Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/697 E. 2022/244 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/697 Esas
KARAR NO : 2022/244

Mahkememizin iş bu asıl dosya olan …esas sayılı dosyası yönünden;

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizin iş bu asıl dosyası ile birleşen Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/321 esas sayılı dosyası yönüden;

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :07/04/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali ve menfi tespit davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari alım-satım ilişkisi olduğunu, müvekkil şirketin davalı şirkete farklı tarihlerde ürün satışları yaptığını, icra takibinde belirtilen tutar kadar müvekkil firmanın davalıdan cari hesap alacağı bulunduğunu, başlatılan icra takibine davalı tarafın borcun tamamına haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz etmiş olması nedeniyle duran icra takibinin devamı için huzurdaki davayı açma zorunluluğu doğduğunu belirterek, davanın kabulü ile haksız itirazın iptaline ve takibin takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 S.K. gereği avans faizi ile devamına, davalının İİK 67. Maddesi gereği 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile müvekkil şirket arasında bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacı tarafın müvekkil şirketle anlaşmasına uygun ürün teslim etmediği ve ürünlerde ayıp tespit edildiğinin davacı tarafa bildirildiğini, Müvekkilin kumaşlar nedeniyle ihraç ettiği firmaca uygulanan iskonto ve iptal edilen ürünü davacı tarafın kusurlu olması sebebiyle davacı tarafa yansıtmış olup, davacı adına düzenlenen faturalarla da sabit olduğunu belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına, davacının kötü niyetli olması sebebiyle % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz iş bu asıl dosyası üzerinde birleştirilen Bakırköy .. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, 229.827,94 TL değerinde alacak talep edildiği, takibe dayanak 30.09.2019 tarih ve 03.01.2020 tarihli cari hesap ekstreleri ibraz edildiği, davacının ise böyle bir borcu bulunmadığını belirterek davacı tarafından davalıya satışı yapılan ürünlerin davalı şirket yasal defterlerinde yer almadığını belirtmiş ve açıklanan sebeplerle takibin durdurulmasına, davacının borçlu olmadığının tespitine, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama ve harç giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz iş bu asıl dosyası üzerinde birleştirilen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, anlaşmaya uygun ürünlerin teslim edilmediğini, ürünlerin ayıplı olduğunu, bunun da davacıya bildirildiğini, ayıplı olduğu tespit edilen ürünler sebebi ile mahrum kalınan iskonto ile iptal edilen ürün bedelinin davacıya yansıtılmış olduğu, düzenlenen bu faturaların davacıya tebliğ edildiği ancak davacının bu faturaları almayarak iade ettiği, konuya ilişkin mail ve yazışmaların dilekçe ekinde Mahkemenize sunulduğu belirtilerek davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl Dava, ürün satışından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; icra takibine konu taraflar arasındaki ticari ilişkisi kapsamında davacının davalıya vermiş olduğu ürün satışı karşılığında alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, davacı tarafından davalıya teslim edilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı hususlarındadır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 241.800,26 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında tarafların ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi ile inceleme yapılarak tarafların iddia ve savunmaları dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirilerek takibe konu asıl alacak ve işlemiş faiz hususunda gerekçeli denetime ve hükme elverişli rapor alınmasına karar verilmiş, 18/06/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; İncelenen davacı şirkete ait 2019 ve 2020 yılı yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin açılış noter tasdiklerinin yasal süresinde olduğu, (2020 yılı yevmiye defteri kapanış tasdik zamanının gelmediği) davacı şirkete ait ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, Davacı şirketin incelenen 2019 yılı ticari defterlerinde, 2019 yılında davalı şirkete 545.062,40 TL tutarında 15 adet fatura düzenlendiği, karşılığında 306.167,83 TL tahsilat yapıldığı ve 72.911,98 TL tutarında 2 adet iade faturası alındığı, yılsonu itibariyle davalı şirketin 238.894,57 TL borçlu olduğu tespit edildiği, Davacı şirketin incelenen 2020 yılı ticari defterlerinde, davalı şirketin 2019 yılından 238.894,57 TL borçlu olduğu, 2020 yılında taraflar arasında herhangi bir işlem olmadığı, takip ve dava tarihi ile yılsonu itibariyle davalı şirketin 238.894.57 TL borçlu olduğu tespit edildiği, Davalı ticari defterleri: Davalı şirket incelemeye iştirak etmemiş ve ticari defter kayılt ve belgelerini sunmadığı, Faiz: Davacı şirket vekili, takip talebinde (3095 S.K.) 3.009.76 TL işlemiş faiz talep ettiği, Bir alacağa faiz talep edilebilmesi için ödeneceği tarihin kesin olarak belli olması ya da karşı borçlunun bir ihtar ya da ihbarla temerrüde düşürülmesi gerektiği, Dosya incelemelerimizde, davacı şirket takip öncesinde dosyaya karşılıklı bir anlaşma ve belirlenmiş bir vadeye ilişkin belge ya da takip öncesi bir ihtar sunmamıştır. Bu nedenle takipten önce işlemiş faiz hesaplaması yapılmadığı, Mali açıdan değerlendirme; Davacı şirketin 2019 ve 2020 yılı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, takip ve dava tarihi ile yılsonu itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 238.894,57 TL alacaklı olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinin kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, ibraz edilen tüm belgelerin ticari defterler ile uyumlu olduğu, davalı şirketin incelemeye iştirak etmediği ve ticari defterlerini sunmadığı tespit edildiği, Davacı şirketin 2019 ve 2020 yılı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle 92.040,00 TL alacaklı olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinin kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, ibraz edilen tüm belgelerin ticari defterler ile uyumlu olduğu, davalı şirketin incelemeye iştirak etmediği ve ticari defterlerini sunmadığı, Davacı şirketin takip tarihi itibariyle 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceği, Tarafların, inkâr tazmınatı ve diğer benzeri taleplerinin Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı, kanaati bildirilmiş, davalının defter ve kayıtlarının incelenmesi ve raporda maddi hatanın olup olmadığına ilişkin bilirkişi raporu, davalının ticari defter ve belgelerinin, taraf iddialarının, ayıp hususu ve ihbar sürelerinin ihtilaf kapsamında incelenmesi için celse arasında resen seçilecek tekstil uzmanı, hesap uzmanı ve önceki mali müşavir bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, 07/01/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davalı …. Tekstil İth. İhr. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. 20.09.2019 tarihli kumaş sipariş
formu ile davacı … Kumaş Örme San. ve Tic. A.Ş.’den 5 ayrı renkte toplam
2.447 kg 60/1 %100 Tencel (141 g/m² gramaj) kumaş sipariş etmiştir. Sipariş formunun
altında davacının kaşe ve imzası bulunmaktadır. Davacı davalının siparişi olan kumaşları
… San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden 14.12.2019 tarihli …. no.lu irsaliyeli
faturayla satın aldığını ve davalıya 111.282,12 TL tutarındaki 14.12.2019 tarihli ….
no.lu irsaliyeli faturayla davalıya sattığını 15.02.2021 tarihli dilekçesinde beyan etmiştir.
14.12.2019 tarihli …. no.lu irsaliyeli fatura üzerinde kumaş cinsi olarak “30/1 tencel
süprem” yazmaktadır. Buradan davacının sipariş konusu “60/1 tencel kumaş” yerine
“30/1 tencel kumaş” teslim ettiği anlaşılmaktadır. 20.11.2020 revizyon tarihli ….
no.lu … test raporunda da davalıya teslim edilen tencel kumaşların
28,8/1 – 29,1/1 Ne tencel ipliğinden imal edilmiş olan kumaş olduğu tespit edilmiştir. 14.10.2021 tarihinde … Bölgesi … Mah. …. Cad.
… Sk. Çerkezköy/Tekirdağ adresine gidilerek ayıplı olduğu iddia edilen kumaşlar üzerinde
keşfen inceleme yapılmıştır. İncelemeye 478 kg 30/1 tencel süprem yeşil kumaş
sunulmuştur. Kumaş topları üzerinde Vizyon Tekstil etiketi bulunmaktadır ve etikette
30/1 tencel süprem deep gren yazmaktadır.
Keşifte yapılan inceleme sonucunda kumaş üzerinde boyama işleminden
kaynaklanan kırık izlerinin bulunduğu tespit edilmiştir. 478 kg tencel kumaş kırık izleri
nedeniyle ayıplıdır. Kumaşta kırık izi ayıbı çıplak gözle incelemeyle anlaşılabilecek
açık ayıptır.
Davalının siparişi üzerine davacı kumaşı başka firmalardan tedarik ederek davalıya
satmıştır. İşin olağan akışına göre davalı 478 kg yeşil tencel kumaşı kesmeden incelemiş, kumaş
üzerinde kırık izleri bulunduğundan ayıplı olduğunu tespit etmiş, kumaşları kesmemiş ve
21.553,02 TL tutarındaki 27.12.2019 tarihli …. nolu iade faturasını davacıya yansıtmıştır.
Kırık izi nedeniyle ayıplı olan tencel kumaş piyasada ortalama 5,00 TL/kg birim
fiyattan satılabilir. 478 kg yeşil tencel kumaşın kırık izi nedeniyle ayıplı olması sonucu davalının
zararı: 478 x (41,75 – 5,00) x 1,08 = 18.971,82 TL’dir. Davacının davalıya 111.282,12 TL tutarındaki 14.12.2019 tarihli 296212 nolu irsaliyeli
faturayla satmış olduğu tencel kumaşın 60/1 sipariş edilmesine rağmen 30/1 olarak teslim
edildiği anlaşıldığından ayıplıdır. Kumaşta kumaşın imal edildiği iplik numarası farklılığı ayıbı
test yapılarak anlaşılabilecek ayıptır. Davalı 14.12.2019 tarihinde teslim almış olduğu kumaşın
imal edildiği iplik numarası yönünden ayıplı olduğunu yaklaşık 11 ay sonra 20.11.2020 tarihinde
tespit etmiştir. Ancak 14.10.2021 tarihinde yapılan keşif esnasında kumaş topları üzerindeki
etikette 30/1 tencel süprem yazdığı görüldüğünden, davalının kumaşlar kendisine teslim
edildiğinde ayıbın farkına varması gerekirdi. Buradan davalının kumaşın imal edildiği iplik
numarasının siparişten farklılığı ayıbı yönünden kabul ettiği, 478 kg yeşil renk tencel kumaş
hariç diğer renkteki kumaşları kesip diktiği ve yurt dışı müşterisine ihraç ettiği kanaatine
varılmıştır. Davalının davacıya düzenlediği 158.598,00 TL tutarındaki 03.01.2020 tarihli …
no.lu reklamasyon faturası üzerinde “tencel kumaş kalite farkı sebebiyle indirim, 11.000 adet,
müşteri tarafından yansıtılan ürün başına nihai indirim” yazmaktadır. Davalı davacıdan teslim
almış olduğu tencel kumaşı kabul ederek kesip dikmiş ve yurt dışı müşterisine ihraç etmiştir.
Davalı işin olağan akışına göre kumaşları kesmeden muayene ve ayıp ihbar yükümlülüklerini
yerine getirmediğinden 158.598,00 TL tutarındaki 03.01.2020 tarihli …. no.lu reklamasyon
faturası bedelini davacıdan talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Davacının davalıya sattığı 478 kg tencel kumaşın kırık izleri nedeniyle ayıplı olduğu,
kumaşta kırık izi ayıbının çıplak gözle incelemeyle anlaşılabilecek açık ayıp olduğu,
davalının ayıplı kumaşları kesmeyip davacıya 21.553,02 TL tutarındaki 27.12.2019
tarihli … no.lu iade faturasını düzenlediği, 478 kg yeşil tencel kumaşın kırık izi
nedeniyle ayıplı olması sonucu davalının 18.971,82 TL zararının oluştuğu,
Davacının davalıya 60/1 tencel kumaş sipariş vermesine rağmen, davacının davalıya
30/1 tencel kumaş teslim ettiğinin anlaşıldığı, kumaşın imal edildiği iplik numarası
farklılığı ayıbının test yapılarak anlaşılabilecek ayıp olduğu, davalının davacıdan
teslim almış olduğu tencel kumaşı kabul ederek kesip diktiği ve yurt dışı müşterisine
ihraç etmiştir. Davalı işin olağan akışına göre, 478 kg yeşil renk tencel kumaş hariç
diğer renkteki kumaşları kesmeden muayene ve ayıp ihbar yükümlülüklerini yerine
getirmediği, 158.598,00 TL tutarındaki 03.01.2020 tarihli … no.lu reklamasyon
faturası bedelini davacıdan talep edemeyeceği,
Davacı şirketin davalı şirketten 100.617,03 TL talep edebileceği,
Davacı şirketin takip tarihi itibariyle 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz
talep edebileceği,
Tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Mahkemenizin takdiri
içinde kaldığı, kanaati bildirilmiştir.
Birleşen Dava; davalının icra takibine konu miktardan dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki takip miktarından dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Bakırköy .. Asliye Ticaret Mahkemesince Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 15/11/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı ve davalı şirket tarafından ibraz edilen yasal defterlerin açılış ve kapanış
tasdiklerinin yasal süresi içinde yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz
olduğu, 20.09.2019 tarihinde … Kumaş kaşe ve imzasının yer aldığı 2 afet Kumaş
Sipariş formunun düzenlendiği, Davacı tarafından ürünlerin teslimine ilişkin taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı,
davacı tarafından davalıya satışı gerçekleşen ürünler için toplamda 6 adet fatura keşide
edildiği, bu fatura bedellerinin toplamının 169.161,69.-TL olduğu ve faturaların irsaliyeli
faturalar olduğu,
Davalı yan defterlerinde bu faturalara yer verilmediği, davacının ise iş bu faturaların
tebliğine ilişkin belge ibraz edilemediği, Davalı tarafından mail ile 24.11.2020 tarihinde (okunabildiği kadarıyla) davacıya ayıp
ihbarı yapıldığı ve davacı adına 1 adet 03.01.2020 tarihli …. nolu 158.598,00.-TL bedelli
satış faturası keşide edildiği ve davacı şirket yasal defterlerinde ise bu faturanın yer almadığı
görülmektedir. Davalı ise iş bu faturanın tebliğini 06.01.2020 tarihli PTT İTM mektubu ile
yaptığını belirtmektedir. Fatura tarihi ile İTM tarihinin uyumlu olduğu ve fakat gönderi
içeriğinin ise tarafımca bilinemeyeceği, gönderi içeriğinin fatura olduğu kabul edilmesi
halinde 2019 yılı 10 ve 11. Aylarında ürün alımının gerçekleştirildiği,
Bilindiği üzere; TTK m.23/1-c’ye göre, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise
alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim
aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda
malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya
ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin
ikinci fıkrası uygulanır.”
TBK m.223’e göre ise, “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre
imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren
bir ayıp görürse bunu uygun bir süre içinde ona bildirmekle yükümlüdür. (f.2) Alıcı gözden
geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak,
satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde,
bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya
bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”
TBK m.219’a göre, “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda
bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliğini etkileyen niceliğine
aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları
ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların
bulunmasından da sorumlu olur.” Dendiği, Davalı tarafından ayıp ihbarının yaklaşık 1 yıl sonra 2020 yılı 11. Ayında yapıldığı,
Dava dosyası içeriğinde yer alan test raporlarının uzmanlık alanıma girmemesi sebebi ile
inceleme konusu yapılmadığı, Sayın Mahkemenizin de uygun görmesi halinde Tekstil
Mühendisi Bilirkişi vasıtası ile incelenmesi ardından ayıplı olup olmadığı anlaşılabileceği,
kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Somut davamızda taraflar arasında davacı tarafından davalıya kumaş satımı hususunda alım satım sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı vekili tarafından asıl dosyamızda davacıya satılan ve teslim edilen kumaşlar karşılığı bedelinin davalı tarafından ödenmediği, alacağın tahsili için başlatılan takibe haksız itirazın iptali talep edilmiştir. Mahkememizin iş bu dosyası ile birleşen dosyada ise davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan takibe konu borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Taraflar arasında davacı tarafından faturalara konu ürünlerin davalıya teslimi hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davacı tarafından davalıya teslim edilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, davalı tarafından düzenlenen ayıpa ilişkin faturaların haklı ve usulüne uygun olup olmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarındadır.
Davalı vekili her iki dosyada verdiği cevap dilekçesinde; dava konusu ürünlerin ayıplı olduğunu ve bu nedenle davacı tarafa borçlu olmadığını ve davacı taraftan alacaklı olduğunu ileri sürmüştür.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve tarafların incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve taraflar lehine delil niteliğinin olduğu bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir. Mahkememizin her iki dosyasında alınan bilirkişi raporlarında da; davacının ticari defter ve kayıtlarında davacının davalıdan 238.894,57-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarında ise davalının davacıdan 229.827,94-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Tarafların ticari defterleri arasındaki bu farkın; … nolu yevmiye maddesi ile davacı defterlerinde kayıtlı olan …. nolu 29.859,03.-TL değerindeki faturanın ve … nolu yevmiye maddesi ile davacı defterlerinde kayıtlı olan …. nolu 19.344,15 TL değerinde kayıtlı faturanın, … nolu yevmiye maddesi ile davacı defterinde kayıtlı …. nolu 2.595,32.-TL değerindeki faturanın, … yevmiye maddesi ile kayıtlı …. nolu 1.165,53.-TL değerindeki faturanın,… nolu yevmiye maddesi ile kayıtlı …. nolu 89.782,72.-TL değerindeki faturanın, … nolu yevmiye md ile kayıtlı … nolu 26.414,49.-TL değerindeki fatura olmak üzere; toplamda 169.161,24.-TL değerinde 6 adet faturanın davacı defterinde kayıtlı olmasına rağmen davalı defterlerinde kayıtlı olmaması ve davalı tarafından düzenlenen ve davacı defterine kayıtlı olmayan 03.01.2020 tarihli …. nolu 158.598.-TL değerindeki fatura, 18.12.2019 tarihli …. nolu 17.759,74-TL değerindeki fatura, 18.12.2019 tarihli … nolu 23.446,81-TL değerindeki fatura, 24.12.2019 tarihli …. nolu 78.099,17-TL değerindeki fatura, 27.12.2019 tarihli … nolu 21.553,02-TL değerindeki faturadan ve davalı tarafından ödenen 104.53-TLnin davacının defter ve kayıtlarında görünmemesinden kaynaklanmaktadır. Davalının cevap dilekçesinde belirtildiği üzere davalı tarafça düzenlenen bu faturalar ayıplı ürün olduğu iddiası ile düzenlenen faturalardır.
Davalı tarafça davacının teslim ettiği kumaşların anlaşmaya uygun olmadığı ve ayıplı olduğu iddia edilmiştir. Mahkememizce ayıplı olduğu iddia edilen kumaşlar üzerindeki tekstil mühendisi aracılığı ile teknik inceleme yapılmış, teknik inceleme ile; Davacı davalının siparişi üzerine kumaşı başka firmalardan tedarik ederek davalıya sattığı, işin olağan akışına göre davalı 478 kg yeşil tencel kumaşı kesmeden incelemiş, kumaş üzerinde kırık izleri bulunduğundan ayıplı olduğunu tespit etmiş, kumaşları kesmemiş ve 21.553,02 TL tutarındaki 27.12.2019 tarihli …. nolu iade faturasını davacıya yansıttığı, kırık izi nedeniyle ayıplı olan tencel kumaş piyasada ortalama 5,00 TL/kg birim fiyattan satılabileceğini, 478 kg yeşil tencel kumaşın kırık izi nedeniyle ayıplı olması sonucu davalının zararı: 478 x (41,75 — 5,00) x 1,08 — 18.971,82 TL olduğunu, davacının davalıya 111.282,12 TL tutarındaki 14.12.2019 tarihli …. nolu irsaliyeli faturayla satmış olduğu tencel kumaşın 60/1 sipariş edilmesine rağmen 30/1 olarak teslim edildiği anlaşıldığından ayıplıdır. Kumaşta kumaşın imal edildiği iplik numarası farklılığı ayıbı test yapılarak anlaşılabilecek ayıptır. Davalı 14.12.2019 tarihinde teslim almış olduğu kumaşın imal edildiği iplik numarası yönünden ayıplı olduğunu yaklaşık 11 ay sonra 20.11.2020 tarihinde tespit etmiştir. Ancak 14.10.2021 tarihinde yapılan keşif esnasında kumaş topları üzerindeki etikette 30/1 tencel süprem yazdığı görüldüğünden, davalının kumaşlar kendisine teslim edildiğinde ayıbın farkına varması gerekirdi. Buradan davalının kumaşın imal edildiği iplik numarasının siparişten farklılığı ayıbı yönünden kabul ettiği, 478 kg yeşil renk tencel kumaş hariç diğer renkteki kumaşları kesip diktiği ve yurt dışı müşterisine ihraç ettiği kanaatine varıldığı, davalının davacıya düzenlediği 158.598,00 TL tutarındaki 03.01.2020 tarihli …. no.lu reklamasyon faturası üzerinde “tencel kumaş kalite farkı sebebiyle indirim, 11.000 adet, müşteri tarafından yansıtılan ürün başına nihai indirim” yazdığını, davalının davacıdan teslim almış olduğu tencel kumaşı kabul ederek kesip dikmiş ve yurt dışı müşterisine ihraç ettiğini, davalının işin olağan akışına göre kumaşları kesmeden muayene ve ayıp ihbar yükümlülüklerini yerine getirmediğinden 158.598,00 TL tutarındaki 03.01.2020 tarihli …. no.lu reklamasyon faturası bedelini davacıdan talep edemeyeceğini tespit etmiştir.
Davacı tarafından davalıya ürünler 14/12/2019 tarihli sevk irsaliyesi ile teslim edilmiş, davalı tarafça ürünlerin ayıplı olduğu iddiası ile 27/12/2019, 03/01/2020 davacı tarafa iade faturası düzenlendiği ve kargoya verildiği iddia edilmiştir. 6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi uyarınca tacirler arasında satışlarda malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmekle yükümlü olduğu, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu süre içerisinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Dava konusu ürünlerde bulunan renk kırılmalarına ilişkin ayıp ve teslim edilen ürünlerin sipariş edilen ürünlere uygun olmadığına dair ayıp açık ayıp hükmündedir. Davacı tarafından davalıya siparişe uygun ürün teslim edilmeyen ürünler yönünden ise etikette siparişe uygun olmadığı belli olmasına rağmen davalı tarafça iade edilmeyip kesimi ve dikimi yapılmıştır. Dolayısıyla söz konusu ürünleri bu şekilde kabul etmiştir. Davalı tarafça süresinde ayıp ihbarında bulunulmamıştır. Süresinden çok sonra iade faturası düzenlenerek gönderilmiştir. Bu sebeple davalının bu ürünler yönünden bedeli istemesi ve zarar talebinde bulunması mümkün değildir. Davalı süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı gibi ürünleri kullanmıştır. Bu nedenle düzenlenen iade faturaları usulüne uygun değildir ve Mahkememizce davacının cari hesaptan düşülmemiştir ve yine bu sebeple birleşen dosya yönünden de davalının bu iade faturaları sebebiyle alacaklı olmadığı ve davacının davalıya borçlu olmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça her ne kadar ayıp ihbarı 6102 Sayılı TTK’nun 18/3 maddesi uyarınca yapılmadığı iddia edilmiş ise de, tacirler arasındaki bildirim usulleri geçerlilik şartı değil ispat şartıdır. Kaldı ki ayıp ihbarı bu madde de sayılan işlemlerden değildir. Bu nedenle davacının bu yöndeki beyanlarına itibar edilmemiştir. Davacı tarafça düzenlenen faturalardaki ürünlerin davalıya teslim edildiği hususunda ihtilaf bulunmadığından davacının ticari defter ve kayıtlarına göre hesaplanan 238.894,57-TL alacağından davalı tarafça ödenen 104,53-TL bedel mahsup edilmek suretiyle davacının 238.790,04-TL asıl alacağı üzerinden takibin devamına ve davalı icra takibinden önce temerrüte düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin ve fazlaya ilişin talebinin reddine, davacının alacağı tarafların ticari defter ve belgeleri ve kayıtları ve faturalar ile likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, ayrıca birleşen dosya yönünden de davacının davalıya takibe konu ayıp sebebiyle düzenlenen faturalardan dolayı yukarıda açıklanan nedenlerle cari hesap borcu olmaması sebebiyle birleşen davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)Mahkememizin iş bu asıl dosya olan …esas sayılı dosyası yönüden;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı icra takip dosyasındaki takibe yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 238.790,04-TL asıl alacak üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında (47.758,00-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 16.311,74 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 2.920,35 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 13.391,39 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 25.165,30 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 3.010,22 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 2.920,35 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.974,75 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 1.742,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre keşif harcı + yargılama gideri ) 47,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
A)Mahkememizin iş bu asıl dosyası ile birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası yönüden;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davacının davalı tarafından aleyhine başlatılan Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasına konu borçtan dolayı davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine,
-Davalının kötü niyeti ispatlanmadığından ve kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 15.699,54 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 3.924,89 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 11.774,65 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 12.883,85 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 3.924,89 TL peşin harç, 59,30 -TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.984,19 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
7-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ve Bakırköy .. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.