Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/692 E. 2021/329 K. 29.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/692 Esas
KARAR NO : 2021/329

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2014
KARAR TARİHİ : 29/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 10/01/2014 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul’da serbest muhasebecilik mesleğini icra ettiğini, bu cümleden olmak üzere 2008 yılıyla 2011 yılları arasında davacı şirketin muhasebe işleriyle denetçilik görevlerini yürüttüğünü, müvekkilinin denetçiliğe davalı şirket ortaklar kurulu tarafından seçildiğini, davalı şirket ile müvekkili arasında 18/04/2008, 01/01/2009, 01/01/2010 ve 08/03/2011 tarihli TÜRMOB ve İstanbul SMMM odası başlıklı 4 adet sözleşmenin olduğunu, bu sözleşmeler gereğince 2008 yılı ile 2011 yılları arasında 4 dönem muhasebecilik, 3 dönemde denetcilik faaliyetlerini yürüttüğü müvekkilinin bu dönemlere ilişkin olarak İstanbul SMMM odası tarafından belirlenen tarife uyarınca almayı hak ettiği ücretlerinin bir kısmını alamadığını bunun üzerine müvekkili tarafından, A- 30/12/2011 tarihli … seri numaralı serbest meslek makbuzu ile 2009 yılı 9.10.11 ve 12. Ayları; 2010 yılı 1,2,3,4,5,6,7,8,9 ve 10 ayları muhasebecilik ücretlerine mahsuben ( KDV içinde olmak üzere ) 5.000 TL, B- yine 30/12/2011 tarih … seri numaralı serbest meslek makbuzu ile 2010 yılı 11 ve 12. Ayları; 2011 yılı 1,2,3,4,5,6,7,8,9 ve 10. Ayları muhasebecilik ücretlerine mahsuben ( KDV içinde olmak üzere ) 5.060 TL, C- 18/02/2013 tarih … seri numaraları serbest meslek makbuzu ile 2009,2010,2011 yılları denetçilik ücretlerine mahsuben ( STOPAJ VE KDV içinde olmak üzere ) 5.140 TL, tutarında serbest meslek makbuzları düzenlediğini, müvekkilinin davalı şirkete 4/a ve B bendinde yazılı 30/12/2011 tarihli … ve … seri numaralı serbest meslek makbuzlarını tebliğ etmiş ve bu makbuzlar davalı tarafından tebliğ alındığını, müvekkilinin davalıya 4c bendinde yer alan 18/02/2013 tarih ve … seri numaralı serbest meslek makbuzunu da tebliğ ettiğini ancak davalı şirketin bu makbuzu 04/03/2013 tarihli posta ile iade ettiğini bunun üzerine müvekkilinin ücretlerini alabilmek için davalı ile görüşmeye çalışmaya çalıştığı ancak başarılı olamadığını, alacağını alamayan müvekkilinin davalıya karşı 19/06/2013 tarihinde Silivri … İcra müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile serbest meslek makbuzlarına dayalı icra takibi yaptığını yapılan icra takibini davalı şirket tarafından 28/06/2013 tarihinde haksız olarak itiraz ettiğini itiraz üzerine takibin durduğunu ve itirazın iptalini ve borçlunun kötü niyet tazminat mahkumiyetine karar verilmesine dava ve talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı şirketin devirden önceki maliklerine dava dilekçesi ihbar edilmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili 07/02/2014 havale tarihli cevap dilekçesinde; öncelikle zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davanın şirketin devirden önceki hissedarlarına ihbarının gerektiğini, davacıya denetçilik faaliyeti için ücret ödeneceğine dair şirket kararının olmadığının çünkü 31/10/2011 tarihinde hisse devir sözleşmesi yapıldığını ve şirketin görgülü ailesi tarafından devir alındığını bu husustan davacının haberi olduğunu, yine 28/03/2009 tarihli olağan genel kurul toplantısında kendisine ücret ödeneceği hakkında herhangi bir karar olmadığını, 30/04/2010 tarihli olağan genel kurul toplantısında da bu yönde bir karar olmadığını, 10/10/2011 tarihli olağan genel kurul toplantısında ücrete ilişkin herhangi bir karar alınmadığını, takibe dayanak yapılan sözleşmelerin şirket yetkililerinin müşterek imzasını taşımadığını, bu nedenle takip dayanağı sözleşmelerin şirketin bağlayabilecek imzaları içermediğini, sözleşmelerin geçerli olabilmesi için bunların şirketin ünvanı altına konmuş imzaya yetkili üç kişinin imzasının taşıması gerektiği kararlaştırılmış ve ilan edildiğini, şirketi temsil ve ilzam olarak sözleşmeye uygun olarak üç yıl süreyle şirketi temsil etmeye yetkili kılındıkları, genel kurulda denetçi olarak seçilmiş olan davacının sunduğu sözleşmelerinin tamamının tek imza taşımakta olduğunu ve şirketi bağlamadığını, 31/10/2011 tarihli hisse devrinden sonra yapılan 03/11/2011 tarihli genel kurul toplantısında şirketin denetçilik görevine … ‘in seçildiğini bu hususun ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, şirketin muhasebe işleri ve buna dair yükümlülüklerin anılan kişi tarafından ifa edilmeye başlandığı bu nedenle …’in isticvabını talep ettikleri davacının bu hususları bilen ve bilmesi gereken kişi olduğu, bu bilme nedeniyle sicil kaydının etkisi nedeniyle bu sözleşmelere ve iddialara dayanamayacağını, sözleşmelerin geçerli olması halinde dahi başlı başına iddia edilen alacağın varlığına delalet edemeyeceğini, dayanak sözleşmelerin damga vergilerinin ödendiği hakkında davacının belgelerini sunması gerektiğini, davacının bağlı olduğu Küçükköy Vergi dairesinden bu hususun sorulmasını talep ettikleri, davacının müvekkil şirketten bir alacağı olmadığının böyle bir alacağın şirket defterlerine devir öncesi ve sonrasında defter hesap ve kayıtlarında yer almadığını bu hususun şirket kayıtları ile sabit olduğunu, dayanılan makbuzların şirkete tebliğ edilmediğini, ücretlerin fayiş olduğunu, vergi dairesine bu dayanılan makbuz ve sözleşmelerin ibraz edilip edilmediği ve bunların işlem akibeti hakkında müzekkere ile bilgi edilmesi hakkında sorulmasını talep ettikleri, davacının takipte kötü niyetli olması nedeniyle %20 icra tazminatına hükmedilmesi gerektiği, sözleşmelerin ve makbuzların devirden sonra önceki tarihli olarak müvekkiline borç altına sokma gayreti ve haksız zenginleşmenin aracı olarak kullanıılmaya çalışılan icra takibi ile müvekkilini ızrar etmesi kötü niyetli olup %20’den aşağı olmamak üzere davacının aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine talep etmiştir.
Yargılama sırasında davaya ihbar olunan davalı şirketin devirden önceki hissedarlarının ( eski maliklerinin ) vekilinin 10/06/2014 tarih ve 30/04/2015 tarihli feri ve asli müdahale taleplerine ilişkin beyanlarında; ıslah talebinde bulunarak müvekkilleri adına asli müdahale talebinde bulundukları, şirketi borçlu olarak yeni ortaklara devir ettiklerini, devir için olağan üstü genel kurul toplantısı yaptıklarını, bu toplantıda denetçi olarak davalının bulunduğunu, bu toplantılarda denetçilere ücret verileceğine dair bir kararın olmadığını, sözleşmelerin şirketi izama yetkili üç kişinin imzasının olmaması nedeniyle geçerli olmadığını, sözleşmenin ihbar olunan … tarafından geriye doğru olarak doldurulmuş olduğunu düşündüklerini, davacının kötü niyetli olarak devirden iki ay sonra 30/12/2011 tarihinde geriye doğru makbuz kesmesi ile açıkça görüldüğünü, devir tarihi olan 31/10/2011 tarihinde şirketi devir ettiği, davacının müvekkil …’dan 5.000 TL istediğini ve müvekkilinde bu ödemeyi …bank … şubesinde 04/11/2011 tarihinde davacının hesabına 5.000 TL yatırdığını, davacı ile yazılı sözleşmelerinin olmadığını şirketin kuruluşundan bu yana …’nın muhasebe işlerini yaptığını, …’nın resmi olarak belgesinin olmaması nedeniyle mali müşavirlerle sözleşmelerinin olmadığını, müvekkillerinin …’ya vekalet verdiklerini, …’nın müvekkillerinin şahsi ve dava konusu şirketin muhasebesinin tuttuğunu, bu nedenle davacı ile müvekkillerinin imzalarının olduğu bir sözleşmenin bulunmadığını sözleşmenin kendileri açısından bağlayacı olmadığını savunmuşlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKÇE;
İş bu dava muhasebecilik sözleşmesine dayalı olarak verilen aylık hizmet ve denetçilik görevi nedeniyle kesilen serbest meslek makbuzlarına dayalı olarak yapılan icra takibine borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine duran takibe ilişkin İİK. 67 kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Takibe konu Silivri … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının yapılan incelenmesinde alacaklının davacı …, borçlunun … Gıda Madencilik San. Tic. A.Ş olduğu takibin 19/06/2003 tarihinde 15.200,00-TL asıl alacak 1.778,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.988,00 TL alacağın tahsili istemiyle davalı şirket hakkında üç adet serbest meslek makbuzuna dayalı ilamsız icra takibinde bulunulduğu, davalı borçlu şirket tarafından süresinde borçlu bulunmadığını belirtilerek takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Tarafların tüm delilleri toplanılmış, bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşme, faturalar, makbuzlar, beyanname örnekleri, ticaret sicil kayıtları, dosya içerisine alınmış, tarafların tüm bu belgeleri üzerinde dosya alacağın var olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi dosyaya ibraz etmiş olduğu 25/11/2014 tarihli raporunda özetle alacak kalemlerinden 2009,2010 ve 2011 yılları için asgari ücret tarifesi kapsamında muhasebe ve defter tutma bedeli olarak 10.040,00 TL, buna işlemiş faizin 2.379,07- TL 2009,2010 ve 2011 yılları için denetçilik görevi yapan davacının asgari ücret tarifesi uyarınca 5.160,00 TL alacağı, ve buna işlemiş faizin 233,23 TL olmak üzere toplam 17.792,30 TL ödenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı yönünde mahkememize rapor tanzim etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın takip dayanağı sözleşme ve bu sözleşmeye dayalı kesilen serbest meslek makbuzları kapsamında, davacının muhasebecilik ve defter tutma ile denetçilik görevlerine ilişkin ücretleri hak edip etmediği, sözleşmenin geçerli olup olmadığı, hizmetleri yerine getirip getirmediği, noktalarında toplanmakta olup buna ilişkin tarafların tüm delilleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Davalı şirket vekiline zaman aşımına yönelik itirazının yerinde olmadığından REDDİNE karar verilmiştir.
Davalı şirketin devirden önceki hissedarlarına dava ihbar edilmiş olup, vekilleri tarafından önce müdahale talebinde bulunulmuş, sonrasında talebini ıslah ederek asli müdahil davalı olarak davalı taraftan yer almış ve 04/11/2011 tarihli 5.000,00- TL’lik ödeme makbuzunu dosyaya ibraz etmiş, söz konusu makbuzun davacı tarafından yürüttüğü hizmetlere ilişkin dönemi kapsadığı ve bu makbuzun ödeme defisi mahiyetinde olduğu ödeme hususunun her zaman ileri sürülebilecek olması nedeniyle davacının bu makbuzları başka bir alacak için ödendiğini ispatlaması gerektiği anlaşılmakla bu yönde herhangi bir iddiada bulunmaması nedeni ile ve ödeme de icra takibinden önce olduğundan asıl alacaktan mahsubu gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı davacı tarafından yapılan işin yapılmadığı yönünde herhangi bir beyanda bulunmayıp bu durumda taraflar arasında yazılı sözleşme olmazsa bile yapılan işin kabullenilmesi nedeni ile takip konusu ücretin haketmiş sayılır. Çünkü talep ücretin hakedildiği ve ödenmediği iddiasına dayalıdır, bu durumda kısmi ödeme iddiaları kabul edilir.
Davalı diğer iddialarını ön inceleme aşamasından sonra ileri sürdüğü için bu durumda bu iddialarını ayrı bir dava konusu yapabilir. İşlemiş faiz yönünden taraflar arasındaki ilişki ticari ilişki olmadığından reeskont faizi talep edilmeyip yasal faiz talep edilebilir. Sözleşmede ödeme günü hususunda herhangi bir belirleme olmadığından temerrüt söz konusu olmaz ayrıca temerrüt için faturanın ve makbuzun tebliği yeterli olmayıp ihtar şarttır.
Davalının sözleşmelerin bağlayıcı olmadığı yönündeki iddiası karşısında bu hususun iç ilişkide önem arz ettiği, ve birbirlerine rücu edebilme kapsamında değerlendirilmektedir.
Tüm dosya kapsamında yapılan yargılama neticesinde; taraflar arasında muhasebe hizmeti konusunda sözleşmeler yapıldığı, bu sözleşmeler kapsamında davalı şirkete muhasebe hizmeti verildiği, bu kapsamda faturalar düzenlendiği, ve makbuzlar kesildiği, davalının beyannamelerinin davacı tarafça düzenlendiği, yapılan hizmetin karşılığı olarak düzenlenen ve kesilen makbuzlar kapsamında dosya içerisinde mevcut ve dosya içeriğine uygun olarak verilen 25/11/2014 tarihli bilirkişi raporunda takip dayanağı alacak miktarının belirlendiği, ve hakimliğimizce hükmü esas alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere takip tarihi itibariyle taleple bağlı kalınmak suretiyle,15.200,00 TL asıl alacaktan davacının, daha önce yapılan 5.000,00 TL lik ödemede mahsup edilerek 10.200,00 TL alacaklı olduğu tespit edilerek ve bu asıl alacak üzerinde davanın kısmen KABULÜNE karar vermek gerektmiştir. Temerrüt takip ile gerçekleştiğinden davacı tarafından işlemiş faizin talebi kabul olunmamıştır. Alacak likit olduğundan itirazın da haksız olduğu anlaşılan davalının takip tarihide nazara alınarak %20 oranın icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yapılan ödeme nedeni ile bu miktar itibari ile davacı kötü niyetli olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun Silivri …. İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 10.200,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Hüküm altına alınan asıl alacak 10.200,00 TL yönünden üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
4-Redddedilen miktar 5.000,00 TL’nin %20’si oranında davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine,
5- 492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 696,76- TL karar harcından peşin alınan 174,70- TL harcın mahsubu ile bakiye 522,06-TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 25,20 -TL başvurma harcı, 174,70- TL peşin harç, 1.010,50- TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.210,4‬0‬ – TL yargılama giderinin kabul (%67,11) red (%32,89‬) oranına göre hesaplanan 812,29 TL’nin davalıdan tahsiliyle alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin kabul (%67,11) red (%32,89‬) oranına göre hesaplanan1 6,445 TL’nin davacıdan tahsiliyle alınarak davalıya verilmesine,
7-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen nispi 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen nispi 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı asil ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

29/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır