Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/761 E. 2020/648 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/761 Esas
KARAR NO : 2020/648

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 27/12/2019
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/10/2019 tarihinde … sahil yolunda davacının maliki olduğu …. plakalı motorsiklet ile … istikametine doğru seyrederken …. plakalı aracın aniden kapısını açması sonucu aracın kapısının motorsikletin ön tamponuna çarparak hasar verdiğini, … plakalı aracın trafiğin güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde aracını durduğunu ve aracın duracağına ilişkin gerekli önlem ve bildirimleri yapmadığını ve aniden yolun ortasında kapıyı açtığını ve yolcu indirdiğini, duraklayan veya park eden araçların yol tarafındaki yanında, işaret levhalarına yaklaşım yönünde, yerleşim yerleri içinde 15 m. Yerleşim yerleri dışında 10 m mesafede yerleşim yerleri dışındaki karayollarında taşıt yolu üzerinde duraklamanın yasak olduğunu, bu durumun kaza ve tespit tutanağında açık ve net olarak yazdığını, … plakalı aracın araç indirme kurallarına aykırı hareket ettiğini, kaza sonrası tutanak tutulduğunu ve sigorta firmalarına bu durumun belirtildiğini, davacının kusursuz olduğunun tespit edildiğini, ancak sigorta firmalarının yaptığı itiraz sonucunda haksız olarak komisyon oy birliği ile davacının %100 kusurlu bulunduğunu, bu karara karşı davacının itiraz etme hakkının kalmadığını, komisyon kararından davacının haberinin olmadığını, davacı tarafından yapılan harici kontroller sırasında öğrenildiğini, trafik kazası tespit tutanağında davacıya yükletilen kusur oranı kabul etmelerinin mümkün olmadığını, davacının kazada herhangi bir kusurunun olmadığını, davacının kusurlu bulunmadığı halinde, hasarsızlık indiriminden faydalanayacağını ve fazla prim ödemek zorunda kalacağını, bu nedenlerle, kusur tespitinde hukuki yararının mevcut olduğunu ve tramer komisyon kararına itiraz ettiklerini belirterek itirazlarının kabulü ile davacının meydana gelen kazada kusursuz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Davacı yan trafik kazası sonucunda … tramer kayıtlarında yazılı kusur oranlarının hatalı olduğunu belirterek kusuru belirleyen Komisyon kararının iptali ile kusursuzluğunun tespitini talep etmektedir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

ESAS NO : 2018/65
KARAR NO : 2019/459

İstanbul … Asliye Hukuk … Esas …. K arar sayılı ilamı incelenerek;

“……

Somut uyuşmazlıkta davacı, trafik kazası sonucunda … tramer kayıtlarında yazılı kusur oranlarının hatalı olduğunu belirterek kusuru belirleyen Komisyon kararının iptali ile kusursuzluğunun tespitini talep etmektedir.
Mahkemece, açılan davada ” kendisine iletilen dosyaları saklamak dışında kusura ilişkin bir belirleme yapmadığı, bu şekilde davalıya husumet yöneltilemeyeceği ” gerekçesi ile davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 106. maddesine göre, “Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” Bu yasal düzenleme gereğince, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında tespit davası açılması için hukuken korunmaya değer bir menfaat bulunmalıdır. Başka bir söyleyişle eda davası açılması mümkün olan hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi hakim tarafından da re’sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir.
Emsal nitelikteki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27/11/2018 tarih, 2016/18327 Esas ve 2018/11342 Karar sayılı ilamında, “Davacının tespitini istediği kusursuz olduğu yönündeki iddiasını aleyhine açılacak bir davada ileri sürmesi mümkün olduğu gibi eda davasında incelenebilecek hususların tespit davasına konu edilemeyeceği, davacının kusursuz olduğunun tespiti ve sigorta bilgi gözetim merkezindeki kayıtlarının düzeltilmesi talebinde hukuki yararının bulunmadığı ” yönünde karar verilmiştir (Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20/05/2016 tarih, 2016/6056 Esas ve 2018/7501 Karar sayılı kararı).
Bu durumda somut uyuşmazlıkta da kusura ilişkin tespit içeren Komisyon kararının iptali ile kusursuzluğun tespiti talep edildiğine göre, İlk Derece Mahkemesince, açılan davanın hukuki yarar bulunmadığından HMK 114/1-h ve 115. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekirken, husumetten reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne; HMK’ nın 353/1-b-2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi açıklandığı şekilde düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir. “””

Davacının tacir olmadığı , davacıya ait aracın ticari olmadığı ,dava konusunun mutlak ticari davalardan da olmadığı yukarıda anılan içtihat uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla ,Mahkememiz’in görevsizliğine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
3-HMK 331/2 maddesi gereği Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 05/11/2020

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.