Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/257 E. 2022/965 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/257
KARAR NO : 2022/965

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkarma, Müdürlük Yetkisinin Azli, Şirketin Tasfiyesi)
DAVA TARİHİ : 19/03/2020
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkarma, Müdürlük Yetkisinin Azli, Şirketin Tasfiyesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davalı ile müvekkilinin 14.04.2016 tarihinden bu yana … San, Tic. Ltd. Şti.’nin ortakları olduğunu, davalı yanın, şirkete ait sürücü kursunda şirketteki müdürlük yetkilerini kullanarak birtakım usulsüzler yaparak kendine çıkar temin ettiğinin anlaşıldığını, müvekkilinin ortağı olduğu şirkete ait sürücü kursunun belirli dönemlerde kurs açarak kurs hizmeti verdiği, bu hizmetten yararlanmak isteyen sürücü kursu müşterilerinin şirkete ait bir deftere kaydedildiğini, bu defterde kursa kayıt olan kişilerin ve bunların kayıt olduğu anda peşin alınan kurs ücretinin yazdığı, daha sonra ise alınan ücrete ilişkin makbuz kesildiği ve hesap pusulasına eklendiğini, davalının ise aşağıda isimleri yazan şahısları kursa kayıt ettiği ve fakat aldığı peşinatları bizzat kendi uhdesine aldığı ve kendi kişisel ihtiyaçları için kullandığı, davalının, ..,..,..,..,..,..,…,..,..,..,…,…,..,..,..,..,.,…,…,..,..,…,… isimli kursiyerlerin kurs ücretlerini aldığı ancak şirket hesaplarında göstermediği, davalı yanın şirket hesaplarına yansıtmayıp kendi uhdesinde tuttuğu paranın 30.000 TL’nin üzerinde olduğu, bu şahısların bir kısmının ödemeleri peşin, bir kısmının ise havale veya POS aracılığı ile yaptıklarını, adı geçen bazı müşterilerden müvekkiline ait POS cihazından kredi kartı ile yapılan tahsilatların müvekkili şirket ortağının bilgisi dışında şirket hesaplarına işletilmeden ve fatura edilmeksizin davalı tarafça çekilip, şahsi olarak kullanıldığının tespit edildiğini, bazı müşterilerin banka havale yolu ile ödeme yapmak istemesi ile kurs ücreti ödemeleri için davalının kendi şahsi hesabını müşterilere vererek bu hesaplara gelen kurs ücretlerinin şirket kayıtlarına yansıtılmadan davalı tarafça kullanıldığının tespit edildiğini, dava dilekçeleri ekinde sunulan …bank hesap ekstresinden şirkete ait hesaptan banka kartı ile ATM’den defalarca para çekildiğinin görüleceğini, davalı yanın bu paraları şirket için kullanmadığı gibi şirkete ait hiçbir kayıtta bu giderlerin nereye harcandığının belirli olmadığı, yukarıdaki usulsüzlükler dışında davalı tarafça bankalardan müvekkilinin bilgisi dışında şirket adına ticari kredi kartı çıkarıldığı, kredi çekildiği, bu kredi ile ticari kredi kartının şahsi ihtiyaçlar için kullanıldığının tespit edildiği, ilgili krediler ve kredi kartlarının şahsi kullanımdan doğan borçlarının ödenmemesi ya da düzensiz ödenmesinin şirketin ileriye dönük olarak bankalar nezdindeki ticari kredi puanının düşürülmesine ve itibarının zedelenmesine neden olduğu, dava dilekçeleri ekinde sunulan risk analiz raporundan davalının çektiği krediler nedeni ile şirketin ticari puanının nasıl düştüğünün açıkça belli olduğunu, yine davacının müvekkili adına …BANK”tan ticari kredi kartı çıkartıp, kendi kartını şahsi ihtiyaçlar için kullandığına ilişkin belgeler sunulduğu, bunun yanında davalının ….bank’tan şirket adına 15.000 TL ve 10.000 TL kredi çektiği, çekilen para şirket hesaplarına yansıtılmadığı gibi davalı tarafça kişisel ihtiyaçlar için kullanıldığı, Müvekkili tarafından Beyoğlu …. Noterliği’nin 07.02.2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile usulsüz işlemler ile çekilen kurs ücretleri ve ticari kredi kartı ile krediler sonucu elde edilen menfaatlerin müvekkili şirkete iadesi istenmişse de davalı taraf paraları iade etmediği gibi ihtara bir cevap da vermediğini, davalının yukarıda belirtilen işlemleri şirketin mahvına neden olabilecek işlemler olup şirketin ticari itibarını zedelediği, davalı tarafın şirket ortaklığının gerektirdiği özen ve sorumluluklarını yerine getirmekten sürekli kaçındığı ve şirkete zarar verdiği, ortakların bir araya gelmelerini sağlayan maddi ve kişisel nedenleri ortadan kaldıran, bu nedenle şirketin amacına ulaşmasını tehlikeye sokan veya imkansızlaştıran veya ciddi şekilde güçleştiren sebepler ortaya çıktığında haklı nedene dayanılarak TTK’nın 640/3 maddesinin ortaklıktan çıkarmayı mahkemeden isteme hakkı tanıdığı, tüm bu yapılanların, davalının şirkete zarar verdiğini, özen ve bağlılık yükümlülüklerine aykırı davranışlarda bulunduğunu, işlemlerin TTK’nın 358. Madde: aykırı olduğunu, ortaklık ilişkisinin çekilmez hale geldiğini somut bir şekilde göz önüne koyduğunu gösterdiğini; davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına; bu talebin yerinde görülmemesi halinde yönetim ve temsil yetkisinin davalının elinden alınmasına; bu talebin de yerinde görülmemesi halinde ortaklığın çekilmez hale geldiği, bu aşamada şirketin devamının mümkün olmadığı da dikkate alınarak şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP; Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptı ekli duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf cevap dilekçesi sunmamış ve duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı ve davalının ortak oldukları …. San. Tic. Ltd Şti’de davalının usulsüzlükler yaptığı ve kendine çıkar elde ettiğinden bahisle davalının ortaklıktan çıkarılması, bu kabul görmediği taktirde temsil yetkisinin alınması, bu kabul görmediği taktirde ise şirketin tasfiyesi talebidir.
Mahkememizce İstanbul Ticaret Sicil Memurluğundan dava konusu …San. Tic. Ltd Şti’nin sicil kayıtları celbedilmiş ve … sicil no ile kayıtlı olduğu görülmüş ve incelenmiştir.
Davacı tanığı …. duruşmadaki beyanında; ” ben … Şirketinde kurum müdürü olarak şirket kuruluşundan itibaren çalıştım, 2020 yılı Ocak ayında davacı beni arayarak benim arkadaşlarım dahil bir kısım ücretin kayıtlarda görülmediğini, bu ücretlerin tahsil edilip edilmediğini bende olup olmadığını sordu, ben de kendisine bende olmadığını söyledim, çünkü söz konusu paralar tahsil edilmişti ve ben de söz konusu paraları davalı … ‘e vermiştim, daha sonra bir kaç sürücü adayına telefon ettik evlerine gittik ödeme yapıp yapmadıklarını sorduk, ödemeleri yaptıklarını, bazılarına bu ödemelerin … ‘in şahsi banka hesabına gönderdiklerini öğrendik, bazılarının nakit ödeme yaptıklarını öğrendik, fakat bu ödemeler şirket hesabına geçirilmemişti.” demiştir.
Davacı tanığı …. duruşmadaki beyanında; “ben …. Sürücü Kursunda kayıt kabul görevlisi olarak çalıştım, biz müşteriden aldığımız ödemeleri makbuz karşılığında gelir gider defterlerine işlerdik daha sonra kasa defterine işlerdik, makbuzun kopyası biz de kalıp ana makbuzu müşteriye verirdik, müşterilerden edindiğimiz bilgiye göre ….. ‘in hesabına bir kısım ödemeler yapılmış fakat bunların makbuzlarının kesilmediğini, gelir gider defterlerine işlenmediğini tespit ettik, ben normalde bütün kayıtları alırım ben olmadığım dönemlerde … Beyde kayıt alıp ödeme alıyordu.” demiştir.
Mahkememizce dava dışı ….San. Tic. Ltd Şti’nin defter ve kayıtlarının bilirkişi heyeti marifeti ile incelenmesine karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 26/06/2022 tarihli raporda özetle; dava dışı şirketin 2017, 2018 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerinin TTK m. 64/3 hükmüne göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, dava dışı şirketin 2019 yılı yevmiye defteri noter kapanış tasdikinin yapılmadığı, dolayısıyla ticari defterlerinin TTK m. 64/3 hükmüne göre usulüne uygun tutulmadığı, bu konuda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, davacının, ortaklıktan çıkarma davası bakımından aktif husumet ehliyetini haiz olmadığı, kaldı ki davacının davalının ortaklıktan çıkarılması talebinin konusuz kaldığı, davacının davalının müdürlük görevinden haklı sebeple azli talebinin konusuz kaldığı, davacının ileri sürdüğü sebeplerin artık mevcut olmadığı, bu sebeple dava dışı şirketin haklı sebeple feshinin yerinde olmadığı, bunun yanında davacı tarafın iddialarını destekler olguların mevcut olmadığı tespit edilmiştir.
16/05/2022 tarih ve …. sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan pay devrine bağlı olarak davalı …..’in sermaye paylarının davacı ….’a devrettiği ve şirketin tek ortaklı limited şirket haline dönüştüğü anlaşılmıştır.
Somut davamızda; davacı vekili tarafından ilk olarak davalının şirket ortaklığından çıkarılmasını talep edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 640/3 maddesinde; “Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir. Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır.” hükmü düzenlemiştir. Yine aynı Kanunun genel kurulunun yetkileri başlıklı 616/(1)-h.maddesinde bir ortağın şirketten çıkarılması için mahkemeden istemde bulunulması hususunun genel kurulun devredilmez yetkileri arasında sayıldığını, yine aynı yasanın önemli kararlar başlıklı 621/(1)-h.madesinde ise bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması için de genel kurul kararıyla temsil edilen oyların en az 2/3’ünün ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabileceği düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca bir ortağın şirketten çıkarılması yetkisi ve Mahkemeden çıkarılmasını talep etme hakkı münhasıran şirkete aittir ve genel kurulca karar alınması gerekmektedir. Şirketin iki ortaklı şirket olması bu talep yönünden sonuca etkili değildir. İki ortaklı limited şirketlerinde bir kısım dava türlerinde şirkete yöneltilmesi gereken davanın ortağa yöneltilmesi halinde taraf teşkilinin sağlandığına ilişkin kabulün Kanun hükümleri gereğince ortaklıktan çıkarılma dava türünde uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle somut talebimizde davalı ortağın ortaklıktan çıkarılmasını talep etmek aktif husumet ehliyeti sadece … San. Tic. Ltd Şti’ne ait olup, ortak olan davacı tarafından iş bu davanın açılması mümkün değildir. Bu sebeple davacı tarafından davalı ortağın ortaklıktan çıkarılmasını dava ve talep hakkı ve husumeti bulunmadığından bu talep yönünden açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin, davalının yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması ve bu talebin kabul görmemesi halinde şirketin tasfiyesine karar verilmesi talepleri yönünde ise; söz konusu taleplerin … San. Tic. Ltd Şti’ne yöneltilmesi gerektiği, pasif husumetini şirkete ait olduğu, ancak söz konusu talepler yönünden iki ortaklı limited şirketlerde davanın diğer ortağa yöneltilmesi ile taraf teşkilinin sağlandığının kabul gördüğü, davamıza konu şirketin iki ortaklı olduğu, davacı tarafından davalı diğer ortağa husumet yöneltildiği, bu sebeple taraf teşkilinin sağlandığı kabul edilmiştir. Davacı vekilinin söz konusu talepleri yönünden 16/05/2022 tarih ve … sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan pay devrine bağlı olarak davalı …..’in sermaye paylarının davacı …’a dava açıldıktan sonra devrettiği anlaşılmakla söz konusu talepler konusuz kalmıştır. Bu sebeple davacı vekilinin, davalının müdürlük görevinden alınması talebi ve şirketin haklı sebeple fesih talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından her ne kadar dava açılmasında haklı olduklarını ve dava açılmasına davalı tarafın eylemlerinin sebep olması sebebiyle davalı tarafın yargılama giderlerine mahkum edilmesi ve kendi lehlerine vekalet ücreti takdir edilmesini talep etmiştir. Ancak davacı vekilinin davalının ortaklıktan çıkarılması talebinin aktif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle reddedilmesi, diğer taleplerine ilişkin iddialarının ise davacı vekili tarafından geçerli bir delil ile ispat edilmemesi, tanık beyanlarının soyut olması sebebiyle Mahkememizce itibar edilmemesi, yapılan bilirkişi incelemesinde iddia edilen eylemlerin tespit edilememesi ve dava dilekçesinde iddia edilen vakıaların ispat edilememesi sebebiyle davalı aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı ortak …..’in ortaklıktan çıkarılma talebinin aktif husumet ehliyeti yokluğundan REDDİNE,
2-Davacının … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin haklı sebeple feshi talebi konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Davacının, davalının müdürlük görevinden azli talebi konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile 26,30-TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.02/11/2022

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.