Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/728 E. 2022/566 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/728 Esas
KARAR NO : 2022/566

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/04/2020
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/07/2018 tarihinde … plakalı …. marka çekici sürücüsü … ve yanındaki yolcu aynı zamanda ruhsat sahibi olan ….nun Adana-Ceyhan otoyolunda ilerlerken yoldaki çökmelerden dolayı direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu devrildiğini, bariyelere çarparak durabildiğini sürücü … ve ….nun yaralandığını müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000-TL maddi tazminatın temerrüde düştükleri tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP;Davalı … Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili, kaza anında aracı kullanan kişinin … değil … olduğu ve olay yerine gelen polis memurlarının araçta …’ya ait sürücü belgesi bulmaları nedeniyle kaza tutanağına sürücü olarak …’yu yazdıklarını, … ve …’nun ambulans ile hastaneye götürüldüklerini bu nedenle sürücünün olay yerini terk etmesinin söz konusu olmadığını dolayısıyla müvekkiline rücu edilemeyeceğini iddia ettiğini, davacının kazaya karışan aracın maliki olması ve kaza tutanaklarının maddi gerçeği belirleyen resmi nitelikte belge olması ve kaza tutanağında …’nun sürücü olduğunun belirtilmesi nedeniyle davalı sigorta şirketinin rücu hakkı hakkının bulunduğunu belirterek davalı vekili davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava icra takibi dolayısı ile ödenen paranın geri istemine yönelik açılan istirdat davasıdır.
İş bu dosyanın Gaziantep .. ATM … E…. K sayılı dosyasından verilen yetkisizlik kararı sonrası Mahkememiz esasına kaydolduğu anlaşılmıştır.
İİK’nun 72/7. maddesi uyarınca istirdat davası, borçlunun borçlu olmadığı bir parayı icra tehdidi altında ödediği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabileceği, bu sürenin zamanaşımı süresi olmayıp hak düşürücü süre niteliğinde olduğu, bunun sonucu olarak mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerektiği bilinmekle davacının 03/09/2019 tarihinde ödeme yaptığı 19/12/2019 tarihinde arabulucuya başvurduğu
07/04/2020 tarihinde iş bu davayı yasal süresi içerisinde açtığı anlaşılmıştır.
Davacının ,trafik kaydına göre … plakalı çekici aracın maliki olduğu ,26/07/2018 tarihinde bariyerlerine çarparak tek taraflı kaza sonucu hasarın oluştuğu ,
Davacı ile davalı taraf arasında14/03/2018-14/03/2019 tarihlerini kapsar ZMMS poliçesi akdedildiği ve de kazanın poliçe yürürlük tarihinde gerçekleştiği ,
Davalı sigortanın Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davacı hakkında ödediği bedelin rücusu için takip başlattığı davacının icra dosyasına 03/09/2019 tarihinde ödeme yaparak davalı tarafından ibra edildiği anlaşılmıştır.
26/07/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağında “bu kazanın meydana gelmesinde sürücü … ‘ nun tek taraflı kazaya sebebiyet verdiği tutanak mümzileri … ve … tarafından imza altına alınmış, alkol kontrolünün yaralanma sebebi ile sağlık kuruluşunca kontrol edildiği olay sonrasında kaza mahallinde kazaya karışan sürücünün olay yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf iş bu tutanak doğrultusunda sürücünün (…) olay yerini terk etmesi sebebi ile sigortalısına rücu etiği anlaşılmıştır.
Davacı ise yolcu olduğu araçta aracı kullananın eniştesi … olduğu ve kaza sonrası ikisininde hastaneye kaldırıldığı , kaza tespit tutanağının gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği araçta yer almayan ancak sürücü belgesi araç içerisinde yer alan kardeşi ….nun sürücü olarak tespit ediliğini iddia etmiştir.
26/07/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağının gerçeği yansıtıp yansıtmadığının araştırması Mahkememizce yapılmış bu hususta deliler toplanmış ,tanıklar dinlenmiş;
… Hastanesine yazılan müzekkere cevabında … ve ….nun 26/07/2018 tarihinde araç içi trafik kazası şikayeti ile hastaneye kaldırıldıkları anlaşılmıştır.
BTK ya müzekkere yazıldığı …nun kaza gününe ilişkin sinyal bilgilerine ulaşılamadığı ,

TANIK ….: kaza tarihi üzerinden uzun bir süre geçmiş olması ve sürekli trafik kazalarına bakıyor olmamız nedeniyle ekrandan bana göstermiş olduğunuz kaza sonrası çekilmiş çekicinin resimlerinden de kazayı hatırlayamadım. Bununla birlikte rutin olarak tutanağı şu şekilde düzenleriz, kazaya karışan sürücü olay mahallinde ise sürücünün kimlik bilgileri ile araca ait varsa tagoraftan alınabiliyor ise z raporu alınır. Kimlik bu şekilde karşılaştırılır. Ancak kaza mahallinde ekipler ulaştığında sürücüler hastahaneye kaldırılmış ise hastahane polisi ve 112 servisinden kimliklerini teyid ederek eğer başka bir olay daha yok ise bizzat giderek kimlik tespitini yapıyoruz, eğer sürücü mü yoksa yolcu mu olduğu tespit edilemez ise bu tespitin yapılamadığına ilişkin de tutanak düzenliyoruz. Dava konusu olayı hatırlamadığım için tutanağı ne şekilde düzenlemişsek dağrudur. söyleyeceklerim bunlardan ibarettir dedi
TANIK ….: Ben kaza tarihi eski bir tarih olduğu için kazayı hatırlayamıyorum. Sürekli kaza ekibinde olduğum için hatırlayamıyorum. Ancak bizim rutin uygulamamız kazaya karışan kişilerin ve kazanın iz ve emarelerine göre, kazaya karışan kişiler kaza mahalinde ise bizzat kimlik bilgilerini kontrol ederek tutanak düzenleriz dava konusu edilen tutanak da ne şekilde düzenlenmişse o şekilde geçerlidir. Ayrıca yaralanmalı veya ölümlü bir trafik kazası meydana gelmiş ise ambulansla yaralılar hastaneye götürüldükten sonra hastane polisi kimlik tespiti yapar biz de kaza mahalindeki ekipler olarak 112 ve hastane polisinin bize bildirmiş olduğu kimlik bilgilerine göre tutanağımızı düzenliyoruz söyleyeceklerim bunlardan ibarettir dedi.
Tanık … (….) Beyanında: … plakalı TIR’ı halamızın oğlu olarak …’yla birlikte dönüşümlü olarak kullanmaktayız. Davaya konu kazanın olduğu gün kayın biraderi …’nun vefat etmesi sebebiyle Gaziantep’teydim, buna ilişkin şahitlerim de vardır. Buna ilişkin telefon kayıtlarını da sunabilirim. Arabayı da … kullanmaktaydı. Araba kardeşim … da varmış. Kazadan sonra ikisi de ambulansla hastaneye kaldırılmışlar. Benim ehliyetim aracın ruhsatıyla beraber her zaman arabada bulunur. Bu nedenle kaza tutanağını düzenleyen polisler araçta kimse olmadığı için araç içerisinde benim ehliyetimi görünce sürücüyü ben zannederek tutanak düzenlemişlerdir. Görüleceği üzere kazayı ben yapmadım. Olaya ilişkin görgüm bilgim bundan ibarettir dedi.
Dinelen tanık ifadeleri ve 122 Acil servis kayıtları birlikte değerlendirildiğinde tanık ve kaza tespit tutanağına göre sürücü …’nın olay yerinde olmadığı,kaza anına ilişkin kamera görüntüsü de bulunmadığı bu hali ile kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığı … ve …nun kaza anında araç içerisinde yer aldığı ve ambulans ile hastaneye kaldırıldıkları anlaşılmıştır.
Bu durumda davalı sigortanın davacıya rücu koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekmekte olup;
KTK’nın 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmüş olduğundan, sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi) olan sigorta ettiren davalı, sigorta poliçesinin ve sigorta genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür.
Sigorta sözleşmesine dayalı rücu davalarında, tarafların yükümlülüklerinin belirlenmesinde, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşme ilişkisi olması nedeniyle, poliçe ve poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan sigorta genel şartları nazara alınır.
Somut olayda, davacı ile davalı arasında tanzim edilen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası 14/03/2018 başlangıç tarihlidir. Bu nedenle rücu şartlarının belirlenmesinde 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının nazara alınması gerekmektedir.
Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı “B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili maddede; “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,

Davalı taraf “Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı “B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı (f) bendi kapsamında davacıya rücu ettiği anlaşılmıştır.Ancak yapılan yargılamada rücu koşullarının oluşmadığı ,trafik kazasının gereçeğe aykırı düzenlendiği kanaatine varılmış ,davacı ile …nun kaza sebebi ile hastaneye kaldırıldıkları anlaşılmış bu sebeple bu yönde iddia olmamakla onlar yönünden de olay yerini terk durumunun söz konusu olamayacağı görülmüştür.
Davacının istirdat talebinde haklı olduğu kanaatine varılmakla ,davacı tarafın 25/05/2020 tarihli dilekçe ile , icra dosyası kapsamında 03/09/2019 tarihinde 25.500 TL ödediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamakla davasını ıslah etmiş ıslah talebi doğrultusunda 25.500,00 TL’nin 03/09/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-25.500,00 TL’nin 03/09/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-492 Sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.741,91 TL karar harcı peşin alınan 85,39- TL peşin harç ve 350,09 TL ıslah harcın mahsubu ile 1.306,43 TL bakiye harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 85,39- TL peşin harç, 350,09 TL ıslah harcı ve 7,80 TL vekalet harcı olmak üzere 497,68-TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan toplam 241,75- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 5.100,00 TL- vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin e-duruşma ile yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe i le İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır