Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/552 E. 2020/798 K. 11.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/552
KARAR NO : 2020/798

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 25/08/2020
KARAR TARİHİ : 10/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında akdolunan 22.07.2015 tarihli Yatırım Amaçlı … Konut Satım Sözleşmesi gereğince tarafların, … ili …. İlçesi …. Köyünde kain … no’lu adada bulunan …. blok 53 no’lu bağımsız bölümün davacıya 651.805,00 TL bedel karşılığı satışı konusunda anlaşmış olduklarını, müvekkilinin ayrıntıları dava dilekçesinde belirtilen toplamda 55 adet senedi keşide ettiğini, bu senetlerden 18 adet senedin müvekkiline iade edildiğini, ancak geride kalan toplam 37 adet senedin halen davalının veya davalının ciro ettiği şahısların/kurumların uhdesinde olduğunu, müvekkili bu senetler için ödemelerini, davalının senetleri ciro ettiği ihbar olunanlar …bank ve ….bank’a yaptığını, daha sonra müvekkilinin davalı ile tekrar görüşmeye başladığını, yine davalı tarafından inşa edilen aynı proje içerisindeki …. blokta bulunan bir başka gayrimenkulü satın almak istediğini, …. blok için yaptığı ödemenin … bloka yapacağı ödemelerden mahsup edilmesini istediğini, tarafların bu konuda mutabık kalarak 20.08.2017 tarihli Yatırım Amaçlı … Konut Satım Sözleşmesini imzaladıklarını ve davalı tarafın … ili … İlçesi …. Köyünde kain …. no’lu adada bulunan … Blok 678 no’lu (tapuda 684 no’lu bağımsız bölüm no’lu bağımsız bölümü davacıya 1.500.000,00 TL bedel karşılığında satmayı kabul ve taahhüt ettiğini, davacının, davalıya gönderdiği 25.04.2018 tarihli dilekçesi ile … blok 53 no’lu bağımsız bölüm için ödemiş olduğu bedelin …. blok 678 no’lu bağımsız bölümün borcuna mahsup edilmesini talep ettiği ve taraflarca imzalanan 01.05.2018 tarihli ibraname ile 22.07.2015 tarihli sözleşmenin feshi ve bu sözleşmeye istinaden ödenen 315.805,00 TL’nin 20.08.2017 tarihli sözleşmeye istinaden oluşturulan cari hesaptan mahsubu konusunda mutabık kaldıklarını, müvekkilinin …. blokta bulunan bağımsız bölüm için 162.000,00 TL daha ödeme yaptığını, bu güne dek ne konut teslime hazır hale getirilmiş, ne müvekkiline bir davet yazısı gönderilmiş ne de konutun teslim edileceği tarihin bildirilmediğini, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. D. İş sayılı dosyası üzerinden tespit yaptırıldığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile davacı tarafından davalı lehine …. Blokta bulunan bağımsız bölüm için keşide edilen senetler ile, … blokta bulunan bağımsız bölüm için keşide edilen senetler yönünden öncelikle teminatsız olarak yada sayın mahkemece takdir olunacak teminat karşılığında; protesto edilmesi, icra takibine konu edilmesi, davaya konu edilmesi ve ödenmesi yönüyle tedbiren durdurma kararı verilmesine, taraflar arasında akdolunan 22.07.2015 tarihli ” Yatırım Amaçlı … Konut Satım Sözleşmesi” nin ve 20.08.2017 tarihli ” Yatırım Amaçlı … Konut Satım Sözleşmesi ” nin feshi ile yukarıda sonuç ve istem kısmının A ve B bendinde yazılı liste halinde sunduğumuz 103 adet yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, yargılama bakımından yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğundan yetkisizlik kararı verilmesini, davacı tarafın haksız olarak müvekkili şirkete iş bu davayı ikame ettiğini bu kapsamda davanın müvekkili açısında reddini, davacı tarafin her ne kadar dava konusu ettiği bir kısım bonolardan kaynaklı borçlu olmadığını bildirmiş ise de öncelikle bu beyana katılmadıklarını ve yapılacak incelemeler neticesinde bu durumun anlaşılacağını, müvekkili şirketin, davacı şirkete karşı sözleşmelerden kaynaklı tüm edimlerini yerine getirmiş olduğunu, davacı şirketin de akdedilen sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmesi gerekmekte olduğunu, bu aşamada davacı şirketin akdi sorumluluğunu yerine getirmediğini, davacı tarafın akdedilen sözleşmelerden kaynaklı cezai şart bedellerinden sorumluluğu da oluşmakla, bu alacaklar bakımından da takas ve mahsup hakkımızın bulunduğunu ve açık bir biçimde takas ve mahsup defilerinin yargılama aşamasında dikkate alınmasını, davacının, dilekçelerinde her ne kadar satış sözleşmesini fesih ettiğini bildirmiş ise de bu beyanlarının kabulünün mümkün olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin tacirler arası ilişki olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, bu talep ve beyanlarının kabulü mümkün olmadığını, bu nedenlerle öncelikle davaya ve fazlaya dair tüm hakları saklı kalmakla, huzurdaki davanın esastan reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Dava, İİK 72/3 maddesi uyarınca takibe konu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
6100 sayılı HMK. 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK. 1 maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir.
Ticari davalar TTK. 4.maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k.maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği,
Kanunun m. 3/l.bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı,
Aynı kanunun temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı,
Kanunun 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği,
Kanunun 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nın 4 ve 5.madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur.
Somut olayda, davaya konu satım sözleşmesi kapsamında verilen nama yazılı senetlerin tüketici senedi olduğu, 6502 sayılı TKHK. 4/5. maddesi gereğince kıymetli evrak niteliğindeki senetlerin sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde düzenlenmesinin gerekli olduğu, tüketici sıfatını haiz ve söz konusu işlemin tüketici işlemi mahiyetinde olduğunun kabulü gerekmiştir. Bu itibarla, tüketici konumundaki davacı tarafından lehdar ve cirantaya karşı açılan işbu davada tüketici mahkemesi görevlidir.(İstanbul BAM 12.H.D E: 2020/221 -K: 2020/234,.Yargıtay 13. HD’nin 28/02/2017 gün ve 2017/561 E.-2017/2628 K. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesi, 06/07/2020 tarih, 2020/514 Esas, 2020/788 karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi, 03/06/2020 tarih, 2018/1649 Esas, 2020/545 karar). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (HMK m.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir. Bu sebeplerle davanın dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/12/2020

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.