Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/614 E. 2022/1039 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/614 Esas
KARAR NO : 2022/1039

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :19/12/2022
Davacı vekili tarafından açılan tazminat davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle: ….. plaka sayılı aracın davacı şirket nezdinde …. No.lu Trafik Sigorta Poliçesi ile 19/08/2012 – 19/08/2013 tarihleri arasında davalı ….. adına sigortalı olduğunu, araç sürücüsü ….’m 30/01/2013 tarihinde sigortalı aracı kasten …. üzerine sürerek vefat etmesine neden olduğunu araç sürücüsünün kaza sırasında da alkollü olduğunu bu nedenle hakkında İstanbul …. Ağır Ceza Mahkemesinin …. E. sayılı dosyası ile “kasten adam öldürmek “ suçundan kamu davası açıldığını, Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması bakımından yapılan aktüer incelemesi sonucunda …. ’ın kusuru oranında 4.380.00 TL’nin 06.09.2013 günü davacı şirket tarafından ödendiğini, Dava dışı araç sürücüsü ….’m müteveffa ….’a çarptıktan sonra olay yerinden kaçtığı için alkol raporu almamasa da ifadelerinde alkol aldığının kabul edildiğini, Trafik Sigortası Genel Şartlanmn B.4/a ve B.4/d maddelerinde “ kazanın kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri sırasında meydana gelmiş ise sigorta ettirene rücu hakkının bulunduğunu”, Bu nedenle, Davacı şirketin ödediği destekten yoksun kalma tazminatını, sigorta sözleşmesinin karşı akidi olan davalı sigortalısından rücu etme hakkına sahip bulunduğunu, davalıya yapılan tüm müracaatlardan bir sonuç alınamadığı için işbu davanın açıldığını bildirerek, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklan saklı kalmak kaydı ile toplam 4.380.00 TL. Tazminatın ödeme tarihi olan 06.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, harç, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Bakırköy …..Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ….. plakalı aracın …. üzerine kayıtlı olsa da, kardeşi …..’ün şahsi işlerinde kullandığı bir araç olduğunu, maddi sıkıntıya düşen dava dışı …..’ün aracın satımı için müşteri bulacağını söyleyen …..’a aracı teslim ettiğini, aracı teslim alan ….’ın gece park halindeki araçta, …. ile sohbet ederken aralarında çıkan tartışma neticesi araçtan inen ….’u ezerek ölümüne neden olduğunu, dava dışı ….’ün polisin kendisini araması sonucu bu olaydan haberdar olduğunu, suça konu aracın “trafikte işletilme” haline olmadığını, olay anında park halinde olduğunu, bu nedenle olayın Karayolları Trafik Kanunu kapsamında bir trafik kazası olmadığını, bu nedenle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, aracın …. tarafından adam öldürmeye elverişli suç aleti olarak kullanıldığının, “araç sürerek merhumu ezmek” suçundan açılan İstanbul ….. Ağır Ceza Mahkemesinin …. E. sayılı dosya münderecatından görülebileceğini, davacının, sorumlu olmadığı bir meblağı 3. şahsa hatalı olarak hukuken yanlış değerlendirme ile ödemiş ise bundan davalının sorumlu tutulamayacağını, davalının işleten – araç sahibi olduğu için sorumlu olacağı varsayılsa bile İstanbul …. Ağır Ceza Mahkemesi …. E. sayılı dosyası ile maktul ….. hakkında kasten değil “taksirle” adam öldürme suçundan karar verildiğini, bu nedenle poliçeden dolayı ödenen tazminatın davalıdan rücu edilemeyeceğini bildirerek davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasını beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu davacı nezdinde zmms poliçesi ile sigortalı …. plakalı araç ile kasten dava dışı müteveffa ….’un öldürülmesi sebebiyle davacı sigorta şirketinin müteveffanın annesi ve oğlu için ödediği destekten yoksun kalma maddi tazminatın aracın işleteni olan davalıdan rücuen tahsiline ilişkindir.
Mahkememizce celbedilen İstanbul ….. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. esas ve …. karar sayılı dosyasında; dava dışı sanık …. ‘ın maktul …..’u dava konusu ….. plakalı araç ile kasten maktule çarpmak suretiyle ölümüne sebep olduğu, sanık hakkında kasten öldürme suçundan yargılama yapıldığı ve yargılama sonucunda mahkumiyetine karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği görülmüştür.
Dava konusu ….. plakalı araca ilişkin sigorta poliçesi ve hasar dosyasının incelenmesinde; aracın 19/08/2012-19/08/2013 tarihleri arasında davacı nezdinde zmms poliçesi ile sigortalandığı, dava konusu kasten öldürme olayı sebebiyle müteveffanın anne ve oğluna 4.380,00-TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Dava konusu aracın trafik tescil kayıtları incelendiğinde; aracın kaza tarihinde davalı sigortalı adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve talepleri hususunda rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan ilk bilirkişi raporunda aracın kasten adam öldürme suçunda kullanılması sebebiyle davacı tarafından ödenen hasar tazminatının davalıdan rücuen talep edilebileceği, daha sonra alınan bilirkişi raporunda aracın bilinçli taksirle adam öldürme suçundan kullanıldığından bahisle davacı tarafından ödenen hasar tazminatının davalıdan rücuen talep edilemeyeceği kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda Mahkememizin 12/05/2016 tarih, …… esas ve ……. karar sayılı ilamı açılan davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 09/07/2020 tarih, 2019/5149 esas ve 2020/4637 karar sayılı ilamı ile; “…….Davacı taraf dava dilekçesinde; 30.01.2013 tarihinde gerçekleşen kazada müteveffa ……’un mirasçılarına destekten yokun kalma tazminatının hesaplamasının aktüer incelemesi 4.830,00 TL ödendiğini belirtmiş,sunulan ödeme dekontlarının hasar tazminatına ilişkin olduğu görülmüş, davacının ödeme dekontlarının bir kısmının hasar bir kısmının destek ödemesi sebebiyle yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkeme tarafından gerekçeli kararda davacının nihai hasar tazminatı bedelinin 4.380,00 TL olduğu belirtilerek bu tutara hükmedilmiştir. Bu durumda mahkemece; HMK’nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi doğrultusunda, davacı vekiline talep edilen tazminatın neye ilişkin talep edildiğinin ve destek rücusu olup olmadığının açıklattırılması, sonucuna göre talep hakkında karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Bozma ilamından sonra davacı vekili beyanında; davanın konusunu oluşturan 4.380,00-TL bedelin müteveffanın anne ve oğlu için ödenen destekten yoksun kalma maddi tazminatı olduğunu, dava konusu olaya ilişkin herhangi bir hasar ödemesi yapılmadığını beyan etmiştir.
Somut davada; davacı nezdinde sigortalı, davalı adına kayıtlı …… plakalı aracı kullanan ……. tarafından araç silah olarak kullanılmak suretiyle müteveffa …… ‘un ölümüne sebebiyet vermiştir. İstanbul …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ….. esas ve ….. karar sayılı dosyasında …. hakkında müteveffa …. ‘un ölümüne sebebiyet verme suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş, karar Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşmiştir. 6098 Sayılı TBK’nun 74. maddesi uyarınca Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz. Ancak bu bağımsızlık sınırsız değildir. Yargıtay’ın istikrarlı içtihatlarında da belirtildiği gibi ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlıdır. Ceza mahkemesi kararlarında saptanan maddi olgular, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır ve hukuk hakimini bağlayıcı niteliktedir. Dolayısıyla somut uyuşmazlıkta davalının aracı ile işlenen eylem yönünden İstanbul ….. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ….. esas ve ….. karar sayılı dosyasında yargılama yapılmış ve eylemin kasten adam öldürme suçu kapsamında kaldığı değerlendirilmesi yapılmıştır. Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile eyleme ilişkin maddi olgular değerlendirilmek suretiyle eylemin kasten öldürme suçu kapsamında kaldığı değerlendirildiğinden ve olayın oluş şekli uyarınca da varılan sonuç usul ve yasaya aykırı olduğundan ve bu tespitler ile Mahkememiz bağlı olduğundan Mahkememizce de davalı aracın kasten işlenen suçta kullanıldığı kanaatine varılmıştır. Bu sebeple bilirkişi heyetinin eyleminin bilinçli taksirle işlenen trafik kazası olduğu kanaatine Mahkememizce itibar edilmemiştir.
2918 Sayılı KTK’nun 85. maddesi uyarınca; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
Somut uyuşmazlıkta davalı dava konusu aracın adına kayıtlı olduğu işletenidir. Davalı vekili dava konusu eylemin trafik kazası olmadığını, KTK kapsamında olmadığını, bu sebeple davalının sorumlu olmadığını savunmuştur. 2918 Sayılı KTK’nun 86. maddesi uyarınca; işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Bu hüküm uyarınca işletenin sorumluluktan kurtulacağı haller düzenlenmiştir. Ancak somut olayımızda araç kasten öldürme suçundan kullanılmış ve söz konusu eylem maddede sayılan sorumluluktan kurtulma sebepleri arasında sayılmadığından davalı vekilinin savunmasına Mahkememizce itibar edilmemiştir.
2918 Sayılı KTK’nun 95. maddesinde; “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” hükmü düzenlenmiştir. Dava dışı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçenin tanzim tarihi ve olay tarihi itibariyle yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı başlıklı B.4-a maddesinde; Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmişse, yine B.4-d maddesinde; tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veye keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay, maddede sayılan alkollü kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından geliyorsa sigortacının sigortalı işletene rücu edebileceği kabul edilmiştir. Sürücünün kasti eylemi ile meydana getirdiği zararlardan da işletenin sorumlu olduğu, davamıza konu olayda dava konusu aracı kullanan ….. alkollü bir şekilde araç kullanarak ve aracı silah olarak kullanıp kasten müteveffanın ölümüne sebep olduğu, dolayısıyla işletenin de meydana gelen zarardan sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Sigorta Şirketi zararın teminat kapsamına girmediği hususunu üçüncü kişilere ileri süremeyeceğinden ödeme yapmakla yükümlüdür. Ancak ödediği miktarı sigortalıya başvurabilir. Bu sebeple davalıya yapılan rücu talebi yerindedir. Bu sebeple davalı vekilinin savunmalarına itibar edilmemiştir. Davalı vekili tarafından bozma ilamından önce ödenen tazminat miktarına itiraz ettiklerini beyan etmiştir. Ancak Mahkememizce bozma ilamından önce verilen karara davalı vekili tarafından tazminat miktarı yönü ile bir temyiz sebebi ileri sürülmemiştir. Bu sebeple tazminat miktarı davacı lehine kazanılmış hak oluşturmuştur. Tazminat miktarı davacı lehine kazanılmış hak oluşturulduğundan Mahkememizce tekrardan inceleme konusu yapılmamış ve buna ilişkin rapor alınmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davacı Sigorta Şirketinin kendi sigortalısına rücu şartları oluştuğundan açılan davanın kabulüne, ödeme tarihinde davalı temerrüte düştüğünden ödeme tarihinden itibaren dava haksız eylemden kaynaklandığından ve ticari iş olmadığından yasal faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Dava konusu kaza sebebiyle davacının dava dışı kişiye ödemiş olduğu 4.380,00-TL bedelin 06/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 299,20 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 74,80 TL peşin harcın mahsubu ile 224,40 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi uyarınca takdir edilen 4.380,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 74,80 TL peşin harç, 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 100,00 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.734,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
7-Dosyamız arasında bulunan İstanbul ….. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …… esas saylı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, miktarı itibariyle KESİN olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.22/11/2022

Katip ……
e-imzalıdır

Hakim ……
e-imzalıdır