Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/431 E. 2020/813 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/431
KARAR NO : 2020/813

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 10/07/2020

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 10/07/2020
KARAR TARİHİ : 23/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacılar vekili, davacılar murisinin, feshi talep edilen şirketin esas sözleşmesine göre azlık pay sahibi olup davacıların 531’inci madde hükmüne uygun olarak huzurdaki davayı açma hak ve ehliyetini haiz bulunduklarını, davalı şirketin feshini talep edebilmek için esas anlamda gerekli olan haklı sebepler unsuru, tüm objektif ve subjektif koşulları ile birlikte somut olay bakımından vücut bulduğunu, çoğunluk pay sahibi şirket ortağı tarafından davalı şirket kaynakları kullanılarak yurt dışında kurulan dava dışı şirket ve fabrikalara finansman sağlandığını, çoğunluk pay sahibi şirket ortağı tarafından kendi aile bireyleri adına şirket kurularak davalı şirket müşterilerine yine davalı şirket kaynakları kullanılarak temin edilen mamullerin satışı gerçekleştirilmiş, rekabet yasağı apaçık ihlal edilmiş olup davalı şirketin büyük zarara uğratıldığını, davalı şirketin tüm maddi varlığı ve kaynağı çoğunluk pay sahibinin kişisel servetine harcandığını, azınlık sahibinin temettü açlığına mahkum edildiğini, bu nedenlerle öncelikle yargılama süresince telafisi imkansız sonuçlar doğmaması için davalı şirketin sahip olduğu tüm gayrimenkullerin üzerine ihtiyati haciz şerhi işlenmesine kararı verilmesine, yargılama süresince telafisi imkansız sonuçlar doğmaması için davalı şirketin hisselerin üzerine ihtiyati haciz şerhi işlenmesine kararı verilmesine, yargılama süresince telafisi imkansız sonuçlar doğmaması için davalı şirket adına kayıtlı araçlar üzerine ihtiyati haciz şerhi işlenmesine kararı verilmesine, davanın kabülü ile, …’nin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 531’inci maddesi uyarınca haklı sebeple feshine karar verilerek tasfiye edilmesine, somut olayın incelenmesi neticesinde takdiri mahkemeye ait olmak üzere yasal mevzuat ve türk hukuk uygulaması bakımından daha uygun olacağı kanaatine varılması halinde ise azlık hakkı sahibi müteveffa ……..’dan müvekkillere intikal eden hisse paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin hesaplanarak davacıların ortaklıktan ayrılmalarına izin verilmesine, davalı şirket adına kayıtlı banka hesaplarının merkez kayıt kuruluşu a.ş. den istenilerek hesaplarına ait son 10 yıla ait hesap hareketlerinin ……. bank, ……. bank, …… bankası, ……. bankası, …….. bankası, ……. bankası, …….. bankası, ……… bankası, ……. bankası, ……… bakası ve diğer bankalardan istenilmesine, davalı şirket pay sahibi ismail darcan kredi kartlarının ödemelerinin merkezi kayıt kuruluşu a.ş. den adına kayıtlı kredi kartlarının tespiti istenilerek özellikle ……. bankası ve ……. bankası başta olmak üzere diğer bankalara ait kredi kartlarının son 10 yıllık dökümlerinin istenilmesine, davalı şirket pay sahibi …….., eşi ve çocuklarının nüfus kayıtlarının çıkarılarak adına kayıtlı tüm gayrimenkulerin takbisten tapu kayıtlarının ile adlarına kayıtlı araçların trafik tescil müdürlüğü’nden istenilmesine, davacı şirket üzerinden veya pay sahibi …….. üzerinden 2000 yılı sonrası yurtdışına gönderilen paraların tespiti için ……. bankası a.ş. ve ……… kurumuna yazı yazılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacılarca ikame edilen huzurdaki davanın dava şartı olan arabuluculuk başvurusu yapılmaksızın ikame edilmesi nedeniyle davanın dava şartı eksikliği nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacıların ortaklıktan ayrılma iradelerini davanın ikamesi öncesinde diğer ortaklara ve müvekkili şirketlere bildirmediğini, bu yönde bir irade beyanında bulunulmadıklarını, müvekkilinin ön alım hakkı kullandırılmadığını, davacıların iddialarının tamamen mesnetsiz ve gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirketlerin büyük hissedarı …….. ‘ın 2009 yılında şirket tüm ortaklarının ve yöneticilerinin bilgisi ve onayı dahilinde yine …… isimli ….. şirketini, %80 ortağı kendisi , %20 ortağı ise yine tüm ortaklar tarafından tanınan Ürdünlü bir yatırımcı ile birlikte …..’da kurduklarını, bu durumun davacıların bilgisi dahilinde olup aradan 11 yıl geçtikten sonra bu ticari girişimi “hortumlama” gibi göstermenin açıkça karşı tarafın kötü niyetini ortaya koymakta olduğunu, …….’a ait sadece bir taşınmazın bulunduğunu, bir adet de kendisinin eşi …….’ın taşınmazının mevcut olduğunu, söz konusu taşınmazın geçen yılki idarece belirlenen ve aynı zamanda davaya konu edilen emlak vergisine esas değerleri 7.780.000 TL ve 7.270.000 TL olduğunu, müvekkili şirketlere ait araçlar şirket çalışanlarına ve hissedarlara tahsis edilmekte olup mevcut durumda da en lüks araç olan 2018 model araç davacı …’a tahsis edildiğini, diğer şirket ortağı ……. ise 2011 model araç kullanmakta olduğunu, bu nedenle tüm fazlaya ilişkin ve yasal hakları saklı kalmak üzere, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli bir şekilde açılan huzurdaki davanın öncelikle usulden reddine, nihai olarak da esastan reddine ve yargılama giderleriyle yasal vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Asıl dava, anonim şirketin haklı nedenlerle feshi talebine ilişkindir.
Birleşen davada davacı vekili, Davalı şirketin sahip olduğu tüm gayrimenkullerin üzerine ihtiyati haciz şerhi işlenmesine kararı verilmesini, yargılama süresince telafisi imkansız sonuçlar doğmaması için davalı şirketin hisselerin üzerine ihtiyati haciz şerhi işlenmesine kararı verilmesini, yargılama süresince telafisi imkansız sonuçlar doğmaması için davalı şirket adına kayıtlı araçlar üzerine ihtiyati haciz şerhi işlenmesine kararı verilmesini, haklı davalarının kabulü ile, …’nin 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 531’inci maddesi uyarınca haklı sebeple feshine karar verilerek tasfiye edilmesini, somut olayın incelenmesi neticesinde takdiri mahkemeye ait olmak üzere yasal mevzuat ve Türk Hukuk uygulaması bakımından daha uygun olacağı kanaatine varılması halinde ise azlık hakkı sahibi müteveffa ……’dan müvekkillere intikal eden hisse paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin hesaplanarak davacıların ortaklıktan ayrılmalarına izin verilmesini, davalı şirket adına kayıtlı banka hesaplarının ……. A.Ş.’den istenilerek hesaplarına ait son 10 yıla ait hesap hareketlerinin ….. bank, …… bank, ….. Bankası, ……. Bankası, …… Bankası, …. Bankası, ……. Bankası, …… Bankası, …… Bankası, ……. Bakası ve diğer bankalardan istenilmesini, davalı şirket pay sahibi ……. kredi kartlarının ödemelerinin ….. A.Ş. den adına kayıtlı kredi kartlarının tespiti istenilerek özellikle ….. Bankası ve …… Bankası başta olmak üzere diğer bankalara ait kredi kartlarının son 10 yıllık dökümlerinin istenilmesine, davalı şirket pay sahibi ……., eşi ve çocuklarının nüfus kayıtlarının çıkarılarak adına kayıtlı tüm gayrimenkulerin takbisten tapu kayıtlarının ile adlarına kayıtlı araçların Trafik Tescil Müdürlüğü’nden istenilmesini, davacı şirket üzerinden veya pay sahibi ……. üzerinden 2000 yılı sonrası yurtdışına gönderilen paraların tespiti için …… Bankası A.Ş. ve …… kurumuna yazı yazılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava, anonim şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili 23/11/2020 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirmiş, davacılar vekilinin bu hususta yetki içeren vekaletnamesinin bulunduğu, davalılar vekili de vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını bildirdiği anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, HMK’nın 307. maddesine göre davadan feragat “Davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” Yine aynı kanunun 311. maddesine göre “Feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur.” Bu hükümler gözetildiğinde davadan feragat davaya kendiliğinden son veren bir taraf işlemi olduğunda kuşku bulunmadığı, davadan feragatın usulüne uygun, süresinde ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususta olduğu anlaşılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
A-Asıl dava yönünden:
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Davadan feragatin gerçekleştiği safhaya göre alınması gereken 2/3 oranındaki 36,26 TL karar harcının alınan peşin harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Talep edilmediğinden davalılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
B-Birleşen dava yönünden;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Davadan feragatin gerçekleştiği safhaya göre alınması gereken 2/3 oranındaki 36,26 TL karar harcının alınan peşin harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Talep edilmediğinden davalılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
C-Kullanılmayan gider avansı ve teminat konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzünde verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/12/2020 11:01

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.