Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/35 E. 2021/466 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/35
KARAR NO : 2021/466

DAVA : İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2020

DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan), Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, iştigal konusu gereği ticari ilişki içinde olduğu dava dışı …. Kuyumculuk Kıymetli Maden San Ve Tic. Ltd. Şti. isimli şirkete, ticareti dolayısı ile Ekim 2015 tarihi itibariyle vadesi gelmemiş, 300.000,00TL (üç yüz bin Türk Lirası) borcu bulunmakta iken, dava dışı bu şirket yetkilisi …. ‘ın, müvekkile gelerek ” … Mücevherat İmalatı Ve Dış Tic A.Ş. (davalı) ile ticaret yaptığını bu sebeple ilgili şirkete borçlandığını, borcunu kısmen ödemediği takdirde bu şirketten mal (altın) alamayacağını ve bu nedenle borçlarını hiç ödeyemeyeceğini, kendisinde bulunan vadesi gelmemiş 300.000,00TL alacağını derhal ödeyip ödeyemeyeceğini” sorduğunu, müvekkilinden olumsuz yanıt alınca daha sonra ” … Mücevherat İmalatı Ve Dış Tic A.Ş.’nin (davalının) teminat getirmesi halinde kendisine mal vereceğini, müvekkilin kendinde olan borcu kadar, …. Kuyumculuk Kıymetli Maden San Ve Tic. Ltd. Şti. Lehine teminat verip veremeyeceğini” sorduğunu, müvekkilinin bu defa dava dışı şirket yetkilisinin teklifini kabul ettiğini, tarafların bu konuda kendi aralarında bir sözleşme akdettiğini, müvekkilinin, dava dışı …. Kuyumculuk Kıymetli Maden San Ve Tic. Ltd. Şti. ile yaptığı sözleşmeye istinaden, davalı … Mücevherat İmalatı Ve Dış Tic A.Ş. yetkilileri ile bir araya gelerek, aralarındaki sözleşme doğrultusunda teminat vermeyi kabul ettiğini, gerekli işlemlerin yapılmasına icazet verdiğini, müvekkilinin ayrıca, davalı tarafından hazırlanan ve kendisinin ipotek vereceğini belirten bir sözleşmeye de imza attığını, müvekkilinin, davalı şirket ve dava dışı …. Kuyumculuk Kıymetli Maden San Ve Tic. Ltd. Şti. arasında bulunan sözleşmelere riayet ederek, 02.11.2015 tarihinde sözleşmede yazılı olduğu üzere maliki olduğu … İli … İlçesi …Mahallesi … pafta, … ada, … parselde kayıtlı taşınmaz üzerine 3000.000,00TL (üç yüz bin Türk Lirası) bedelli ipotek konulmasını sağladığını, davalı tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yoluna başvurulduğunu, söz konusu takibe karşı ipotek bedelinin ödenmiş olması sebebiyle müvekkili adına itiraz edildiğini, itirazın halen İstanbul …. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosya üzerinden incelendiğini, müvekkilinin, yukarıda bahsi edilen ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin ardından Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasından gelen ödeme emri ile davalının kendisi hakkında ipotek borcundan başka kambiyo senetlerine mahsus takip yoluna da başvurduğunu öğrendiğini, Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi … esas sayılı dosyası ile değerlendirilen itirazları neticesinde mahkeme, hatalı olarak ve eksik inceleme ile bonoların teminat senedi olarak imzalandığının ispatlanamadığı, bonolar üzerinde müteselsil kefil ibaresi bulunsa dahi bu imzanın aval olarak kabul edilerek, müteselsil kefil değil aval hükümlerinin uygulanması gerektiği, avalin de müşterek müteselsil borçlu olduğunun kabulü gerektiği gerekçeleri ile davayı reddetmiş ve kararın kesinleştiğini, müvekkilin irade sakatlığına uğratılarak borç altına sokulduğunu, davalı tarafından alacaklı sıfatı ile kambiyo senedine mahsus takip yolu ile takibe konan bonolar teminat senedi niteliğinde olup, bonoların kambiyo vasfı bulunmadığını, müvekkili tarafından imzalandığı iddia edilen bonolardaki müvekkili imzasının aval olarak kabulü de mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile borçlu olmadığı bir parayı Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası vasıtasıyla davalıya tamamen ödemek mecburiyetinde kalan müvekkilinin, ödemiş oluğu paranın İİK m.72/VII hükmü mucibince, ödeme tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
ASIL DAVA CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; istirdat davalarının ödeme yapılmasından itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılması gerektiğini, bu itibarla öncelikle hak düşürücü bu sürenin geçip geçmediğinin araştırılması gerektiğini, hak düşürücü bu süre geçmişse davanın reddine karar verilmesini, davacının Borç Mutabakat Sözleşmesi, Kefalet Metni ve Eş Muvafakati’nden anlaşılacağı üzere açıkça 2.000.000,00 TL (İki Milyon Türk Lirası)’ye kadar kefil olduğunu, bono üzerine “Kefil” ibaresi konulsa dahi, bu aval olarak nitelendirilmesi gerektiği, müvekkili şirket tarafından alınan bonoların borç senedi olduğunu, teminat senedi olduğuna ilişkin iddialara itibar edilmemesini, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masraflarının ve avukat vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili, müvekkilinin iştigal konusu ile ilgili olarak dava dışı …. Kuyumculuk Kıymetli Maden San Ve Tic. Ltd. Şti. ile de ticaret yaptığını ve Ekim 2015 tarihinde dava dışı şirkete 300.000,TL vadesi gelmemiş borcu bulunduğunu, dava dışı şirket Yetkilisi …., müvekkiline gelerek ticaret yaptığı … Mücevherat İmalatı Ve Dış Tic A.Ş. den (davalı) söz konusu şirkete olan borcu dolayısıyla artık mal alamadığını, söz konusu şirket yetkililerinin borcunun belli miktarını ödemesi veya teminat getirmesi şartıyla mal verebileceklerini söylediklerini belirterek vadesi gelmeyen borcunu talep ettiğini, müvekkilinin dava dışı şirket yetkilisi ….’ın vadesi gelmemiş borcun ödenmesi talebini reddetmiş ancak dava dışı şirket adına davalı şirket lehine borcu kadar miktarda teminat vermeyi kabul ettiğini, tarafların bu konuda bir sözleşme imzaladıklarını, müvekkilinin davalı tarafından gönderilen ihtarname ile dava dışı şirketin, borcunu ödemediğini, ipoteğin paraya çevrileceğini ve aynı zamanda dava dışı şirketin davalı şirkete olan borcu dolayısıyla, 2.000.000,00TL (iki milyon Türk Lirası) miktara kadar kefil sıfatı ile sorumlu tutulduğunu öğrendiğini, davalı tarafından daha sonra İstanbul …. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yoluna başvurulmuş, söz konusu takibe karşı ipotek bedelinin ödenmiş olması sebebiyle müvekkili adına itiraz edildiğini, davalının, yukarıda bahsi edilen ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin ardından ayrıca, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasından müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip yoluna başvurduğunu, müvekkilinin icra tehdidi altında Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasına yapmak zorunda kaldığı ödemelerin davalıdan istirdatı için dava açıldığını, söz konusu davanın Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosya ile derdest olduğunu, bu nedenlerle davamızın kabulüne, müvekkilinin davalı yana ödemek zorunda kaldığı, davalının haksız ve hukuka aykırı olarak zenginleşmesini sağlayan 576.100,00TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağı kabul manasına gelmemekle birlikte, herhangi bir alacak varsa dahi, zamanaşımına uğradığını, davacının borç mutabakat sözleşmesi, kefalet metni ve eş muvafakatinden anlaşılacağı üzere açıkça 2.000.000,00 TL (İki Milyon Türk Lirası)’ye kadar kefil olduğunu, bu nedenle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama masraflarının ve avukat vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen davalar benzer şekilde; icra takibi nedeniyle yapılan ödemenin takip baskısı altında yapıldığı iddiasıyla istirdatı talebine ilişkin olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın takibe konu senetler nedeniyle davacının davalıya müşterek kefil sıfatıyla borçlu olup olmadığı takibe konu senetlerin teminat senedi olup olmadığı, taraflar arasındaki borç mutabakat sözleşmesi ve kefalet sözleşmesinde davacının iradesinin sakatlanmasının söz konusu olup olmadığı, takibe konu senetlerin bono vasfına haiz olup olmadığı ve davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı hususlarındadır.
Davalı taraf asıl davada hak düşürücü süre itirazı, birleşen davada zamanaşımı defi ileri sürmüşse de; davacı tarafın itirazları 20/10/2015 tarihli borç muvafakat sözleşmesi ve aynı tarihli kefaletnamenin geçersizliği ile bu kapsamda düzenlenen bonoların teminat senedi olduğuna dayandığından 10 yıllık zamanaşımı süresi geçmediğinden davalının hak düşürücü süre itirazı ve zamanaşımı defi yerinde değildir.
Asıl ve birleşen davada davacı; özetle dava dışı … Kuyumculuk … Şirketine olan vadesi gelmemiş borcundan dolayı, şirket yetkilisi ….’ın talebi üzerine, bu borca karşılık olarak, borç miktarı kadar bu şirket lehine davalı şirkete teminat vermeyi kabul ettiğini, bu amaçla davalı tarafından hazırlanan ve kendisinin ipotek vereceğini belirten bir sözleşme imzaladığını, tapuda da davalı şirket ile dava dışı … … şirketi arasındaki sözleşmeye riayet edilerek ipotek kurulduğunu, aradan 1 yıl geçtikten sonra kendisinin 2.000.000,00 TL miktara kadar kefil sıfatıyla sorumlu tutulduğunu öğrendiğini, buna itiraz ederek 300.000,00 TL ödeme yaptığını, yine kendisi hakkında kambiyo senedine mahsus icra takibi yapıldığını, davalı ile arasında ipotek tesisine ilişkin bir sözleşme bulunduğunu ancak kefalet sözleşmesi ile bono imzalanmadığını, iradesinin sakatlanarak imzalatılmış olabileceğini, bunun kabul edilmemesi halinde bonoların ancak teminat bonosu sayılabileceğini, iptal edilmesi gerektiğini, eş rızası alınmadığından dolayı kefaletin geçersiz olduğunu, Bakırköy …. İcra Hukuk mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında verilen kararın hatalı ve eksik inceleme ile verilmiş olduğunu, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan yapmak durumunda kaldığı ödemelerin sebepsiz zenginleşme kapsamında iade edilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Davalı taraf ise; borç mutabakat sözleşmesi, kefalet metni ve eş muvafakat namesinden anlaşılacağı üzerine davacının 2.000.000,00 TL ye kadar kefil olduğunu, davacının müteselsil olarak sorumlu olduğunu, davacının bonolarda müteselsil kefil olarak geçse de aval sıfatıyla sorumlu olduğunu, bonoların teminat bonosu olmayıp ifa uğruna verilmiş kambiyo senetleri olduklarını savunmaktadır.
20/10/2015 tarihli borç mutabakat sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin davalı şirket ile dava dışı … … Şirketi arasında imzalandığını, davacı ile dava dışı ….’ın müşterek borçlu / müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları, sözleşme içeriğinde özetle; davalı şirket ile dava dışı … Kuyumculuk … Şirketi arasında altın alım/satım neticesinde taraflar arasında oluşan borç mutabakatı, ödemenin yapılandırılması, borcun tasfiyesi ve borcun teminatı hususlarında anlaşma sağlandığı, borçlu dava dışı … Kuyumculuk … Şirketinin alacaklı davalı şirkete 1.846.200,00 TL muaccel borcunun olduğu, borcun 10 eşit taksitte ilk ödemesi 15/12/20215 tarihi olmak üzere ödeneceği, söz konusu borcun teminatı olarak dava dışı …. ve ….’e ait taşınmazlar ile davacı …’a ait taşınmaza alacaklı lehine birinci derece ve birinci sıradan toplam 2.000.000,00 TL üst sınırlı ipotek tesis edileceği, ayrıca söz konusu borca karşılık alacaklıya bono verileceği, müşterek borçlu ve müteselsil kefillerin 2.000.000,00 TL’ye kadar süresiz olarak müteselsil borçlu ve müteselsil kefil oldukları, borçlunun sözleşmeye aykırı davranması halinde ipoteklerin paraya çevrilmesine muvafakat ettikleri, taksitlerden birinin ödenmemesi halinde bildirim gerekmeksizin tüm borca faiz uygulanacağı hususlarının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki sözleşme ile aynı tarihli kefalet metninin davacı tarafından imzalandığı, söz konusu metinde 2.000.000,00 TL lik miktar kefaletin süresiz ve müteselsil olduğu hususları ile kefalet tarihinin el ile yazıldığı, kefalet metninin de ek olarak eş muvafakat yazısının belirtildiği ve ekteki eş muvafakatnamesinde …’ın imzasının bulunduğu, bu muvafakatnamede açıkça 20/10/2015 tarihli borç muvafakat sözleşmesi ve kefaletnamenin geçtiği anlaşılmaktadır.
02/11/2015 tarihli ve … yevmiye numaralı ipotek resmi senedi ve ipotek belgesi ile ekleri incelendiğinde özetle; davacıya ait taşınmaz üzerine dava dışı …. Kuyumculuk .. Şirketinin davalı … Mücevherat… şirketine olan 1.846.200,00 TL tutarında vadesi geçmiş kayıtsız, şartsız ve kesin borcunun ödeme teminatını teşkil etmek üzere 300.000,00 TL ana para ipoteği ile faiz ve masraflarının teminen birinci derece ve birinci sırada ipotek kurulduğu, ipotek resmi senedinde yukarıda belirtilen borcun 10 eşit taksitte ve ilk taksitin Aralık 2015 de başlamak üzere dava dışı … Kuyumculuk … Şirketi tarafından ödenmediği takdirde ipoteğin paraya çevrilmesine muvafakat ettiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.

Asıl davaya konu olan Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının … Mücevherat… AŞ, borçluların …. Kuyumculuk .. Ltd. Şti., …. ve … oldukları, takip dayanağının 20/10/2015 keşide tarihli, 15/12/2015 vade tarihli ve 200.000,00 TL bedelli senet ile 20/10/2015 keşide tarihli, 15/01/2016 vade tarihli ve 200.000,00 TL bedelli senet olmak üzere toplam 400.000,00 TL’lik senet ve işlemiş faizi ile birlikte 448.057,53 TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz ile takip başlatıldığı, bir kısım icra takip işlemlerinin yapılmasından sonra borçlulardan … tarafından 14/09/2018 tarihinde 583.667,20 TL ödeme yapılarak icra takibinin kapatıldığı anlaşılmıştır.
Birleşen davaya konu olan 576.100,00 TL’nin de davacı … tarafından davalı şirketin hesabına banka havalesiyle 21.09.2018 tarihinde yapıldığı ve ödeme dekontunun açıklama kısmına 20/10/2015 tarihli sözleşmeden kaynaklanan kefalet borcu borç ödemesi açıklamasının yazıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar nazara alınarak; dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Davacı taraf her ne kadar dava dışı … Kuyumculuk … Şirketine olan 300.000,00 TL lik borcu nedeniyle davalı şirkete sadece 300.000,00 TL ipotek verdiğini, bundan fazla alacak ile ilgili her hangi bir teminat vermeyip sorumluluk yüklenmediğini ileri sürmüş ise de yukarıda açıklanan borç mutabakat sözleşmesine göre toplam 1.846.200,00 TL borca müteselsil ve müşterek kefil olduğu, ipotek resmi senedinde davacıya ait taşınmaz üzerinde 300.000,00 TL ile sınırlı olarak ipotek tesis edilmiş ise de yukarıda belirtilen 1.846.200,00 TL’lik borçtan da açıkça bahsedildiği ve bu borçtan müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu hususunun ipotek resmi senedinde de geçtiği, borç mutabakat sözleşmesine ekli kefalet metninin Türk Borçlar Kanunun’nun 581 ve devamı maddelerindeki şartları da taşıdığı, eş muvafakatnamesinin de mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Yine davalı borç mutabakat sözleşmesinde belirtilen borç miktarı kadar borçlu …. Kuyumculuk’un alacaklı … Mücevherat’a bono vereceği belirtilmiş olup, bu bonoların teminat olarak verildiğine ilişkin bir kayıt koyulmamıştır. Davacı da söz konusu bonoları kefil sıfatıyla imzalamış olup, davalı tarafça sunulun Yargıtay Hukuk genel Kurulu’nun E. … K. …. T. 24.5.2017 tarihli kararında belirtildiği üzere, bono üzerine kefil ibaresi konsa dahi, aval veren olarak değerlendirileceği, avalin bononu diğer borçlusu ile müteselsilen sorumlu olduğu, avalde eşin rızasına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Bu durumda davacının icra takibine konu bonolardan sorumlu olması nedeniyle istirdat talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Birleşen dosyaya konu miktarın da yine yukarıda belirtilen borç mutabakat metni ve kefalet sözleşmesi kapsamında davacı tarafça yapılmış olduğu, sözleşme ve kefaletin geçerli olduğu, davacı tarafça ödeme dekontunda da bu açıklama yapılarak yapılan ödemenin istirdatı talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla; asıl ve birleşen davaların reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Asıl davanın ve birleşen davanın reddine,
2-Asıl davada alınması gereken 59,30 TL karar harcının peşin alınan 9.967,58 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacıya iadesine,
-Birleşen davada alınması gereken 59,30 TL karar harcının peşin alınan 9.838,35 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacıya iadesine,
3-Asıl davada yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 46.233,36 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Birleşen davada yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 45.855,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Asıl ve birleşen davada davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/04/2021 11:22

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.