Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/686 E. 2021/630 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/686 Esas
KARAR NO : 2021/630

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2020
KARAR TARİHİ : 28/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/072021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … arasında imzalanmış olan 02/06/2017 tarih 150.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi gereği … nolu kredi tanımlanmış, borçlular anılan hesaplardan tasarrufi işlemler gerçekleştiğini, davalının kefil olduğunu, yazılı krediden kaynaklanan borçların ödenmemesi nedeniyle, anılan sözleşmelerin ilgili maddelerine istinafden borçlunun bahsi geçen … nolu kredisi ile 25/02/2019 tarihi itibariyle kat ettiğini, hesabın kat’ı ile birlikte davalıya davacı banka tarafından TT kredisine ilişkin olarak 25/02/2019 tarihinde ihtarname çekildiğini, ihtarda öngörülen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, borçlunun yasal süre içerisinde itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirtmiştir. Davacı vekili davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Görevli mahkemenin İstanbul Adliyesi olduğunu, kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme olduğunu, kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağını, kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şart olduğunu, 6098 sayılı TBK’nın 584/1 maddesine göre, eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceğini, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasının şart olduğunu, bu hususların hiçbirinin yerine getirilmemiş olduğunu, sözleşmede ki sadece imzanın davalıya ait olduğunu geri kalan bütün bilgiler banka tarafından doldurulduğunu, davacı bankanın söz konusu hukuka ve hakkaniyete aykırı kefalet sözleşmesine dayanarak icra takibi başlattığını belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

İş bu dava Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında alcak talebi ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemli olup,
Dava dışı asıl borçlu İlhami Kuşkaya ile davacı arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca davalının kefil sıfatı ile akdettiği sözleşmeden kaynaklı davacı yan alacak talebinde bulunmuştur.
Davalı yan cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunmuştur.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/73
KARAR NO : 2021/870
Davaya dayanak davacı ve dava dışı asıl kredi borçlusu … Lokantacılık A.Ş. arasında imzalanan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’nin davalılarca müteselsil kefil olarak imzalandığı, sözleşmenin yetki şartının düzenlendiği 53 maddesinde yetkili mahkeme olarak İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. Sözleşme serbestisi ilkesi gereğince kararlaştırılan yetkili yer mahkemesi HMK’nın 17. maddesi uyuarınca tacir olan taraflar için bağlayıcı ve geçerlidir. Müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalamış bulunan kefiller açısından da tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, yetki şartı geçerlidir. Sözleşmedeki yetki şartını düzenleyen maddenin sonradan alacaklı banka tarafından tek taraflı doldurulduğuna ilişkin bir kanıt da bulunmamaktadır. İlk derce mahkemesince somut uyuşmazlığı emsal nitelikte olmadığı anlaşılan Yargıtay 11. HD’nin 2013/12104 E- 2013/16635 K sayılı, 25.09.2013 tarihli kararı emsal gösterilerek yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Dosya kapsamında yer alan Genel Kredi Sözleşmesi incelendiğinde asıl borçlu ile aralarında yetki şartının düzenlendiği ,İstanbul Mahkemeleri ile banka şubesinin yahut genel Merkezinin bulunduğu yer Mahkemelerinin yetkili kılındığı ,davalının ikametgahının ve işlemi yapan yer banka şubesinin … İlçesi sınırlarında kaldığı anlaşılmakla davalının yetki ilk itirazının kabulü ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE
3-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli NÖBETÇİ İSTANBUL (ÇAĞLAYAN) ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine,aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-HMK 331/2 maddesi gereği Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır