Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/67 E. 2021/474 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/67 Esas
KARAR NO : 2021/474

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/01/2020
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/05/2021
Davacı vekili tarafından açılan Alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkil şirketle davalı şirket arasında taşıma sözleşmesi düzenlenmiştir. Bu sözleşme kapsamında 29.03ç2018 tarihinde müvekkile ait ürünler 3 koli halinde davalı şirkete teslim edilmiştir. Sözleşme konusu kargo takip numaraları alnı …, …., …. olan 3 kolinin içerisinde müvekkil şirket tarafından üretilmiş 30 çift ayakkabı bulunmaktadır. Bu ürünlerin ….. Marka Mağazacılık Anonim Şirketine teslim edilmesi konusunda taraflar anlaşmaya varmıştır. Fakat taşıma sırasında taşıyıcının (davalı şirketin) hakimiyet alanında bulunan ürünler alıcıya ulaşmamıştır. Davalı şirket ile irtibatlanan müvekkil şirket kargonun çalınmış olduğunu öğrenmiştir. Bu nedenle söz konusu ürünler ….. Marka Mağazacılık Anonim Şirketine teslim edilememiştir. Müvekkil şirket ürünlerin teslim edilememesinden dolayı zarara uğramıştır. Bu zararın giderilmesi için de davalı taşımacılık şirketine başvurulmuş, ürünlerin gerçek bedeli olan 14.208,45 TLnin müvekkil şirkete ödenmesi talep edilmiştir. Fakat davalı şirket müvekkil şirkete, sorumluluğunun yalnızca Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlı olduğunu sadece 4.134,00 TL ödeme yapabileceğini bildirmiştir. 6102 sayılı kanunun 854. Maddesinde taşıma sözleşmesinde “sorumluluğun kaldırılmasına veya hafifletilmesine ait hükümlerin geçersizliği “başlıklı kısımdaki düzenleme şöyledir. “Kanun’un taşıyıcıya, taşıma işleri komisyoncusuna ve faaliyetleri Devlet iznine bağlı taşıma işletmelerine yüklediği sorumlulukların, önceden hafifletilmesi veya kaldırılması sonucunu doğuran tüm sözleşme hükümleri geçersizdir. Bu hükümlerin, işletme tüzüklerinde, genel işlem şartlarında, biletlerde, tarifelerde veya benzer diğer belgelerde öngörülmüş olmaları halinde de hüküm aynıdır. Yargıtay’ın sözleşme ile hafifletilmesi mesuliyetin hafifletilmesi ve kaldırılmasına ilişkin bir kararı da şu şekildedir. “Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK 766. Maddesi uyarınca taşıma akdinde kanunun taşıyıcıya yüklediği mesuliyetlerin önceden hafifletilmesi veya kaldırılması neticesini doğuran bütün kayıt ve şartların hükümsüz olmasına göre, davalı …Ltd. Şti. vekili ile davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.” Öncelikle belirtilmelidir ki; TTK’nun, “mesuliyetin kaldırılmasına veya hafifletilmesine ait şartlann hükümsüzlüğü” başlığını taşıyan 766. Maddesinde, ”Taşıma akdinde kanunun taşıyıcıya ve hususiyle faaliyetleri Devletin iznine bağlı taşıma işletmelerine yüklediği mesuliyetlerin önceden hafifletilmesi veya kaldırılması neticesini doğuran bütün kayıt ve şartlar hükümsüzdür” denilmek suretiyle, sözleşmede taşıyıcının sorumluluğunun kaldırılması veya hafifletilmesi yasaklanmıştır. Anılan madde, sorumluluğun kaldırılması ve hafifletilmesi bakımından buyurucu bir hükümdür. Dolayısı ile, taşıma sözleşmesinde aksine öngörülen bir şart, taraflar yönünden geçersizdir. O halde somut olayda, davacının davalı Şirketten aldığı fatura arkasında yazılı, “… tazminat miktarının, her halükârda taşıma ücretiyle sınırlı olduğuna …” İlişkin kaydın hükümsüz olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.” Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere taşıyıcının sorumluluğunun sözleşmeler ile hafifletilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davalı şirketçe sözleşmede bulunan ve sorumluluğunu hafifleten hükümlere dayanılması mümkün değildir.
23.07.2019 tarihinde arabulucu başvurusu yapılmıştır. 02.08.2019 tarihinde arabulucu görüşmesi yapılmış fakat anlaşma sağlanamamıştır.
TTK 1178/2 madde: “Taşıyan, eşyanın zıyaı veya hasarından yahut geç tesliminden doğan zararlardan, zıya, hasar veya teslimde gecikmenin, eşyanın taşıyanın hakimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartıyla sorumludur.” Dava konusu ayakkabılar, müvekkil şirket tarafından davalı kargo şirketine teslim edildikten sonra ve alıcı ….. Marka Mağazacılık Anonim Şirketine ulaşmadan önce zayi olmuştur. Ayakkabıların davalı kargo şirketinin hakimiyetinde iken zayi olduğu sabittir.
Taşıyan koruma borcunu gerektiği ölçüde gibi yerine getirmemiştir. Eşyayı koruma borcu kavramı, taşıma sözleşmesi çerçevesinde taşıyıcının eşyayı bir yerden diğerine götürme borcunu ifa ederken aynı zamanda taşınan eşyanın korunması borcunun da yerine getirilmesini kapsamaktadır. Bu bağlamda iç içe geçmiş iki borcun varlığından söz edilmesi yanlış olmayacaktır. Taşıyıcının eşyayı koruma borcu, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihte başlayıp, gönderilene teslim edildiği tarihe kadar devam etmektedir. Bu durum Yargıtay’ın kararlarından da anlaşılmaktadır. Esasen burada teslim edildiği andan kasıt, eşyanın zilyetliğinin doğrudan yahut dolaylı olarak bizzat taşıyıcıya veya yardımcılarına sağlanmış olması gerekliliğidir.
Taşıyıcının eşyayı teslim almasından itibaren onu korumaya özen göstermeden ilk teslim aldığı şekilde teslim edemediği takdirde taşıyıcı, eşyayı koruma borcunu ihlal etmiş olacak ve doğan zarardan sorumlu tutulabilecektir.
Davalı şirket halen zayi olmuş olan kargoyu halen bulamamıştır. Kargoyu çalan hırsızlar ile ilgili olarak davalı şirket halen müvekkile herhangi bir bilgi vermemiştir. Müvekkil davalı şirkete teslim etmiş olduğu ayakkabıların muhataba ulaşmamış olmasından dolayı malların değerleri üzerinde zarar etmiştir. Davalı şirketin gerekli olan dikkat, özen ve pervayı göstermemiş olduğu şirketin ağır kusurlu olduğu, malların davalı kargo şirketinin binasında çalınan araç içerisinde zayi oluştur.
Kargo taşıyıcının pervasızca davranışıyla eşya zayi olmuş olduğundan dolayı taşıyıcının sorumluluğunun üç yılda zaman aşımına uğrayacağı ceza yargılamasını gerektiren hallerin varlığı halinde olağanüstü zaman aşımı sürelerinin geçerli olacağı da ortadadır.
Yukarıda izah ettiğimiz olaylar sebebiyle TTK’ nun ilgili maddesi gereğince davalı şirketin taşıma sözleşmesine konu malların çalınması nedeniyle teslim etmemesinden dolayı doğan zararımızın tazmini maksadıyla söz konusu davayı açma zarureti doğmuştur.
Davanın kabulüne, taşıma esnasında zayi olan mallara istinaden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartı ile 14.208,45 TL nin faizi ile birlikte tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; öncelikle zamanaşımı itirazlarının olduğunu, TTK 855 maddesi gereği taşınan eşyanın zayi olması veya hasara uğraması durumunda 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduğunu, ayrıca davacının talep ettiği ayakkabı bedeline ilişkin herhangi bir belge sunmadığını, sadece davacının kendi beyanı olduğunu, TTK hükümlerine göre davacının talep edebileceği miktarın 1.161,44 TL olduğunu, öncelikle zamanaşımı yönünden, aksi takdirde 1.161,44 TL nin kabulü ile fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle alacak davası olup, dosyada deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyetinin 19/02/2021 havale tarihli raporunda; …………. Davacı firma tarafından kesilen TAMİR sevk irsaliyesinde (29.03.2018 tarih ve … No’lu), kolilerin içerisinde 30 çift TAMİR AMAÇLI AYAKKABI olduğu belirtilmiş ve tamir faturasının 7 gün içerisinde kesilmediği (“VUK 231/1-5 maddesinde Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen fatura hiç düzenlenmemiş sayılır.”)
Dosyada mevcut bulunan sevk irsaliyeli SATIŞ FATURASI (iade faturası olmadığı) (30 çift ayakkabı) 14.08.2018 tarihli ve Fatura No: …. olduğu ve ….. MARKA MAĞAZACILIK A.Ş. ne ait olduğu ve …. AYAKKABI END. PAZ. TİC LTD. ŞTİ. (ADAM AYAKKABI) için düzenlendiği, bu dava ile ilgisinin olamayabileceği,
Ürünlerin resim ve fiziki yokluğu nedeniyle bu günkü fiyat araştırmasının orta ve iyi kalite arasındaki üretici fiyat çıkışlarının 10 Amerikan doları ile 40 Amerikan doları arasında olduğu,
Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığına 10.05.2018 tarihinde vermiş olduğum Sayı:… Esas sayılı Bilirkişi raporunda, fuar için hazırlanan birinci sınıf 5 farklı çift ayakkabının imalatçıdan çıkan ortalama fiyatının 84,43 TL olduğunu ve ….. MARKA MAĞAZACILIK A.Ş. ne ait faturanın ayakkabı çift başına fiyatının 473,61 TL’nm yüksek ve fahiş olabileceği, 3 kap gönderi için sovtaj değerinin alınabileceği,
Fason olarak yaptırılan malzemeli fason işçilik faturasının (08.08.2018 tarih ve seri No:…., irsaliye tarihi:02.08.2018 ve irsaliye No: …) miktarının 13.008 dm2 olduğuna ait faturanın, 30 çift ayakkabıda harcanması gereken 720 desimetrekare deri ile karşılaştırıldığında; hesap hatası olduğu, sevk edilen ayakkabıların yaklaşık 5 ….. önceden imal edildiği ve bu dosya ile alakalı olamayacağı,
Davacıyla davalı arasında yazışmalardan taşıma sözleşmesinin olduğunun anlaşıldığı; davaya konu ürünlerin davacı tarafından davalı tarafa 20.03.2018 tarihinde teslim edildiği,
Davalı tarafın, ürünleri 3 kap , 30 çift ayakkabıyı teslim almasına rağmen eşyayı çaldırması / kaybetmesi nedeniyle eşyayı alıcısına teslim görevini yerine getirmediği, Durumun davacı tarafça öğrenilmesi sonucunda davalıdan 05.09.2018 tarihinde eşyanın değerinin 14.208,45 tl olduğu ileri sürülerek tazmin edilmesi talebinde bulunduğu.
Eşyanın çalınması/kaybolmasına üçüncü kişilerin sebebiyet verdiğine dair dosyada bir belge bulunmadığı, zarara tamamen davalının çalışanlarının sebep olması nedeniyle oluşan tazminattan davalının sorumlu olduğu,
Davalının tamamen kusurlu olması nedeniyle, TTK’nın 886.maddesindeki sınırlı sorumluluktan kurtulamayacağından eşyanın teslim yerindeki değeri üzerinden tazminat ödemesinin gerektiği, bu miktarın emtia, sektör uzmanı tarafından ayakkabıların satış değil tamir amaçlı olması nedeniyle 1.282,90 tl tutarında hesap edildiği, davalının 50 kg üzerinden ödeme yapacağını davacı tarafa bildirerek kabul ettiği bu miktarında 50 kg üzerinden özel çekme hakkı SDR hesaplamasıyla 4.134,00 tl olduğu, ayrıca cevap dilekçesinde 24 kg üzerinden hesaplama yapılarak 1161,44 tl ödeme yapılması gerektiği iddia edilmişse de; yapılan bu üç hesaplamada hangisine karar verileceği mahkemenin takdirinde olduğu açıklanmış, bilirkişi raporunda 3 seçenekli hesaplama yapılmış, davacı vekili davalı tarafından taşınması yapılan 3 koli içinde bulunan ayakkabıların bedelinin 14.208,45 TL olduğunu bu miktarın davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı vekili ise, davacının talep edebileceği miktarın 1.161,44 TL olabileceğini ileri sürmüş, davacı tarafından davalı şirkete teslim edilen kolinin sevk irsaliyesinde 30 çift tamir amaçlı ayakkabı olduğu, kargonun 02/04/2018 tarihinde çalıntı kaydının yapıldığı, dava dışı ….. Marka Mağazacılık A.Ş tarafından davacıya 14/08/2018 tarihinde 14.208,45 TL ayakkabı faturası tanzim edildiği, bu faturanın kargo teslim tarihinde 4,5 ….. sonra düzenlendiği, dolayısıyla kargodaki emtiaya ait olamayacağı, çalınan 3 kolinin içerisinde 30 çift ayakkabının tamir amaçlı gönderildiği, kg nın kayıtlı olmadığı, davalının e-mail yazışmalarında davacıya 4.134 TL tazminat ödemeyi kabul ettiği, kargonun 24 kg olduğu, ayakkabıların satış için gönderilen ayakkabılar olmadığı, tamir amaçlı olduğu, sektör bilirkişi hesaplamasına göre 1.282,90 TL tutarında olduğu, emtianın çalınmasında davalının çalışanlarının sebep olması nedeniyle davalının bu miktar tazminattan sorumlu olduğu anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 1.282,90 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davacı lehine takdir edilen 1.282,90.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 304,85-TL ile 1.448,25.-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.753,10.-TL yargılama giderinin kabul(%9) red(%91) oranına göre hesaplanan 157,77.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı lehine takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Alınması gereken 87,63.-TL karar harcından peşin alınan 242,65.-TL harcın mahsubu ile bakiye 155,02.-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
7-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak)Davacı vekili Av. …, Davalı vekili Av. … yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.29/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Davacı Yargılama Giderleri
304,85.-TL İlk masraf
1.400,00.-TL Bilirkişi ücreti
+ 48,25.-TL Yargılama gideri
1.753,10.-TL