Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/423 E. 2020/780 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/423
KARAR NO : 2020/780

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/05/2010
KARAR TARİHİ : 08/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle cari hesap alacağının bulunduğunu, davalının borcunu ödemediğini, müvekkili tarafından ödenmeyen borç nedeniyle davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. E.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız bulunduğunu ileri sürerek davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin 190.490,75.-TL asıl alacak üzerinden devamına, davalının % 40’dan aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 01/03/2009 tarihinden bu yana ticaretin sözleşme kapsamında sürdürüldüğünü, müvekkili şirket ile davacı arasında ana sözleşme ve ek sözleşmelerle cari hesap ilişkisinin sürdürüldüğünü, müvekkili şirket tarafından davacıya kesilen faturaların taraflar arasındaki sözleşmeye göre düzenlenmiş olduğunu, davacı tarafından bu faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığını, dava dilekçesinde bu faturalara yönelik herhangi bir itirazdan bahsedilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmeye göre mal iadesinin mümkün olduğunu, yargılamayı gerektiren alacağın likit olmadığını beyanla neticeten davanın reddine, davacının %40 haksız takip tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiş icra takibinde ise taraflar arasındaki ilişki cari hesap ilişkisi olduğunu ve cari hesabın kat edilmediğini alacak – borç tespiti yargılama gerektirdiğini, likit bir alacaktan bahsedilmeyeceğini, müvekkili şirketin tebliğ tarihi itibariyle muaccel bir borcunun olmadığını itirazen bildirmiştir.
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizin … esasında yapılan yargılama sonucunda, bilirkişi kurulu kök raporu ve ek raporları birlikte değerlendirildiğinde, davacı ve davalı tarafından düzenlenen ve defterlerine kayıtlı bulunan faturaların taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olarak kesildiğinin taraflarca ispat edilemediği, her iki yanın ticari defterlerindeki kayıtlar dikkate alındığında 10/06/2013 tarihli ek raporda da tespit edildiği üzere, davacının kendi defter kayıtlarına göre davalıdan 190.490,75-TL alacaklı bulunduğu, davalının dayandığı faturalardan 68.388,43-TL ‘lik kısmının taraflar arasındaki sözleşmelere uygun ve kabul edilebilir olduğu, davacının kestiği toplam 55.108,95-TL miktarlı iade faturalarının ise ispat edilemediği, sonuç olarak davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 66.993,37-TL alacaklı bulunduğunun belirlendiği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın dava konusu asıl alacağın 66.993,37-TL’lik kısmına yönelik olarak iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, 66.993,37-TL asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …. Esas, …. Karar sayılı ve 23.12.2014 tarihli kararı ile; ” … 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacının temyizi yönünden; davalı tarafından kesilen ve davacı defterlerine kaydedilmeyen, iskonto, ciro, gondol bedeli vb. faturaların sadece sözleşmede gösterilmesi ve davalı defterlerine kaydedilmiş olması bunların talep edilebileceği anlamına gelmez. Bu faturalarda gösterilen hizmetlerin ifa edildiğinin ayrıca davalı tarafından ispat edilmesi gerekir. Mahkemece, ispat yükünün davalıda olduğu dikkate alınarak, davalı delillerinin sorulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
3- Davalının temyizi yönünden; icra takibinde davacı %16 yıllık faiz istemiştir. Mahkeme kararında üst sınır bu miktarı aşmayacak şekilde avans faizine karar verilmesi gerekirken, %16 oranındaki faizin tahsiline yönelik icra takibinin devamına karar verilmesi yerinde görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına, (3) nolu bentte belirtilen nedenlerle davalı yararına bozulmasına ” karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak …. esasında yargılamaya devam olunmuştur. Yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi rapor ve ek raporlar neticesinde, davalının davalıya kestiği ancak davacı defterlerine kaydedilmeyen toplam 55.108,95 TL miktarlı iskonto, ciro, gondol bedeli vb. faturaların sadece sözleşmede gösterilmesi ve davalı defterlerine kaydedilmiş olmasının bunların talep edilebileceği anlamına gelmeyeceği, bu faturalarda gösterilen hizmetlerin ifa edildiğinin ayrıca davalı tarafından ispat edilmesi gerekeceği, ispat yükünün davalıda olduğu, davalının yazılı delil sunmadığı, teklif olunan yeminin davacı şirket yetkilisince eda edildiği, davalının kestiği faturalara konu alacağı ispat edemediği, önceden tespit edilen davacının 122.102,32 TL miktarlı alacağından düşülen, ancak davalının ispat edemediği kabul edilen 55.108,95 TL miktarındaki alacağın mahsup edilmemesi sonucunda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 122.102,32 TL miktarında alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin …. Esas, … Karar sayılı ve 20/03/2019 tarihli kararı ile;
” … 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Mahkemece bozmaya uyulmuş ancak bozma kararı gereğince hüküm kurulurken matematiksel hata yapılmıştır. Dosya içerisindeki bilirkişi raporlarında davacının ticari defterlerine göre alacağının 190.490,75 TL olduğu, ancak bu alacağı oluşturan kalemlerden 55.108,95 TL’nin iade faturalarının toplamı olduğu tespit edilmiştir. Bu tutarın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ancak malların davalıya iade edildiği ispat edilemediğinden davacının tespit edilen alacağından bu tutarın düşülmesi gerekeceğinden davacının alacağının 135.381,80 TL (190.490,75 TL-55.108,95) olduğu anlaşılmıştır. Davalı defterlerinde kayıtlı olan hizmet faturaları yönünden bozmadan sonra yapılan tahkikatta bu hizmetin verildiği ispatlanamadığından bu tutara ilişkin fatura bedellerinin mahsubunun gerekmediği de anlaşıldığından davacının alacağının 135.381,80 TL olarak kabulüyle bu yönde hüküm kurulması gerekirken yanılgılı gerekçelerle hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen sebeplerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davacı yararına bozulmasına ” karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur. Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere, dosya içerisindeki bilirkişi raporlarında davacının ticari defterlerine göre alacağının 190.490,75 TL olduğu, ancak bu alacağı oluşturan kalemlerden 55.108,95 TL’nin iade faturalarının toplamı olduğu tespit edilmiştir. Bu tutarın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ancak malların davalıya iade edildiği ispat edilemediğinden davacının tespit edilen alacağından bu tutarın düşülmesi gerekeceğinden davacının alacağının 135.381,80 TL (190.490,75 TL-55.108,95) olduğu anlaşılmıştır. Davalı defterlerinde kayıtlı olan hizmet faturaları yönünden bozmadan sonra yapılan tahkikatta bu hizmetin verildiği ispatlanamadığından bu tutara ilişkin fatura bedellerinin mahsubunun gerekmediği de anlaşıldığından davacının alacağının 135.381,80 TL olarak kabulüyle, davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. E sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın dava konusu asıl alacağın 135.381,80 TL’lik kısmına yönelik olarak iptaline, takibin bu miktar asıl alacağa (%16’yı geçmeyecek şekilde) takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin iptal isteğinin reddine,
135.381,80 TL asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
2- Alınması gereken 9.247,93 TL karar harcından daha önce yatırılan 1.686,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 7.561,63 TL ‘nin davalıdan tahsiline,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 16.811,27 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 7.964,16 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 17,15 TL başvurma harcı ile 1.686,30 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.525,00 TL yargılama giderinin ret-kabul oranına göre 1.792,75 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 2.187,00 TL yargılama giderinin ret-kabul oranına göre 634,23 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzünde verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/12/2020 10:51:36

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.