Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/301 E. 2020/812 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/301
KARAR NO : 2020/812

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 21/05/2020
KARAR TARİHİ : 23/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin 22.03.2015 tarihinde gerçekleştirilen 2014 yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısında, toplantı tarihine kadar yaptıkları işler için ibra edildiklerini ve yine 4 yıllık bir süre için yönetim kurulu üyeliklerine seçildiklerini, bu dönem içerisinde, müvekkillerinin yöneticiliğini yürüttükleri davalı kooperatif tarafından Ağustos 2016’da kooperatif inşaatının yapılacağı arsalar belediye başkanına danışılarak ve SPK lisanslı değerleme firmasına değerleme yaptırılarak satın alındığını, kooperatifin inşaat için ihtiyacı olan büyüklükte tek bir parsel bulunamadığından yan yana 3 parsel arsa satın alınarak karar alma yetkisi belediyelerde ve bakanlıkta olan İmar Kanunu md. 18 uygulamasının tamamlanmasının beklendiğini, bu süreçte davalı kooperatifin maliki olduğu arsalardan yapılan yasal kesintiler neticesinde Kasım 2019’da yeni tapu alındığını ve mimari proje de çizdirilerek Ocak 2020’de bu inşaat ruhsatı alınıp hafriyata başlanıldığını, 16.06.2019 tarihinde gerçekleştirilen 2018 yılına ilişkin genel kurul toplantısında alınan 16 numaralı kararla da müvekkillerinin 4 yıl süre ile yeniden yönetim kurulu üyeliğine seçildiklerini, huzurdaki davanın konusunu teşkil eden 14.03.2020 tarihli 2019 yılı olağan genel kurul toplantısına kadar müvekkillerinin davalı kooperatif genel kurulu tarafından sürekli bir şekilde ibra edildiklerini ve yöneticiliklerine güvenilerek dava konusu genel kurul toplantısı tarihinden yaklaşık 9 ay önce gerçekleştirilen genel kurulda 4 yıllığına yeniden yönetim kurulu üyeliğine seçildiklerini, ancak, hiçbir haklı sebep bulunmamasına rağmen 14.03.2020 tarihli 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 7 numaralı karar ile müvekkillerinin 2019 yılı faaliyetlerine ilişkin ibra edilmemelerine karar verildiğini, bu nedenle müvekkillerinin davalı kooperatifteki 2019 yılına ilişkin yönetim kurulu üyeliği faaliyetlerini hukuka uygun, kusursuz ve şeffaf bir şekilde yürüttüklerinden müvekkillerinin mahkemenizce sorumlu olmadıklarının tespitine hükmen ibra edilmesine, davalı …’nin 2019 faaliyet yılına ilişkin gerçekleştirilen 14.03.2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6 numaralı “bilançonun, yıllık faaliyet raporunun ve denetim raporunun tasdik edilmemesine” ve 7 numaralı ibra etmeme kararının iptaline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacı yanca iptali talep edilen Genel Kurul’un 6 ve 7’inci gündem maddelerinde alınan kararların usul yönden iptalinin talep edilemeyeceği ve bu yöndeki davacı isteminin esasa girilmeden usul bakımından reddine karar verilmesi gerektiğini, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yönünde alınmış genel kurul kararı bulunmadan önceki bir aşamada dava edebilmelerinin mümkün olmadığını, ibra edilmeyen yöneticiler hakkında açılmış bir sorumluluk davasının mevcut olması halinde, yöneticilerin ibra edilmeme kararının, toplantı ve karar nisabına aykırılık gibi şekli nedenlerle batıl olduğunun tespiti davasının başında ve devamında hukuki yararın bulunduğunun kabulü gerekmekte ise de, esasa ilişkin iptal nedenlerinin açılmış sorumluluk davasında değerlendirilecek olması karşısında, ibra edilmeme kararının esasa ilişkin nedenlerle iptali davasının başında mevcut olan hukuki yararın, davanın devamı sırasında devam etmediğinin kabulü ile iptal davasının 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddi gerektiğini, müvekkili kooperatif Genel Kurulu tarafından alınmış bir sorumluluk kararı bulunmaması nedeniyle Genel Kurulca alınmış ibra etmeme kararının kanun, anasözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla hükmen ibra veya ibra etmeme kararının esastan dinlenilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, müvekkili kooperatifin yeni Yönetim Kurulunun 14.03.2020 tarihinde göreve geldiğini, ancak gerek küresel çapta baş gösteren salgın nedeniyle kooperatif defter ve belgeleri üzerinde detaylı bir inceleme imkanı dahi olmadığını, bu anlamda sorumluluk davasının açılması için ön koşul olan Genel Kurul Kararının alınması için dahi makul bir süre geçmediğinin kabulü gerektiğini, bu nedenlerle davacıların haksız ve hukuka aykırı taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava, genel kurul kararının iptali ve hükmen ibra istemine ilişkindir.
Dava konusu genel kurul toplantısının 7. maddesinde, yönetim kurulu üyeleri ibra edilmemiştir. Her ne kadar, davacı tarafça işbu genel kurul kararının iptali istenilmiş ise de, söz konusu karar henüz uygulanabilir nitelikte bir karar değildir. Zira, böyle bir karara dayanılarak yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bunun için, 6102 sayılı TTK’da bu yönde bir hüküm olmasa da mülga TTK’nın 341. Maddesi hükmüne göre, genel kurulun dava açılmasına özel olarak karar vermesi gerekmektedir. Bu itibarla, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yolunda alınmış genel kurul kararı bulunmadan önceki bir aşamada dava ve talep edebilmeleri mümkün değildir. Zira, yönetim kurulu üyeleri sorumlu olmadıkları iddiasına dayanmaktadırlar, bu husus genel kurul kararlarının iptali davasında değil, şirketin açacağı sorumluluk davası veya bu yola uzun bir zaman zarfında gidilmediği takdirde daha sonra ibra edilmeyenlerin açacağı hükmen ibra davasında karara bağlanmalıdır. Yargıtayın uygulaması bu yöndedir. (Yargıtay 11.H.D 06/03/2017 T. 2015/13056 E-2017/1271 K.)
Sorumluluk kararı ve davası için makul bir sürenin geçmesi beklenilmeden eldeki davanın bu aşamada dinlenilmesi mümkün değildir. (Yargıtay 11.H.D 11/06/2015 T. 2015/747 E-2015/8180) Davanın açıldığı tarihten sonra davacı hakkında sorumluluk davası açılması için karar alındığına ilişkin tarafların bir iddia ve savunması da bulunmamakta olup hükmen ibra talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın davalı kooperatifin 14.03.2020 tarihli genel kurulunun 6 ve 7 nolu gündem maddelerinde alınan kararların iptali talebi ile yapılan değerlendirmede ise;
Genel kurul kararlarının yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için 6102 sayılı TTK’nın 446. maddesi uyarınca, toplantıya katılan üyenin karara ret oyu kullanarak muhalif kalmasının ve bu keyfiyeti zapta geçirmesinin gerekmesine, oylama öncesi yapılan görüşme sırasında bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesinin veya ret oyu kullanılmasının alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımadığı Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarındadır (Bkz. Yargıtay 11. HD, 08.12.2015 tarih, 2014/18887; 2015/13122 E.K sayılı ilamı). 14.03.2020 tarihli genel kurul toplantısında 6. ve 7. nolu gündem maddesi ile alınan kararda davacıların usulune uygun muhalefet şerhi bulunmamaktadır. Oylama öncesi görüşme esnasında toplantıya katılan üyenin öneriye karşı olduğunu belirtmesi alınan karara muhalif olduğu anlamını taşımamaktadır (Yargıtay 11.H.D’si 2014/818 E. 2014/2043K sayılı emsal kararı).
Bir ortağın şirket genel kurulunda alınan kararın veya kararlarının iptalini talep edebilmesi için; toplantıda hazır bulunan ortağın karara olumsuz oy vermesi ve muhalefet şerhini tutanağa geçirmesi şarttır. Davacı toplantıda hazır bulunduğuna göre, 6 ve 7 nolu gündem maddesi ile alınan kararlara olumsuz oy vermesi ve oylamadan sonra muhalefet şerhini tutanağa geçirmesi zorunludur. Oysa ki TTK 446/1.maddesi gereğince davacının alınan karara karşı usulüne uygun bir muhalefet şerhi bulunmamaktadır. Dava açabilme şartı (özel dava şartı) gerçekleşmediğinden gündemin 6 ve 7 maddesi ile alınan karara yönelik davacının iptal davası açma hakkı bulunmadığından; özel dava şartı yokluğundan HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
A- Hükmen ibra talebinin reddine,
B- Davalı kooperatifin 14.03.2020 tarihli genel kurulunun 6 ve 7 nolu gündem maddelerinde alınan kararların iptali talebinin özel dava şartı yokluğundan HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine,
C-Alınması gereken 54,40 TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
D-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
E-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
F-Davacılar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/12/2020 11:31

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.