Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/470 E. 2022/345 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/470 Esas
KARAR NO : 2022/345

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2020
KARAR TARİHİ : 29/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :29/04/2022
Davacı vekili tarafından açılan menfi tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekilince 21.07.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle “Müvekkil …, ‘ın Edirne Merkezli olmak üzere Bulgaristan ve Türkiye’de inşaat işleri ile uğraştığı, Davalı … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti ile diğer davalı …’de inşaat malzemesi satım ve pazarlama işi yaptığı, müvekkili ile davalı …’in davalı şirketin temsilcisi olarak yürüttüğü görüşmeler neticesinde ekte sundukları proforma faturalar ile davalılardan Gazbeton, XPS Levha Tip 1500, Beyaz Alçı Levha, Yeşil Alçı Levha, Perlitli Alçı Sıva, Saten Alçı Sıva, Yapıştırıcı Alçı Sıva, Taş yünü, Kartonpiyer Alçı Sıva vb. İnşaat malzemesi satın almak üzere anlaştıklarını, malzeme alım sürecinde müvekkil ile davalı … ‘in muhattap olduğunu bütün iş ve işlemleri kendi ve şirket adına yürüttüğünü proforma faturalardaki imzaları da kendisinin attığını, anlaşma gereğince davalılar proforma faturalarda belirtilen malları teslim yeri Edirne Kapukule Sınır Kapısı olacak şekilde teslim edeceklerini karşılığı 100.000 TL tutarında çek olmak üzere kalan tutar teslimatta nakit olarak ödeneceği şekilde anlaştıklarını, söz konusu anlaşma uyarınca, müvekkil keşideci tarafından …. Bankası …. Şubesi’ne ait,23.06.2020 keşide tarihli ….. çek numaralı, 40.000 TL bedelli ve yine …. Bankası … Şubesi’ne ait,10.07.2020 keşide tarihli, …. çek numaralı, 60.000 TL bedelli çeklerin davalı şirkete teslim edildiğini, Proforma fatura tarihleri Şubat 2020 olmasına rağmen mallar halen daha teslim edilmediği gibi davalı … ile yaptıkları şifahi görüşmelerin sonuçsuz kaldığını davalı … tarafından çeklere karşılıksızdır işlemi yaptırıldığını müvekkilin satım sözleşmesi gereğince malları teslim edilmediği gibi icra takip tehdidine maruz kaldığını davalılarca teslimatın bu güne kadar gerçekleşmemesinin nedeni hakkında da herhangi bir açıklama yapmadıklarını, anlaşma gereğince davalılar malları teslim etmemeleri nedeniyle kötü niyetli olduklarını müvekkil tarafından keşide edilen çekler bu durumda karşılıksız oluğunu, İcra ve İflas kanunu gereğince, bu şekilde açılan menfi tespit davası açılacak icra takibini tek başına durdurmaya yeterli olmadığı veçhile, söz konusu çek bedelinin 2415’inin taraflarınca teminat gösterilmesi karşılığında, ivedi olarak öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve her türlü takibin önlenmesini dava neticesinde ise her iki çek açısından borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi” talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkil ile satış sözleşmesi yaptığını, işbu sözleşme kapsamında müvekkile 23/06/2020 tarihli 40 bin TL bedelli, 10/07/2020 tarihli 60 bin TL bedelli çekler vererek kendi edimini yerine getirdiğini, proforma fatura tarihleri Şubat 2020 olmasına rağmen müvekkilden edimini halen yerine getirmediğini, malların halen teslim edilmediğini ve bu nedenle çeklerin bedelsiz kaldığını iddia ederek, her hangi bir borcu bulunmadığının tespitini ve açılacak icra takiplerinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini sayın mahkemeden talep ettiğini, öncelikle iddiaların çelişkili ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, açılan davanın, müvekkil firmanın alacaklarını sürüncemede bırakma amacıyla açılmış olduğunu ve davanın reddi gerektiğini, Davacı …’ın Türkiye’de ve Bulgaristan’da kendi adına kayıtlı firmaları olduğunu, Türkiye’de kayıtlı olan şahıs şirketinin Edirne merkezli, … … PAZARLAMA VE TOPTAN TİCARET(VKN …) adlı işletme olduğunu Davacının Bulgaristan’daki firmasının adı ise … … adlı firma olduğunu, davacının Bulgaristan’da kayıtlı firma adresini belirterek dava açtığını, Oysa müvekkil ile davacının hem yurtiçi hem yurtdışı ticari ilişkisi olduğunu, bu ilişki çerçevesine müvekkil firmaya davacının hem yurtdışı hem yurtiçi firmadan kaynaklı borçları bulunduğunu, Müvekkil firma ile davacının 05.05.2019 tarihinden bugüne kadar mal alım satımı şeklinde süregelen ticari faaliyetin söz konusu olduğunu bu süreç zarfında müvekkil firma ile davacının birden çok ticari faaliyet yaptığını, müvekkil firma farklı tarihlerde karşılıklı yürütülen bu ticari faaliyetler kapsamındaki bütün edimlerini yerine getirerek sipariş edilen malları davacıya teslim ettiğini, bu noktada, müvekkil firmanın malları teslim ettiğine dair resmi ve yazılı İhracat Beyannameleri, aynı şekilde resmi ve yazılı Gümrük Beyannameleri, İrsaliyeli Faturalar, ödeme yerinde teslimatın yapıldığını kanıtlayan kamera görüntüleri, cari hesap ekstreleri gümrük bel geleri ve benzeri bütün delillerinin mevcut olduğunu, müvekkil firmanın yurtdışına ihracat yapan bir firma olduğunu, bütün iş ve işlemleri denetime açık resmi yazılı belgeli işler olduğunu, müvekkil firmanın davacının bugüne kadar talep ettiği malları yurtdışına ihraç ettiğini ancak bu ihracatlar yapılmasına, mallar teslim edilmesine rağmen müvekkil firmaya karşı olan parasal ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, dolayısıyla müvekkil firma davacının yurtiçi/yurtdışı firmalarından euro bazında Çekler’den ayrı olarak birlikte 33 BIN EURO alacaklı olduğunu, müvekkilin karşı taraftan alacaklarını da her türlü belge ile ispat etmesinin mümkün olduğunu, bütün işlemlerin belgeye dayalı resmi işlemler olduğunu, İşte bu noktada davacının, müvekkil firmaya olan daha önce de ödemediği diğer borçlarına karşılık olarak verdiği iki adet çeki sanki belirli malların teslimine yönelik olarak vermiş gibi ifade etmek suretiyle malların kendisine teslim edilmediğini iddia ederek çeklerin bedelsiz kaldığını ve bu nedenle zarara uğradığını beyan ederek dava açtığını ancak asıl zarara uğrayanın müvekkil firma olduğunu, önceki dönemlere ilişkin borçlarını tamamen yerine getirmeyen davacının verdiği Çeklerin karşılıksız çıktığını çeklerin karşılığının halen ödenmediğini ve davacının müvekkile olan bütün borçlarının halihazırda devam etmekte olduğunu taraflarına borca yönelik bir ödeme yapılmadığını, müvekkil firmanın basiretli tacir olmanın gerektirdiği asli/tali bütün yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmesine rağmen, davacının çek düzenleyerek ikrar edilen borçları halen ödemediğini, yapılan bütün şifahi ihtarlara rağmen hiçbir şekilde ödeme yapmayarak müvekkili sürekli sürüncemede bıraktığını, bu borçlara karşılık, davacının müvekkil firmaya vermiş olduğu çeklerin tamamının karşılıksız olduğunu, çeklere banka memurları tarafından karşılıksızdır işlemi yapıldığını, bu noktada davacının müvekkile karşı ticari parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğinden hukuki ve cezai sorumluluğu devam ettiğini, diğer yandan, Dava dilekçesinde Proforma faturaların 2020 yılının Şubat ayında düzenlendiği ifade edildiğini, çeklerin ise sırasıyla 6. Ve 7. Ayda düzenlendiğini, sözleşmenin en erken Şubat ayında yapılmış olduğu karinesinden yola çıkıldığında, ödeme yapıldığı halde proforma faturalardaki malların teslim edilmediği beyanı varsa bu noktada neden daha önce takip ve benzeri hukuki yollara başvurulmamış, noter kanalıyla bir ihtarname dahi çekilmemiş, üstelik de diğer yandan 100,000 TL çekler keşide edilerek müvekkile verildiğini, sayın mahkemenin de takdir edeceği üzere, Çekler 6.ve 7. Ayda düzenlenmiş olup arada kalan 4 aylık sürede mallar teslim edilmediyse neden çek verilmiş olduğu hususu çelişkili ve kötü niyeti ortaya koyduğunu, ticaret erbabının basiretli bir tacir olmak zorunda olduğunu, bu kadar süre geçmesine rağmen davacı borçlu olduğunu açıkça ikrar edecek şekilde çek düzenleyerek müvekkile verdiğini, bu noktada çeklerin proforma faturalarda belirtilen malların teslimatı karşılığında verildiğini kanıtlayan hiçbir protokol veya ihtirazi kayıt ya da herhangi bir yazılı belge olmamasına rağmen sadece tanık deliline dayanılarak iş bu dava açıldığını dilekçede belirttikleri gibi davacı taraf ile 2019 yılından beri süren ticari ilişkiler gereği cari hesap ilişkisinin bulunduğunu bu cari hesap şeklindeki kayıtlara göre karşı tarafın müvekkile karşı olan önceki borçlarını tamamen yerine getirmediğini ve halen ödemediği miktarların bulunduğunu, müvekkile verilen ve karşı tarafın hangi borcuna ilişkin olarak verdiği belirli olmayan 100.000 TL bedelli bu çeklerin müvekkile verilen ve karşı tarafça hangi borcuna ilişkin olarak verildiği belirli olmayan çekler olduğunu dilekçe ekinde sunulan cari hesap ekstrelerinde, ihracat beyannamelerinde, gümrük beyannamelerinde, diğer hesap defterlerinde bütün davacının müvekkil firmaya borçlu olduğu açıkça görüleceğini, cari hesap gereğince müvekkilin, bu çek bedellerini karşı tarafın önceki dönemlere ilişkin ödememiş olduğu borçlarından düşüp mahsup etme hakkı bulunduğunu halihazırda davacı tarafın tamamen yerine getirmediği parasal yükümlülükleri ve taraflarına olan borçlarının devam etmesi nedeniyle yasal dava/takip hakları devam ettiğini, İhtiyati Tedbir Taleplerine yönelik olarak; öncelikle davacının ihtiyati tedbir talebi için HMK’nın 389. Maddesinde belirlenen kanuni şartlar gerçekleşmediğini, İhtiyati tedbir kararı verilmesi halinde müvekkil firmanın alacağını elde etmesi önemli ölçüde zorlaşacağını, bu karar ile tamamen imkânsız hâle gelecek ya da dava sonuna kadar gecikme sebebiyle müvekkil firma aleyhine ciddi zararlar doğacağını Çeklerin karşılıksız çıktığını müvekkil firmanın çekleri bankadan tahsil etmesinin yolu kapandığını ayrıca çeklerdeki imzanın sahteliği iddiasının olmadığını bu nedenle davacı aleyhine ciddi zararlardan söz edilemeyeceğini, tam aksine müvekkil firmanın zor durumda kalacağının aşikar olduğunu, tedbir talebinin reddini” talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki mal alım satım sözleşmesine istinaden davacı tarafından davalının teslim edeceği mallara karşılık verdiği çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Tarafların BA ve BS formları celbedilmiş, taraflar tarafından sunulan belgeler incelenmiştir.
Davacı defterlerinin incelemesinin yaptırılarak tarafların iddia ve savunmaları, icra dosyası ve mahkeme dosyası birlikte değerlendirilerek taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti ile varsa davaya konu alacağın tespiti” hususlarında bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş,26/01/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Tacir olan davacı …”ın Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 13 Nisan 2018 tarihli …. sayısının …. numaralı nüshasına göre … PAZARLAMA ve TOPTAN TİCARET unvanı ile … Ticaret Sicil numarası ile Edirne Ticaret Sicil Müdürlüğünce 04.04.2018 tarihinde tescil edildiği tespit edilmiştir. Davalının … Pazarlama ve Toptan Ticaret unvanlı davacı firma adına hazırladığı 24 Şubat 2020 tarihli …. numaralı Proforma F atura’nın toplam tutarının 217.062,50 TL olduğu, davalının davacı adına hazırladığı 27 Şubat 2020 tarihli … numaralı Proforma Fatura’nın toplam tutarının 147.798,54 TL olduğu tespit edilmiş olup, iki adet Proforma Fatura’nın toplamının 364.861,04 TL olduğu tespit edilmiştir. Proforma fatura adı verilen ticari vesikanın hukuki anlamda bir fatura olmadığı, Fatura’nın sözleşmenin yapılması safhası ile değil, yerine getirilmesi safhası ile ilgili ticari bir belge olmasına rağmen proforma faturanın akdin inikadı safhasına taallük eden, bilgi vermek, icaba davet veya icapta bulunmak amacıyla kullanılan bir vesika olduğu, proforma fatura, bir mal satmak, imal etmek veya iş görmek veyahut menfaat temin etmek isteyen kimsenin, bu işlerle ilgili akde icabını gösteren, satılacak veya imal edilecek malın veya yapılacak işin veyahut sağlanacak menfâatin fiyat ve vasıflarını göstermek üzere mala veya işe talip olması düşünülen kimseye gönderilen teklifi ifade eden bir ticari vesikadır. Doktrinde de proforma fatura, “herhangi bir malın kesin satışından önce fiyat ve vasfinı göstermek üzere satıcı veya imalâtçı işletme tarafından malı satın almak isteyen firma ya da kişiye verilen faturadır” şeklinde tarif edilmekte olduğu; Davacının ticari defterlerinde proforma faturalara ilişkin herhangi bir muhasebe kaydının mevcut olmadığı, proforma faturaların davalı tarafından davacının Türkiye’de bulunan firması adına düzenlendiği tespit edilmiştir. Davacının davalıya keşide ettiği, … Bankası …. Şubesi’ne ait, 23.06.2020 keşide tarihli …. çek numaralı, 40.000 TL bedelli ve yine …. Bankası … Şubesi’ne ait, 10.07.2020 keşide tarihli, …. çek numaralı, 60.000 TL bedelli çek olmak üzere 100.000,00 TL tutarlı çeklerin ticari defterlerde yer almadığı tes it edilmiştir. Davacı ile davalının, davwerine göre 2019 yılında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davalı … İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. tarafından davacı … firmasına 2020 yılı içerisinde 7 adet faturanın düzenlendiği ve 7 adet faturanın toplam tutarının 111.692,88 TL olduğu, davacının davalıya 2020 yılı içerisinde 60.842,37 TL ödeme yaptığı, ödemelerden sonra 2020 yılı sonu itibariyle davacınıp_ davalıya 50.8Wrcunun bulunduğu, takdiri ve değerlendirilmesi mahkemenin takdiri içinde kaldığı, kanaati bildirilmiştir.
Somut davada; davacı vekili tarafından davalı ile dava dilekçesi ekinde sunulan proforma faturalarda belirtilen malları alım satımı konusunda anlaştıklarını, kendilerinin dava konusu 40.000,00-TL bedelli ve 60.000,00-TL bedelli çekler ile malların bedelini ödemesine rağmen söz konusu malların teslim edilmediğini ileri sürmüştür. Davalı vekili ise davacı ile aralarında mal alım satımına ilişki süregelen bir ticari ilişki olduğunu, kendilerinin süregelen ticari ilişki kapsamında sattıkları malları davacıya teslim etmesine rağmen davacının bu ticari ilişki kapsamında kendilerine ödenmeyen borçlarının olduğunu, söz konusu çeklerin bu borçların ödenmesi için verildiğini ve davacının iddialarının doğru olmadığını beyan etmiştir. Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve davacının ticari defter ve kayıtlarının yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu tespit edilmiş, davalı tarafça defter ve belgeleri dosyaya sunulmamıştır. Davacının defter ve kayıtlarına göre davacının davalıya 50.851,50-TL bakiye borcunun olduğu ve dava konusu çeklerin davacının defter ve kayıtlarında kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nda düzenlenen kambiyo senetleri ve bunlar arasında bulunan çek sebepten mücerrettir. Kambiyo senetlerindeki taahhüdün mutlaka bir sebebi vardır, ancak bu sebep senet üzerinde açıklanmamıştır ve kambiyo senetlerini temel ilişkiden soyut hale getirmektedir. Aksine davranış yani kambiyo senetlerinin temel ilişki ile ilişkilendirilmesi kambiyo senetlerini hükümsüz hale getirir. Çek bir ödeme aracıdır ve çekin temelinde nitelikli bir havale ilişkisi yatar. Çek bir ödeme aracı olduğundan mevcut bir borcun ifası anlamına gelmektedir ve bunun aksi ve bedelsizlik iddiası ancak kesin deliller ile ispat edilebilir. Davacı dava konusu çekin dava dilekçesi ekinde sunulan proforma faturalardaki malların teslimi karşılığında verildiğini iddia etmiş, davalı taraf ise bu iddiayı doğrulamamıştır. Çeklerin dava konusu malların teslimi karşılığında verildiğini iddia eden davacı bu hususu ispatlar geçerli ve kesin bir delil dosyaya sunmamıştır ki bu da söz konusu çeklerin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verildiğini anlamına gelmektedir. Davacının kendi ticari defterlerine göre de davalıya borçlu olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca proforma fatura mal satışına ilişkin bir teklif olup tarafından bu mal satışı hususunda anlaştıklarına dair de davacı tarafça geçerli bir delil sunulmamıştır. Kaldı ki öyle olsa bile dava konusu çeklerin söz konusu malların teslimi için verildiği davacı tarafça ispatlanamamıştır. Bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan Haçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının 1.707,75 TL peşin harçtan mahsubu ile 1.627,05‬‬ TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 13.450,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.29/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır