Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/271 E. 2022/1007 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/271 Esas
KARAR NO : 2022/1007

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/04/2020
KARAR TARİHİ : 15/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :15/12/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali (eser sözleşmesinden kaynaklanan)
davasının Mahkememizde yapılan açık Yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil ile davalı ….. arasında Büyükçekmece … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 26.04.2017 tarihli sözleşme imzalandığı, bu sözleşme gereğince müvekkil şirket tarafından davalının müteahhidi olduğu …. projesi dahilinde alt yüklenici olarak çatı ve oluk işlerine davacı müvekkil tarafından yapılmasının kararlaştırıldığı, davacı müvekkil tarafından sözleşme konusu tüm edimlerin yerine getirilmiş ve davalı şirket tarafından itiraz olunmadan kabul edilmiş olduğu, yapılan işlere ilişkin hakedişler düzenlenmişsede davalı şirketin hakedişleri ödememesi üzerine davalı şirket hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığı ve davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile iptal edilerek takibin devamına karar verildiği, bu karar kesinleşmiş olup davacı müvekkilin sözleşme konusu taahhütlerini yerine getirdiğinin ispat edildiği, davalı borçluya karşı Bakırköy … Noterliği’nin 02.01.2019 tarihli ve …. sayılı ihtarnamesi ile 16.850,65 TL’nin iadesi istenilmişse de u taleplerinin yerine getirilmediği, davalı şirket tarafından Büyükçekmece … Noterliği’nin 18.01.2019 tarih ve … yevmiye nolu cevabi ihtarnmesi ile “Taraflar arasında mevcut sözleşme hükümleri gereğince teminatın çözümüne ilişkin koşulların oluşmamış olması” nedeni ile şeklinde beyanda bulunarak davacı müvekkilin teminat adı altında bir parasının olduğunu ikrar ettiği, davalı şirket tarafından hakedişten bakiye kalan 16.850,65 TL davalı şirket tarafından teminat olarak tutulduğu ve sözleşme konusu işler yapılıp teslim edilmesine rağmen teminat olarak alıkonulan 16.850,65 TL’nin halen taraflarına ödenmediği, bu alacağın tahsili için davalı borçlu aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatılmış ise de borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, ticari davalarda dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı dosyasıyla başlatılan arabuluculuk sürecinin anlaşmazlıkla sonuçlandığı, davalı şirketin icra dosyasına yapmış olduğu itirazında 16.850,65 TL’lik tutar üzerine kamu haczi konulmuş olduğundan davacı müvekkile ödenmesi gereken herhangi bir borcu olmadığını ve bu sebeple ödeme emrinde belirtilen ana paranın tamamına itiraz ettiğini belirttiği, davalı şirketin dava tarihine kadar ne müvekkiline de Kağıthane Vergi Dairesine müvekkil adına hiçbir ödeme yapmadığı, bu sebeple davalının itirazının iptali için huzurdaki bu davanın açılması zaruretinin doğduğunu belirtilerek, davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası itirazının iptal edilerek takibin devamına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya tahmiline, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davaların yüzde yirmi icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dosya alacaklısı tarafından müvekkili şirket aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine müvekkil şirket tarafından 14.02.2018 tarihinde itiraz edildiği, itirazın iptali için dava açıldığı, dava sonunda bu tutarın davacı tarafa ödendiği, ayrıca dosya alacaklısının Kağıthane Vergi Dairesi’ne olan 365.274,76 TL tutarındaki borcu için müvekkil şirkete 17.02.2018 tarihinde meskur kurum tarafından 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hak. Kanun gereğince alacak haczi yapıldığı, 08.03.2018 tarihinde Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında ödeme emri tebliğ edildiği ve kamu haczi nedeni ile ödeme emrine itiraz edildiği, davacının müvekkil şirket nezdinde muaccel hale gelmiş herhangi bir cari alacağının bulunmadığı (bu alacağın yukarıda belirtilen surette ödendiği) davacının teminatının müvekkil uhdesinde bulunduğu ancak teminatın çözümüne ile koşulların henüz oluşmadığı, yani taşeron olan davacı tarafından yapılan çatı sistemleri ile ilgili 5 yıllık ayıba karşı tekeffül ve garanti süresinin henüz henüz dolmadığı ve bu nedenle de taşeronun kesin hesabının ve kesin kabul işlemlerinin yapılmadığı, diğer yandan müşterilerin kullanımda olan villaların çatılarında kısım kısım gizli ayıpların ve zaman içinde ortaya çıkan imalat ve üretim sorunlarının meydana gelmekte olduğu ve teminattan kesinti yapılmasını gerektiren sorunların bulunduğu, bir kısmının davacı nam ve hesabına yapıldığı, bir kısmının halen giderilmediği, dolayısıyla teminatın iadesinin şu aşamada mümkün olmadığının görüldüğü, bu nedenle müvekkil tarafından işbu davaya konu ödeme emrine itiraz edildiği, yukarıda açıklanan gerek maddi vaka olarak ve gerekse hukuki olarak haklı olan nedenler ile takibin mükerrer olarak başlatılmış olması, ayrıca müvekkil şirket nezdindeki tutar üzerine kamu haczi konulmuş ve fekkinin bildirilmemiş olması teminatlarının çözülmesine ilişkin koşulların oluşmamış olması nedeni ile müvekkil şirketin dosya alacaklısına ödemesi gereken herhangi bir borcu olmadığının açık olduğu, bu sebeple ödeme emrinde belirtilen ödeme emrine yapılan itirazın haklı olup davanın reddini talep ettikleri, ayrıca dava konusu icra takibinden önce internet vergi dairesi üzerinden Kasımpaşa Vergi Dairesinden davalı şirket ile ilgili olarak 12.02.2018 düzenleme tarihli 365.274, 76 TL tutarlı alacak haczi yazısı müvekkile 17.02.2018 tarihinde tebliğ edildiği, gerek icra takibi tarihi ve gerekse iş bu dava aşamasında söz konusu haczin fekki ile ilgili olarak müvekkile herhangi bir tebligat gelmediği, bu nedenle öncelikle kamu haczi uygulandığından dolayı müvekkil şirketin davacıya ödemesi gereken böyle bir borcunun olmadığı, bu nedenle davanın haksız ve mesnetsiz olup reddini talep ettikleri, yukarıda açıklanan durum çerçevesinde alacağa uygulanan kamu haczi mevcut olduğundan ve akıbeti ile ilgili herhangi bir bilgi mevcut olmadığından müvekkil şirketin söz konusu ödeme emrine itiraz etmek durumunda kaldığını, müvekkil tarafından yapılan bu itirazın yukarıda açıklanan ve kamu haczinin mevcudiyetinden kaynaklanan zorunluluk nedeniyle yapıldığını, bunda müvekkilinin herhangi bir kusuru ve kötü niyeti olmadığını, bu nedenle davacının icra inkar tazminatı talebinin haksız ve yersiz olduğunu, reddini talep ettiklerini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahminle karar verilmesi talep edilmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalıya verilen teminatın iadesi için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.

Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasının aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine aralarındaki eser sözleşmesinden kaynaklı olarak ödenmeyen hak ediş alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali için dava açıldığı, yapılan yargılamada davacının sözleşme kapsamındaki edimlerini yerine getirmesi sebebiyle davalının hak ediş alacağının hüküm altına alındığı ve kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği görülmüştür.
Davanın İİK’nın 72. Maddesinden kaynaklanan eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davalının her iki itiraz dilekçesi incelendiğinde, davacı şirketçe verilen hizmet karşılığı düzenlenen faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacının takip tarihi itibariyle kayden davalıdan 25.396,89 TL alacaklı olduğu davalının kabulünde olduğu, davalı takibe itirazında bu miktarı kabul etmiş bakiye kısım yönünden alacağının bulunmadığını ileri sürerek, aslı alacak ve faize itiraz ettiğini, ancak yetkili icra dairesinde gönderilen ödeme emrinin tebliği sonrası asıl alacağın varlığı kabul edilmek ile kamu haczi bulunması nedeniyle ödenemezlik defi ileri sürülerek, bu miktara da itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu, dolayısıyla takip konusu tüm alacağın itiraza uğradığı anlaşılarak yargılama yapıldığı anlaşılmıştır.
Büyükçekmece … Sulh Hukuk Mahkemesinin …. D.İş sayılı dosyasının aslı celp edilmiş, incelenmesinde; …. Ltd. Şti. Ye karşı ….. nolu villalar üzerinde delil tespiti talep edildiği ve bilirkişi raporu alındığı anlaşılmıştır.
Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası Uyap ortamından gönderilmiş olup, incelenmesinde; …. Ltd. Şti. Tarafından …. A.Ş ne karşı 27.093,02 TL ilamsız icra takibinin başlatılmış olduğu anlaşılmıştır.
Beylikdüzü Belediye Başkanlığı tarafından … Mah. …. ada …. parsel sayılı yere ilişkin Yapı Ruhsatları ve Yapı Kullanma İzin Belgeleri (iskan) mahkememize gönderilmiştir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 20.557,79 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin iddia ve talepleri, davalı vekilinin savunmaları, dosyaya celbedilen belgeler, icra dosyası, Büyükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin değişik iş dosyası, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, taraflar arasındaki sözleşme, belediyeden celbedilen evraklar ve dava konusu yer ile tüm dosya kapsamı birlikte incelenmek suretiyle; taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği, tarafların edimleri, tarafların edimlerini gereği gibi eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirip getirmediği, davacı tarafından yapılan işlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise gizli mi açık mı ayıp olduğu, ayıplı işlerden dolayı davalının davacı hesabına yaptırdığı işler bedeli, ayıp sebebiyle davalının zararı, davacı tarafından verilen teminatın çözülme şartlarının yerine gelip gelmediği, gelmiş ise davalı tarafça iade edilmesi gereken miktar ve tarafların tüm talepleri, iddia ve savunmaları hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmasına karar verilmiş, 03/07/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı … Ltd. Şti. ile davalı ….. arasında tanzim edilen sözleşme ile … İli …. İlçesi …. ada …. parseldeki …. Mahallesi projesi kapsamında çatı oluk işlerinin Davacı … Ltd. Şti. tarafından üstlenildiği, Büyükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. D. İş Sayılı dosyası kapsamında yapılan tespite dair tanzim edilen bilirkişi raporunda, yerinde yapılan incelemede, ” villaların çatı oluk kısımlarında su birikintilerinin mevcut olduğu, olukların ters eğimle yerleştirilmiş olmasından dolayı çatı oluklarında suyun biriktiği ve akarlara geçemediğinin tespit edildiği, ters eğim nedeniyle akarlara yönlenmesi gereken suyun süzgeç olmayan yönlere giderek birikinti oluşturduğu, kenetler ile yağmur oluğu arasında yalıtım malzemesinin olmadığının tespit edildiği, tespite konu … numaralı bağımsız bölümlerin çatısında yapılan incelemede çatıların tamamında ters eğim sorunun olduğu, … numaralı bağımsız bölümün çatı akarlarının diğerlerinden farklı olarak bakır malzeme ile değiştirilmiş olduğunun tespit edildiği, tüm bağımsız bölümlerin çatı oluk ve giderlerinin fen ve sanat kurallarına uygun olarak ters eğimlerinin düzeltilerek yerinde onarım tamirat ve bakımlarının yapılması gerektiği” görüş ve kanaatinin belirtildiği, bu durumda, söz konusu çatı imalatlarında imalat kusurları olduğunun tespit edildiğinin ortaya çıktığı; Davalı …Ş. Vekili tarafından “Dosya alacaklısı tarafından müvekkil şirket aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine müvekkil şirket tarafından 14.02.2018 tarihinde itiraz edildiği, itirazın iptali için dava açıldığı, dava sonunda bu tutarın davacı tarafa ödendiği, ayrıca dosya alacaklısının Kağıthane Vergi Dairesi’ne olan 365.274,76 TL tutarındaki borcu için müvekkil şirkete 17.02.2018 tarihinde meskur kurum tarafından 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hak. Kanun gereğince alacak haczi yapıldığı, 08.03.2018 tarihinde Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında ödeme emri tebliğ edildiği ve kamu haczi nedeni ile ödeme emrine itiraz edildiği, davacının müvekkil şirket nezdinde muaccel hale gelmiş herhangi bir cari alacağının bulunmadığı (bu alacağın yukarıda belirtilen surette ödendiği) davacının teminatının müvekkil uhdesinde bulunduğu ancak teminatın çözümüne ile koşulların henüz oluşmadığı, yani taşeron olan davacı tarafından yapılan çatı sistemleri ile ilgili 5 yıllık ayıba karşı tekeffül ve garanti süresinin henüz henüz dolmadığı ve bu nedenle de taşeronun kesin hesabının ve kesin kabul işlemlerinin yapılmadığı, diğer yandan müşterilerin kullanımda olan villaların çatılarında kısım kısım gizli ayıpların ve zaman içinde ortaya çıkan imalat ve üretim sorunlarının meydana gelmekte olduğu ve teminattan kesinti yapılmasını gerektiren sorunların bulunduğu, bir kısmının davacı nam ve hesabına yapıldığı, bir kısmının halen giderilmediği, dolayısıyla teminatın iadesinin şu aşamada mümkün olmadığının” beyan edildiği, dosya kapsamında kamu haczine ilişkin herhangi bir belge mevcut olmayıp, Büyükçekmece … Sulh Hukuk Mahkemesi’nce yapılan tespit çerçevesinde hatalı imalatlar sebebiyle 5 yıllık ayıba karşı tekeffül ve garanti kapsamında söz konusu teminatın hukuki durumuna ilişkin takdirin mahkememizde olduğu, 26/10/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı yan alacağının, Hakediş Raporlarında Teminat olarak kesinti yapılmış 16.850,65 TL olduğu, davalı ticari defterlerinde de bu borcun Alınan Depozito ve Teminatlar hesabında takip edildiği, taraflar arasında tutar yönünden fark olmadığı, Davacı tarafından yapılan işlerin kusurlu ve hatalı olduğu dosyasında ki bilirkişi raporlarında ve yerinde yapılan tespitler neticesinde sabit olduğu, Teminatın çözülmesi şartı olan geçici ve kesin kabule ilişkin evrak sunulmadığı; sunulsa bile sonrasında çıkan ve davacının taahhüdünde olan kusurlu ve hatalı işlerden dolayı teminatın çözülme şartının mahkememizde olmak üzere çözülme şartının sağlanmadığı hususu heyetimizce kanaat edildiği, Sözleşmeye konu oluklar yatay olarak çatı saçağına monte edilerek çatıda biriken kar-yağmur vb. suların çatı kiremitlerinden toplayarak oluk içerisinde ki gider deliğinden düşey yağmur borusu kanalına ulaşmasını sağlayarak binadan suların uzaklaştırması oluğundan söz konusu oluklarda ki ters eğimden dolayı yapılan imalatın tamamen amacı dışında suların saçak bölgesinde birikmesine neden olduğu, davacı taşeronun sözleşmeye göre asli görevini gerekli fen kurallarına göre yerine getirmediği, Tespiti yapılan hata ve eksiklikler sözleşmenin ana unsuru olan çatı olukların imalatının temel işlevi olup söz konusu işlerin hatalı yapılmasından dolayı yüklenici sözleşmeden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği ters eğimli çatı oluğunun montajının yapıldığı binalarda taraflar arasında sözleşme konusu olmayan başka imalatlara da zarar verdiği ve verebileceği (çatı izolasyonundan akan suların sıva boya ve yapının diğer bölümleri ne zarar vermesi ile mukim vatandaşların yaşam konforunu düşürdüğü, çatıdan altında ki bölümlere su akmasına neden olabileceği) göz önüne alındığında söz konusu İşlerin geçici ve kesin kabule uygun olmadığı mütalaa edilmektedir. Söz konusu imalatlar incelendiğinden olukların düzeltmesi için sökülerek yeniden yapılması ile mümkün olacağından kusur oranı hesaplanamamış olup, yapılan masraf miktarınca teminattan kesinti yapılabileceği, Davalı yan eksik ve ayıplı işlerin düzeltilmesi için yaptığı masraflara dair bilgi-belge sunmadığından ve ayıplı işler sözleşmenin ana unsuru niteliğinde olduğundan ayıplı yapılan işlerin bedeli TL olarak hesaplanabilmesi mümkün olmadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Somut davada; taraflar arasındaki davacının yüklenici, davalının iş sahibi olduğu, ….Projesi kapsamında çatı ve oluk işlerinin davacı tarafından yapılmasına ilişkin eser sözleşmesi bulunmaktadır. Bu hususta taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya verilen teminatın iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Davacı tarafça sözleşme kapsamındaki tüm işlerin kendileri tarafından yapıldığı ve teminatın iadesi koşullarının oluştuğu iddia edilmiş, davalı vekili tarafından kesin kabulün yapılmadığı ve davacının yaptığı işler sebebiyle müşterilerin villalarının çatı kısımlarında gizli ayıplar çıktığını, bu sebeple teminatın iadesi koşullarının oluşmadığı savunulmuştur.
6098 Sayılı TBK’nun 470. maddesinde; Eser sözleşmesinin yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleme olduğu şeklinde tanımlanmıştır. Bu hüküm uyarınca da somut davamıza konu taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu hususunda kuşku yoktur. Bu nedenle somut olayımıza 6098 sayılı TBK hükümleri uygulanacaktır. Aynı Kanunun 471 ve devamı maddelerinde yüklenicinin borçları hüküm altına alınmıştır. Bu hükümler uyarınca yüklenicinin borçlarından kurtulması için üzerine düşen edimi zamanında, ayıpsız ve eksiksiz olarak yerine getirmesi ve bu hususu ispat etmesi gerekmekte olup, somut davamızda ispat yükü davacı üzerindedir.
6098 Sayılı 474. Maddesi uyarınca, işsahibi eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Aynı Kanunun 477. Maddesi uyarınca, Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır. Eserin ayıplı olduğu hususunu ve yasal ihbar sürelerine uyulduğu hususunu ispat yükü bunu iddia eden üzerinde olup, somut davamızda ise davalı üzerindedir.
6098 Sayılı TBK’nun 478. Maddesinde; “Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” hükmü düzenlenmiştir.
6098 Sayılı TBK’nun 147/1-6 maddesi uyarınca yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacakların 5 yıl zamanaşımına tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.
Mahkememizce taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında davacının yaptığı işlerin tespiti ve işlerin ayıplı olup olmadığı, teminatın iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı, geçici ve kesin kabulün yapılıp yapılmadığı hususlarının tespiti için dava konusu yapılar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Teknik bilirkişi tarafından yapılan incelemede; sözleşmeye konu oluklar yatay olarak çatı saçağına monte edilerek çatıda biriken kar-yağmur vb. suların çatı kiremitlerinden toplayarak oluk içerisinde ki gider deliğinden düşey yağmur borusu kanalına ulaşmasını sağlayarak binadan suların uzaklaştırması oluğundan söz konusu oluklarda ki ters eğimden dolayı yapılan imalatın tamamen amacı dışında suların saçak bölgesinde birikmesine neden olduğu, davacı taşeronun sözleşmeye göre asli görevini gerekli fen kurallarına göre yerine getirmediği, tespiti yapılan hata ve eksiklikler sözleşmenin ana unsuru olan çatı olukların imalatının temel işlevi olup söz konusu işlerin hatalı yapılmasından dolayı yüklenici sözleşmeden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği, ters eğimli çatı oluğunun montajının yapıldığı binalarda taraflar arasında sözleşme konusu olmayan başka imalatlara da zarar verdiği ve verebileceği (çatı izolasyonundan akan suların sıva boya ve yapının diğer bölümleri ne zarar vermesi ile mukim vatandaşların yaşam konforunu düşürdüğü, çatıdan altında ki bölümlere su akmasına neden olabileceği) söz konusu işlerin geçici ve kesin kabule uygun olmadığı, söz konusu imalatlar incelendiğinde olukların düzeltmesi için sökülerek yeniden yapılması ile mümkün olacağı tespit edilmiştir. Davacı tarafından yapılan işlerin ayıplı olduğu ve söz konusu ayıpların kullanımla ortaya çıkan ayıplar olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda belirtilen kanun hükümlerinden de anlaşıldığı üzere iş sahibi ayıptan ve eksik işlerden dolayı zamanaşımı süreleri içerisinde yükleniciye talepte bulunabilir. Taraflar arasındaki sözleşmenin garanti süresi başlıklı 9. maddesinde yüklenicinin üretim hatalarından kaynaklanan problemlerden dolayı geçici kabul onay tarihinden itibaren 2 yıl süre ile sorumlu olduğu hükmü düzenlenmiştir. Taraflar arasında geçici ve kesin kabulün yapıldığı hususuna ilişkin dosyaya bir delil sunulmamıştır. Dolayısıyla söz konusu süre henüz başlamamıştır. Bunun yanında söz konusu süre dolmuş olsa bile kullanmakla sonradan çıkan ayıplar yönünden Kanun hükmü gereği zamanaşımı süreleri içerisinde ayıp ve eksik işten dolayı iş sahibinin yükleniciden talepte bulunma hakkı bulunmaktadır. Eser sözleşmelerinde yüklenici tarafından teminat verilmesinin amacı yüklenicinin ayıplı veya eksik işleri veya sözleşmeye uyulmaması sebebiyle iş sahibinin oluşacak zararlarını teminat altına almak için verilmektedir. Taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacı tarafından üzerine düşen edimlerin eksiksiz ve ayıpsız yapıldığı ispat edilememiştir. Mahkememizce yaptırılan teknik inceleme ile yapılan işlerde ayıplar olduğu ve yapılan işlerin geçici ve kesin kabule uygun olmadığı tespit edilmiştir. Henüz davacının yaptığı işlere ilişkin geçici ve kesin kabul işlemi de yapılmamıştır. Davalı iş sahibi tarafça zamanaşımı süresi içerisinde söz konusu ayıp veya eksik işlerden dolayı talepte bulunma hakkı devam etmektedir. Dolayısıyla davacı tarafından sözleşme kapsamında verilen dava konusu teminatın iadesi şartları oluşmamıştır. Bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70-TL maktu karar harcının 248,29 TL peşin harçtan mahsubu ile 167,59 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
8-Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyasının ve Büyükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. değişik iş sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.15/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır