Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/553 E. 2021/1082 K. 26.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/553
KARAR NO : 2021/1082

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/08/2020
KARAR TARİHİ : 26/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 10/01/2018 tarihinde …’den … marka araç satın aldığını, araç satışı karşılığında düzenlenen fatura karşılığı olarak 540.000,00-TL bedel ödendiğini, müvekkili şirket tarafından 2 yıl boyunca aracın kullanıldığını, 2020 yılının Nisan ayında araç ile kaza yapıldığını, aracın yetkili Mercedes Benz servisine gönderildiğini yetkili servis tarafından aracın çalıntı olması sebebiyle Almanya’daki üretici firma tarafından uydu takip sistemiyle kilitlenmiş olduğu gerekçesiyle aracın müvekkili şirketi iadesinin yapılamayacağının bildirildiğini, müvekkili şirketin aracın çalıntı olduğuna dair bir bilgisinin olmadığını, … ile iletişime geçilmesine, ihtarnameler gönderilmesine rağmen herhangi bir sonuç elde edilemediğini, müvekkili şirket yetkilisinin bu olay nedeniyle mağdur olduğunu, Oto Hırsızlık Büro Amirliğince ifadesinin alındığını, soruşturma ve kovuşturma riskiyle karşı karşıya kaldığını, müvekkili şirket tarafınca davalılar hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde soruşturma başlattıklarını, bu nedenlerle alacak davasının kabulü ile müvekkili şirket tarafından davalı şirketlere ödenen 540.000,00 TL’nin satış tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte iadesine ve TBK 229 gereğince her türlü giderin davalılara yükletilmesine, müvekkili şirket zararının karşılanması için İhtiyati Haciz taleplerinin teminatsız olarak kabulüne karar verilmesini, mahkemece aksi kanaat oluştuğunda teminatlı olarak taleplerinin kabulüne karar verilmesini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP; Davalılar vekili süre uzatım talebinde bulunmuş, ancak davaya cevap vermemişlerdir.
Davacı vekili 18/11/2021 havale tarihli dilekçesi ile dava ve dava konusu hakkındaki sulh protokolü kapsamında tarafların birbirleri ile sulh olduklarını, birbirlerini ibra ettiklerini, dava konusu olaya ilişkin olarak tüm talep ve dava haklarından karşılıklı olarak feragat ve birbirlerini ibra etmiş olduklarını, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmemesini, bu nedenle davadan feragat ettiklerini, sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesini, sulh ve ibra protokolünün iş bu davanın sulh ve ibra protokolü olarak onanmasına karar verilmesini istediği, davacı vekilinin bu hususta yetki içeren vekaletnamesinin bulunduğu, davalılar vekili de 18/11/2021 tarihli dilekçesi ile dava ve dava konusu hakkındaki sulh protokolü kapsamında tarafların birbirleri ile sulh olduklarını, birbirlerini ibra ettiklerini, dava konusu olaya ilişkin olarak tüm talep ve dava haklarından karşılıklı olarak feragat ve birbirlerini ibra etmiş olduklarını, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmemesini, bu nedenle davadan feragat ettiklerini, sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesini, sulh ve ibra protokolünün iş bu davanın sulh ve ibra protokolü olarak onanmasına karar verilmesini istediği, ayrıca taraflarınca dosyaya sunulan çek aslının iadesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Taraf vekilleri hem sulh protokolü nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesini, sulh ve ibra protokolünün iş bu davanın sulh ve ibra protokolü olarak onanmasına karar verilmesini talep etmiş, hem de davacı vekilinin aynı dilekçe davadan feragat etmiş olduğunu beyan etmiştir.
Bilindiği üzere, HMK’nın 307. maddesine göre davadan feragat “Davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” Yine aynı kanunun 311. maddesine göre “Feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur.” Bu hükümler gözetildiğinde davadan feragat davaya kendiliğinden son veren bir taraf işlemi olduğunda kuşku bulunmadığı, davadan feragatın usulüne uygun, süresinde ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususta olduğu anlaşılmıştır.
Bir davada hem feragat nedeniyle davanın reddine, hem de sulh nedeniyle karar verilmesini yer olmadığına karar vermek mümkün değildir. Tarafların sulh ve ibra protokolünü sundukları ve bu konuda karşılıklı beyanda bulunmuş olmaları nedeniyle sulh ve ibranını taraflar açısından bağlayıcı olacağı konusunda tereddüt yoktur. Fakat davacının davadan feragatı nazara alınarak davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi usuli olarak zorunludur.
Hal böyle olunca davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Davadan feragatin gerçekleştiği safhaya göre alınması gereken 2/3 oranındaki 39,53 TL karar harcının alınan peşin harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
3-Talep edilmediğinden davalılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.
26/11/2021

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.