Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/731 E. 2021/264 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/731
KARAR NO : 2021/264

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 19/10/2020
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili ile davalı şirket arasında 21/09/2012 tarihinde …. Konut Satış Sözleşmesi imzalandığını, Ticari Blok Zemin Kat 7 nolu Bağımsız bölümün (Tapuda A Blok Zemin Kat 722 Nolu Bağımsız Bölüm) satışı konusunda anlaşıldığını, müvekkili ilgili sözleşme gereği satış bedelini ödemesinden sonra taşınmazı tapuda devraldığını, müvekkilinin taşınmazı teslim aldığını, 21/09/2012 tarihli sözleşme konusu konuta ait satış bedelinin tamamen ödendiği ayrıca satış bedeline dahil olmayan ve harçlarında ayrıca tahsil edildiğine ilişkin evrağı davalıdan teslim aldığını, müvekkili taşınmazın tapusunu devralmış olup taşınmaz üzerinde davalı lehine ipotek tesis edildiğini öğrendiğini, davalının bugüne kadar ipoteğin kaldırılacağını gerek ihtarname ile gerekse sözlü olarak tarafına bildirimde bulunulduğunu, ancak davalının borcu sebebiyle konulmuş olan ipoteklerin taşınmazın satış bedeli ve satışa dahil olmayan diğer bedeller ödendiği halde taşınmaz üzerindeki takdiyatların kaldırılmadığını, ilgili ipotekler davalı ile adi satış sözleşmesinin akdedilmesinden sonraki bir tarihte davalının borcu sebebiyle konulmuş olduğunu, işbu dava dilekçesi içerisindeki talepler göz önüne alındığında, dava konusu taşınmazın 3. Kişilere devredilerek müvekkilinin haklarına halel getireceğinin aşikar olduğunu, nitekim davalının, huzurdaki dava ikame edilmeden önce taşınmazları satış sözleşmesiyle müvekkiline teslim etmiş ancak kendi lehine olan ipoteği kaldırmadığından müvekkilinin mağduriyetine sebep olduğunu, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; tedbiren ve davalıdır şerhinin tapu kaydına işlenerek, belirtilen taşınmazın müvekkil üzerine olan tapu kaydındaki haksız iyiniyete aykırı olarak üzerinde davalı lehine bulunan takyidatların, ipoteklerin müvekkil ile satım sözleşemesinin yapıldığı tarihten itibaren pürüzler ve takyidatların tapu kaydından silinmesine, müvekkilin zarara uğramaması için teminatsız olarak tedbir kararı verilmesine ve tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, ayrıca taşınmaz tapu kaydına davalıdır şerhinin işlenilmesine, belirtilen bağımsız bölüm üzerindeki taşınmazın müvekkile satışından sonra davalının borçları sebebiyle konulan ipoteğin fekkine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı … Finansal Kiralama A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle;HMK 119. madde d bendi uyarınca davacı tarafa müddeabihi belirlemesi için 1 haftalık kesin süre verilmesi gerekmekte ve eksik nispi harcın ikmali gerekmekte olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir tüketici işlemi ve/veya başkaca sözleşmesel bir ilişki mevcut olmadığından mahkeme nezdinde görülen işbu davanın müvekkili şirkete karşı açılmasının mesnetsiz olduğunu, bu nedenle husumet itirazlarının bulunduğunu, ayrıca, yetki itirazlarının da dikkate alınarak müvekkili şirketin faaliyet adresinin “… .. Kat:8-9 4. … İSTANBUL” olduğundan İstanbul (Çağlayan) Mahkemelerinin yetki alanında yer aldığından, yetki yönünden de davanın usulden reddini talep ettikleri, dava konusu taşınmaz üzerine müvekkili şirket lehine, diğer davalı … ile müvekkili şirket arasında imzalanmış finansal kiralama sözleşmelerinin teminatını teşkil etmek üzere ve tapu kaydına güvenilerek ipotek tesis edilmiş olduğunu, resmi şekil şartına aykırı şekilde adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının ipoteğe yönelik haksız taleplerini oluşturan olay ile müvekkili şirket arasında herhangi bir kredi ilişkisi ve illiyet bağı bulunmadığını, bu nedenle her türlü hak, dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla, yukarıda ayrıntıları ile açıklanan ve yargılama esnasında ortaya çıkacak sebeplerden dolayı; haksız ve hukuki mesnedi bulunmayan davanın ipotek haklarına yönelik aleyhe talepler yönünden reddine, davacının dava dilekçesi ve eklerine karşı savunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla davacının ihtiyati tedbir taleplerinin de reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı … T.A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet ve yetki itirazının bulunduğunu, eksik nispi harcın ikmalinin gerçekleşmesi gerektiğini, müvekkili banka ile … arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunduğunu, huzurdaki dava açısından müvekkili tarafından davacıya verilmiş bir konut kredisi bulunmadığından, satıcı … ile müvekkili banka arasında davacının konut tedarikine ilişkin bir sözleşme de bulunmadığından, dava konusu ihtilafta bağlı krediden de bahsedilmesi hukuken mümkün olmadığını, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğü doğmadığını, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan takyidatların kabul edilerek devir alındığını, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı …ya karşı ileri sürebileceğini, davanın kötü niyetli olarak açıldığını, ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, bu nedenlerle öncelikle davanın görev ve yetki itirazımız kapsamında İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, müvekkili yönünden husumet nedeniyle reddine, taşınmaz üzerindeki diğer takyidat lehdarlarına husumetin yaygınlaştırılmasına, esasa ilişkin diğer itirazları kapsamında haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı ….A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle;husumet itirazlarının bulunduğunu, usule ilişkin ileri sürmüş oldukları itirazları saklı kalmak kaydıyla; ipoteklerin fekki davasının taraflarına karşı açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, müvekkili şirket tapunun devrini gerçekleştirmek amacıyla gerekli prosedürü işleterek taşınmazın tapusunu devrettiğini, tapunun ipoteksiz devri hususunda müvekkili şirketin elinde herhangi bir imkan bulunmadığını, taraflar arasında A (…) Blok 0. kat 07 numaralı bağımsız bölüm için sözleşme akdedilmiş olmakla birlikte bağımsız bölüm numaralarında yapılan tadil sonucu davacı tarafın taşınmazı 0. kat 722 numaralı bağımsız bölüm olarak revize edilmiş olduğunu, taşınmaz tapu kayıtlarının celbi için müzekkere yazılırken veya ihtiyati tedbir uygulanırken doğru taşınmaz bilgisinin dikkate alınarak hüküm kurulmasını talep ettiklerini, bu nedenle fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, ilk itirazları ve usule ilişkin karşı beyanları yönünde karar verilmesini ve ayrıca huzurdaki davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ipotekin kaldırılması talebine ilişkindir,
Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için davanın her iki tarafının tacir ve uyuşmazlığın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
Somut olayda davacının tacir olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunmadığı, eser sözleşmesine ilişkin bu davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı; sırf satım sözleşmesine konu taşınmazın dükkan olmasının uyuşmazlığı ticari uyuşmazlık haline getirmeyeceği, bu nedenlerle mahkememizin görevli olmadığı, iş bu davada genel görevli mahkeme olarak Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, bu durumda somut davada göreve ilişkin dava şartı eksikliği bulunduğu anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderleri hususunda şimdilik karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/03/2021 10:42

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.