Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/456 E. 2022/1018 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/456
KARAR NO : 2022/1018

DAVA : İtirazın İptali(Taşımacılık Hizmeti Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 16/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali(Taşımacılık Hizmeti Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan alacaklı olup işbu alacağın tahsil edilememesi nedeni ile davalı hakkında icra takibini başlattığını, müvekkilinin uluslararası taşımacılık sektöründe tanınmış bir firma olduğunu, müvekkilinin yasalardan ve ticari ilişkiden doğan tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, davalının söz konusu taraflar arasında mevcut cari hesap ekstresinden kaynaklı borç miktarı ödenmediğinden müvekkilinin alacağı tahsil edilememesi nedeniyle borçlu aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosyası ile aşağıdaki faturalardan kaynaklı icra takibinin başlattığını; 20.09.2017 düzenleme tarihli … nolu 9.969,00 tutarlı fatura, 20.09.2017 düzenleme tarihli … nolu 12.211,00 tutarlı fatura, 20.09.2017 düzenleme tarihli …. nolu 21.671,00 tutarlı fatura, 20.09.2017 düzenleme tarihli … nolu 10.043,00 tutarlı fatura, 20.09.2017 düzenleme tarihli …. nolu 9.468,00 tutarlı fatura, 20.09.2017 düzenleme tarihli … nolu 10.325,00 tutarlı fatura, olmak üzere 66.329,42 USD toplam alacak miktarlı, ödeme emri her ne kadar borçluya tebliğ edilmişse de borçlu tarafından, tamamen süreci uzatmak adına, ödeme emrine karşı haksız ve kötü niyetli olarak borca, faize ve ferilerine itiraz edildiğini, söz konusu itirazdan 11.04.2019 tarihinde tebellüğ olunduğunu, Covid 19 pandemi süreci kapsamında 20.03.2020 tarihinden sonra yargıda sürelerin durdurulması nedeniyle sürelerin yeniden başlaması sonrasında arabuluculuk son tutanağının imza tarihinden itibaren süresi içerisinde işbu davayı ikame ettiğini, müvekkili tarafından hizmet olarak görülen taşıma faaliyeti dolayısıyla, gümrükleme, acente, vergi, keşif ve işçilik masraflarını da yapıldığını, alacak talebinin içerisinde iş bu alacaklara dair kalemlerin de mevcut olduğunu, müvekkilinin iyi niyetle hareket etmiş olmasına rağmen davalının işbu borç miktarını ödemediği gibi icra takibine de kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, tarafların ticari defterlerinin, cmr evraklarının, gümrükleme, acente, vergi, keşif ve işçilik masraflarına ilişkin belgelerin, mail yazışmalarının, mutabakatların incelendiğinde alacağın varlığının sabit olacağından iş bu davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğini, neticeten; haksız usulsüz olan itirazın iptaline ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takibin devamına, davalının itirazının belirli olan borçlara ilişkin olduğundan %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından haksız ve mesnetsiz olarak müvekkili aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafa borcunun bulunmadığını, bu sebeple alacağın aslına, faiz bedellerine, faizlerin türü ile oranına ve takibin tüm ferileri de dahil olmak üzere açık borcun tamamına süresi içinde itiraz edildiğini, müvekkilinin ticari defterleri incelendiği takdirde “icra takibine konu faturalar müvekkilinin defterlerinde kayıtlı olmadığı” hususunun görüleceğini, davacı şirket tarafından delil olarak sunulan faturaların tamamının “… ….” şirketine numarasından farklı bir numara gösterildiğini, davacının da müvekkiline böyle bir hizmet vermediğini bildiğinden faturaları müvekkili adına düzenlemediğini, faturanın davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğünün davacı tarafta olup, davacının bu hususunun kanıtlaması halinde, 8 günlük süresi içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiği hususunu kanıtlama yükümlülüğünün davalı tarafa geçeceğini, müvekkilinin davacı şirketin diğer grup şirketlerinden olan …. Şirketinden alacaklı olduğunu, davacının müvekkiline karşı Bakırköy … ATM …. Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davasını ikame ettiğini, dosya da bulunan bilirkişi raporunda “Davacının davalıya 305.982,98 USD borcunun bulunduğu” hususunun tespit edildiğini, davacının menfi tespit davasında kaybedeceğini anlayınca haksız kazanç peşine düştüğünü, müvekkilinin hiçbir dayanağı olmayan taleplerde huzurdaki dava gibi bulunmaya başladığını, davacının 305 bin dolarlık borcunu ödememişken, bağlı şirketleri aracılığıyla müvekkili borçlu çıkarmaya çalışmakta olduğunu, neticeten; dava konusu icra takibine itirazlarını haklı ve yerinde olduğundan, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı fatura alacağı kaynaklı 63.991,00 USD’nin (439.400,60 TL) yıllık %16,75 faizi ile tahsili için takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu, davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemenin 27/01/2021 tarihli celsesinde; davacının iddiası, davalının savunması ile davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması amacıyla ilgili mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş; Mali Müşavir …’den rapor alınmasına karar verilmiş, alınan bilirkişi raporunda özetle; Mahkeme temerrüt faizi uygulanacağı kanaatinde ise davacının davalıdan İcra Takip Tarihi olan 05.04.2018 itibari ile 63.991,00 USD ana alacak ile 2.338,42 USD faiz olmak üzere 65.329,42 USD alacağının olduğunun tespit edildiğini, mahkeme temerrüt faizi uygulanmayacağı kanaatinde ise davacının davalıdan icra takip tarihi olan 05.04.2018 itibari ile 63.991,00 USD ana alacağı olduğu kanaati bildirilmiştir.
Mahkemenin 13.10.2021 tarihli celsesinde; tarafların ticari defter ve belgeleri ile SMMM bilirkişisi …. taşıma uzmanı …. ve gümrük uzmanı …’den alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre cari hesap kodunda takip ettiği hizmet faturaları ile takip tarihi (05.04.2018) itibariyle davacının davalıdan 225.479,74 TL (63.991,00 USD) alacaklı olduğu, davalının 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (05.04.2018) itibariyle davalının davacıdan 305.982,98 USD alacaklı olduğu, teknik bilirkişiler tarafından taşımaya ilişkin evrakların dosya içerisinde bulunmadığı ve mezkur faturalardan kaynaklı alacaklı olup olmadığı sabit olmadığından davacının davalıdan mezkur faturalar kapsamında alacağının ispata muhtaç olduğu kanaati bildirilmiştir.
Mahkemenin 13.10.2021 tarihli celsesinde; taraf vekillerinin itiraz ve beyanları değerlendirilerek dava konusu faturalara ilişin hizmetin davalıya verilip verilmediği hususunda dosya kapsamına sunulan tüm kayıt ve belgeler incelenmek suretiyle değerlendirme yapılması için önceki bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, alınan bilirkişi ek raporunda özetle; davacının davalı için muhtelif taşımalar yaptığı, Irak içinde aktarma ile Türkiye’den Irak’a, sonra Irak içinde belirtilen adreslere taşımaları tamamladığı, bunun için katlandığı masrafları ile kendi ödemeleri sebebi ile ek ücret ve komisyon alacaklarını faturalara konu ettiği, her ne kadar davalının taraf olduğu CMR taşıma senetleri ve taşıma sözleşmesi evrakı ile teyit edilemiyorsa da sunulan gümrük ödemelerinde açıkça … ticaret ünvanına yer verildiği, bu taşımalarda yük ilgilisinin davalı olduğunun değerlendirildiği, taşımaların araç plakaları ile ve aktarma ve teslim yerleri ile mail yazışmalarında sabit olması karşısında, düzenlenen faturalarda alacak kalemlerinin da somut olaya uygun gözüktüğü, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (05.04.2018) itibariyle davacının davalıdan 225.479,74 TL (63.991,00 USD) alacaklı olduğunu rapor ettikleri görülmüştür.
Fatura; emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. VUK 231/5.maddesi uyarınca fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün içinde düzenlenir. Faturayı alan kişi, aldığı tarihten itibaren 8 gün içerisinde faturanın içeriği hakkında bir beyanda, itirazda bulunmamış ise içeriği kabul etmiş sayılır.
VUK 230(2)-5 maddesi ile de malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı ya da taşıttırıldığı hallerde, satıcının teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve taşıtta bulundurulması hükmü haizdir.
6102 sayılı TTK’nın 856/1.maddesinde taşıma senedi düzenlenmemiş olsa bile taraflara karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile taşıma sözleşmesinin kurulacağına ve eşyanın taşıyıcıya tesliminin, taşıma sözlemesinin varlığına karine teşkil edeceği düzenlenmiştir. Ayrıca, TTK’nın 860.maddesi, gönderen tarafından düzenlenen sevk irsaliyelerinin refakat belgeleri kapsamında olduğunun kabulü gerektiği, usulüne uygun düzenlenmiş ve taşıyan ile gönderen veya gönderilenin imzasına haiz bir sevk irsaliyesinin de eşyanın taşınmak üzere taşıyıcı tarafından teslim alındığının veya eşya gönderilene teslim edildiğinin ispata yarayan bir belge olduğu düzenlenmiştir.
Taşıma sözleşmesine ilişkin itilaflarda, HMK 200 maddesinde belirtilen miktarın üzerindeki hususların, senet ile ispatı şarttır. Taşıyıcı ve gönderen tarafından imzalanmış taşıma senedi, 6010 sayılı HMK’nın 199.maddesi gereğince belge niteliğinde olup, taşıma sözleşmesi yapıldığına, içeriğine ve eşyanın taşıyıcı tarafından teslim alındığına kanıt oluşturur. Ancak taşıma sözleşmesi gereğince düzenlenmiş ilmuhaber(yük senedi) ve sevk irsaliyesinin varlığı, taşıma senedi sözleşmesinin varlığına ilişkin başlı başına senet olarak kabul edilmez ise de HMK’nın 202/2.maddesi gereğince delil başlangıcı olarak kabul edilmesine bir engel olmayacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı taşımacılık hizmetinden kaynaklı olarak düzenlediği faturalardan kaynaklı alacaklı olduğu iddiasındadır. Davacının fatura düzenlemiş olması ve ticari defterine işlemiş olması, alacaklı olduğunu göstermez. Faturaları davalı tarafa defterinde kayıtlı değildir. Ayrıca eşyanın karayolunda uluslararası nakliyesi için sözleşme(CMR) ve sevk irsaliye faturası da sunulmamıştır. Davacının HMK 200 vd maddeleri uyarınca alacağın varlığını ispat yükü altındadır. Davalı borçlu şirketin grup şirketlerinden olan … Şirketinden alacaklı olduğunu borçlu şirketin kendileri olmadığına ilişkin beyanları dikkate alındığında, davacı vekilinin 12/04/2022 tarihli dilekçe ekinde, daha önce dosyaya sunulan, bu kez Türkçe tercümeleri yaptırılarak sunulan belgeler incelendiğinde, Irak ülkesi içinde aktarma ile adrese teslim belgelerinde yük sahibi “….” ibaresi yazması ve 19/09/2017 tarihli e posta hesap mutabakatı ile 6 araçlık davalıdan taşıma yaptığına ilişkin e posta çıktıları incelendiğinde davalının malı gönderen, davacının da taşıyıcı olduğunu gösteren, HMK 200, 220/2 maddesinde düzenlenen delil niteliğinde olmadığı anlaşılmış, bilirkişi heyetinin 05/05/2022 tarihli ek raporuna(HMK 282 md uyarınca) itibar edilmeyerek, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı, icra takibi yapmakta kötü niyetli olduğu, davalı tarafından ispat edilemediğinden, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının kötü niyet ispat edilemediğinden davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 6.441,92 TL harçtan mahsubu ile 6.361,22 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı, yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 66.706,26 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 3.750,00- TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/11/2022

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.