Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/53 E. 2022/112 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/53 Esas
KARAR NO : 2022/112

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 17/01/2020
KARAR TARİHİ : 31/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ticari faaliyetine züccaciye sektöründe iştigal ettiğini, davacı ile davalı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında süregelen bir ticari ilişki olmakla, davalı davacı işyerine çatal, bıçak tabak vs. zücaciye eşyaları tedarik ettiğini, davacı davalı tarafından teslim edilmesi gereken bir takım mallar karşılığında 1 adet toplam 75.000,00 TL değerinde çek düzenlemiş ve davalıya vermiş olmasına rağmen davalı tarafından mal teslimi gerçekleştirilmediğini, bu çeki piyasada kullanmış ve iade etmesi gereken çekin arkasını yazdırtarak davacı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünde … E. Üzerinden takibe geçtiğini belirterek davacı vekili davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı borçlarının karşılığı olarak dava konusu çeki davalıya keşide etmiş ancak çek vadesinde ödemediğini, çek tahsil edilmek üzere ilgili Banka’ya ibraz edildiğinde ise hesap bakiyesinin yeterli olmadığının öğrenildiği bu durum üzerine çeke ilişkin 2.030,00-TL muhatap Bankadan tahsil edildiğini, yapılan araştırmalar neticesinde, borçlunun ödeme zorluğu çektiği ve mallarını bir başka şirket üzerine geçirmeye başladığı bilgisi edinildiğini, bunun üzerine ihtiyati haciz kararı alınıp takip başlatıldığını, davalı tarafından gerekli mal tedariki çekin vade tarihinden evvel eksiksiz şekilde yerine getirildiğini belirterek davalı vekili davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

İş bu dava İİK 72/ maddesi uyarınca açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Davacı taraf davalı ile aralarında cari hesap ilişkisi olduğunu ,davalı taraf 75.000 TL lik çek ile ödeme yapmasına rağmen karşılığı ürünün teslim edilmediğini iş bu sebeple bedelsizlik iddiası şle icra takibine konu çekten dolayı borçlu olmadığı ve de bankaya ibraz edilen çek için karşılıksızdır işlemi neticesinde bankaca ödenen sorumluluk tutarının istirdatı talebine yöneliktir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası ile davalı tarafından davacı aleyhine 04/06/2019 keşide tarihli 75.000 TL bedelli …. seri nolu çekten kaynaklı icra takibi başlatıldığı ve de anılan çekin kıymetli evrakın zorunlu unsurlarını ihtiva ettiği görülmüştür.
” 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. maddesi “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” şeklindeki düzenlenmiştir. Davacı taraf icra takibi başlatıldıktan sonra lehtar ve ciranta aleyhine İİK 72/1.maddesi uyarınca menfi tespit davası açmıştır.
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir. Diğer bir değişle, alacaklı olduğunu iddia eden kişi borcunun dayandığı hukuki sebebi ve onun geçerli olduğunu ispat etmek zorundadır. Ancak alacaklı bonoya dayalı alacağını talep ettiğinde ispat soyutluğu karinesi nedeniyle sebep göstermek zorunda değildir. Alacağını bonoyu sunarak iddiasını ispatlamış kabul edilmektedir. Artık borcunun olmadığını ispatlamak zorunda olan borçludur. İspat yükü borçluya geçmiştir. Ancak alacaklı bono üzerinde borcun sebebine ilişkin bir açıklama varken başka bir düzenleme sebebine ilişkin beyanda bulunursa yani bonoyu talil ederse artık ispat soyutluğu nedeniyle elde ettiği avantajı kaybeder. Bu durumda borçlu ile aralarında olan borç ilişkisinin dayandığı hukuki sebebi ve bu sebebin geçerliliğini ispatlamak zorundadır. Diğer bir deyişle bononun üzerindeki bedel kaydının aksinin savunulması bononun talili anlamına gelir ve böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Bonoyu talil eden savının kanıtlamak yükümlülüğü altına girer.
Dosya kapsamında tartışılması gereken husus bononun talil edilip edilmediği, ispat yükünün hangi tarafta olduğu ve iddiasını hangi delillerle ispat edebileceğidir. Dava konusu bonoda, ihdas nedeni olarak “nakten” kaydı bulunmaktadır. Somut olayda, davacı taraf, dava konusu bonoların taşınmaz satımı nedeniyle düzenlenerek verildiğini ileri sürerken, davalı taraf, davacı ile aralarındaki nakit para kapsamında söz konusu bonoların düzenlendiğini iddia etmiştir. Senet nakden kaydı ile düzenlenmiş olup, malen düzenlendiğini davacı iddia etmektedir. Bononun, bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olması, bu nedenle bir illete bağlı olmasının gerekmemesi ve ispat yükünün senedin bedelsiz olduğunu ileri süren ve senedin ihdas nedenini değiştiren tarafa ait olması nedeniyle somut olayda ispat yükünün davacı tarafta olduğu kuşkusuzdur.Bu kapsamda, davacının bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.(T.C.İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 44. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I DOSYA NO : 2020/346 Esas KARAR NO : 2021/503)
Davalı taraf davacı ile aralarında cari hesap ilişkisi olduğunu kabul etmiş ,çekin karşılığı ürünlerin davacı tarafa teslim edildiğini savunmuş böylelikle kıymetli evrakın illetten mücerretlik ilkesi taraflarca sebebe bağlanmış ve de davalı taraf yukarıdaki içtihattan da anlaşılacağı üzere ispat soyutluğu nedeniyle elde ettiği avantajı kaybetmiş ve borçlu ile aralarında olan borç ilişkisinin dayandığı hukuki sebebi malı teslim ettiğini ispatlamak zorundadır.
İş bu sebeple ,taraf ticari defterleri ba-bs bildirim formları üzerinde bilirkişi incelmesi yapılmış;
03/09/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda;
a-) Dava konusunun davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla vermiş olduğu bir adet çekin takibine ilişkin menfi tespit davasından ibaret olduğu,b-) Davacının ve davalının 2018 ve 2019 yılları defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, bu itibarla HMK 222. Md. ve 6102 sayılı TTK. Md. 64/3 gereğince mevcut haliyle tarafların defterlerinin lehine delil olma niteliğinin bulunduğu, c-) Davacının dava dilekçesinde faiz talebinin bulunmadığı,d-) Davalı tarafından davacıya düzenlenen faturaların üst kısmı imza edilen açık faturaolarak tabir edilen faturalar olduğu, faturalarda teslim alan ve teslim eden kısmının boş olduğu, faturanın üst kısmını imza edenlerin bilgisinin yer almadığı,e-) İncelemeye sevk irsaliyelerinin ibraz edildiği ancak sevk irsaliyelerinde teslim alan ve teslim eden bilgilerinin bulunmadığı, f-)Taraflar arasında ticari ilişki eski yıllara dayanmakta olup taraflar arasında mal alım satımı ilişkisi 2018 yılı sonunda nihayete ermiştir. 2019 ve 2020 yıllarında tarafların arasında mal alım satımı yapılmadığının tarafların defter kayıtlarından anlaşılmakta olduğu, g-) Taraflar arasında ödeme ilişkisinin çek(senet) şeklinde olduğu, davacı tarafın aldığı mallar karşılığında davalı tarafa vadeli çekle ödeme yaptığı ve davalı tarafın ise bu vadeli çekleri defterlerine tahsilat olarak kaydettiği görülmüştür. Davalı tarafça mail ortamında tarafımıza gönderilen Bayilik Sözleşmesinden taraflar arasında yapılan Bayilik Sözleşmesine göre davacının ödemeleri 180 gün vadeli çekle yapabileceğinin anlaşılmakta olduğu, h-) Davalı tarafın düzenlediği satış faturaları ve davacı tarafça mallara karşılık vadeli çekle yapılan ödemelerin 2018 yılı sonuna kadar iki tarafın defterlerinde de mutabık şekilde kayıtlı olduğu, iki tarafın defter kayıtlarına göre de davacının 31.12.2018 itibariyle davalıya 8.864,39 TL cari hesap borçlusu gözüktüğü yani diğer bir şekilde ifade etmek gerekirse davalının 31.12.2018 itibariyle davacıdan 8.864,39 TL cari hesap alacaklısı gözüktüğü, yani 2018 yılı sonu 31.12.2018 tarihi itibariyle tarafların defter kayıtlarının mutabakat içerisinde olduğu, ı-) Menfi tespit davasına konu …. seri no’ lu 04.06.2019 keşide tarihli 75.000,00 TL’lik çekin iki tarafında 2018 yılı defter kayıtlarında olmadığı, yine söz konusu çekin davacı taraf defter kayıtlarına hiç intikal etmediği, davalı tarafın ise 2019 yılı defter kayıtlarına intikal ettirildiği, i-) Davalı tarafın 2019 yılı defter kayıtlarına detaylı bir şekilde yukarıda yer verilmiş olup incelenmesinden anlaşılacağı üzere davacı tarafın 2018 yılında davalıdan yapmış olduğu mal alımları karşılığında vermiş olduğu çeklerin(senetlerin) birçoğunun iade edildiği/protesto edildiğinin anlaşılmakta olduğu, davacının iade ve protesto edilen çekler/senetler karşılığında banka yoluyla ve yeniden vadeli çekler düzenlemek suretiyle davalıya ödemeler yaptığının anlaşıldığı,j-) Menfi tespit davasına konu …. seri no’ lu 04.06.2019 keşide tarihli 75.000,00 TL’lik çekin aslında direkt olarak mal alımına dayalı olarak değil daha önce mal alımı karşılığında verilen vadeli çeklerin yenilenmesi şeklinde verilmiş olduğunun anlaşıldığı,k-) Davalı tarafından iade edilen birçok çek/senet sebebiyle davacıdan 31.12.2019 tarihi itibariyle 566.080,99 TL alacaklı gözüktüğü, bu hususların davalı tarafın defterlerinde kayıtlı olmasına karşın davacı tarafın defter kayıtlarında bulunmadığı,j-) Niha-i takdir Sayın Mahkemenin olmakla birlikte; davacının defter kayıtlarında Menfi Tespit davasına konu … seri no’ lu 04.06.2019 keşide tarihli 75.000,00 TL’lik çekin kayıtlı bulunmadığı, davalının defter kayıtlarına göre ise söz konusu çekten dolayı davalının alacaklı gözüktüğü kanaati ile rapor düzenlenmiştir.
Menfi tespit davasına konu …. seri no’ lu 04.06.2019 keşide tarihli 75.000,00 TL’lik çekin iki tarafında 2018 yılı defter kayıtlarında olmadığı, yine söz konusu çekin davacı taraf defter kayıtlarına hiç intikal etmediği, davalı tarafın ise 2019 yılı defter kayıtlarına intikal ettirildiği 75.000,00 TL’lik çekin aslında direkt olarak mal alımına dayalı olarak değil daha önce mal alımı karşılığında verilen vadeli çeklerin yenilenmesi şeklinde verilmiş olduğunun anlaşıldığı bu hali ile davalının malın teslimi hususunu ispatladığı ,bu şekilde malın bedelinin ödendiği husunun ispatının davaca tarafa ait olduğu ispat yükünün böylelikle yer değiştirdiği anlaşılmakla ;
Davacı taraf yemin deliline dayanış ,davalı şirket temsilcisi duruşmaya katılmış ve de “dava konusu 04/06/2019 tarihli 75.000,00 TL bedelli çek karşılığı davacı tarafa mal teslimi yaptım, borcum yoktur” şeklindeki beyanı ile yeminini eda etmekle davacı taraf davasını ispat edemediğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70- TL harcın 1.280,82 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 1.200,12‬ TL bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 10.550,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafça sarf edilen 7,80 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
7-Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00-TL’ nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır