Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/404 E. 2022/89 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/404 Esas
KARAR NO : 2022/89

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/03/2018
KARAR TARİHİ : 27/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili şirket aleyhine dava dışı ….. tarafından İstanbul …. İş Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyası üzerinden çeşitli işçilik alacaklarının tahsili talebiyle açılan davada 12.09.2013 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verildiğini, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay …. H.D.’sinin 17.03.2015 tarihli kararı ile onanarak kesinleştiğini, söz konusu karara istinaden İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takip dosyasına istinaden 20.03.2014 tarihinde 18.015.85.TL, 22.05.2015 tarihinde 907.03.TL olmak üzere toplam 18.922.88.TL. ödeme yapılarak borcun kapatıldığını, toplam 1.038.50.TL. yargılama giderinin ödenmek zorunda kalındığını, dava dışı ….. tarafından İstanbul …. İş Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyası üzerinden çeşitli işçilik alacaklarının tahsili talebiyle açılan davada 12.03.2014 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verildiğini, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay …. H.D.’sinin 14.09.2015 tarihli kararı ile onanarak kesinleştiğini, söz konusu karara istinaden İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takip dosyasına istinaden 14.832.01.TL. ödeme yapılarak borcun kapatıldığını, toplam 961.00.TL. yargılama giderinin ödenmek zorunda kalındığını, zikredilen kararlarda müvekkilinin asıl işveren, davalı şirketin ise alt işveren kabul edildiğini, kararın yasal düzenlemelerin tezahürü olduğunu, ancak müvekkili şirket ile davalı firma arasında imzalanmış sözleşme hükümlerine halel getirmediğini, idari şartnamede, işçilerin İş Kanunu ve diğer kanunlardan doğan haklarından müteahhidin sorumlu olduğunun kararlaştırıldığını, aynı konuda sözleşmede de düzenlemenin yer aldığını, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ve İstanbul …. İş Mahkemesi’nin 2 adet dosyalarında yapılmak zorunda kalınan bedeller toplamı 35.754.39.TL’sinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizleri ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada Bakırköy mahkemelerinin yetkili olduğunu, rücu davalarının ödeme tarihinden itibaren iki yıllık yasal süre içerisinde açılması gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını, müvekkilinin ancak kıdem tazminatından kendi dönemi ile sorumlu tutulabileceğini, işbu davada gerçek sorumluluk durumunun saptanması gerektiğini, İşk.nun 2. maddesindeki müşterek müteselsil sorumluluğun işçinin haklarını elde etmesi için koruyucu nitelikte olduğunu, iş bu rücu davasında gerçek sorumluluğun saptanması gerektiğini, yerleşik Yargıtay İçtihatlarının her şirketin kendi döneminden sorumluluğu ve asıl işverenin ise taşeronla birlikte taşeronun çalıştırdığı dönemden birlikte yarı yarıya sorumlu olduğuna karar verilmesi gerektiğini işaret ettiğini, 6552 sayılı İşk.nunda yapılan yeni düzenlemeye göre kıdem ve yıllık izin alacağı rücu talebi bakımından davanın reddi gerektiğini, yıllık izinlerin işçilere geçmişe yönelik çalışma süreleri de dikkate alınarak kullanıp kullanılmadığını kontrol etme ve kullanılmasını sağlama yükümlülüğünün doğrudan asıl işverene, idarelere verildiğini, alt işverenlere ayrılan genel giderlerin kıdem tazminatını karşılamaya yetmediğinin belirtilerek kıdem tazminatının asıl işveren idareler tarafından ödeneceğinin 10.09.2014 tarihli ve 6552 sayılı yeni yasa ile düzenlendiğini, yasal düzenleme gereği kıdem tazminatının asıl işveren idare tarafından ödenmesi gerektiğini, kıdem tazminatından asıl işveren idarenin sorumlu tutulması gerektiğini, davaya konu işçinin 04.08.2008-11.08.2008 tarihleri arasında 7 gün yıllık izin kullandırıldığını, davacı idarenin işçi tarafından açılan davayı müvekkili şirkete ihbar etmediğini, bu nedenle zorunlu kaldığı bedelin müvekkili şirketten rücu talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, ihale sözleşmesinde alt işverenin sorumlu olacağına ilişkin düzenlemenin kabulü halinde dahi müvekkili şirketin ancak kıdem tazminatından kendi dönemi ve işçinin son ücreti üzerinden hesaplanacak bedelden sorumlu tutulabileceğini, bu bedelin de ancak yarısından sorumlu tutulabileceğini, davacı taraf ile akdedilen ihale sözleşmesinde açık bir düzenleme olmadığını, bu nedenle davacının alt işveren şirketler ile Borçlar Kanunu’nun 167. maddesine göre yarı yarıya (eşit olarak) sorumlu tutulması gerektiğini, müvekkili şirketin icra masrafı, vekalet ücreti ve faiz bakımından işçi alacağı davasının müvekkili şirkete ihbar edilmediğinden sorumlu tutulamayacağını, davacının zamanında ödeme yapmayarak artmasına sebebiyet verdiği icraya ödenen zararından müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, ekte sundukları imzalı bordrolarda görüleceği üzere davaya konu işçinin müvekkili şirket dönemine ait fazla mesai ve genel tatil alacağının olmadığını, imza föylerinden görüleceği üzere işçinin müvekkili şirket döneminde haftada 5 gün 08.00-17.00 Cumartesi 08.00-12.00 saatleri arasında yemek molası kullanarak ve 1 gün tatil kullanarak çalışmış olduğunu, fazla çalışması bulunmadığını beyanla, haksız davanın reddini savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

İş bu dava üst işveren davacının alt işveren (taşeron) davalıya karşı açtığı rücuen alacak davasıdır.
Davacı taraf ,dava dışı davalı taşeroa ait işçi ….. ‘ın İstanbul …. İş Mahkemesi …. E,sayılı ilamı ile işçilik alacaklarına yönelik kabul edilen davanın Yargıtay tarafından onandığı ve de İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. Sayılı dosyası ile icra takibine koyulduğu ,
Yine dava dışı davalı taşeroa ait işçi ….. ‘ın İstanbul …. İş Mahkemesi … E: sayılı ilamı ile işçilik alacaklarına yönelik kabul edilen davanın Yargıtay tarafından onandığı ve de İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. Sayılı dosyası ile icra takibine koyulduğu ,
Davacı taraf her iki icra dosyasına yaptığı toplam 35.754,39 TL nin rücuen tazmini talep etmektedir.
Dava dışı işçi ….’ın 16/05/2006 -31/12/2006 tarihleri arasında davalı taşeron şirket nezdinde ,Dava dışı işçi …..’ın 16/05/2006 -04/05/2007 tarihleri arasında davalı taşeron şirket nezdinde çalıştığı anlaşılmıştır.
Her iki işçinin davalı şirket ile akdettikler sözleşmeler ve özlük dosyaları dosya arasındna yer almaktadır.
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan ” PTT ALIM VE SATIM YÖNETMELİĞİNE GÖRE POSTA TEKELİ DIŞINDA KALAN GÖNDERİLERİN İŞLENMESİ HİZMETLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞMESİ” nin 15/05/2006 tarihinde ve de teknik şartnamenin akdedildiği görülmüştür.İş bu teknik şartnamenin 9.23 maddesinde işçilik alacaklarından yüklenicinin sorumlu olduğu düzenlenmişir.
4857 sayılı İş Kanununun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.

Dava konusu olayda da, davacı ile davalı şirket arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müteselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir.
Müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rucüen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.(T.C.YARGITAY13. Hukuk Dairesi E.: 2016/17309 K: 2018/10319 )
Hizmet sözleşmelerinde, ihale evraklarında teknik ve idari şartnamelerde ve diğer taraflar arasında karşılıklı düzenlenen belgelerde yüklenici şirketin sorumluluğuna ilişkin açık hüküm olan hallerde, asıl işveren ödemiş olduğu miktarın tamamını, ilgili alt işverenden rücuen tahsilini talep edebilirken alt işverenin, asıl işverenden rücu imkanı yoktur. Sözleşme değerlendirilirken işçinin çalıştığı dönemlere ilişkin sözleşme hükümleri dikkate alınmalıdır. Buna göre, son alt işverenin alacağın tamamından sorumlu tutulamayacağı, tamamından sorumlu olmasının İş Kanunu gereği yalnız işçiye karşı olduğu, işçiyi çalıştırmış olan alt işverenlerin her birinin dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemi kapsayan kısmından sınırlı sorumlu olacağı, ayrıca işçilik alacakları davası neticesinde davacının ödediği yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücreti yönünden de alt işverenlere rücu edilecek işçilik alacağı miktarına göre bir oranlama yapılarak davacının alt işverenlerden bu alacak kalemi ile ilgili talep edebileceği miktar da açıkça belirlenmelidir. (Y.13. HD. 24/05/2018 T, 2015/38873 E.-2018/6205 K. ve yine aynı Dairenin 31.5.2018 T, 2016/2779 E.- 2018/6452 K. ve 11/05/2017 tarih, 2016/7790 E. 2017/5936 K. sayılı ilamları)

08/07/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda;

a-) Davacının dava dışı işçi ….. için İstanbul … İş Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyasına istinaden, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasına, yaptığı ödeme nedeniyle alt işveren davalı şirketten rücuen talep edebileceği miktarların;
Kdem tazminatı ve faizi……………………………… 837.76.TL.
Üretli izin ve faizi1.906.63.TL.
Fazla mesai ücreti ve faizi…………………………….. 300.71.TL.
Bayram genel tatil ücreti ve faizi……………………… 60.92.TL.
Yargılama gideri, ilam vekalet ücreti ve faizi………… 116.05.TL.
Takip tarihinden sonraki ödemeler……………………. + 308.45.TL.
Olmak üzere toplam…………………………………… 3.530.52.TL.
Mahkemenin takdirine bağlı olarak, icra takip tarihinden sonraki ödemeleri davacının rücuen talep edemeyeceğinin kabulü halinde, yukarıda saptanan 308.45.TL.sının tenzili ile talep edebileceği toplam miktar 3.530.52.TL. – 308.45.TL = 3.222.07.TL. olarak hesaplandığına,
b.-) Davacının dava dışı işçi ….. için İstanbul …. İş Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyasına istinaden, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasına, yaptığı ödeme nedeniyle alt işveren davalı şirketten rücuen talep edebileceği miktarların;
Kıdem tazminatı ve faizi……………………………… 1.195.08.TL.
Ücretli izin ve faizi……………………………………. 13.54.TL.
Fazla mesai ücreti ve faizi…………………………….. 1.66.TL.
Bayram genel tatil ücreti ve faizi……………………… 1.66.TL.
Yargılama gideri, ilam vekalet ücreti ve faizi………… 248.96.TL.
Takip tarihinden sonraki ödemeler……………………. + 283.58.TL.
Olmak üzere toplam…………………………………… 1.744.48.TL.

Mahkemenin takdirine bağlı olarak, icra takip tarihinden sonraki ödemeleri davacının rücuen talep edemeyeceğinin kabulü halinde, yukarıda saptanan 283.58.TL.sının tenzili ile talep edebileceği toplam miktar 1.744.48.TL. – 283.58.TL = 1.460.90.TL. olarak hesaplandığına, Ve bu miktarlara ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiz yürütülebileceği kanaati ile rapor düzenenmiştir.
Dava dışı işçilerin davalı şirket bünyesinde çalıştığı dönemlere yönelik davalı tarafın ödemesi gereken tazminat kalemleri vede yukarıda içtihatta anlatıldığı üzere yargılama giderleri bilirkişi tarafından hesaplanmakla ;yapılan ödemelerin ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE,

2-Davacının ….. için yaptığı ödemenin rücu talebinin kısmen kabulü ile kıdem tazminatı ve faizi 837,76 TL + ücretli izin ve faizi 1.906,63 TL + fazla mesai ücreti ve faizi 300,71 TL ve bayram genel tatil ücreti ve faizi 60,92 TL + yargılama gideri, ilam ve vekalet ücreti ve faizi 116,05 TL + takip tarihinden sonraki ödemeler 308,45 TL = 3.530,52 TL ile

Davacının ….. için yaptığı ödemenin rücu talebinin kısmen kabulü ile kıdem tazminatı ve faizi 1.195,08 TL + ücretli izin ve faizi 13,54 TL + fazla mesai ücreti ve faizi 1,66 TL + bayram genel tatil ücreti ve faizi 1,66 TL, yargılama gideri ilam ve vekalet ücreti faizi 248,96 TL + takip tarihinden sonraki ödemeler 283,58 TL = 1.744,48 TL

-Toplamı = 5.275,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 360,34 TL karar harcından peşin alınan 610,60- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 250,26- TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 35,90 -TL başvurma harcı, 610,60- TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı, 869,00- TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.520,70 – TL yargılama giderinin kabul (% 14,75) red (% 85,25) oranına göre hesaplanan 224,30- TL’nin davalıdan tahsiliyle alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça sarf edilen 5,20 TL vekalet harcının kabul (% 14,75) red (% 85,25) oranına göre hesaplanan 4,43- TL’nin davalıdan tahsiliyle alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/01/2022

Katip ….. Hakim ….
E-imzalıdır E-imzalıdır