Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/374 E. 2021/530 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/374 Esas
KARAR NO : 2021/530

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ : 31/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi nezdinde …………. no’lu Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan ………. Teknik Aletler San Ve Tic. A.Ş. ne ait kablo rakor kapağı emtiasının Türkiye’den Fransa’ya yapılacak nakliyesi 26.10.2018 tarihli CMR Hamule Senedi tahtında davalı şirket tarafından üstlenildiğini, sevk aracının 27.10.2018 tarihinde …….. yolu üzerinde yanması sonucu taşınan sigortalı malda hasar meydana geldiğini, Hasar ihbarını takiben yapılan ekspertizde kapak emtiasında ıslanma, ezilme, deformasyon, yanma ve erime şeklinde hasarlar oluştuğunun belirlendiğini, 54.000 adet kapakta meydana gelen hasarla ilgili 0,035 Euro birim fiyat üzerinden belirlenen 1890 Euro hasar bedelinin kaza tarihli kur üzerinden ( 1 Euro = 6.3950 TL) TL karşılığı 12.086,55 TL’den 350 TL sovtaj tenzili ile 11.736,55 TL 28.12.2018 de sigortalı firmaya ödendiğini, TTK’nun 1472/1 maddesi gereğince, müvekkili sigorta şirketinin, sigortalısının zarardan mesul olanlarla zarara sebebiyet verenlere karşı dava ve talep haklarına halef olduğunu, dava ve talep hakları temlik alındığını, Davalı nakliyeci firması, CMR Konvansiyonu hükümleri kapsamında taşınmasını taahhüt ettiği malların yangın sonucu oluşan hasarından sorumlu bulunduğunu, Ödenen tazminatın rücuen tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün ………… E sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine mahsus ödeme emri gönderildiğini, takibe itiraz edildiğinden, arabuluculuk sürecinden de olumlu sonuç alınamadığından tazminatın tahsili imkanını teminen iş bu davanın açılması zarureti doğduğunu, Açıklanan nedenlerle, davalarının kabulü ile 11.736,55-TL tazminatın 28.12.2018 ödeme tarihinden itibaren kısa vadeli avans faiz oranı üzerinden, davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle belirtilmelidir ki; söz konusu taşıma uluslararası karayolu taşıması olup, işbu uyuşmazlıkta ülkemizin taraf olduğu CMR konvansiyonunun uygulanması nın gerektiğini, CMR Konvansiyonu’nun 30. maddesine göre; hasar halinde, hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında, hasarın açıkça görülmediği diğer hallerde ise yükün alıcısına tesliminden sonra 7 gün içerisinde taşıyıcısına ihbarda bulunulmaması halinde taşımacıdan tazminat talep edilemeyeceği düzenlendiğini, Ancak, usulüne uygun olarak hak düşürücü süre içerisinde müvekkili şirkete yapılmış hasar ihbarının bulunmadığını, Dava konusu uyuşmazlık için CMR Konvansiyonu madde 32 “Bu anlaşma gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılmasının gerektiğini, Ancak, bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda, bu süre üç yıldır ve şu tarihlerde başlar; a) Teslimde kısmi kayıp, hasar veya gecikmelerde, teslim tarihinden itibaren,b) Tam kayıplarda, kararlaştırılan zaman süresi bitiminden 30 gün sonra, kararlaştırılmış zaman süresi yoksa, yükün taşıyıcı tarafından teslim alınmasından sonraki 60’ncı günde, c) Bütün diğer durumlarda, taşıma anlaşmalarının akdedildiği tarihlerden üç ay sonra.” Şeklinde belirtildiği üzere CMR Konvansiyonuna giren taşıma faaliyetlerinden doğan uyuşmazlıklar için zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğunu, Dava konusu olayın 27.10.2018 tarihinde gerçekleştiğinden uyuşmazlığın zamanaşımına uğradığını, Müvekkil Şirketin, davaya konu edilen taşıma ilişkisinde fiili taşıyıcı olmayıp, yalnızca forwarder konumunda olduğunu, İşbu taşıma işinde asıl taşıyıcının ……… firması olduğunu, Nitekim bu durum davacı tarafından dayanılan 13.12.2018 Ekspertiz Raporu’nda da “Söz konusu emtianın Türkiye Fransa nakliyesi 26.10.2018 tarihinde freight forwarder ………. Nakliyat ve Loj. Hiz. Tic. Ltd. Şti. Firması organizasyonuyla alt taşıyıcı ……… firması tarafından temin edilen ……… plakalı tır aracına parsiyel olarak yüklenmek suretiyle sevk edilmiştir.” şeklinde açıklanmış olduğunu ve davacı şirket tarafından da bu durumun bilindiğini, Türk Medeni Kanunun 6’ncı maddesi uyarınca “kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür” Temel prensip olan bu madde gereğince davacı iddialarını ve uygun illiyet bağının bulunduğunun ispatlanması gerektiğini, Zira, Davacının hasara ve oluş şekline ilişkin iddiasının “Davacı … nezdinde sigortalı ………. Teknik Aletler San Ve Tic. A.Ş. ne ait kablo rakor kapağı emtiasının Hasarın mücbir sebep dolayısı ile meydana geldiğini, hasara sebep olan yangına müvekkil şirketin herhangi bir eyleminin sebebiyet vermediğini, müvekkil şirketin bir kusurunun olmadığının, ekspertiz ve yangın raporları ile sabit olduğunu, Dolayısıyla işbu davada davacı tarafından iddia edilen hasarın müvekkil şirket kusurundan kaynaklı olduğunu ve talep edilen bedellerin CMR konvansiyonu kapsamında talep edilebilir zarar kalemlerinden olduğunun ispat edilmesinin gerektiğini, Ancak, dosya kapsamında, davacı beyanları ve tek taraflı işlemlerin dışında müvekkil şirketin kusuru ile iddia edilen hasarın oluşmuş olduğunu gösterir herhangi bir usul ve yasaya uygun delil bulunmadığını, Hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için davacı tarafın zarara uğradığı varsayılsa dahi talep edilen zarar miktarının tartışmalı olduğunu, Davacı tarafından sunulan belgeler, hasarın varlığını ve miktarını ispata yeter olmadığının aşikar olduğunu, Bu nedenle, işbu tek taraflı beyan ve ödemelere istinaden talep edilen tutarın müvekkil şirket tarafından ödenmesi şeklindeki hukuka aykırı talebin kabulünün mümkün olmadığını, Sorumluluğu kabul anlamına gelmemekle birlikte, CMR Konvansiyonu’nun 23/1 maddesi uyarınca “Tazminat yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine göre hesaplanır…’’ayrıca CMR Konvansiyonu 23/3 maddesi uyarınca“Tazminat, noksan olan brüt ağırlığın beher kilogramı için 8,33 SDR’yi geçemez.” hükümleri haiz olduğunu, Bu kapsamda, hasar halinde taşıyıcının sorumluluğu gerçek zararı ve mal bedelini aşmamak kaydıyla hasarlı gönderi ağırlığının 8.33 SDR ile çarpılması suretiyle bulunacak rakamla sınırlı olduğunu, şayet gönderinin bedeli bu sınırın altında ise mal bedelinin ödenmesinin gerekeceğini, Bu nedenle, bir an için taşıyıcı aleyhine bir tazminat sorumluluğu doğacağı kabul edilse dahi, öncelikle davacı tarafın zarara uğradığını kanıtlaması gerekecek olup, bir an için zararın kanıtlandığı varsayıldığında da davacının gerçek zararının ancak ve ancak CMR Konvansiyonunda yer alan sınırlama uyarınca hesaplanmasının gerektiğini, Davacının talebinin ise CMR Konvansiyonu 23. madde hükmüne uygunluğunun belli olmadığını, Yukarıda açıklanan ve resen dikkate alınacak nedenlerle, Öncelikle usuli itirazlarımızın kabulü ile davanın usulden reddine, Usuli itirazlarımızın kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddine, Yargılama masrafları ile vekâlet ücretlerinin davacı yana yükletilmesine, karar verilmesi talep edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı sigortalı ………. Teknik Aletler San.ve Tic.A.Ş. Ait ” kablo rakor kapağı emtiası”; davacı şirket nezdinde 31/12/2017-31/12/2018 tarih aralığında” Nakliyat Sigorta Poliçesinin” geçerli olduğu 27/10/218 tarihinde Davalı tarafından CMR Hamule Senedi ile Türkiye’den Fransaya yapılan uluslararası karar taşıması nakliyesi esnasında zarar gördüğü, davacı … şirketinin hasarı sigortalıya ödeyerek sigortalı ile davalı arasındaki taşıma sözleşmesine aykırılık iddasına dayalı olarak sigortalısına ödediği hasar bedelinin rücuen tahsilini davalı … şirketinden talep etmektedir.
Somut olayda uyuşmazlık dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki taşıma sözleşmesinden kaynaklı sorumluluğa dayanmaktadır.
6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir.
Sigortacı; ancak sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır
Somut olayda davalının taşıma hizmeti vermiş olduğu dava dışı sigortalının emtiasında zarar meydana gelmiş, ekspertiz raporu doğrultusunda 11.736,55 TL dava dışı sigortalıya ödenmiştir.
Dava dışı sigortalı tarafından davacı … şirketinin ibra edildiği ve TTTK 1472 ve BK 183 maddeleri uyarınca alacağın temlikine dair mutabakat metni dosya arasında yer almaktadır.
Davacı … şirketinin TTK 1472. Maddesinde düzenlenen sigortalının haklarına halef olarak rücu edebilmenin yasal koşulları oluşmuştur.
Mahallinde keşif yapılmış ve de düzenlenen 06/04/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre ;

06/04/2021 Tarihli Bilirkişi Heyet Raporu;
Bilirkişi heyetimize verilen görev hususları gözetilerek yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, Davacının sigortalısının ihracat sürecinde taşıma risklerine karşı sigortalı emtia hasarı kaynaklı ödediği sigorta tazminatını davalıya rücuen tazmin talep edebileceği, Davacı ödemesinin 28.12.2018 tarihli olduğu ve hasar sovtaj değeri düşülerek yapılan hesaplamada 11.736,55 TL ödemesinin, teknik değerlendirmede hesaplanan 12.086,55 TL zararın altında kaldığı,
Sorumluluk üst sınırın 1.095,98 SDR olduğu ve karar tarihinde ayrıca değerlendirilmesi gerektiği,
Davacının ödeme tarihi SDR/TL kurlarına göre rücu edebileceği miktarın 8.024,66 TL hesaplandığı, ancak CMR m.23/7 hükmüne göre hüküm tarihi kurları gözetileceği değerlendirmesi ile davacı ödemesinin tamamının CMR m.23/3 sınırlı sorumluluk limitleri dahilinde kaldığı,
Davacının takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile rücuen tazmin talep edilebileceği kanaati ile rapor tanzim edildiği,

Dava konusu zarar gören emtiaların 6 koli 54.000 adet kablo rakor kapağı olduğu ,hasarın taşıma yapan araçta çıkan yangın sebebi ile oluştuğu bu sebeple davalının iş bu zarardan %100 oranında kusurlu olduğu ,zararın meydana geliş şekli uyarınca CMR 330.maddesi uyarınca ayrıca ihbar şartının aranmayacağı ,zira taşıyanın kendi aracında meydana gelen yangından ve bu sebeple taşınan emtianın zarar uğradığından haberdar olduğunun anlaşıldığı,
Davacının 27/10/2018 tarihinde meydana gelen zarar sebebi ilke sigortalısına 28/12/2018 tarihinde ödeme yaptığı ve de İstanbul …..İcra Dairesi’nin ………… sayılı dosyası ile 25/10/2019 tarihinde icra takibi başlattığı ve ,iş bu davanın 26/10/202 tarihinde açıldığı anlaşılmakla ; davalının zamanaşımı defi yönünden yapılan inceleme neticesinde ;
CMR’nin 32/1. maddesinde, sözleşme kapsamındaki taşımalardan kaynaklanan davalar bakımından zamanaşımı süresi 1 yıl olarak kabul edilmiş, taşımacının bilerek kötü hareket olarak kabul edilecek kusurlarının söz konusu olması halinde ise 3 yıl olarak belirlenmiştir. Davalı taşıyıcının hasarın oluşmasına “bilerek kötü hareketinin” neden olduğunun iddia edilmemesi karşısında zamanaşımı süresinin 1 yıl olarak kabulü gerekir. CMR’nin 32/1. maddesinin (a) ve (b) bentlerinde zamanaşımı süresinin emtiadaki hasarın niteliğine göre ve en erken teslim tarihinden olmak üzere belirleneceği ifade edilmektedir. Öte yandan, CMR’nin 32/3. maddesi gereğince, zamanaşımının kesilmesi ve durması hususları ile ilgili olarak davanın açıldığı mahkemenin hukuku uygulanacak olup, bu durumda TBK’nun 146 ve devamı maddelerinin uygulanması gerekecektir.
Hasar tarihihn 27/10/2018 olduğu , davacı tarafından bir yıllık süre içinde 25/10/2019 icra takibi başlatılmış olup bu tarihte zamanaşımı kesilmiştir. TBK’nun 154/2.maddesi uyarınca icra takibiyle kesilen 1 yıllık zamanaşımı süresinin yeniden ne zaman başlayacağı hususu üzerinde durulmalıdır. TBK’nun 157/2. maddesi, zamanaşımının icra takibiyle kesilmesi halinde takibe ilişkin her işlemden sonra yeni bir sürenin başlayacağı hükmünü haizdir. Başlayacak yeni sürenin, asıl zamanaşımı süresi kadar, bir diğer söyleyişle 1 yıldır. Bu durumda 26//06/2020 tarihinde açılan davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı sigortalısına ödeme yaptığı 11.736,55 TL CMR hükümleri uyarınca yapılan SDR kuru üzerinden değerlendirmede karar tarihinde 1.095,98 SDR x12.4056,00 TL =13.596,28 TL olduğu nazara alındığında sorumluk üst sınırı aşılmaksızın kadri maruf bulunan hasar ödemesinin ödeme tarihi itibari ile işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-11.736,55 TL’nin 28/12/2018 tarihi itibari ile işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-492 Sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 801,72 TL karar harcı peşin alınan 200,44- TL harcın mahsubu ile 601,28‬-TL bakiye harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 200,44- TL peşin harç olmak üzere 254,84‬-TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat ve müzekkere,bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.435,5‬- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk sarf gideri olan 1.320,00- TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.
31/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır