Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/541 E. 2020/795 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/541
KARAR NO : 2020/795

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/08/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili tarafından her biri 30.000 USD bedelli 30/06/2020, 30/07/2020, 30/08/2020, 30/09/2020, 30/10/2020 vadeli beş adet senet ile 35.479 USD bedelli, 30/11/2020 vadeli bir adet senet düzenlendiğini, senetlerin Türk parasının kıymetini koruma kanunu ve bu kanun uyarınca hazırlanan kararname ve tebliğlere aykırılık teşkil ettiğini, davalının 30/06/2020 vadeli ve 30/07/2020 vadeli senetler için Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, bu nedenle senetlerin Türk parasının kıymetini koruma kanunu ve bu kanun uyarınca hazırlanan kararname ve tebliğlere aykırı olarak düzenlendiğinden senetlerin iptaline, tehiri icra kararı verilerek icra takibinin ve diğer tüm senetlerin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, huzurdaki davanın arabuluculuk yoluna başvuru yapılmadan açıldığını, bu sebeple davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafça müvekkiline hiçbir borçları olmadığı sonrasında da maske imal eden makine alınması sebebiyle senetlerin düzenlenmiş ve müvekkiline verilmiş olduğu iddiasının asılsız olduğunu, davacı tarafça her ne kadar müvekkiline herhangi bir borçlarının bulunmadığı iddia edilmişse de senetlerin kabulünden sonra borcun ifa edildiğini gösterecek herhangi bir delil sunulmadığını, hamili bilinen bir kıymetli evrakın iptalinin talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, borçlu tarafça, taraflarına yapılan icra takibinden önce de açılan bir menfi tespit davası da mevcut olmadığını, bu nedenle takibin durdurulmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı karara ilişkin tebliğ (tebliğ no: 2008-32/34)’de değişiklik yapılmasına dair tebliğ (tebliğ no: 2018-32/51) gereğince senetlerin iptali talep edildiği, tebliğde mutlak olarak döviz ile tüm borçlanmaların yasaklaması söz konusu olmadığını, bahse konu tebliğ incelendiğinde istisnaların mevcut olduğunu, kişiler arasındaki borçlanmaları bu kapsamda olmadığını, taraflar arasında sözleşme mevcudiyetinin aranması koşulu ile başkaca istisnalara yer verildiğini, bu nedenle bahse konu tebliğin müvekkili ile davacı talep edenler arasındaki ilişkiyi kapsamadığını, mahkeme tarafından verilen tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle davacı tarafından açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yaklaşık ispat kuralını sağlamayan ve müvekkilinin mağduriyetine sebep olan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.
Dava, kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır. Davacının iddiası bonoların Türk parasının kıymetini koruma kanunu ve bu kanun uyarınca hazırlanan kararname ve tebliğlere aykırı olarak USD cinsinden düzenlenmesin nedeniyle iptal edilmeleri gerektiği, geçersiz olduğuna dayanmaktadır. Davacı taraf davalıdan maske imal eden makine satın alınmasına karşı bonoların düzenlenip verdiğini ileri sürmüştür, davalı tarafça bu iddia kabul edilmemiş olmakla, birlikte davacının bu iddiası yine davacının dayandığı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı karara ilişkin tebliğ (tebliğ no: 2008-32/34)’de değişiklik yapılmasına dair tebliğ (tebliğ no: 2018-32/51) de 8. Madde başlığı “Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler” başlığı altında bu konu düzenlenmiş olup, bu maddede; tarafların sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmalarının yasak olduğu ve olmadığı haller sözleşme türüne ve tarafların Türkiye’de yerleşik olup olmamalarına göre göre tek tek sayılmış olup, maddenin (6) fıkrasında; Türkiye’de yerleşik kişilerin; kendi aralarında akdedecekleri, iş makineleri dâhil taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmalarının mümkün olduğu düzenlenmiştir.
Böylece; dava konusu bonoların maske imal eden makinenin satış bedeli karşılığında düzenlendiği iddiası davalı tarafça kabul edilmemiş olsa da, davacının bu iddiasına göre yapılan değerlendirmede dahi yürürlükte bulunan mevzuata göre davacının dava konusu bonoların USD cinsinden düzenlenemeyeceği yönündeki iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar harcının peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacılardan tahsiline,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 80.254,80 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacılara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2020 11.41

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.