Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/464 E. 2021/204 K. 01.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/464 Esas
KARAR NO : 2021/204

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/02/2018
KARAR TARİHİ : 01/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP; Müvekkilinin davalı şirketin bayisi veyahut yetkilisi olmadığını, köklü bir şirket olup dünyanın çeşitli ülkelerine ihracat yaptıklarını, alanında kendine özgü ürünleriyle farklılığını ispatladığını, öncü bir firma olduklarını, davalı şirket müvekkilinin tescil hakları müvekkili …’a ait ürünleri internetin ünlü alışveriş siteleri aracılığıyla satışa arz ettiğini, ancak davalı şirketin bu ürünleri satmak veyahut satışa arz etmek yönünden yetkili, bayilik hakkı mevcut veyahut temsil sıfatına haiz bir ticari kişilik olmadığını, işbu haksız rekabetin gerek müvekkiline gerek ticari anlaşma dahilinde olduğu şirketlere ve gerekse müvekkili …’ın bayisi olan şirketlere büyük ticari zararlar verdiğini, şirket politikası gereği belirlenen taban fiyatlarından daha düşük değerlerle ve hukuka aykırı şekilde satışa arz gerçekleştirdiğini, bu nedenlerle haksız rekabet olduğunun tespiti ile tekrarının önlenmesi suretiyle haksız rekabetin men’ine ve bu amaçla ihtiyati tedbire hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Markanın tüketilmesi ilkesi gereği üretilen malların piyasaya sürülmesi ile birlikte marka hakkının tüketileceğini ve bu kapsamda piyasaya sunulan ürünlerin ticaretinin herkes tarafından yapılmasının mümkün olduğunu, bu durumun marka hakkında tecavüz oluşturmayacağını, piyasaya sürülen malların ticaretinin serbest olarak yapılmasının esas olduğunu, davacı şirketin ürettiği herhangi bir malın alım satımının yapılması için de davacı taraftan izin alınmasına veya sözleşme yapılmasına gerek olmadığını, davacı tarafın şirket içinde belirlediği perakende satış taban fiyatlarının bağlayıcılığının ancak kendilerini ve sözleşmede madde bulunması halinde aralarında sözleşme bulunan bayilerini kapsadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir.

Mahkememiz’in … E. … K sayılı ile Mahkememiz’in görevsizliğine karar verilmiş olup;
Mahkememiz ilamının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … H.D. … E. … K. Sayılı ilamı ile Mahkememiz ‘in görevli olduğu gerekçesi ile kaldırıldığı ve de yukarıdaki esasa kaydedildiği görülmekle;

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

İş bu dava , davacı yan tescil hakları kendilerine ait olduğunu iddia ettiği oyuncakların , kendilerinin bayisi yahut temsilcisi olmaksızın davalı tarafça şirket politikalarının aksine taban fiyatın altında satışa sunulduğu gerekçesi ile haksız rekabetten kaynaklı maddi manevi tazminat talepli olup,
Davalı yan piyasaya sürülen ürünlerin marka hakkının tüketildiği ,davacı taraf ile aralarında sözleşme akdedilmediği bu sebeple serbest piyasa kuralları gereği malların satışını yaptıklarını savunmakla;
03/04/2019 tarihli mali müşavir ve haksız rekabet uzmanı bilirkişileri tarafından tanzim edilen heyet raporu uyarınca;Davacı ile davalı arasında bayilik ilişkisi bulunmadığı ,dava konusu ürünlerin marka hakkı sahibi davacı veya onun bilgisi ve rızası ile üçüncü kişiler tarafından piyasaya sunulduğu ,davacının dava konusu oyuncaklar üzerinde fikri mülkiyet haklarının tükendiği ve davacının bu oyuncakları tekrar satması için davacı ile arasında bayilik gibi hukuki ilişkinin bulunmasına gerek olmadığı ,davacının hukuka uygun şekilde lede ettiği oyuncaklar üzerinde mülkiyet hakkı olduğu ,dava konusu oyuncaklar üzerinde davacının fikri mülkiyet haklarının ilk satıştan sonra sona erdiğinden sözleşmenin nispiliği ilkesi uyarınca davacının belirlediği taban fiyatlarına davalının uyma yükümlülüğünün bulunmadığı ,davacının serbest ticaret ve rekabet özgürlüğü kapsamında dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmeyen eylemlerinin haksız rekabet oluşturmayacağı kanaati ile rapor tanzim edidliği,

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2018/4373
KARAR NO : 2019/5710

“Somut olayda dosya kapsamından davalı tarafça satışa sunulan ürünlerin, davacının sözleşme imzaladığı İsviçre’deki orjinal üreticiden davacı tarafça temin edilen mallar olduğu ve yasal yollardan satın alınarak piyasaya sunulduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalıların eylemleri, ücretini ödemek suretiyle satın aldıkları orijinal ürünleri satmaktan ibaret olup, yukarıda değinilen ilkeler ve açıklamalar ışığında, Türk Ticaret Kanununun haksız rekabete ilişkin hükümlerini ihlal eder nitelikte olmadığı gibi, iyiniyet kurallarına aykırı hareket olarak da değerlendirilemez. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince, davalıların anılan eylemlerinin haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceği hususu göz önüne alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.”

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2017/11-117
KARAR NO : 2018/1883

“…
serbest piyasa ekonomilerinin temel prensibi olan serbest ticaret hakkı ve rekabet özgürlüğü Anayasa’nın 48/1. maddesinde “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.” denilmek suretiyle vurgulanmıştır. Ancak ticaret serbestisi ve rekabet özgürlüğü, sınırsız rekabet hakkının bulunduğu anlamına da gelmemektedir. Bu nedenle haksız rekabeti düzenleyen kuralların amacı ve içeriği de rekabet özgürlüğünün sınırlarını göstermek ve bu sınırların aşılması durumunda başvurulabilecek hukuki yolları tespit etmektir.
Haksız rekabet kuralları, rekabet hakkının dürüstlük kuralları çerçevesinde kullanılmasını sağlamak ve rekabet hakkının kötüye kullanılmasını engellemek amacı ile sevk edilmiştir. Bu kurallar genel nitelikli ve her alanda uygulanabilecek hükümler içermekle birlikte rekabet hakkının, Türk Medeni Kanununun 2. maddesi gereğince dürüstlük kurallarına uygun şekilde kullanılmasını sağlamaya çalışmaktadır (Arkan, Sabih; Ticari İşletme Hukuku, Ankara 2018, s. 350.).
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda (6102 sayılı TTK) haksız rekabet kuralları, ticari nitelik taşısın taşımasın tüm haksız rekabet hâllerini kapsayacak şekilde ve son derece ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 54. maddesinde haksız rekabete ilişkin amaç ve genel hükme yer verildikten sonra, aynı Kanunun 55. maddesinde uygulamada sık karşılaşılan ve dürüstlük kurallarına aykırı olan bazı davranış ve fiil örnekleri sayılmıştır (Arkan, Sabih; Ticari İşletme Hukuku, Ankara 2018, s. 350.).
Bu anlamda, uyuşmazlığın kapsamı itibariyle 6102 sayılı TTK’nın 55. maddesinde örnekleme yoluyla sayılan 55/(1)-a-6. ve 55/(1)-e hükümlerinin incelenmesinde yarar bulunmaktadır….”

6102 sayılı TTK’nın 55. maddesinde örnekleme yoluyla sayılan 55/(1)-a-6. ve 55/(1)-e maddeleri incelendiğinde,davalının marka hakkı davacıya ait ürünleri(oyuncakları) satın alarak davacı ile aralarında bayilik sözleşmesi olmaksızın serbest piyasada kendi belirlediği fiyat üzerinden satış yaptığı şeklindeki haksız rekabete konu eyleminin ,haksız rekabet kurallarına aykırılık teşkil edecek , rekabet hakkının dürüstlük kuralları çerçevesinde kullanılmasını sağlamak ve rekabet hakkının kötüye kullanılmasını engellemek amacına aykırılık teşkil eden davranış olarak nitelendirilemeyeceği kanaati ile anılan davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafın yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
3-Alınması gereken 59,30-TL karar harcından peşin yatırılan 187,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 128,56 TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
5-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır