Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/539 E. 2020/744 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/539 Esas
KARAR NO : 2020/744

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2020
KARAR TARİHİ : 26/11/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2020
Davacı vekili tarafından açılan Alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; 2019 yılının başlarında davalı şirket yetkilisi, müvekkil şirket ile iletişim kurduğunu, kendisi için hem logo tasarımı yapılmasını hem de çok sayıda etiket ve ambalaj tasarımı yapılmasını talep ettiğini, tarafların her bir işin “2.000 TL + KDV” şeklinde ücretlendirilmesi konusunda anlaştıklarını ve müvekkili (tasarımcı şirket) bünyesinde yoğun bir çalışma başladığını, tarafların, sözleşme çerçevesinde yoğun şekilde karşılıklı çalıştıkları dönemde iletişim sıklıkla e-posta yoluyla kurulduğunu, 2 ay gibi kısa bir sürede çok yoğun bir çalışma gerçekleştirildiğini ve 1 logo tasarımı, 11 çeşit etiket tasarımı ve 4 çeşit de ambalaj tasarımı olmak üzere, toplamda 16 parça ürün tasarlandığını, tasarlanan ürünlerin tamamının davalı tarafa teslim edildiğini, ancak bu tasarım sürecinin sonunda davalı taraf, başlangıçta tarafların anlaşmış olduğu (tasarım başına) 2.000 TL+KDV tutarındaki ücreti ödemeyi reddettiğini, davalı şirketin ödeme yapmayı reddetmesi üzerine tasarım süreci (16 tasarım teslim edilmiş olduğu halde) sonlandırıldığını, müvekkili şirket tarafından davalı şirket için yapılmış tüm tasarımların bedelinin tespit edilerek, şimdilik 1.000 TL’nin (ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte) davalı tarafça ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; öncelikle davacı tarafından alacak miktarı bilindiğinden davanın belirsiz alacak olarak açılamayacağını, davanın usulden reddine karar verilmesini, esas hakkında ise müvekkili ile davacı arasında herhangi bir eser sözleşmesinin olmadığını, yazılı ve sözlü anlaşma bulunmadığını, müvekkilinin ………. ile iş yaptığını, davacı ile herhangi bir iş yapmadığını, öncelikle davanın usulden kabul olmaz ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle alacak davası olup, davacı vekili gerek dava dilekçesi ve gerekse ön inceleme duruşmasında müvekkilinin davalı şirkete her bir ürün için 2.000 TL + kdv şeklinde 16 parça ürün tasarlayıp teslim ettiğini, aralarında sözlü anlaşma olduğunu, yazılı anlaşma olmadığını, davalı tarafın ürünlerin bedelini ödemediğinden 1.000 TL belirsiz alacak davası açtıklarını açıklamış ve beyan etmiş olup, davada irdelenmesi gereken öncelikli hususun davacı tarafın belirsiz alacak davası açıp açamayacağı olup; 6100 sayılı HMK 107 maddesinde düzenlenen belirsiz alacak ve tespit davasında davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gerektiğinden belirleyememe hali davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna yada objektif olarak imkansızlığa dayanması gerekeceğinden açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa belirsiz alacak davası açılamayacağından bu davada da hukuki yarar aranacak olup davacının bu davayı açmada hukuki yararı bulunduğundan söz edilemeyip, alacağın hangi hallerde belirsiz, hangi hallerde belirli veya belirlenebilir olduğu hususunda kesin bir sınıflandırma yapılması mümkün olmayıp, her bir davaya konu alacak bakımından somut olayın özelliklerinin nazara alınarak sonuca gidilmesi gerektiğinden alacak belirli veya belirlenebilir ise belirsiz alacak davası açılamayıp, ancak şartları varsa kısmi dava açılması mümkün olduğundan şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmesi gerektiği, çünkü alacağın belirlenebilmesi mümkünken böyle bir davanın açılmasına kanun izin vermeyip, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yokluğundan dava reddedilmesi gerektiğinden, davamızda dava miktarı davacı tarafça bilindiğinden ve davacı vekilinin beyanından da davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı anlaşıldığından, dava belirsiz alacak davası şartlarını taşımadığından HMK 114/1-h maddesi gereği hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu belirsiz alacak davasının HMK 114/1-h maddesi gereği alacak miktarı davacı tarafça bilindiğinden belirsiz alacak davası açılamayacağından HMK 115/2 maddesi gereği dava şartı nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davacının yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı lehine takdir edilen 1.000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 54,40.-TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. …, Davalı vekili Av. ……. yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.26/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.