Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/386 E. 2020/324 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/386
KARAR NO : 2020/324

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali)
DAVA TARİHİ : 01/07/2020
KARAR TARİHİ : 02/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı, hamili bulunduğu …bank … Şubesine ait, keşidecisi …. olan, …. çek nolu, 15/11/2020 keşide tarihli, 15.000,00 TL bedelli çeki kaybetmek suretiyle çek hakkında ödeme yasağı konulmasını ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, kıymetli evrak iptali davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 729/s maddesinin yaptığı yoklama ile çek hakkında da uygulanması gereken Türk Ticaret Kanunun 757/1 maddesindeki “ İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden muhatabın poliçeyi ödemeden men edilmesini isteyebilir” hükmü dikkate alındığında, davacı tarafından mahkememize TTK 729/s maddesi delaletiyle 757.vd. maddelerine istinaden açılmış zayi nedeniyle çek iptali ve ödeme yasağı verilmesi istekli iş bu davanın ödeme yerindeki veya hamilin yerleşim yerindeki mahkemede açılması gereklidir.
Bu düzenleme ve yerleşik uygulamaya göre ödeme yeri ve hamilin yerleşim yerindeki mahkemesinin yetkisi kesindir. Türk Ticaret Kanunun 781/2 maddesinde “Çekte açıklık yoksa muhatabın ad ve soy adının yanında gösterilen yer ödeme yeri sayılır…” hükmü gözetildiğinde dava konusu çekte muhatap banka şubesinin bulunduğu yerin ödeme yeri sayılmasında yasal zorunluluk bulunduğu, ancak dava konusu yapılan çekin incelenmesinde muhatap banka şube adresinin mahkememiz yargı alanı dışında bulunduğu saptanmıştır.
Diğer yandan davacının adresinin …/… adresi olup, yargı yetkisi bakımından DÜZCE ASLİYE HUKUK mahkemeleri yetki alanında olduğu, saptanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun dava şartlarını düzenleyen 114/ç maddesinde “Yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili olması” hükümü, aynı kanunun dava şartlarının incelenmesini düzenleyen 115/1. maddesinde “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” ve 115/2. maddesindeki ” Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” hükümleri dikkate alındığında, iş bu davada HMK 114/ç maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı bulunduğu ve bu noksanlığın da giderilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115/2. ve 320. maddesine göre duruşma açılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden karar verilebileceği anlaşıldığından aşağıdaki usule ilişkin nihai karar oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20.maddesi gereğince kararın kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurulması halinde dosyanın DÜZCE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın mevcut avanstan karşılanmak suretiyle davacıya tebliğine,
4-Yargılama giderleri yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331/2. maddesi göz önünde tutularak şimdilik karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 02/07/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.