Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/690 E. 2021/1105 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/690 Esas
KARAR NO : 2021/1105

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :29/12/2021
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davalı şirketle yapmış olduğu satış anlaşması kapsamında var olan alacağının 11.203,10 TL’sinin borçlu şirket tarafından ödenmediğini, müvekkil şirketin borçlu şirketten olan alacağının tahsili için icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin süresi içerisinde itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketin haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve 11.203,10 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine, bu miktar üzerinden “e 20’den az olmamak kaydıyla davalı şirketin icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından davacı taraf ile yapılan ticari ilişkiye istinaden tutulan cari hesap ekstresi ticari defter kayıtları incelendiğinde müvekkil şirketin davacı şirkete borcu olmadığının sabit olduğunu, müvekkile gönderilen ödeme emrinde takip dayanağı olarak 29.07.2020 tarihli 11.203,10 TL, 28.07.2020 tarihli 11.203,10 TL toplamda 22.406,20 TL denilmiş olup, dayanağın ne olduğu tam olarak anlaşılmamakla beraber dayanak olduğu iddia edilen evrak fotokopisi vs. de müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, davayı kabul anlamına gelmemekle beraber dava dilekçesinde davacının müvekkil şirketten alacağının 11.203,10 TL olduğu, iddia edilmiş, ancak müvekkil şirkete 22.406,20 TL istemi ile ödeme emri gönderildiğini belirterek, davanın reddine, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun icra takibi başlatması nedeni takibin iptaline o 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı ile davalı arasında yapılan satış sözleşmesi kapsamında davacının davalıdan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; icra takibine konu taraflar arasındaki satış sözleşmesi kapsamında davacının davalıya teslim etmiş olduğu ürünler karşılığında alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, davacının kur farkı talep edip edemeyeceği hususlarındadır.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 11.203,10-TL alacağın tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, borçlunun süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında çözümü tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme günü belirlenerek mali müşavir bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş, 18/06/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin incelenen 2019 yılı yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin açılış ve yevmiye defterlerinin kapanış (görülmüştür) noter tasdikleri ile 2020 yılı yevmiye ve defteri kebir e-defterlerinin açılış beratları ile yevmiye e-defterinin kapanış (görülmüştür) beratları ve envanter defterinin açılış noter tasdikinin yasal süresinde olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinin TTK. 64/3. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu kanaatine varıldığı, davacı şirketin incelenen 2019 yılı ticari defterlerinde, 2019 yılında davalı şirkete 172.349,90 TL tutarında 1 adet fatura düzenlendiği, karşılığında 161.146,80 TL tahsilat yapıldığı, yılsonu itibariyle davalı şirketin 11.203,10 TL borçlu olduğu tespit edildiği, davacı şirketin incelenen 2020 yılı ticari defterlerinde, davalı şirketin 2019 yılından 11.203,10 TL borçlu olduğu, 2020 yılında taraflar arasında herhangi bir işlem olmadığı, takip ve dava tarihi ile yılsonu itibariyle davalı şirketin 11.203,10 TL borçlu olduğu tespit edildiği, Davalı ticari defterleri: Davalı şirkete ait aşağıda tabloda gösterilen e-defter beratları ile noter tasdiklerini ihtiva eden 2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterleri incelemeye tabi tutulduğu, Davalı şirketin incelenen 2019 ve 2020 yılı yevmiye, defteri kebir e-defterlerinin açılış beratları ile yevmiye defterinin kapanış (görülmüştür) e-defter beratlarının ve envanter defterlerinin açılış noter tasdiklerinin yasal süresinde olduğu, davalı şirkete ait ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, Davalı şirketin incelenen 2019 yılı ticari defterlerinde, 2019 yılında davacı şirketten 172.349,90 TL tutarında | adet fatura alındığı, karşılığında 160.980,30 TL ödeme yapıldığı ve 11.369,59 TL tutarında kur farkı faturası düzenlendiği, yılsonu itibariyle davacı şirketin alacağı kalmadığı tespit edildiği, Davalı şirketin incelenen 2020 yılı ticari defterlerinde, 2020 yılında taraflar arasında herhangi bir işlem olmadığı, takip ve dava tarihi ile yılsonu itibariyle davacı şirketin alacaklı olmadığı tespit edildiği, Mali açıdan değerlendirme: Taraf şirket ticari defterlerinin TTK 64/3. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu tespit edildiği, Davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirketin 1.203,10 TL borçlu olduğu, davalı şirketin ticari defterlerinde ise davacı şirketin alacağı bulunmadığı tespit edilmiş olup, taraflar arasındaki 11.203,10 TL tutarındaki bu farkın davalı şirketin davacı şirkete düzenlediği 11.369,59 TL tutarındaki kur farkı faturasından kaynaklandığı, Davalı şirket 21.06.2019 tarihinde davacı şirketten 172.349,90 TL tutarında 1 adet fatura teslim alarak ticari defter kayıtlarına intikal ettirdiği, Davalı şirket söz konusu faturaya TTK 21/3 maddesi uyarınca 8 gün içinde itiraz etmemiş, yaklaşık 2 ay sonra 20.08.2019 tarihinde kur farkı faturası düzenlediği, TTK21/3 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. ” Denildiği, Davalı şirket tarafından davacı şirketin düzenlediği faturanın içeriğine 8 gün içinde İtiraz edilmediğinden davalı şirketin davacı şirkete karşı 1.203,10 TL borçtan sorumlu olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı, Davalı şirketin davacı şirkete 11.203,10 TL borçlu olduğu, Davacı şirketin takip tarihi itibariyle ise 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceği, Tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Mahkemenin takdiri içinde kaldığı, kanaati bildirilmiş, davalı vekilinin itirazları ve sunduğu belgeler dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verildiği, 06/08/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; 14.02.2019 tarihli karşılıklı kaşe ve imzası bulunan teklif mektubu ile tarafların 29.000,00 ABD Doları üzerinden anlaşmaya vardıkları ve bu tutarın 9.000,00 ABD Dolarının nakit avans, bakiye 20.000,00 ABD Dolarının ise teslimde 90 günlük çek olarak ödeneceği belirtildiği, Bu anlaşma üzerine 15.02.2019 tarihinde davalı şirket tarafından davacı şirkete 9.000,00 ABD Doları havale gönderildiği, TCMB tarafından 14.02.2019 tarihinde belirlenen ve 15.02.2019 tarihinde yapılacak işlemlerde geçerli olan efektif satış kuru olan 5,3042 TL üzerinden yapılan 9.000,00 USD ödemenin TL karşılığının 47.737,80 TL olduğu hesaplandığı, Davacı şirket tarafından davalı şirkete 31.05.2019 tarihli 172.349,90 TL tutarında fatura düzenlendiği, Faturanın açıklama kısmında Kur: 31.05.2019 tarihli açılış USD kuru: 5,9431 TL olarak belirtilmiştir. (172.349,90 TL / 5,9431 — 29.000 USD olduğu hesaplanmıştır.) TCMB tarafından 30.05.2019 tarihinde belirlenen ve 31.05.2019 tarihinde yapılacak işlemlerde geçerli olan efektif satış kuru olan 5,9431 TL üzerinden hesaplanan fatura bedeli olan 172.349,90 TL’nin ABD Dolar karşılığının 29.000,00 ABD Doları olduğu hesaplandığı, 24.06.2019 tarihinde davalı şirket tarafından davacı şirkete 57.900,00 TL havale gönderildiği, (Açıklama kısmında 10.000,00 USD karşılığı yazılmıştır.) TCMB tarafından 21.06.2019 tarihinde belirlenen ve 24.06.2019 tarihinde yapılacak işlemlerde geçerli efektif satış kuru olan 5,8107 TL üzerinden yapılan 57.900,00 TL ödemenin karşılığının 9.964,38 ABD Doları olduğu hesaplandığı, 07.08.2019 tarihinde davalı şirket tarafından davacı şirkete 55.500,00 TL havale gönderildiği, (Açıklama kısmında 10.000,00 USD karşılığı yazılmıştır.) TCMB tarafından 06.08.2019 tarihinde belirlenen ve 07.08.2019 tarihinde yapılacak işlemlerde geçerli efektif satış kuru olan 5,5498 TL üzerinden yapılan 55.500,00 TL ödemenin karşılığının 10.000,36 ABD Doları olduğu hesaplandığı, Yukarıda izah edilen işlemler sonucunda davalı şirketin davacı şirketten 29.000,00 ABD Doları karşılığında 172.349,90 TL tutarında | adet fatura aldığı, karşılığında 28.964,74 ABD Doları karışlığında 161.137,80 TL ödeme yaptığı ve davalı şirketin davacı şirkete 35,26 ABD Doları borçlu olduğu, TL kurları üzerinden ise 11.212,10 TL borçlu olduğu hesaplandığı, TL ile ABD doları arasındaki farkın, faturanın düzenlendiği tarihte ABD Doları kurunun 5,9431 TL, davalı şirketin yaptığı üç ödemenin ortalama ABD Doları döviz kurunun ise 5,5549 TL olmasından kaynaklandığı, Teklif mektubunun 2. Sayfasında “Kur ve Ödeme” başlığı altında; “Sevk tarihinde TCMB Efektif satış kuru karşılığı TL faturası kesilecek ve ödemesi TL çeki olarak tahsil edilecektir.” yazıldığı, Bu ifadeden faturanın ABD Doları karşılığı olarak TL para birimi ile düzenleneceği, ancak ödemelerin TL para birimi ile yapılacağı, başka bir deyişle fatura düzenleme tarihinde taraflarca anlaşılan 29.000,00 ABD Dolarının karşılığı olan 172.349,90 TL’nin TL olarak ödeneceği anlaşıldığı, ancak davalı şirketin avans ödemesi ABD Doları olarak yapılmış ve bakiye ödemelerine ait dekontlara da 10.000,00 ABD Doları karşılığı açıklaması yazdırıldığı, davalı şirketin ödemelerinin ABD Doları para birimi ile yapılması gerektiği sonucuna varılması halinde davalı şirketin davacı şirkete 35,26 ABD Doları tutarında borçlu olacağı, (35,26 ABD Dolarının takip tarihi itibari ile geçerli olan TCMB efektif döviz satış kuru olan 5,8353 TL üzerinden 205,75 TL olacaktır.) davalı şirketin ödemelerinin TL para birimi ile yapılması gerektiği sonucuna varılması halinde ise davalı şirketin davacı şirkete 11.212,10 TL borçlu olacağı sonuç ve kanaatine bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Kur farkı talep edilebilmesi için, kur farkı uygulamasına dair bir yazılı bir sözleşme veya taraflar arasında bu yönde oluşmuş bir teamülün bulunması veya faturaların yabancı para cinsi üzerinden düzenlenip, ödemelerin ise Türk Lirası üzerinden yapılmış olması halinde de, yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için, bu konuda bir teamülün varlığı da aranmayacağından, fatura tarihi ile fiili ödeme tarihi arasındaki kur farkının istenebilmesi mümkündür. Somut davada taraflar davacı tarafından teslim edilecek ürünler karşılığında 29.000,00 USD nin davalı tarafından ödenmesi karşılığında anlaşmışlardır. Taraflar arasındaki temel ilişkin yabancı para birimi üzerinden kurulmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmenin kur ve ödeme başlıklı maddesinde, sevk tarihinde TCMB efektif satış kuru karşılığı TL faturası kesileceği ve ödemesi TL çeki olarak tahsil edileceği belirtilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen faturalar davalı tarafça kabul edilip defter ve kayıtlarına alınmış ve ödemeler TL olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme dikkate alındığında davacının kur farkı talep edebilmesi mümkün olduğundan davalı vekilinin davacı tarafın kur farkı talep edemeyeceği yönündeki savunmasına itibar edilmemiştir. Mahkememizce tarafların defter ve kayıtlarının incelenmek suretiyle alınan bilirkişi raporunda da davacı tarafın 11.212,10-TL kur farkı alacağının olduğu tespit edilmiş ve alınan bilirkişi raporu usul ve yasaya uygun olduğundan Mahkememizce hükme esas alınarak açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve ayrıca davacının alacağı faturaya dayalı olduğundan ve bu nedenle likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
Davalı borçlunun Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasındaki takibe yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Hüküm altına alınan asıl alacak olan 11.203,10-TL üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 765,28 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 135,31 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 629,97 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 135,31 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 189,71 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 857,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek veya başka bir Mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim ….
¸e-imzalıdır.