Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/732 E. 2022/477 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/732 Esas
KARAR NO : 2022/477

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 20/10/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin kendi hissedarı şirketi olduğunu, daha önceden müşterek imza yetkilisi olduğu … Mimarlık İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti.nde 03.01.2020 tarihinde alınan ortaklar kurulu kararında imzasının taklit edilerek müşterek imza yetkilerinin düşürüldüğünü buna istinaden Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında dava açtığını, mahkemece 04.02.2020 tarihinde verilen ara karar ile 03.01.2020 tarihli 0265 sayılı Ortaklar Kurulunda alınan kararların yürütmesinin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki davanın derdest olduğunu, davalı şahısların Büyükçekmece …. Noterliği’nin 23.09.2020 tarih … yevmiye numaralı 16.09.2020 genel kurul kararı ile imzası olmadan tekrardan yönetim kurulu kararı alınmış olduğunu ve imza yetkisinin tekrardan düşürüldüğünü, bu konu ile ilgili olarak İstanbul Ticaret Odası’na yönetim kurulunun alacağı hiçbir karara muvafakatinin olmadığına dair dilekçe yazdığını , alınan 23.09.2020 tarihli … yevmiye sayılı ortaklar kurulu kararının iptalini ve davalıların Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde yürütülmekte olan evrakta sahtecilik suçu işleyerek yetkilerini düşürmüş olduklarını, şirketi zarara uğratmamaları adına tedbiren yürütmeyi durdurma kararı verilmesini istemiştir.
Davalı taraflar davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel kurul kararlarının batıl veya yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı şirketin 16/09/2020 tarihli genel kurulunda alınan kararlarının iptali şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarındandır.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir.
Davacının davalı şirketin ortağı olduğu, davalı şirketin 16/09/2020 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali talebi ile iş bu davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememiz 13/10/2021 tarihli celsesinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında davalı şirketin ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde resen seçilecek bilirkişi kurulu marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava konusu genel kurul toplantısında alınan kararların iptalini gerektiren koşulların bulunup bulunmadığı hususunda talebe konu her bir karar yönünden ayrı ayrı inceleme yapılarak rapor alınmasına karar verilmiş, Mahkememiz 27.10.2021 tarihli ara kararında Mali Müşavir …. ile Sektör bilirkişisi … ‘nın seçilmesine karar verilmiş olup 03/02/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacının işbu iptal davasını açma hakkı bulunmadığı, davalı şirket ortakları … ve …’ın işbu davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, davanın üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, mahkememizce davacının iptal davası açma hakkına sahip olduğu kanaatine varılmasına binaen, dava konusu genel kurul kararının kanuna aykırı olmadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı sahte imza nedeniyle genel kurul kararının iptalini talep etmekteyse de; Dava konusu 16.09.2020 tarihli genel kurul toplantısında
tutulan tutanakta davacının imzası bulunmadığından herhangi bir sahtecilik iddiasından
bahsedilmesi de mümkün değildir.
Bilindiği üzere; TTK 622. maddesinin yollaması ile limited şirketlerde de uygulanması gereken anonim şirket genel kurul kararlarının butlan ve iptaline ilişkin TTK 445 vd maddeleri hükümlerine göre toplantıya katılıp da olumsuz oy veren ve muhalefetini tutanağa geçirten pay sahipleri ile toplantıya katılsın veya katılmasın, olumsuz oy kullansın veya kullanmasın çağrının usulüne uygun yapılmadığı, gündemin gereği gibi ilan edilmediği, katılma yetkisi olmayanların toplantıya katılıp oy kullandığı, toplantıya katılmasına veya oy kullanmasına haksız şekilde izin verilmediği ve bunların genel kurul kararının alınmasına etkili olduğunu iddia eden her pay sahibi genel kurul kararları aleyhine kararın alındığı tarihten itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesine dava açıp iptal veya butlan talebinde bulunabilirler.
İptal davasının, genel kurul kararının alınmasından itibaren üç ay içerisinde açılması zorunlu olup, kanunda öngörülen bu süre hak düşürücü süre niteliğindedir. Üç aylık sürenin başlangıcı kararın alındığı gün olup, üçüncü ayın sonunda bu güne tekabül eden gün davanın açılması için son gündür. Dava konusu genel kurul kararları 16.09.2020 tarihinde alınmış olup, dava dilekçesi 20/10/2020 tarihli olduğundan davanın üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirket 3 ortaklı olup, davacı 1/4 hisseye, … 1/4 hisseye, … ise 2/4 hisseye sahiptir.

Dava konusu genel kurul kararına ilişkin olarak; 19.08.2020 tarihli 2020/01 sayılı müdürler kurulu kararı ile dava konusu genel kurul toplantısına çağrının T. Ticaret Sicili Gazetesinde ilanına karar verildiği, bu ilanın anılan gazetenin 25.08.2020 tarih ve 10145 sayılı nüshasında yapıldığı ve bu ilanın toplantı tarihi olan 16.09.2020 tarihinden en az iki hafta önce yapıldığı, dolayısıyla söz konusu ilanda TTK m. 414/1 hükmüne başkaca aykırılıklar da görülmemektedir. Keza söz konusu ilanda gündemin gereği gibi ilan edildiği görülmektedir. Yine genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullanmış olmaları da söz konusu değildir. Bu sebeple Davacı’nın işbu iptal davasını açma hakkı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan davalılar … ve … aleyhine dava açılmışsa da, iptal davalarında husumetin doğrudan şirkete yöneltilmesi zorunluluğu bulunduğundan bu davalıların pasif husumet ehliyeti de bulunmamaktadır.
Dava konusu genel kurul kararının iptal edilebilmesi için genel kurul kararının iptal edilebilmesi için kararın kanuna, esas sözleşmeye ya da dürüstlük kuralına aykırı olması gerekmektedir. Limited şirketlerde olağan kararlar bakımından nisap TK m. 620’de düzenlenmiştir. Buna göre “Kanun veya şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği takdirde, seçim kararları dâhil, tüm genel kurul kararları, toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınır.”. Kanun koyucu “önemli kararlar” bakımından ise ağırlaştırılmış nisap öngörmektedir (TK m. 621). Öte yandan limited şirket sözleşmesinin değişikliğine yol açan kararlar bakımından da farklı bir nisap öngörülmüştür. İptali talep edilen genel kurul kararı “şirket müdürü seçimi”ne ilişkindir. Şirket müdürü seçimi TK m. 621’de sayılan önemli kararlardan olmadığı gibi limited şirket sözleşmesinin değişikliğine yol açan bir karar da değildir. Dolayısıyla dava konusu genel kurul kararı olağan karar niteliğinde olup TK m. 620’deki nisaba tabidir. Somut olayda şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği için, söz konusu kararın toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınması gerekir. Nitekim dosyaya mübrez 16.09.2020 tarihli genel kurul toplantı tutanağından, dava konusu genel kurul toplantısına davacının katılmadığı ve fakat davalıların katıldığı, davacı ortağın müdürlükten azli ve yerine davalıların müdür olarak atanması kararının davalılar tarafından alındığı anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle, mevcut Müdürün azli ve yerine yenilerinin atanması kararının toplantıda temsil edilen oyların tamamı ile alındığı görülmektedir. Bu sebeple dava konusu genel kurul kararının kanuna aykırı olmadığı da anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu genel kurul kararına karşı, davacının üsülüne uygun şekilde yapılan çağrıya rağmen genel kurula katılıp red oyu kullanıp muhalefet şerhi koymaması, bunun yanında genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullanmış olmalarının da söz konusu olmadığı anlaşılmakla, davacının iptal davasını açma hakkı bulunmadığı, diğer taraftan alınana genel kurul kararının karar nisabı yönünden de kanuna uygun olduğu, ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılığında ispat edilmediği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekildi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar harcının peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

3- Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,

5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır