde değinmemiş olduğunu, karşı taraf dava konusu faturaların içeriğine konu antika özelliğine sahip halıların bulunduğu kargoları özensiz bir şekilde çuvala doldurmak suretiyle paketlemiş, taşıma sırasında buruşmasına zarar görmesine sebep olduğunu, alıcıların çoğunun adresine gittiğini belgelendiremediğini, gittiğini beyan ettikleri alıcılar ise bu şekilde ayıplı ve hasarlı taşınarak zarar gören malları almadığını, sözleşmeden döndüklerini ve kredi kartları ile yapmış oldukları harcamaları iptal etmiş olduklarını, buna ilişkin olarak banka kredi kartları ekstrelerini delil olarak sunmakta olduklarını, davaları bölümünde değinecekleri üzere verdi içeriklerinden çok çok daha fazla davalı şirkete zararı olduğunu, binlerce dolarlık satışlar kargo şirketinin ayıplı hizmeti sebebiyle iptal edilmiş olduğunu, bunun yanı sıra kargolara ilişkin olarak ödenmesi gereken sigorta tazminatlarını da taraflarına halen ödememiş bulunmakta olduklarını, bu hususa ilişkin olarak davacının dava konusu faturaların kaynağı olan kargoları sigortalattığı sigorta şirketinden taraflarına ödeme yapılıp, yapılmadığı hususunun da sorulmasını talep etmekte olduklarını, tüm bu olanlara rağmen müvekkilinin davayı açması gerekirken karşı taraf verdiği zarar için müvekkilinden ücret istemek için kendilerinden, daha aceleci davranarak icra takibi başlattığını ve durmayarak itirazın iptali davası açmış olduklarını, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle, davanın reddini, karşı davalarının kabulü ile fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000-TL maddi tazminatın ve sigorta bedellerinin taraflarına ödenmesini, davanın ve karşı davanın davacı/karşı davalının sigorta şirketine ihbarını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki uluslararası taşıma sözleşmesinden kaynaklı olarak davacının taşıma hizmeti vermesine rağmen davalının taşıma hizmeti bedelinin ödenmemesi sebebiyle alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 29.690,72 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça cevap dilekçesi ile karşı dava dilekçesi sunulmuş ve karşı davada davacı tarafça yapılan taşıma hizmetinin ayıplı ve eksik olduğu ileri sürülerek bundan dolayı uğranılan maddi zarar talep edilmiş, ancak davalı tarafın arabuluculuk dava şartını yerine getirmemesi sebebiyle dosya iş bu dosyadan tefrik edilerek Mahkememizin … esas sayılı sırasında kaydedilmiş ve arabuluculuk dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının ticari defter ve belgelerinin ihtilaf kapsamında incelenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına ve rapor düzenlenmesine karar verilmesi üzerine bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, 10/01/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı ve davalı yanın 2019 ve 2020 yılları Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davacının icra takip tarihi olan 16/06/2020 tarihi itibariyle 21.327,31 TL alacaklı olduğu, davacının işlemiş faiz dahil alacağının 22.066,44 TL olduğu kanaatine varılmış olduğu, Davalı yanın hasar zararı iddiasına dayanan tazminat taleplerinin sabit olmadığı, taşıma bedellerinden oluşan davacı alacağına karşın takas ile sona erdirilmek istenen fatura borçlarından sorumlu olduğunun değerlendirildiği, Davacı yan lehine karar alınması durumunda, Davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 16/06/2020 tarihinden itibaren 21.327,31 TL’lik asıl alacağına, Davacının takip talebinde belirtmiş olduğu gibi, 413,75 ve değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği, sonuç ve kanaatini bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Davalı vekili her ne kadar süresinden sonra verilen cevap dilekçesinde; icra dosyasında vekil olarak kayıtlı olduklarını, bu nedenle dava dosyasındaki dava dilekçesinin asile değil kendilerine yapılmasının gerektiğini, tebligatın usulsüz olduğunu ve bu nedenle cevap dilekçesinin süresinde olduğunu ileri sürmüş ise de; itirazın iptali dosyasında icra takip dosyasında vekil olarak kayıtlı olan vekilin itirazın iptali dosyasında vekaleti bulunmaması halinde otomatikman vekil olamayacağı, vekaleti bulunmayan vekile icra takip dosyasında vekil olarak kayıtlı olması sebebiyle dava dilekçesinin veya diğer belgelerin tebliğe çıkarılamayacağı, aksi halde tebligatların usulsüz olacağı, Mahkememizce dava dilekçesinin tebliğinin asile çıkarılmasının usul ve yasaya uygun olduğu, bu nedenle davalı vekilinin tebligatın usulsüz olduğu savunmasına itibar edilmediği ve cevap dilekçesinin süresinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından her ne kadar yetki itirazında bulunulmuş ise de; davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığı ve dolayısıyla yetki itirazının süresinde olmadığı, kaldı ki taraflar arasında yapılan sözleşmede bir ifa yeri belirtilmemiş ise, para borçları götürülecek borçlardan olması sebebiyle davacının adresinin bulunduğu yerde ifa edilmesi gerektiği ve dolayısıyla davacının adresi dikkate alındığında Mahkememizin iş bu davada yetkili olduğu anlaşılmakla yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Somut davada; taraflar arasında taşıma sözleşmesi olduğuna dair bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davacının taşıma hizmetini gereği gibi ayıpsız ve eksiksiz yerine getirip getirmediği, davalının taşıma hizmeti bedellerini ödeyip ödemediği noktasındadır. Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve tarafların ticari defter ve kayıtlarının yasal şartları taşıdığı ve taraflar lehine delil niteliğinin olduğu tespit edilmiştir. Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 28.411,72-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya borcunun bulunmadığı, cari hesabın kapatılmış olduğu tespit edilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtları arasındaki bu farkın 13.340,18 TL’sinin davacı tarafından davalı yana e-arşiv fatura olarak düzenlenmiş 9 adet faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından, 8.508,97 TL’sinin davalı tarafından bu kadar tutar fazla ödeme kayıt etmesinden, 6.574,45 TL’sinin davalı tarafından davacı yana düzenlenmiş 28.02.2020 tarihli 6.574,45 TL’lik iade faturasının davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından, 11,88 TL’nin küsurat farklarından kaynaklanmış olduğu, BS bıldırımlerme göre, 2020 yılında davacı tarafından BS Bildirimlerinde bildirilen 11 adet fatura karşılığı 27.522,-TL’ye karşılık davalı yan tarafından 5 adet fatura karşılığı 13.215 TL’nin BA Bildirimlerinde bildirilmiş olduğu, davalı tarafından davacı yana iade olarak düzenlemiş olduğu | adet 6.574,-TL faturanın davacı tarafından BA Bildirimlerinde bildirilmiş olduğu, ancak süresinden sonra davalı yana ihtarname düzenleyerek ticari defterlerine bu faturayı kayıt etmemiş olduğu tespit edilmiştir. Davacının ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olan ve faturaya konu taşıma hizmetinin alıcına verildiği ispat edilemeyen 509.96-TL bedelli fatura ve davalı tarafından düzenlenip davacının BA bildirimlerinde bildirilen ve süresinden sonra iade edilen 6.574,45-TL fatura davacı alacağından düşüldüğünde davacının alacağının 21.327,31-TL olduğu, yine davalının ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olmayan, ancak davacı tarafça alıcısına teslim edildiği ispat edilen faturalar toplamının 12.830,84-TL olduğu ve davalı tarafça fazla ödeme girilen 8.508,97-TL nin bu faturalara eklendiğinde ve 12,50-TL küsurat farkı çıkarıldığında davacının alacağının 21.327,31-TL olduğu her iki tarafından ticari defter ve kayıtlarına göre tespit edilmiştir.
Davalı tarafça süresinden sonra verilen cevap dilekçesinde; davacının taşıma hizmetinin ayıplı olduğu ve alıcısına teslim edilmediği savunmasında bulunmuştur. Ancak cevap dilekçesi süresinden sonra verildiğinden ve savunmanın genişletilmesine davacı tarafça açıkça muvafakat edilmediğinden davalının bu savunmalarına itibar edilmemiştir. Bunun yanında davalının davacıya göndermiş olduğu ihtarnamede taşımaya konu ürünlerin alıcılarına teslim edildiği, ancak ayıplı olarak teslim edildiği ve alıcıları tarafından kabul edilmeyip iade edildiği ileri sürülmüş, davacı tarafça gönderilen ihtarnamede de ürünlerin alıcıları tarafından kabul edilmeyip iade edildiği ve kendilerinde beklediği, ürünleri teslim almaları ihtar edilmiştir. Tarafların birbirlerine göndermiş olduğu ihtarnamelerde davacı tarafça taşıma hizmetinin yapıldığı, alıcısına kadar götürüldüğü, ancak alıcısı tarafından kabul edilmeyerek iade edildiği tespit edilmiştir. Bu haliyle davacı tarafça dava konusu edilen ve raporda tespit edilen faturalara konu hizmetin verildiği ispat edilmiştir. Ancak 509.96-TL bedelli faturaya konu hizmetin verildiği ispat edilememiştir ve Mahkememizce bu sebeple hesaplamaya dahil edilmemiştir. Davalı tarafça ürünlerin ayıplı bir şekilde alıcılarına teslim edildiği ve bu nedenle siparişlerin iptal edildiği ve zarara uğradıkları savunmasına cevap dilekçesinin süresinden sonra olması sebebiyle itibar edilmemiş, ayrıca zarar ilişkin ve bu zararın hangi taraftan kaynaklandığına ilişkin somut delil dosyaya sunulmamış, bunun yanında ambalajlama kaynaklı zararın davalı taşıyıcının üstlenmemesi sebebiyle davalının sorumlu olmadığı ve göndericinin sorumlu olduğu tespit edilmiş ve söz konusu zarar talebi ayrı bir davanın konusu olduğundan ve süresinde ileri sürülen takas ve mahsup defi bulunmadığından ve karşı dava dava şartı yokluğundan reddedildiğinden Mahkememizce davalının zarar savunması üzerinde durulmamıştır. Davacı tarafından hizmetin verildiği ispat edildiğinden davacının takibe koymuş olduğu ve hizmeti vermiş olduğu fatura bedelleri toplamı 21.327,31-TL asıl alacak ve tarafların belirlediği vade tarihinden icra takip tarihine kadar olan sürede işleyen 739,13-TL işlemiş faiz üzerinden davanın kısmen kabulü ve takibin devamına, alacak tarafların ticari defter ve kayıtları, BA ve BS formları, faturalar ve konşimentolar ile sabit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesi’nin ….. esas sayılı icra takip dosyasındaki takibe yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 21.327,31-TL asıl alacak ve 739,13-TL işlemiş faiz üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında (4.265,46-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 1.507,35 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 358,60 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.148,75 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 358,60 TL peşin harç olmak üzere toplam 413,00 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 1.836,07 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
9-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy …. İcra Dairesi’nin ….. esas sayılı icra takip dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kabul edilen miktar yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, red edilen miktar yönünden miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.19/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır