Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/376 E. 2020/546 K. 12.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/376
KARAR NO : 2020/546

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 29/06/2020
KARAR TARİHİ : 12/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile … arasında akdedilen 19.05.2013 tanzim tarihli ” …… Konut Satım Sözleşmesi ” ile davalı şirketin inşa etmekte olduğu Esenyurt ilçesi ….. köyü …… adada kain ana taşınmazdaki …… Blok Kat:…. ( değişen …… ) ‘deki (…… ) bağımsız bölüm numaralı dairenin 367.000.-TL. bedel ile,…. Blok Kat:….. ( değişen ……. ) ‘deki ( ……. ) bağımsız bölüm numaralı dairenin 307.250.-TL bedel ile ve…… ( … ) Blok Kat….’deki ( …… ) bağımsız bölüm numaralı dairenin 244.100.-TL bedeli ile PROJE üzerinden müvekkiline satıldığını, satışa konu bağımsız bölüm dairelerin mutabık kalınan bedelinin davalı …… ‘ya ne şekilde ödeneceği hususu, anılan sözleşmeler ile kararlaştırılmış ve sözleşmenin 8 numaralı maddesi ile de satış bedelinin tamamının ödenmesi halinde kat irtifakı kurularak satışa konu bağımsız bölüm meskenin tapusunun müvekkiline devir / ferağ edileceğinin beyan ve taahhüt edildiğini, müvekkilinin işbu satış sözleşmeleri ile üstlendiği edimlerinin tamamını yerine getirmesine, satış bedellerinin tamamını davalı …… ‘ya ödemesine rağmen, davalı şirketin sözleşme ile üstlendiği edimini tam olarak yerine getirmediğini, inşaatı, üstlendiği / taahhüt ettiği süre içinde tamamlamadığı gibi onlarca olumsuz durum yaşandığını, sözü edilen projedeki bağımsız bölüm dairelerin çoğunu, projeden, arsa halinde iken müvekkili gibi yüzlerce kişiye satmış olmasına rağmen tapularını devir / ferağ etmediğinden, projenin – inşaatın / bağımsız bölüm dairelerin / ana taşınmazın sahibi göründüğünden arsa tapusu üzerine onlarca haciz geldiğini, ayrıca inşaatın devamı esnasında, davanın konusu olan bağımsız bölüm mesken niteliğindeki daireleri müvekkiline sattıktan sonra, diğer davalı şirketlerden, kredi kullandığı / kredi aldığı ve kullandığı bu krediler sebebiyle ana taşınmazın tapu kaydına diğer davalılar lehine teminat ipoteği verdiğinin sonradan öğrenildiğini, müvekkili tarafından Bakırköy ……. Noterliğinden keşide olunan …… Yevmiye sayılı 26.09.2018 tarihli ihtarname ile davalı şirkete talep ve ihtar edildiğini, müvekkilinin, davalı …… şirketinin inşaat projesinden, huzurdaki davanın konusu olan bağımsız bölüm daireleri projeden / topraktan satın aldığını, üstlendiği ediminin tamamını ifa ettiğini, satış bedelinin tamamını ödediğini, ancak, davalı şirketin kullandığı krediler sebebiyle diğer davalılar lehine, ana taşınmaz üzerine, müvekkili ile davalı arasında akdedilen 19.03.2013 tarihli satış sözleşmesinden çok sonra konulan teminat ipotekleri ile birlikte tapunun tescilini / devrini yaptırabildiğini, davaya konu edilen ipoteğin konulmasının sebebi / dayanağı olan kredi, müvekkili tarafından alınmış, ancak müvekkiline verilmediğini, dolayısı ile ipoteğin dayanağı borçtan, müvekkilinin sorumlu olmadığını, bu nedenle İstanbul, …..,……. Mahallesi,…. ada, …… parsel sayılı ANA taşınmazda kain ……. arsa payına isabet eden ( … ) Blok ……kat ( ….. ) bağımsız bölüm numaralı dairenin ve eklentisi olan… .kat…… no’lu deponun, ……. arsa payına tekabül eden ( …. ) …..kat ( …. ) bağımsız bölüm numaralı dairenin ve eklentisi olan ……. kat …… nolu deponun,…… arsa payına tekabül eden ( …. ) Blok …….kat ( …… ) bağımsız bölüm numaralı dairenin ve eklentisi olan ……kat …..nolu deponun ve …… arsa payına tekabül eden (….) blok …….kat ( …… ) bağımsız bölüm numaralı dairenin ve eklentisi olan ……. kat ……. nolu deponun tapu kaydındaki teminat ipoteğinin fekkine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin, davacının ……’ dan taşınmaz satın aldığını, taşınmazı …… adına kayıtlı iken müvekkili …… firmasına kullandırılmış olan kredilerin teminatı nedeniyle davacıya satılan taşınmaza da ipotek tesis edildiğini, tesis edilen ipoteğin terkin edilmesine karar verilmesi istenildiğini, davanın ipoteklerin fekki yönünden müvekkili bankaya karşı açıldığını, öncelikle müvekkili bankanın ipotekleri fek yükümünün bulunup bulunmadığının anlaşılabilmesi için müvekkili banka ile davalı …… arasındaki hukuki ilişki ve ihtilafın açıklığa kavuşturulmasına ihtiyaç bulunduğunu, davalı …… ‘nın, 2013 yılında, dava konusu taşınmazın bulunduğu ……. Projesi kapsamında dava dışı ……. Bank A.Ş.’den kredi kullandığını, bu krediden kaynaklı olarak ……. Bank A.Ş.’ne kredi borcu, 2016 Eylül itibarı ile 400.000.000 TL seviyesine ulaştığını, davalı …… ile müvekkili banka arasında ticari bir kredi ilişkisi bulunmakta olduğunu, bu teminat şartları kapsamında taşınmaz üzerinde bulunan ve 2013 yılında ……. Bank A.Ş. lehine tesis edilmiş ipotek fek edilerek, bir anlamda kullanılan refinansman kredisi kapsamında bu ipoteğin devamı niteliğinde olmak üzere müvekkili banka lehine 25.10.2016 tarihinde 1.dereceden ipotek tesis ettiğini, akabinde Eylül 2017 tarihinde kat irtifakı tesis edilmesi üzerine, müvekkili banka lehine kurulu olan ipotek, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 13.maddesi uyarınca bağımsız bölümler üzerine aktarıldığını, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, huzurdaki dava açısından müvekkili tarafından davacıya verilmiş bir konut kredisi bulunmadığından, satıcı …… ile müvekkili banka arasında davacının konut tedarikine ilişkin bir sözleşme de bulunmadığından dava konusu ihtilafta bağlı krediden de bahsedilmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğinden reddine karar verilmesini, taraflar arasındaki ticari kredi sözleşmelerinin yetki hükmü gereğince yetkili mahkemenin “İstanbul (Merkez Çağlayan)” mahkemeleri olup, yetki yönünden davanın reddine karar verilmesini, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, eksik nispi harcın ikmali gerektiğini, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı …… ‘ya karşı ileri sürülebileceğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin her türlü hak, dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, yukarıda açıklanan ve mahkememizce resen tespit edilecek nedenlerle; öncelikle davanın görev ve yetki itirazı kapsamında İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, müvekkil yönünden husumet nedeniyle reddine, taşınmaz üzerindeki diğer takyidat lehdarlarına husumetin yaygınlaştırılmasına, esasa ilişkin diğer itirazlarımız kapsamında haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekilinin, öncelikle eksik nispi harcın ikmalinin gerektiğini, husumet itirazlarının ve müvekkili şirketin faaliyet adresinin “ ….. Kule ….. Kat:…… Levent Beşiktaş İstanbul” olduğundan İstanbul (Çağlayan) Mahkemelerinin yetki alanında yer aldığını, yetki yönünden de davanın usulden reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaz üzerine müvekkili şirket lehine diğer davalı …… ile müvekkili şirket arasında imzalanmış finansal kiralama sözleşmelerinin teminatını teşkil etmek üzere tapu kaydına güvenilerek ipotek tesis edildiğini, resmi şekil şartına aykırı şekilde adi yazılı yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının ipoteğe yönelik haksız taleplerini oluşturan olay ile müvekkili şirket arasında herhangi bir kredi ilişkisi ve illiyet bağının bulunmadığını, bu nedenle fazlaya ilişkin her türlü hak, dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız ve hukuki mesnedi bulunmayan davanın ipotek haklarına yönelik aleyhe talepler yönünden reddine, davacının dava dilekçesi ve eklerine karşı savunma hakkı saklı kalmak kaydıyla davacının ihtiyati tedbir taleplerinin de reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …… vekilinin, davacının ipoteklerin fekki hususundaki talebi açısından müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağından ve bu dava konusu açısından davada hasım gösterilemeyeceğinden husumet itirazlarının bulunduğunu, müvekkili şirketin tapunun devrini gerçekleştirmek amacıyla gerekli prosedürü işleterek taşınmazların tapusunu devretmiş olduğunu, tapuların ipoteksiz devri hususunda müvekkilinin elinde herhangi bir imkan bulunmadığını, emsal konuda açılan Bakırköy …… Tüketici Mahkemesi’nin….. E. ve ……. K. Sayılı dava dosyasının 20.03.2019 tarihli kararında bankanın sorumluluğu bulunduğu ve banka tarafından ipotekleri fek etmesi gerektiğine karar verildiğini, müvekkilinin davacı tarafın haklarını gözeterek ve menfaatini koruyarak gerekli tüm işlemleri gerçekleştirmiş ve yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğunu, sözleşmenin her aşamasını müvekkilinin gerek yazılı gerek sözlü olarak açık bir şekilde davacı yanın bilgi ve onayına sunduğunu, davacı tarafın muvafakati ile sözleşme ve sair tüm anlaşmaların akdedildiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, ilk itirazları ve usule ilişkin karşı beyanları yönünde karar verilmesini ve ayrıca huzurdaki davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Dava, ipoteğin kaldırılması davasıdır.
Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için davanın her iki tarafının tacir ve uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
Somut olayda; davacının iddiası ve talebi davacı ile …… şirketi arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların ipotek yüklü olarak ayıplı ifa edildiği iddiasıyla davalı diğer davalılar lehine taşınmazların tapu kaydına konulan ipoteğin fekkine ilişkin olup; uyuşmazlık mutlak ticari davalardan bulunmadığı gibi, davacının tacir olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili de olmadığı anlaşılmakla, ayrıca birden fazla konut uyuşmazlık konusu olup, tüketici ilişkisi de bulunmadığından bu davada görevli mahkeme genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Bu durumda somut davada göreve ilişkin dava şartı eksikliği bulunduğu anlaşılmakla;
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderleri ve gider avansı konusunda şimdilik karar verilmesine yer olmadığına,
4-Kararın taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/10/2020

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.