Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/726 E. 2021/1161 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/726 Esas
KARAR NO : 2021/1161

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2020
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :13/01/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirkete muhtelif tarihlerde ve fazlaca miktarda yastık, yastık kılıfı, havlu, çarşaf, nevresim gibi ürünlerin satışını gerçekleştirdiğini ve bunları da faturalandırdığını, ancak davalı şirketin bu ticari ilişkinin gereği olan pasa alacağını müvekkile ödemediğini, bunun akabinde başlatılan icra takibine borçlunun itiraz ederek takibin durdurulduğunu belirterek, icra dosyasına borçlu tarafından mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun gerçekleştirilen itirazın iptaline, icra takibinin devamına, davalı borçlu aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davacı şirkete takip konusu faturalardan kaynaklı herhangi bir borcu bulunmadığını, iş bu durumun taraflar arasındaki ticari defterler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde de ortaya çıkacak nitelikte olduğunu, dolayısıyla takip konusu faturalardan kaynaklı borcu, takip talebine dayanak gösterilen faturaları hiçbir şekilde kabul etmediklerini belirterek, müvekkil aleyhine hukuka aykırı olarak başlatılan icra takibinin iptali ile haksız ve hukuksuz ikame edilen davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı yan üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ürün satışından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; icra takibine konu taraflar arasındaki ticari ilişkisi kapsamında davacının davalıya vermiş olduğu ürün satışı karşılığında alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Bakırköy … .İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 26.030,09 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Davutpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü’ ne, Gaziosmanpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü’ ne yazılan yazılara gelen cevaplar incelenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılması için mali müşavir bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş, 09/04/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin incelenen 2019 ve 2020 yılları yevmiye ve defteri kebir e-defterlerinin açılış ve 2019 yılı yevmiye e-defterinin kapanış (görülmüştür) e-defter beratlarının yasal süresinde olduğu, (2020 yılı yevmiye e-defterinin kapanış (görülmüştür) e-defter berat yükleme zamanı gelmediği, 2019 ve 2020 yılı envanter defterlerinin noter tasdiklerinin yasal süresinde olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinin TTK 64/3. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, Davacı şirketin incelenen 2019 yılı ticari defterlerinde, davalı şirketin 2018 yılından 37.229,06 TL borçlu olduğu, 2018 yılında davalı şirkete 81.972,16 TL tutarında 6 adet fatura düzenlendiği, karşılığında 93.899,37 TL tahsilat yapıldığı, yılsonu itibariyle davalı şirketin 25.301,85 TL borçlu olduğu tespit edildiği, Davacı şirketin incelenen 2020 yılı ticari defterlerinde, davalı şirketin 2019 yılından 25.301,85 TL borçlu olduğu, 2020 yılında taraflar arasında herhangi bir işlem olmadığı, takip ve dava tarihi ile yılsonu itibariyle davalı şirketin 25.301,85 TL borçlu olduğu tespit edildiği, Davalı ticari defterleri: Davalı şirket incelemeye iştirak etmemiş ve ticari defter ve belgelerini sunmadığı, Davacı şirket vekili, takip talebinde 3 adet faturaya dayalı alacağı için 729,20 TL işlemiş faiz talep ettiği, davacı şirket 17.10.2019 tarihli 1.298,70 TL, 06.11.2019 tarihli 7.783,29 TL ve 18.11.2019 tarihli 16.218,90 TL tutarındaki 3 adet faturayı takip talebine dayanak yaptığı, ancak tarafların ticari ilişkilerinin fatura bazlı olmayıp cari hesap ilişkisi halinde yapıldığı tespit edildiği, cari hesap ilişkisi ile çalışılması halinde yapılan tahsilatların hangi faturaya ait olduğunun tespiti mümkün olmayacağından faturaya dayanarak alacak ve işlemiş faiz talebi mümkün görülmediği, nitekim davacı şirketin cari hesap hareketleri incelendiğinde davalı şirketten, 17.10.2019 ve 06.11.2019 tarihli faturalardan sonra 08.11.2019 tarihinde 2.665,00 TL tahsilat yapıldığı görüldüğü, yapılan bu tahsilatın hangi faturaya ait olduğunun tespiti mümkün olmadığı, ayrıca davalı şirketin takibe konu ettiği faturalarının toplamının davalı şirketten alacak tutarından düşük olduğu görüldüğü, hesaplamanın davacı şirketin düzenlediği faturalarda belirtilen vade tarihi ile takip tarihinde geçen süreler esas alınarak yapıldığı, T.C.M.B. tarafından 21.12.2019 tarihinde 96 18,25 olan avans faiz oranı 96 13,75 olarak değiştirilmiştir. Davacı şirketin 3 adet faturadan kaynaklanan 25.300,89 TL asıl alacağı için 711,25 TL takip öncesi işlemiş faiz hesaplandığı, Mali açıdan değerlendirme, Davacı şirketin ticari defterlerinin ise TTK 64/3. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, Davalı şirketin ticari defterlerinin ise ibraz edilmemesi nedeniyle inceleme yapılamadığı, Davacı şirket ticari defterlerinde davalı şirketten 25.301,85 TL alacaklı olduğu, Davacı şirketin davalı şirketten 25.301,85 TL talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı, Davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirketten 25.301,85 TL alacaklı olduğu, Taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğundan davacı şirketin fatura alacağına dayanarak işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı, ancak Sayın Mahkeme’nin aksi kanaatte olması halinde davacı şirketin 3 adet faturadan kaynaklanan 25.300,89 TL asıl alacağı için 711,25 TL takip öncesi işlemiş faiz talep edebileceği, Davacı şirketin takip tarihi itibariyle ise 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceği, kanaati bildirildiği, davalının ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılması için önceki bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 12/11/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; B formlarının incelenmesi, Mahkemenin talebi üzerine davacı şirketin kayıtlı bulunduğu Gaziosmanpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü ile davalı şirketin kayıtlı bulunduğu Davutpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce tarafların 2019, 2020 ve 2021 yılı BA/BS formları gönderildiği, ilgili yıllara ait BA-BS formları karşılaştırılmasında 2019 yılında davacı şirketin düzenlediği (aylık 5.000,00 TL B formu beyan alt sınırı olan tutarı geçen) KDV hariç 73.431,00 TL tutarındaki 4 adet faturanın tamamının davacı ve davalı şirket tarafından beyan edildiği, tarafların BA-BS formlarının mutabık oldukları tespit edildiği, tarafların 2020 ve 2021 yıllarında ise BA-BS formları ile fatura beyanında bulunmadıkları görüldüğü, kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” Hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı taraf davalı tarafa faturalara konu ürünlerin teslimi sözleşmesinden kaynaklı olarak ürünleri teslim ettiğini, ancak davalı tarafından bu ürünlerin bedelinin ödenmediği ileri sürülmüştür. Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir. Davalı taraf ticari defterlerini inceleme için sunmamıştır. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriği ile sabittir. Davacı tarafından faturada belirtilen ürünlerin davalıya teslim edildiği davacı tarafça her bir fatura için sunulan sevk irsaliyeleri ile sabittir. Ayrıca tarafların BA ve BS formlarının karşılaştırmasında da davacı tarafça bildirilen tüm faturaların davalı tarafçada BA formlarında bildirildiği tespit edilmiştir. Davalının davacı tarafından düzenlenen faturaları BA formlarında bildirmesi sebebiyle kural olarak dava konusu faturalardaki ürünleri teslim aldığını kabul anlamına gelmektedir. Davacı tarafından dava konusu faturalardaki ürünlerin davalıya teslim edildiğinin sevk irsaliyeleri ve BA ve BS formları ile ispatlanmış, ancak davalı tarafça söz konusu ürünlerin bedelinin ödendiğine dair dosyaya geçerli bir delil sunulmamıştır. Bu nedenle açılan davanın kısmen kabulüne, takipten önce davalı tarafa temerrüte düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine, davacının alacağının davacının ticari defter ve belgeler ve faturalar ile belirli ve likit olduğu anlaşılmakla davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesi’nin …. esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 25.300,89-TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, işlemiş faiz talebinin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında (5.060,17-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 1.728,30 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 444,02 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.284,28 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil olarak temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 699,11 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 444,02 TL peşin harç olmak üzere toplam 498,42 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 869,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
9-Kararın kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy 17. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.14/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.