Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/440 E. 2021/662 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/440 Esas
KARAR NO : 2021/662

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2020
KARAR TARİHİ : 05/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin dava dışı … Kurumundan alacağı olduğunu, bu alacak konusunda davalı ile aralarında düzenlenen temlik sözleşmesi uyarınca, davacı ile davalı arasında, Davacının … Kurumundan olan alacağının davalı şirket tarafından ödeneceğine ilşkin temlik sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafın bu edimini yerine getirmediğini, müvekkilinin alacağının tahsilini talep amacıyla Denizli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıdığını, borçlu vekili marifetiyle süresinde yetkiye ve takibe itiraz etmesi üzerine bu kez İstanbul …. İcra Müdürlüğünden … esas sayılı takip dosyası ile yetkili icra dairesi ile ödeme emri gönderilmiş ve icra takibine yapılan itiraz üzerine takip durmuştur. Borçlunun itirazının haksız olduğunu: taraflar arasında imzalanan 29.09.2011 tarihli alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözlesmesine göre, davalı müvekkille 28.01.2013 yılından başlayarak her ay 28.09.2018 yılına kadar her ay belirlenmis bir miktar olmak üzere toplam 20.773,29 Euro ödeyeceği kararlastırıldığını, bu ödemeler yapılmayınca davalı aleyhine icra takibi baslatıldığını, davalının takibe yaptıgı itirazın haksız olduğunu belirterek davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile müvekkil şirket arasında akdedilen takip dayanağı sözleşmeyle taraflar işbu sözleşmeden doğabilecek olan ihtilafların çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, müvekkili olduğu şirketin davacıya hiçbir borcu olmadığını, davacı taraf müvekkili olduğu şirketi ibra ettiğini, dava konusu icra takip dayanağı sözleşme tümüyle değerlendirildiğinde her ne kadar sözleşme başlığında “Alacağın Temliki” dense de alacaklının değişmemesi, aksine borçlunun değişmesi nedeniyle alacağın temliki değil borcun naklinin söz konusu olduğunun sabit olduğu, dayanak sözleşmesinin niteliği gereği borcu devralacak yeni borçlu, eski borçlunun alacaklıya karşı haiz olduğu itiraz ve def ileri alacaklıya karşı ileri sürebileceğini, borcu nakleden … Finans A.Ş.’nin tasfiye sürecinin devam ettiğini, sonucunun beklenmeden icra takibi başlatılması, dava açması vs. Yollarla talepte bulunması yasal olarak mümkün olmadığını, hesabın niteliği gereği ancak ve sadece tasfiye süreci sonunda bir alacak kalırsa hesap sahibi davacı hak talebinde bulunabileceğini, imzalanmayan sözleşme tarihi takip ve dava tarihi öncesinde tasfiye kararı alınmış olmakla, 29/09/2011 tarihli imzasız sözleşmeye istinaden müvekkili olduğu şirketten talep edilen alacağın, tasfiye sonucu ortaya çıkacak duruma göre, kar veya zarar yönünden bir belirleme yapılmaksızın ödenmeyeceğinin açık ve sabit olduğu, kar ve zarara katılma hesabının özetle açıklanan niteliği ve hükümleri gözetildiğinde mutlak ödenmesi gereken bir alacak olmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi tasfiye sonucu bekleyen diğer hesap sahiplerinin menfaatini zedeleyeceğini belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Bilindiği üzere mahkemenin görevi HMK 114. maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken bir husustur.
HMK 115. Maddeye göre dava şartları bakımından yapılan inceleme sonucunda;

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DOSYA NO : 2017/5547 Esas
KARAR NO : 2020/1646
“”
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta dava Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış, kesinleşen görevsizlik kararına istinaden Asliye Ticaret Mahkemesi’nde yargılamaya devam olunarak esas hakkında karar verilmiştir.
Davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki … Kurumu A.Ş, bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesi ile ilgili değildir. Kaldı ki davacı da tacir değildir. Uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağından, dava konusu uyuşmazlık ticari dava niteliği taşımamaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 Esas, 2019/328 Karar sayılı, 21.03.2019 tarihli ilamı, Yargıtay 11.HD’sin 2015/14950 Esas, 2016/3539 Karar sayılı ilamı) Açıklanan nedenle mahkemenin görevsizliği nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken esasa ilişkin hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınacağından davalının istinaf isteminin kamu düzeni dikkate alınarak kabulüne, HMK 355, 353/1-a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, kabul edilen istinaf sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. “”

Somut olayda, davacının tacir olmadığı uyaptan yapılan kontrolde SSK çaşılan-emeklisi olduğu dava konusu alacak talebinin de Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunan işlerden olmadığı, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmaktadır

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-HMK 331/2 maddesi gereği Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) tarafların yokluğunda , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.

05/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır