Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/773 E. 2021/669 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/773 Esas
KARAR NO : 2021/669

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalının … projesinde tam zamanlı C sınıfı iş güvenliği uzmanı hizmeti verilmesi işi konusunda anlaşıldığını ve hizmet verildiğini, verilen hizmet karşılığında davalı firmanın ödemelerin bir kısmını yapmış ise de 44.604,00 TL tutarındaki faturaların davalıya teslim edilmesine karşın ödenmediğini, başlatılan icra takibine yetkiye ve borca itiraz ederek takibin durdurulduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilin … projesinde üstlendiği işlerle ilgili iş güvenliği hizmeti vermek zorunluluğu kapsamında bir … firmasıyla anlaşmak durumunda olup, proje bazında davacı şirket ile anlaşmaya mecbur bırakıldığını, bu projede başka bir … firmasıyla anlaşma şansı bulunmayan müvekkilin sözleşme serbestisi imkanın da elinden alındığını, davacı ise vermiş olduğu hizmeti emsallerine göre çok yüksek ve fahiş tutardan fatura ettiğini ve süreçte eksik ifa söz konusu olduğunu belirterek, yetki itirazlarının kabulüne, huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacının kötü niyetli olarak başlattığı icra takibi açısından % 20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, iş güvenliği uzmanlığı hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; icra dairesinin yetkili olup olmadığı, mahkememizin yetkili olup olmadığı, icra takibine konu taraflar arasındaki ticari ilişkisi kapsamında davacının davalıya vermiş olduğu iş güvenliği hizmet karşılığında alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 48.731,19 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasına konu somut uyuşmazlık faturaya dayanan alacak sebebiyle yapılan takibe itiraz edilmesi sebebiyle itirazın iptali davası olduğu, söz konusu alacağın para alacağı olduğu, 6098 Sayılı TBK’nun 89. Maddesi uyarınca taraflar arasında aksine bir anlaşma olmaması halinde alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinin ifa yeri olarak düzenlendiği, 6100 Sayılı HMK’nun 10. Maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer Mahkemesi’nin de yetkili olduğunun düzenlendiği, taraflar arasında ifa yeri ve ihtilaf halinde yetkili Mahkemelere ilişkin bir yetki sözleşmesi olduğunda dair dosyaya belge sunulmadığı ve anılan maddeler uyarınca somut davaya bakmakta Mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmakla davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme günü belirlenerek mali müşavir bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş, 21/05/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı ve davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin süresinde olduğu, usulüne uygun olarak tutulduğu ve 6100 Sayılı HMK’nun 222/2 maddesi uyarınca kendi lehlerine delil olma özelliğine sahip olduğunun tespit edildiği, davacının ticari defterlerinde davalı şirketten 44.604,00-TL alacaklı olduğunun, davalının ticari defterlerinde davacı tarafa 44.604,00-TL borçlu olduğunun tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca da ödemelerin ay sonu kesilecek faturaya istinaden beş iş günü içerisinde yapılacağının belirtildiği, dolayısıyla taraflar arasından ifa gününün belirtildiği ve bu nedenle davacının 4.692,58-TL işlemiş faiz talep edebileceğinin tespit edildiği, davacı şirketin takip tarihi itibariyle ise 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceği, tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Mahkemenin takdiri içinde kaldığı kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nun “TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI” başlıklı 222. Maddesinde “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.” hükmü düzenlenmiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde yukarıda da belirtildiği üzere tarafların her ikisinin tacir olduğu, dava konusunun her ikisinin ticari işletmesi ile ilgili olduğu, tarafların ticari defter tutma yükümlüsü olduğu, uyuşmazlığın her iki tarafın defterlerine kaydedildiği, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve açılış ve kapanış onaylarının yapıldığı, davacının defterler kayıtları ile davalının defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacının sunduğu faturaların her iki tarafın defterlerine işlendiği, davacının usule uygun şekilde tutulan ve onaylanan kendi defter ve kayıtlarına göre davalıdan takip konusu miktar kadar alacaklı gözüktüğü, ayrıca davalının usule uygun şekilde tutulan ve onaylanan kendi defter ve kayıtlarına göre davacıya takip konusu miktar kadar borçlu olduğunun gözüktüğü, davacı tarafından düzenlenen faturaların davalıya teslim edildiği ve ticari defterlerine işlendiği görülmüştür. Davalı tarafından fatura içeriğine 6102 sayılı TTK.m.21 uyarınca sekiz günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade edildiği ileri sürülmemiş, aksine defter ve kayıtlarına işlemiştir. 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesi uyarınca teslimine rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyen davalı tacir, fatura içeriğini aynen kabul etmiş sayılır. Somut uyuşmazlıkta davacı taraf davalı tarafa iş ve sosyal güvenliği uzmanı hizmeti verdiğini ve karşılığında fatura düzenlediğini ve fatura bedellerinin ödenmediğini iddia etmiş ve bu iddiasını tarafların birbirlerini teyit eden defter ve kayıtları ve içeriğine itiraz edilmeyen faturalar ile ispat etmiştir. Davalı taraf faturalara itiraz etmemiş ve davacı tarafın hizmeti vermediğini aynı nitelikte kesin bir delil ile ispat edememiştir. 6102 sayılı TTK’nun 1530/3 maddesi uyarınca mütemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten yada ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır hükmünün düzenlendiği, ayrıca 6098 Sayılı TBK’nun 117/2 maddesi uyarınca taraflar arasında sözleşme ile ödeme günü belirlendiğinden davalı tarafın temerrüte düşmesi için ayrıca bir ihtara gerek bulunmadığından davacı taraf işlemiş faize hak kazanır. Davacının alacağı tarafların birbirlerini teyit eden ve usulüne uygun olarak tutulmuş ve delil olma özelliğine sahip ticari defter ve kayıtları, faturalar, takip dosyası ve taraflar arasındaki sözleşme ile ispatlandığından davanın kabulüne, 2004 Sayılı İİK’nin 67 maddesi uyarınca da davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜ İLE; Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında yapılan takibe davalı tarafça yapılan itirazının iptali ile takibin icra takip talebinde belirtilen asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı üzerinden (48.731,19-TL) aynen devamına,
2-Asıl alacağın (48.731,19-TL) % 20’si oranında 9.746,23-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.328,82 TL karar harçtan, mahkememiz dosyasında peşin alınan 588,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.740,27 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükteki AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 7.135,05 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 588,55 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 642,95 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 883,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize verilecek veya başka bir Mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.