Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/734 E. 2021/1106 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/734 Esas
KARAR NO : 2021/1106

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :28/12/2021
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin davalı şirkete serbest muhasebeci mali müşavir olarak muhasebecilik hizmeti verdiğini, Müvekkilinin, davalı şirkete taraflarca daha önce anlaşıldığı üzere gereği gibi hizmet vermiş olup işbu hizmetinin karşılığını davalı taraftan alamadığını, davalı şirketin davacıdan aldığı hizmet karşılığında 60.900,00 Türk Lirası bedeli ödemediğini, müvekkilinin beyannamelerde mali müşavir olarak imzasının bulunduğu ve davalı şirkete hizmet vermiş olduğu anlaşılacağını, buna ek olarak, davacının her ay düzenlemiş olduğu serbest meslek makbuzları da davalı şirketin kayıtlarında bulunmakta olup serbest meslek makbuzlarının ve şirket ticari defterlerinin celp edilmesi halinde davalının müvekkiline borcu olduğu ve muaccel olan borcunun ödenmediği anlaşılacağını, bu kapsamda davalı- borçlu aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü ….. E. Sayılı dosyası ile cari hesaplara bağlı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafça itiraz dilekçesi sunularak borca ve diğer ferilerine itiraz edilmiş ve haksız olarak takibin durmasına sebebiyet verildiğini, bu nedenle taraflarınca arabuluculuk süreci başlatılmış olup süreç karşılıklı olarak anlaşmama şeklinde sonuçlandığını, borçlunun itirazında haksız olup kötü niyetli olduğunu, icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz ettiğini, bu nedenle borçlunun itirazının iptali (asıl alacak ve faize itirazının iptaline) takibin devamı ve borçlunun haksız itirazı sonucu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına çarptırılması için mahkemenize müracaat etmek gerektiğini, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü ….. Esas sayılı dosyası üzerinden devamına ve borçlunun borca itirazının iptaline, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, davacının ayıplı ifada bulunduğunu, müvekkili ile davacı arasındaki sözleşmede müvekkilinin bedel ödeme borcunun dava dilekçesinde fahiş olarak gösterildiğini, açılan iş bu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, haksız ve kötü niyetli ve hukuka aykırı olan davanın reddine, davacının %20 den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Davacının davalıya vermiş olduğu mali müşavirlik hizmete karşılığı alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında muhasebecilik sözleşmesi bulunduğu, davacının serbest muhasebeci olarak mesleğini icra ettiği hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
3568 Sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanun’unun 45.maddesinde şu şekilde düzenlemeye yer verilmiştir. ” Serbest muhasebeci mali müşavirler bu unvanlarla, yeminli mali müşavirler ise bu unvan ve tasdik yetkisiyle; 2 nci maddede yazılı işlerin yürütülmesi amacıyla gerçek ve tüzelkişilere tabi ve onların işyerlerine bağlı olarak hizmet akdi ile çalışamazlar, ticari faaliyette bulunamazlar, meslekle ve meslek onuru ile bağdaşmayan işlerle uğraşamazlar.”
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davalı bir ticaret şirketi olup tacir ise de, davacı tacir değildir. Bu durumda, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olmayıp, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan Mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6100 Sayılı HMK’nun 114. Ve 115. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-6100 Sayılı HMK nun 20. maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK 331/2 maddesi gereği harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek veya başka bir Mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/11/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.