Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/610 E. 2021/160 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/610
KARAR NO : 2021/160

DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
DAVA TARİHİ : 03/05/2013
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olduğunu, ödemelerini yapmasına müteakip kendisine dairelerinin teslim edildiğini ve 6 nolu dairenin içine masraf yaparak ….’e kiraya verdiğini, davalı kooperatifin müvekkiline ödeme yapması konusunda 1. ihtarı gönderdiğini, bu ihtara müvekkilinin fazla ödemesi bulunduğu şeklinde cevap verildiğini, bunun üzerine davalıca müvekkilinin borç dökümünün gönderildiğini, bunun üzerine davalının 2. ihtarı gönderdiğini, bu ihtara da itiraz ettiklerini, bunun üzerine davalının müvekkilinin ihraç edildiğine ilişkin ihtarname gönderdiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini ve ortada usulüne göre verilmiş bir ihraç kararı bulunmadığını, 2011 yılı genel kurulunda müvekkilinin yönetim kuruluna yedek üye olarak seçildiğinin kendisine bildirildiğini ileri sürerek müvekkilinin davalı kooperatifteki 6 ve 12 nolu daireler için üyelik haklarının devam ettiğinin tespitini, ihraç kararının geçersizliğinin tespitini ve yönetim kurulu kararının iptalini, bunların mümkün bulunmaması halinde müvekkilinin 6 ve 12 nolu daireler için üye olarak ödediği bedeller ile dairelerin iç tadilatı için yapmış olduğu masrafların dava tarihi itibariyle tespiti ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL’nin avans faiziyle taraflarına geri ödenmesini istemiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, Kooperatif üyeliğinin tespiti, olmadığı takdirde ödenen üyelik aidatlarının tahsili isteğine ilişkindir.
Mahkememizin .. esasında yapılan yargılamada davanın kabulüne ilişkin verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine; Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … E.- … K sayılı ilamı ile; “hükmün gerekçesinde davacının 2 adet üyeliği bulunduğu yönünde açıklamaya yer verilmiş olmasına rağmen, hüküm bölümünde hangi üyelik yönünden olduğu açıklanmaksızın “kooperatif üyeliğinin tespitine” karar verildiği, 6 no.lu daireye ilişkin üyelikle ilgili ihraç kararı verilip verilmediği, verilmiş ise davacıya tebliğ edilip edilmediği, bu ihracın gündeme alındığı atifet mehli verilen 22.06.2009 tarihli genel kurul kararının davacıya tebliğ edilip edilmediğinin belirlenmediği, davalı tarafça temyiz dilekçesinde davacının 6 no.lu üyelikten ihracı benimseyerek bu üyeliğe ilişkin çıkma payının taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan 12 no.lu daireye ilişkin üyelikle ilgili ödenen miktar ile birleştirilerek bir üyelik olarak devamına karar verildiği savunulduğundan, 6 no.lu üyeliğe ait çıkma payının davacıya ödenip ödenmediği ya da 12 no.lu üyeliğe aktarılıp aktarılmadığı hususlarında rapor alınması gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce bu kez … esasında yapılan yargılamada; uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davacının 6 no.lu daire yönünden 26.09.2000 tarihinde davalı kooperatife üye olduğu, 12 no.lu daire yönünden ise devir yoluyla 28.10.2009 tarihinde üyeliğe kabul edildiği, bilahare davacıya parasal yükümlülükleri konusunda ihtarlar çıkarıldığı, bilahare de yönetim kurulu kararı ile üyelikten ihraç kararı verildiği ancak ihtarların kanuna uygun bulunmadığı, bilahare genel kurulca da ihraç kararı verildiği ancak bu kararın davacıya tebliğ edilmediği, bu ihraç kararına dayanak ihtarların usulüne uygun olmaması nedeniyle genel kurul kararının iptali gerektiği, davalı kooperatifçe davacının 6 no.lu üyeliğinin 12 no.lu daire üyeliği ile birleştirildiği ve üyeliğin 12 no.lu daire üyeliği üzerinde tek üyeliğe çevrildiğini savunulmuş ise de, bu yönde alınan kararın davacıya tebliğ edilmediği ve davacı tarafından kabul edildiğine ilişkin belge sunulmadığından, bu yöndeki savunmaya itibar edilmediği, zira davacının kabulü olmadan davalı kooperatifin tek yanlı olarak iki üyeliği birleştirme hakkının bulunmadığı, dolayısıyla davacının 6 ve 12 no.lu daireler yönünden üyeliklerinin devam ettiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilinin mahkememiz kararını temyiz etmesi üzerine, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin .. E.- … K sayılı ilamı ile;” 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin davacının 6 no.lu daire açısından üyelikten ihracına ilişkin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin, davacının 12 no.lu daire açısından üyelikten ihracına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesinde çıkarma kararının, ortağa tebliğinden itibaren üç ay içinde iptali için dava açılmaması halinde bu kararın kesinleşeceği hükme bağlanmıştır. Dava açmaya ilişkin bu süre, hak düşürücü niteliktedir. Mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Ancak, sürenin başlayabilmesi için kararın tebliği zorunludur. Bu tebliğin noter kanalıyla da yapılması şart değildir. Ortağın haricen öğrenmesi, hatta kararın yüzüne karşı verilmesi sonuca etkili bulunmamaktadır. Süre her halükarda tebliğden başlamaktadır. Somut olayda da; davacının 12 no.lu daire yönünden ihracına ilişkin 02.05.2011 tarihli yönetim kurulu kararının, davacının kooperatifte kayıtlı bulunan adresine 20.05.2011 tarihinde usulünce tebliğ edildiği çekişmesiz olup, bu sebeple davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerekmektedir.
Ancak davacı taraf 02.05.2011 tarihli ihraç kararının kendisine tebliğ edildiği 20.05.2011 tarihinden sonra davalı kooperatife göndermiş olduğu 31.05.2011 tarihli cevap dilekçesinin, ihraç kararına yönelik itiraz mahiyetinde olduğu anlaşıldığından, davacının 31.05.2011 tarihli cevap dilekçesinin davalı kooperatif tarafından itiraz mahiyetinde kabul edilip sonraki genel kurulda görüşülüp görüşülmediği, genel kurulda görüşülmesi halinde ilgili genel kurul kararının davacıya tebliğinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılıp açılmadığı araştırılarak, şayet 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmış olduğunun anlaşılması karşısında ise işin esasına girilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesiyle davalı vekilinin davacının 6 no.lu daire açısından üyelikten ihracına ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin davacının 12 nolu daire açısından üyelikten ihracına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, Yargıtay bozma ilamındaki bozma gerekçesini karşılayacak şekilde davalı vekiline “davacının 02.05.2011 tarihli ihraç kararının kendisine tebliğ edildiği 20.05.2011 tarihinden sonra davalı kooperatife göndermiş olduğu 31.05.2011 tarihli cevap dilekçesinin davalı kooperatif tarafından itiraz mahiyetinde kabul edilip sonraki genel kurulda görüşülüp görüşülmediği, genel kurulda görüşülmesi halinde ilgili genel kurul kararının davacıya tebliğ edilip edilmediği’ne ilişkin bilgi ve belgelerin sunulması için 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde dosyanın mevcut haliyle değerlendirileceğinin ihtarına,” şeklinde ihtarlı davetiye çıkartıldığı, ancak davalı vekilinin süresinde bu hususta beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davacının 02.05.2011 tarihli ihraç kararının kendisine tebliğ edildiği 20.05.2011 tarihinden sonra davalı kooperatife göndermiş olduğu 31.05.2011 tarihli cevap dilekçesinin, ihraç kararına yönelik itiraz mahiyetinde olduğu, davacının 31.05.2011 tarihli cevap dilekçesinin davalı kooperatif tarafından itiraz mahiyetinde kabul edilip sonraki genel kurulda görüşüldüğüne ve genel kurulda görüşülmüşse ilgili genel kurul kararının davacıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge sunulmadığından, mevcut haliyle davalı kooperatifçe davacının itiraz dilekçesinin genel kurulda görüşülmediği, görüşülmüş olsa dahi, kararın davacıya tebliğ edilmediği, buna göre davacının davasını 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açmış olduğunun kabulü gerekmiştir.
Esas yönünden değerlendirmeye gelince; bozma öncesinde mahkememizce tespit edildiği üzere; davacının 6 no.lu daire yönünden 26.09.2000 tarihinde davalı kooperatife üye olduğu, 12 no.lu daire yönünden ise devir yoluyla 28.10.2009 tarihinde üyeliğe kabul edildiği, bilahare davacıya parasal yükümlülükleri konusunda ihtarlar çıkarıldığı, bilahare de yönetim kurulu kararı ile üyelikten ihraç kararı verildiği ancak ihtarların kanuna uygun bulunmadığı, bilahare genel kurulca da ihraç kararı verildiği ancak, davacının bu karara karşı itirazının genel kurulca karara bağlanmadığı, bu ihraç kararına dayanak ihtarların usulüne uygun olmaması nedeniyle genel kurul kararının iptali gerektiği, davalı kooperatifçe davacının 6 no.lu üyeliğinin 12 no.lu daire üyeliği ile birleştirildiği ve üyeliğin 12 no.lu daire üyeliği üzerinde tek üyeliğe çevrildiğini savunulmuş ise de, bu yönde alınan kararın davacıya tebliğ edilmediği ve davacı tarafından kabul edildiğine ilişkin belge sunulmadığından, bu yöndeki savunmaya itibar edilmediği, zira davacının kabulü olmadan davalı kooperatifin tek yanlı olarak iki üyeliği birleştirme hakkının bulunmadığı, dolayısıyla davacının 6 ve 12 no.lu daireler yönünden üyeliklerinin devam ettiği değerlendirilmekle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile davacının ihracına ilişkin davalı kooperatif yönetim kurulunun 02/05/2011 gün ve 137 sayılı ve 22/06/2009 tarihli K.G.K. kararının davacı yönünden iptali ile davacının davalı kooperatifin 6 ve 12 nolu dairelere ilişkin iki ayrı üyeliğinin bulunduğunun tespitine,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcından daha önce yatırılan 24,30 TL peşin harç ve 317,25 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiyesinin davacıya iadesine,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvurma harcı ile 24,30 TL peşin harç ve 317,25 TL tamamlama harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.061,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar, davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup tefhim edildi.
17/02/2021 10:30 17/02/2021

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.