Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/322 E. 2021/701 K. 12.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/322 Esas
KARAR NO : 2021/701

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2017
KARAR TARİHİ : 12/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/08/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı arasında 03/08/2016 tarihinde hazır beton sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmede de tahmini kaydı ile belirtiği üzere 600 m3 ağırlığı C30 hazır beton edeceğini, müvekkilinin ise kendisine teslim edilecek hazır beton malzemesinin karşılığı olarak davalıya toplam 170.000,00 TL tutarında 3 adet çek verdiğini müvekkilinin sözlemede kendisine düşen tüm edimlerin tamamını yerine getirdiğini, ancak davalının bir miktar hazır betonu inşaata teslim ettiğini, daha sonra geçerli gerekçe göstermeksizin beton dökümünü ve teslimini durdurmuş olduğunu yapılan görüşmelerde ancak tüm seton tutarının peşin olarak kendilerine ödenmesi halinde kalan hazır betonu teslim edeceğini söyleyerek sözleşmeye dayalı edimini ifa etmediğini inşaatın yarım kalması tehlikesiyle müvekkilinin zarara uğramısına neden olduğunu, İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş. Nolu dosyası ile yapılan bilirkişi raporu, keşif ve incelemelerde de davalının teslim etmiş olduğu beton miktarı ile davacı müvekkilinin yapmış olduğu ödemeler karşılaştırıldığında müvekkilinin davalı tarafa 73.103,99 TL fazla ödeme yapmış olduğu ve bu nedenle de davalıdan 73.103,99 TL alacaklı olduğu tespit edildiği ve sadece bilirkişi tarafından yapılan tespit doğrultusunda müvekkilinin davalıdan 7.521,60 alacağı olduğu ayrıca müvekkili tarafından yapılan bu tespit davası nedeniyle toplam 1.200,00 TL masraf yaptığını, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak saydı ile taraflar arasında imzalanmış olan 03.08.2016 tarihli sözleşme kapsamında edimlerinin yerine getirmemesi sebebi ile müvekkilinin uğramış olduğu zararların ve müvekkilinden fazla olarak tahsil edilmiş olan şimdilik 8.721,60 TL’ nin dava tarihinden itibaren ticari alacaklara uygulanan en yüksek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.

Mahkememizce verilen … Esas .. karar sayılı ilamın İstinaf denetimine tabi tutulduğu ;

… Dosya nolu, … karar nolu bozma karar ilamı;

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

Dava, ticari satım kapsamında yapılan fazla ödemenin, tespit ve ihtarname giderleriyle birlikte tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı vekili tarafından bu karara karşı, yasal süresi içinde, istinaf kanun yolana başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamında İstanbul … . Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasında alınan 30.12.2016 tarihli bilirkişi raporunun inşaat mühendisi … tarafından hazırlandığı, sözkonusu raporda; tespit isteyenin …, karşı tarafın … Beton/… İnşaat San. A.Ş. olduğu, tespit konusunun taraflar arasında 03.08.2010 tarihli hazır beton sözleşmesi gereği karşı tarafça tespit isteyene hazır beton sağlanacağı, bu kapsamda tespit isteyence toplam 170.000,00 TL tutarında çek verildiği, ancak karşı tarafça kararlaştırılmış bulunan 600,000 metreküp şeklinde değil de 1.130 metreküp betona tekabül eden kısmın tesliminin gerçekleştiği, şu halde tespit isteyenin karşı yandan tespit tarihi itibariyle 73.103,99 TL alacağı olduğuna ilişkin değerlendirme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince yargılama aşamasınca inşaat mühendisi …’e bilirkişi raporu hazırlatılmış ve raporda, az yukarıda bahsi geçen delil tespit raporunun davalıya tebliğinin akabinde davacının dava dilekçesinde ikrar etmiş olduğu üzere davalı tarafından 65.582,39 TL ödeme yapıldığı göz önünde bulundurularak davacının 7.521,60 TL alacağı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Davalı vekili 16.10.2017 tarihli dilekçesiyle, müvekkili tarafından 12 adet fatura keşide edilmek suretiyle 600,000 metreküp beton dökümü yapıldığını, davacıya borçlarının kalmadığını, kendileri tarafından tüm borç ödendikten sonra davacı tarafından dava açıldığını beyan etmiştir. Bilirkişi 14.11.2017 tarihli birinci ek raporunda, davacının yapmış olduğu noter ihtarname ve delil tespit masraflarını davalıdan talep edilip edilemeyeceğine ilişkin değerlendirme yapmıştır. Yine söz konusu raporda, davalı tarafın karşı tarafa olan borcuna ilişkin iddia edilenden iki adet daha fazla faturanın kendisi tarafından keşide edildiğini belirtmiş olmasına rağmen söz konusu faturaların ve bu faturalarla bağlantılı olarak davacı tarafından davacı tarafından imzalanmış bulunan irsaliyelerin dosyaya sunulmadığı belirtilmiştir. Bunun üzerine ilk derece mahkemesince 20.11.2017 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı gereği davalıya ilgili belgeleri sunması için süre verilmiş, 30.11.2017 tarihli celse de de davalının sunmuş olduğu faturaların incelenmesi için ek rapor alınması yönünde ara karar tesis edilmiştir. 20.12.2017 tarihli bilirkişi ikinci ek raporunda, davacı adına davalı tarafından kesilmiş bulunan 07.10.2016 tarihli fatura ve 14.10.2016 tarihli faturada bilirkişi inşaat mühendisi … tarafından göz önünde bulundurularak bakiye alacak 327,00 TL şeklinde hesaplanmıştır. Davacı vekili de, bilirkişi ikinci ek raporunda süresinde itiraz ederek verilen kesin süreden sonra davalı tarafından dosyaya ibraz edilen iki adet faturaya ilk derece mahkemesince itibar edilmemesi gerektiğini, sonradan ileri sürelen delil niteliğindeki bu belgelere muvafakatlarının olmadığını beyan etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi vermemekle davacının dava dilekçesindeki iddialarını inkar etmiş sayılmalıdır. Davalı vekili, bilirkişi kök raporuna itiraz dilekçesinde müvekkili tarafından 693 metreküp beton dökümü yapıldığı bunun karşılığında davacı taraf adına 12 adet fatura keşide edilmiş olduğunu öne sürmüştür. Davalı vekiline 20.11.2017 tarihli celsede bilirkişi kök raporunu inceleyip ilgili belgeleri sunması için gelecek celseye kadar süre verildiği, ancak ara kararında ilk derece mahkemesince herhangi bir ihtaratta bulunulmadığı ve süresinde belge sunulmaması halinde bunun hukuki sonuçlarının hatırlatılmadığı görülmektedir.
Ancak, belirli koşulların gerçekleşmesi kaydıyla, taraflar gerek ön inceleme gerek tahkikat aşamasında yeni delil gösterebilme olanağına sahiptirler(HMK 141,145). Ayrıca hakim de davayı aydınlatma ödevi bağlamında maddi ya da hukuki açıdan belirsiz gördüğü hususlara ilişkin özellikle vakıalar hakkında ihtiyaç duyuyorsa taraflardan yeni delil göstermesini isteyebilir(HMK 31). Bu hukuki açıklamalara göre, delillerin gösterilme zamanını ve sürelerini düzenleyen hükümlerden hareketle tarafların dilekçeler teatisi evresinde dava bağlamında dayanmış oldukları deliller dışında hiç bir surette delil sunamayacağı sonucuna ulaşılamaz. Ayrıca HMK’nın 191. maddesinde diğer tarafın, ispat yükünü taşıyan tarafın iddiasının doğru olmadığı hakkında delil sunabileceği, karşı ispat faaliyeti için delil sunan tarafın, ispat yükünü üzerine almış sayılmayacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda, davalının süresinde cevap dilekçesi vermemekle davayı inkar etmiş olduğu davalının dava dilekçesinde belirtilen hususlara karşı delil ibraz ettiği bu sebeple bu delilleri ibraz ederken davayı uzatma amacı taşımadığı anlaşılmaktadır. Hakimin davayı aydınlatma ödevi ve yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereğince davalının dava dilekçesinde öne sunulan iddialara karşı sunduğu deliller değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekmektedir.
Ancak, ilk derece mahkemesince davalı vekilinin az yukarıda bahsi geçtiği üzere bilirkişi kök raporuna itiraz kapsamında ilk derece mahkemesinin ara kararı üzerine ibraz etmiş olduğu iki adet faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının, kayıtlı ise ne şekilde kayıtlı olduğunun denetimi açısından her iki taraf defterlerinin incelenmesinin zorunlu olduğu anlaşılmakla; mahkemece usulüne uygun şekilde defterlerin ibrazı da emredilerek, sonuca ulaşmaya elverişli ara kararı oluşturulmak, ibraz etmemenin sonuçları gösterilmek, ibraz yeri ve tarihi- saati ara kararıyla tespit edilmek suretiyle, defterlerin incelenmesi sağlanmadan, davacı tarafın sözkonusu faturaları ticari defterlerine kaydetmemiş olduğunun belirlenmesi ihtimalinde bahsi geçen iki adet faturaya ilişkin teslim olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin yargılama faaliyetine girilmeden, sonuç olarak davalının kök raporada belirlenenden daha fazla beton teslimini gerçekleştirmiş olduğuna yönelik savunması denetlenebilir bir şekilde karşılanmadan, salt inşaat mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan raporlarla hüküm verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Bozma ilamı doğrultusunda tarafların b formları celp edilmiş ve her iki tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere; dosya Mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Dava taraflar arasındaki satım sözleşmesine göre davacının fazla ödediği bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Dosyaya delil olarak taraflar arasında düzenlenen hazır beton sözleşmesi, çek fotokopileri, hazır beton satışına dair sevk irsaliyeleri ve faturalar İstanbul … Sulh hukuk mahkememsinin … d.iş sayılı dosyası, Beyoğlu noterliğinin ihtarnameleri dosya arasına celb ve ibraz edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık taraflar arasındaki hazır beton alımına ilişkin sözleşme kapsamında davalının edimini yerine getirdiği oranda davacının fazlaya dair ödeme yapıp yapmadığı noktasındadır.Uyuşmazlık konusunda ve d ebozma ilamı doğrultusunda dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş;

27/01/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;
a-) Davacının ve davalının 2016 yılı delerlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, bu itibarla HMK. 222. Md. Ve 6102 sayılı TTK Md. 64/3 gereğince mevcut haliyle tarafların 2016 yılı defterlerinin lehine detil olma niteliğinin bulunduğu,
b-) Davacının ticari defterlerine göre; Davacının davalı firma … İNŞAAT SAN VE TİC A.Ş. ‘den 12 adet fatura ile KDV dahil toplam 104.417,61 TL tutarında alıra yaptığı, İstinaf kararında bahsi geçen 07.10,2016 tarihli 4.964,85 TL bedelli ve 14.10.2016 tarihli 2.256.75 TL bedelli iki adet faturanın davacı tarafça kabul edilmek suretiyle defterlerine kaydedildiği, bu faturaları birlikte davalıdan 104.417,61 TL tutarında beton alımı yaptığı,
c-) Davalının ticari defterlerine göre; Davacı ile olan hesap hareketlerini defterlerinde takip ettiği, 2016 yılı defterler ve belgelerine göre davalının davacıya 12 adet fatura ile 104.417,61 TL tutarında beton teslim ettiği, yapılan teslim sonrasında 31/12/2016 itibariyle davacıya 65.582,39 TL borçlu gözüktüğü,
İstinaf kararında bahsi geçen 07/10/2016 tarihli 4.964,85 TL bedelli ve 14/10/2016 tarihli 2.256,75 TL bedelli iki adet faturanın davalı tarafça defterlerine kaydedildiği, bu faturalarla birlikte davacıya 104.417,61 TL tutarında beton teslimi yaptığı,
d-)Davalı tarafça sevk irsaliyeleri incelemeye ibraz edilmiş olup; İrsaliyelerin tetkiki sonucu irsaliyelerde beton teslimi yapan operatör ve çalışanların bilgisinin yer aldığı, beton teslimini yapanların davalının çalışanları … isimli şahıs, …, … ve … isimli şahıslar olduğu tespit edilmiştir. Betonu teslim alanların ise sadece imzasının bulunduğu, isim bilgisine yer verilmediği,
e-) Tarafların vergi dairelerininden 2016 yılına ait ba-bs fomlarının celp edildiği, davacının işletme defteri tutması sebebiyle ba-bs bildirim verme yükümlülüğü bulunmadığı, ancak vergi dairesince bu hususta henüz cevap verilmediği, davalının ilgili yılda davacıya satış yaptığını bildirdiği tutarların aşağıdaki gibi olduğu,
Davalının bildirdiği tutar K.DV hariç tutar olup davacının ve davalının defter kayıtlan ile uyumlu olduğu,
f-) Yukarıda yapılan tüm bu tespitler sonucunda; Tarafların sundukları ticari defterlerin birbirini te’yit eder nitelikte ve uyumlu olduğu lespil edilmiştir. Tarafların ibraz ettiği ticari deflerler, faturalar, çekler vc ödeme beyanları karşılaştırılmış davalı tarafça düzenlenen ve tarafların defterlerinde kayıtlı 12 adet faturadan dolayı davalı beton firmasının toplam alacağının (K.DV dahil) 104.417,61 TL olduğu, dava dosyasındaki beyanlarda ve kök raporda belirtildiği üzere davacının davalı firkete vermiş olduğu çek toplam tutarının 170,000 TL olduğu, davacının yapmış olduğu fazla ödemenin 170,000 TL – 104.417,61= 65.58239 TL olduğu, dava dilekçesinde davah şirketin kendilerine 65.582,39 TL bedeli geri iade ettiği belirtildiğinden, davacının davalı şirketten bakiye alacağının 0,00 TL olduğu, sözleşme kapsamında davacının davalıdan bakiye alacağı bulunmadığı kanaati ile rapor tanzim edilmekle ,davacı ve davalı tarafın kendi defter ve b bildirimleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde karşılıklı olarak 12 adet KDV dahil 104.417,61 TL tutarındaki alım ve mal satımı noktasında uyumlu oldukları anlaşılmakla ;dava dosyasındaki beyanlarda ve kök raporda belirtildiği üzere davacının davalı firkete vermiş olduğu çek toplam tutarının 170,000 TL olduğu, davacının yapmış olduğu fazla ödemenin 170,000 TL – 104.417,61= 65.58239 TL olduğu, dava dilekçesinde davah şirketin kendilerine 65.582,39 TL bedeli geri iade ettiği belirtildiğinden, davacının davalı şirketten bakiye alacağının 0,00 TL olduğu anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30- TL harcın 148,95 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 89,65‬ TL bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.12/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır