Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/685 E. 2022/63 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/685 Esas
KARAR NO : 2022/63

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan),
DAVA TARİHİ : 07/10/2020

MAHKEMEMİZİN İŞ BU DOSYASI İLE BİRLEŞEN BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2020/881 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2020
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :24/02/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şahıs şirketi arasında ticari bir iş
ilişkisi bulunduğunu, müvekkil şirket kayıtları üzerinde yapılan dönemsel incelemeler
neticesinde davalının cari hesap dökümü üzerinden bakiye borcu hesaplandığını ve davalı tarafa noter vasıtasıyla borcun ödenmesi hususunda bir ihtarname gönderildiğini, davalı tarafın haksız ve mesnetsiz bir şekilde borcu ödemekten kaçındığını, davalı aleyhine toplamda 50.618,75 TL
değerinde bir ilamsız takip başlatılmışsa da haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu belirterek, öncelikle ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, davalı/borçlunun
icra dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya
tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında fason konfeksiyon üretimi üzerine
sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme çerçevesinde müvekkilin belirlenmiş sürelere bağlı olarak fason konfeksiyon üretimi yapmayı, işveren konumundaki davacı şirketin ise üretim için gerekli
her türlü yan ürünü temin etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, işveren davacı şirketten kaynaklanan
sebeplerle 9 iş günü üretim kaybı olduğunu, müvekkilin 80 işçi çalıştıran bir tekstil atölyesi
olduğunu, iş kaybının tespiti için davacı ile yapılan görüşmelerde günlüğü 13.000,00 TL bedel
olmak üzere 9×13.000,00=117.000,00 TL üzerinde anlaşmaya varıldığını, bu yönde tazmin
manasında ve o an için ihtiyacını giderebilmesini temin maksadıyla müvekkile hakedişin
üzerinde çek keşide edilerek ödeme yapıldığını, iş kaybının tutarı olan 117.000,00 TL iş kaybı tazmin bedeli olarak davacıya 17.07.2019 tarihli 088719 sayılı fatura edildiğini, bakiye alacak 71.830,10 TL için müvekkil tarafından davacıya Bakırköy …. Noterliğinden …. yevmiye sayılı 12.07.2019 tarihli ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmesinin talep edildiğini, bakiye borcun ödenmemesi üzerine müvekkil tarafından önce İstanbul …. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu, yetki itirazı üzerine aynı takibe Bakırköy …. İcra
dairesinin … Esas sayılı dosyası ile devam edildiğini belirterek, hukuka aykırı olarak
açılmış bulunan davanın reddine, davacı şirketin açıkça kötü niyetli olması sebebi ile takip
konusu alacağın % 20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine,
yargılama giderleri ile karşı taraf vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar
verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkememiz dosyası üzerinde birleştirilen Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/881 esas 2020/797 karar sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında fason konfeksiyon üretimi üzerine
sözleşme akdedildiğini, davacı şirketten kaynaklanan sebeplerle 9 iş günü üretim kaybı olduğunu,
müvekkilin 80 işçi çalıştıran bir tekstil atölyesi olduğunu, iş kaybının tespiti için davacı ile
yapılan görüşmelerde günlüğü 13.000,00 TL bedel olmak üzere 9×13.000,00=117.000,00 TL
üzerinde anlaşmaya varıldığını, 117.000,00 TL iş kaybı tazmin bedeli olarak davacıya
17.07.2019 tarihli 088719 sayılı fatura edildiğini, bakiye alacak 71.830,10 TL için müvekkili
tarafından davacıya Bakırköy … İcra dairesinin …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi
başlatıldığını belirterek, konusu, sebepleri ve tarafları aynı olduğundan huzurdaki davanın
Bakırköy …. ATM … E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davalı şirketin kötü niyetli
olarak borca itiraz etmesi sebebi ile davalı borçlunun takip konusu alacağın % 20’sinden az
olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, takip tarihi itibari ile 73.134,85 TL
alacağa yapılan itirazın iptaline, yargılama giderleri ile karşı taraf vekalet ücretinin davalı taraf
üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, talep ve dava etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, asıl davada taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, birleşen dosyada davalının kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi sebebiyle davacının uğradığı iddia edilen zararın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; icra takibine konu taraflar arasındaki ticari ilişkisi kapsamında asıl dosyada cari hesaptan kaynaklı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, birleşen dosya yönünden davalının edimlerini süresinde yerine getirip getirmediği, getirmemiş ise davacının zarara uğrayıp uğramadığı ve uğramış ise zarar miktarı hususlarındadır.
Asıl davaya konu Bakırköy Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası uyap üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 50.618,75 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Birleşen davaya konu Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının Uyap üzerinden yapılan incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 73.134,85 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.

Davacı-birleşen dosyada davalı vekili ve davalı-birleşen dosyada davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılması için mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 28/06/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin incelenen 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılı yevmiye, defteri kebir e-defterlerinin
açılış ve yevmiye e-defterlerinin kapanış (görülmüştür) e-defter beratlarının ve envanter
defterlerinin açılış noter tasdiklerinin yasal süresinde olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinin TTK. 64/3. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine
sahip olduğu, Davacı şirketin incelenen 2017 yılı ticari defterlerinde, 2017 yılında davalı şirketten 270.525,54
TL tutarında 6 adet fatura alındığı, karşılığında 270.525,54 TL ödeme yapıldığı, yılsonu itibariyle davalı şirketin borç ya da alacağı kalmadığı, Davacı şirketin incelenen 2018 yılı ticari defterlerinde, 2018 yılında davalı şirketten 418.641,65 TL tutarında 7 adet fatura alındığı, karşılığında 430.113,66 TL ödeme yapıldığı ve 13.527,99 TL
tutarında 2 adet fatura düzenlendiği, yılsonu itibariyle davalı şirketin 25.000,00 TL borçlu olduğu, Davacı şirketin incelenen 2019 yılı ticari defterlerinde, davalı şirketin 2018 yılından 25.000,00 TL borçlu olduğu, 2019 yılında davalı şirketten 19.830,10 TL tutarında 1 adet fatura alındığı,
karşılığında 40.000,00 TL ödeme yapıldığı, yılsonu itibariyle davalı şirketin 45.169,90 TL borçlu olduğu, Davacı şirketin incelenen 2020 yılı ticari defterlerinde, davalı şirketin 2019 yılından 45.169,90 TL borçlu olduğu, 2020 yılında taraflar arasında herhangi bir işlem olmadığı, yılsonu itibariyle
davalı şirketin 45.169,90 TL borçlu olduğu, Asıl Davada Davalı yanın ticari defterleri: Davalı yana ait aşağıda tabloda gösterilen noter
tasdiklerini ihtiva eden 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterleri incelemeye tabi
tutulduğu, davalı yanın incelenen 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılı yevmiye, defteri kebir ve envanter
defterlerinin açılış ve yevmiye defterlerinin kapanış (görülmüştür) noter tasdiklerinin yasal
süresinde olduğu, (2020 yılı yevmiye defterinin kapanış (görülmüştür) tasdik zamanının
gelmediği) davalı yanın ticari defterlerinin TTK. 64/3. Hükümlerine göre usulüne uygun
tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, Davalı yanın incelenen 2017 yılı ticari defterlerinde, 2017 yılında davacı şirkete 270.525,70 TL
tutarında 6 adet fatura düzenlendiği, karşılığında 270.525,54 TL tahsilat yapıldığı, yılsonu
itibariyle davacı şirketin 0,16 TL borçlu olduğu, Davalı yanın incelenen 2018 yılı ticari defterlerinde, davacı şirketin 2017 yılından 0,16 TL borçlu olduğu, 2018 yılında davacı şirkete 418.641,65 TL tutarında 7 adet fatura düzenlendiği,
karşılığında 448.113,82 TL tahsilat yapıldığı ve 13.527,99 TL tutarında 2 adet fatura alındığı,
yılsonu itibariyle davacı şirketin 43.000,00 TL alacaklı olduğu, Davalı yanın incelenen 2019 yılı ticari defterlerinde, davacı şirketin 2018 yılından 43.000,00 TL
alacaklı olduğu, 2019 yılında davacı şirkete 136.830,10 TL tutarında 2 adet fatura düzenlendiği,
karşılığında 40.000,00 TL tahsilat yapıldığı, yılsonu itibariyle davacı şirketin 53.830,10 TL
borçlu olduğu, Davalı yanın incelenen 2020 yılı ticari defterlerinde, davacı şirketin 2019 yılından 53.830,10 TL
borçlu olduğu, 2020 yılında davacı şirketten fazla olarak kaydedilen 18.000,00 TL tutarındaki
çekin borç kaydedildiği, taraflar arasında bundan başka herhangi bir işlem olmadığı, takip ve
dava tarihi ile yılsonu itibariyle davacı şirketin 71.830,10 TL borçlu olduğu, Mali açıdan değerlendirme; Tarafların ticari defterlerinin TTK 64/3. Madde hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve
kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, Asıl davada davacı şirketin ticari defterlerinde davalı yanın 45.169,90 TL borçlu olduğu,
davalı yanın ticari defterlerinde ise davacı şirketin 71.830,10 TL borçlu olduğu, taraflar
arasında 117.000,00 TL cari hesap farkı bulunduğu ve bu farkın davalı yanın davacı şirkete
düzenlediği faturadan kaynaklandığı, Asıl davada davacı şirketin T.C. Bakırköy …. Noterliğinin 05.07.2019 tarih ve … yevmiye
numaralı ihtarnamesi ile 45.169,90 TL alacağının 5 iş günü içinde davalı yan tarafından
ödenmesini talep ettiği, söz konusu ihtarname 09.07.2019 tarihinde davalı yana tebliğ
edildiği, davalı yanın bu tarihten sonra düzenlediği 12.07.2019 tarih ve …. numaralı
117.000,00 TL tutarlı faturanın, T.C. Bakırköy … Noterliğinin 12.07.2019 tarih ve ….
yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı şirkete gönderildiği, davacı şirket vekili tarafından
T.C. Bakırköy …. Noterliğinin 19.07.2019 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile
davalı yana iade edildiği, Asıl davada davacı şirket ile davalı yan arasında (ihtilaf konusu olan 117.000,00 TL’lik
faturaya dayanak olabilecek 418.641,65 TL tutarında ticari ilişki) 20.08.2018 tarihine kadar
sürdüğü, bu tarihten sonra 28.02.2019 tarihinde 19.830,10 TL’lik bir fatura mevcut olduğu, davalı yan iş kaybına neden olduğu belirtilen tarihten 1 yıl sonra bu kaybın tazmini için fatura
düzenlediği, bununla birlikte iş kaybının tespitine ve davacı şirket ile varılan mutabakata
dair bir belge sunulmadığı, bu nedenlerle birleşen davada davacı yanın davalı şirketten
alacak talebinin yerinde olmadığı, asıl davada davacı şirketin davalı yandan 45.169,90 TL
talep edebileceği, Faiz: Asıl davada davacı şirket vekili, takip talebinde 5.448,85 TL, birleşen davada davalı
taraf 1.304,75 TL işlemiş faiz talep etmiştir. Birleşen davada davacı yanın alacak talebinin
yerinde görülmemesi nedeniyle 1.304,75 TL işlemiş faiz talebi de yerinde bulunmadığı, asıl
davada davacı şirketin T.C. Bakırköy …. Noterliğinin 19.07.2019 tarih ve …. yevmiye
numaralı ihtarnamesi ile 45.169,80 TL alacağının 7 gün içinde ödenmesini talep edildiği, bu ihtarname davalı yana 23.07.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Tebliğ tarihinin 7 gün
sonrasından takip tarihine kadar geçen süre için hesaplanan işlemiş faiz tabloda
gösterildiği, buna göre asıl davada davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle
4.798,83 TL işlemiş faiz talep edebileceği, Asıl davada davacı şirketin davalı yandan 45.169,80 TL talep edebileceği,
Asıl davada davacı şirketin takip öncesi işlemiş faiz olarak 4.798,83 TL talep edebileceği,
Asıl davada davacı şirketin takip tarihi itibariyle ise 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz
talep edebileceği,
Birleşen davada davacı yanın alacak ve işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı,
tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenin takdiri içinde kaldığı, kanaati bildirilmiştir.

Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.

Davalı-birleşen dosya davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; ” Biz daha çok zara, … markalarına tekstil ürünü üretiyoruz. Davacı şirket bize fason iş vermektedir. Bizde davacı şirkete fason üretim yapıyorduk. Davacı … Tekstil den bize kesilmiş vaziyette kumaşlar geliyordu. Ayrıca tüm aksesuarlarda bu şirketten geliyordu. Bizde istenilen üretimi yapıp teslim ediyorduk. Ancak …. Tekstil bu ürünleri bize belirtilen zamanda göndermedi. Bu sebeple biz işlem yapamayıp boşluklar yaşadık. Başka bir iş de alamadık. … Tekstil bize başka bir iş aldırmadı. Biz kendilerine bu durumu bildirdiğimizde zararımızı ödeyeceklerini söylediler ancak ödemediler. Ayrıca dava konusu ürünler yönünden … Tekstil de ben hep Kemal bey isimli bir şahısla muhatap oldum. Soyadının … olarak hatırlıyorum. Ancak emin değilim. Ben boşluklarımızı ve ürünleri banttan çekeceğimizi Kemal beye söyledim. Kemal beyde bana bu durumun kendisini aştığını söyledi. … beyle görüştürmemi istedi. Ben, … bey ve … bey bu durumu konuştuk. Nedim bey üretimi durdurmamamızı, zararı karşılayacağımızı söyledi. Bunun üzerine bizde üretimi durdurmadık. Bizim 9 gün boşluğumuz oldu. 13.000,00 TL zararı günlük giderlerimizden belirledik.” demiştir.
Davalı -birleşen dosya davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davacı … Tekstil de 15 ay çalıştım. Davalı … Tekstilin sahibidir. Ben … Tekstil de çalışmadan önce …ü tanımıyordum. Benim … Tekstil de fason olarak vermem gereken ürünler vardı. Bir arkadaşın aracılığıyla davalı ile tanıştım ve dava konusu ürünlerin fason üretim içi davalıya iş verdim. Davacı … Tekstil kumaş tedarik edemediği için davalıya belirlenen programda kumaş teslim edemedi. Bu sebeple davalı üretim yapamadı ve boşa çıktı. Davacı taraf davalıya başka bir firmadan iş almasına da izin vermedi. Bizim genel müdürümüz … davalı tarafın zararlarını karşılayacağı sözü verdi. Ancak karşılamadığını öğrendim. Biz … Tekstil ile 1 yıla yakın çalıştık. 1 yıl süresince aralıklı olarak çalıştık . En son dava konusu ürünlerin üretiminde ara ara boşluk oldu. En uzun boşluk 3 gündür. Ancak birkaç ürünün üretiminde boşluk oldu. Fakat toplam kaç gün olduğunu söyleyemem, bilmiyorum. … Tekstil den ayrıldıktan sonra davalıyla hiç çalışmadım. Davacı şirket yetkilisi ….dur.” demiştir.
6100 Sayılı HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” Hükmü düzenlenmiştir.
Taraflar arasında eser sözleşmesi niteliğinde fason dikim sözleşmesi akdedilmiştir. Bu sözleşme kapsamında davalı-birleşen dosya davacısı … yüklenici, davacı-birleşen dosya davalısı iş sahibidir. Sözleşme kapsamında davalı-birleşen dosya davacısı … yüklenici olarak davacı-birleşen dosya davalısı iş sahibi tarafından verilen tekstil dikim işini yapmayı üslenmiştir. Ayrıca taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi söz konusudur.
Somut olayda davacı-birleşen dosyada davalı taraf, taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğunu ve davalı-birleşen dosya davacısı tarafından cari hesaptan kaynaklanan alacağın ödenmediği ileri sürülmüştür. Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve tarafların incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve taraflar lehine delil niteliğinin olduğu bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtlarının davalı-birleşen dosya davacısı tarafından düzenlenen 17/07/2019 tarihli ve 117.000,00-TL bedelli fatura dışında birbiri ile örtüştüğü anlaşılmış ve davacı-birleşen dosya davalısının karşı taraftan 45.169,90-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bu miktar üzerinde tarafların defter ve belgelerinin uyuştuğu ve davacı-birleşen dosya davalısının bu miktar kadar alacağı olduğu tarafların ticari defter ve belgeleri ile ispatlanmış ve davalı-birleşen dosya davacısı tarafından bu borcun ödendiğine dair geçerli bir belge dosyaya sunulmamıştır. Dolayısıyla davacı-birleşen dosya davalısının karşı taraftan 45.169,90-TL asıl alacak ve karşı taraf takipten önce temerrüte düşürüldüğünden 4.798,83-TL işlemiş faiz talep edebileceği tespit edilmiş ve bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptali ile takibin devamına karar verilmiş, ayrıca davacı-birleşen dosya davalısının alacağı tarafların ticari defter ve belgeleri ve faturalar ile belirli ve likit olduğu anlaşılmakla davalı-birleşen dosya davalısının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Tarafların defter ve belgeleri davalı-birleşen dosya davacısı tarafından iş kaybı tazmin bedeli adı altında düzenlenen 17/07/2019 tarihli ve 117.000,00-TL bedelli fatura yönünden uyuşmamaktadır ve birleşen dosyanın dava konusunu bu fatura oluşturmaktadır. Davalı-birleşen dosya davacısı tarafından, davacı- birleşen dosya davalı şirketin kendi üzerlerine düşen yükümlülükleri zamanında yerine getirmemesi sebebiyle işlerinin aksadığını, ürünlerin bantta kaldığını, bu sebeple ve karşı taraf başka firmadan ürün alınmayacağını şart koştuğundan zarara uğradıklarını ve karşı tarafla yapılan görüşmelerde bu zararın kendilerine fatura ile yansıtılmasını söyledikleri için bu zarara ilişkin fatura düzenlediklerini ileri sürmüştür. Ancak dosya kapsamında tanık beyanlarında da belirtildiği üzere davacı-birleşen dosya davalı şirket yetkilisi ile görüşme yapılmadığı sabittir. Kaldı ki karşı tarafa bu hususta gönderilen bir ihtar ve uyarı dosyaya yansımamıştır. Ayrıca zarar tazmini olarak fatura edilen miktar üzerinden anlaşıldığına dair geçerli bir delil de dosyaya sunulmamıştır. Fatura miktarı dikkate alındığında bu miktarda anlaşıldığı hususunun da tanık ile ispatı mümkün değildir. Sözleşmede sözleşme devamında davalı-birleşen dosya davacısının başka bir firmadan iş alamayacağı yönünde bir madde de bulunmamaktadır. Ayrıca davacı-birleşen dosya davalısı şirket tarafından alacağın ödenmesi için karşı tarafa ihtarname gönderilmesinin hemen akabinde uyuşmazlık konusu fatura düzenlenmiştir. Söz konusu fatura davacı-birleşen dosya davalı şirket tarafından defter ve belgelerine de işlenmemiştir. Dolayısıyla faturayı düzenleyen taraf bu faturadan kaynaklı olarak alacaklı olduğunu ispat külfeti altındadır. Ancak bu hususta dosyaya geçerli bir delil sunulmamıştır. Davalı-birleşen dosya davacısı tarafından tekstil mühendisi bilirkişisi tarafından inceleme yapılması talep edilmiştir. Ancak iddia edilen hususlarda tekstil mühendisi bilirkişisinden rapor alınmasının esasa bir etkisi bulunmamakta ve ileri sürülen hususların ispat edilip edilmediğini tespit ve takdir görevi Hakime aittir. Bu nedenle Mahkememizce bilirkişiden yeniden rapor alınmamıştır. Birleşen dosya yönünden davalı-birleşen dosya davacısı tarafından iddialarını ispatlar geçerli delil dosyaya sunulmadığından birleşen dosyadaki davanın reddine, kötüniyet tazminat şartları oluşmadığından davacı-birleşen dosya davalısının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)Mahkememizin iş bu …. esas sayılı dosyası yönünden;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Küçükçekmece …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasındaki takibe yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 45.169,90-TL asıl alacak ve 4.798,83-TL işlemiş faiz üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında (9.033,98-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 3.413,36 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 611,36 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.802,00 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 7.295,93 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 650,02 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 611,36 TL peşin harç olmak üzere toplam 665,76 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 1.297,12 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
B)Mahkememizin iş bu dosyası ile birleşen Mahkememizin 2020/881 esas sayılı dosyası yönünden;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Kötüniyet tazminat şartları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürülükte bulunan Haçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70- TL maktu harcın 1.248,97 TL peşin harçtan mahsubu ile ‬‬1.168,27 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 10.307,53 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı birleşen dosya davalı vekilinin ve davalı birleşen dosya davacı vekilinin yüzlerine karşı , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.18/01/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.