Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/256 E. 2021/765 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/256 Esas
KARAR NO : 2021/765

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/03/2020
KARAR TARİHİ : 07/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/10/2021
Davacı vekili tarafından açılan Menfi Tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı firma yetkilisi ………. arasında 07/01/2020 tarihli Denim Kumaş Satış sözleşmesi imzalandığını, davalının bu sözleşmeye istinaden müvekkilinden ……….. şubesine ait ……. numaralı 31/03/2020 vadeli 85.000 TL bedelli çeki ön ödeme adı altında teslim aldığını ancak müvekkilinin kendisine sözleşmede belirtilen sürenin geçmiş olmasına rağmen sipariş edilen malları teslim etmediğini, davalının müvekkili gibi bir çok firmayı bu şekilde dolandırıp ortadan kaybolduğunun ortaya çıktığını, müvekkilinin siparişlerini alamamasından dolayı ekonomik olarak zor duruma düştüğünü, çekin haksız yere tahsilata konulması durumunda iflas etmesinin kaçınılmaz olacağını, müvekkilinin ileride telafisi imkansız zararlara uğramasının önlenmesi bakımından verilen siparişleri teslim almadan ön ödeme olarak davalı firmaya verilen çek karşılığında malların halen teslim edilmemiş olması ve çekin ödeme gününün yakın olması, bankaca çek için ödeme yapılması durumunda davacı müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğrayacağı da göz önüne bulundurularak, öncelikle teminatsız olarak ……….. şubesine ait ……. numaralı, 31/03/2020 vadeli, 85.000 TL bedelli çekin ödemelerinin men edilmesi hususunda tedbir kararı verilmesine, teminatsız olarak tedbir taleplerinin reddi halinde mahkemece takdir edilecek uygun bir teminat mukabilinde çekin ödemesinin men edilmesi hususunda tedbir kararı verilmesine, yargılama sonucunda çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile 3.şahıslara ciro edilmesinin menine ve bedelsiz kalan iş bu çekin müvekkiline iadesine, iadesinin mümkün olmaması durumunda teminatsız veya mahkemenin uygun göreceği teminat mukabilinde müvekkiline karşı yapılacak icra takiplerinin durdurulmasına, yapılacak yargılama neticesinde davanın semeresiz kalma ihtimaline binaen davalı firmanın çek bedellerini karşılayacak kadar mal varlığına tedbir konulmasına, dava harç ve masrafları ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, ancak davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı gibi davalı duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki mal alım satım ticari ilişkisine istinaden davacı tarafından davalının teslim edeceği mallara karşılık verdiği çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti davasıdır.
Mahkememizce dosyada tarafların 2020 yılı ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi ile inceleme yapılarak rapor alınmasına karar verilmiş, 21/05/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı yanın incelenen 2019 ve 2020 yılı yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin açılış, yevmiye defterlerinin kapanış (görülmüştür) noter tasdiklerinin yasal süresinde olduğu, (2020 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdik zamanının gelmediği) davacı yanın ticari defterlerinin TTK. 64/3. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğunu, davacı yanın incelenen 2019 yılı ticari defterlerinde, 2019 yılında davalı şirketten 628.630,84 TL tutarında 5 adet fatura alındığı ve 5.000,00 TL tahsilat yapıldığı, karşılığında (aralarında dava konusu 85.00,000 TL tutarındaki çekinde bulunduğu) 764.000,00 TL tutarında muhtelif ödemeler yapıldığını, yılsonu itibariyle davalı şirketin 130.369,16 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, Davacı yanın incelenen 2020 yılı ticari defterlerinde, davalı şirketin 2019 yılından 130.369,16 TL borçlu olduğunu, 2020 yılında davalı şirkete 92.589,83 TL tutarında muhtelif ödemeler yapıldığını, dava tarihi ile yılsonu itibariyle davalı şirketin 222.958,99 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, Davalı şirketin incelemeye iştirak etmediğini ve ticari defter kayıt ve belgelerini sunmadığını, Davacı yanın ticari defterlerinin TTK 64/3. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğunun görüldüğünü, davacı yanın ticari defterlerinde davalı şirketin 222.958,99 TL borçlu olduğunu, bu nedenle dava konusu ……….. Şubesine ait ……. numaralı 31.03.2020 vadeli 85.000,00 TL bedelli çekten dolayı davalı şirkete borçlu olmadığını, davacı yanın ticari defterlerinde davalı şirketin 222.958,99 TL borçlu olduğunu, bu nedenle dava konusu ……….. Şubesine ait ……. numaralı 31.03.2020 vadeli 85.000,00 TL bedelli çekten dolayı davalı şirkete borçlu olmadığını, tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin takdirinin Mahkemeye ait olacağı kanaati bildirilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nda düzenlenen kambiyo senetleri ve bunlar arasında bulunan çek sebepten mücerrettir. Kambiyo senetlerindeki taahhüdün mutlaka bir sebebi vardır, ancak bu sebep senet üzerinde açıklanmamıştır ve kambiyo senetlerini temel ilişkiden soyut hale getirmektedir. Aksine davranış yani kambiyo senetlerinin temel ilişki ile ilişkilendirilmesi kambiyo senetlerini hükümsüz hale getirir. Çek bir ödeme aracıdır ve çekin temelinde nitelikli bir havale ilişkisi yatar. Çek bir ödeme aracı olduğundan mevcut bir borcun ifası anlamına gelmektedir ve bunun aksi ve bedelsizlik iddiası ancak kesin deliller ile ispat edilebilir.
Dava dilekçesi ekinde gösterilen ve uygulamada sıkça rastlanan ve sözleşmenin imzalanmasından önce malın fiyatını, özelliklerini vs. göstermek amacıyla düzenlenen proforma fatura icap niteliğindedir. Geçerli satış sözleşmesinin bulunmadığı hallerde, düzenlenen böyle bir belge fatura niteliği taşımaz, ancak icap mahiyetinde olabilir.
6100 Sayılı HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde; ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, davacı vekilinin iddiaları, dava dilekçesi ekinde sunulan proforma fatura, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; Her ne kadar dava dilekçesi ekinde sunulan proforma fatura sözleşmenin kurulduğu anlamına gelmiyor ise de; söz konusu fatura üzerinde dava konusu çekin avans olarak verildiği ve davalı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu açıktır. Davalı tarafından sözleşmenin kurulmadığına dair bir savunmada dosyaya sunulmamıştır. Bu nedenle taraflar arasında davalının davacıya denim kumaş teslimi karşılığında davalının para borcu altına girdiğine dair sözleşmenin kurulduğu anlaşılmıştır. Bu borç kapsamında davacı davalıya dava konusu edilen çeki avans olarak vermiştir ve dava konusu çekin avans olarak verildiği dava dilekçesi ekinde sunulan proforma fatura üzerinde bulunan not ile sabittir. Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında taraflar arasındaki anlaşmaya istinaden kendilerinin avans olarak dava konusu çeki davalıya teslim etmesine rağmen davalı tarafından dava konusu malların kendilerine teslim edilmediği iddia edilmiştir. Davalı tarafından ise malların davacıya teslim edildiğine dair bir savunma ileri sürülmemiştir. Kambiyo senedi olan çek kural olarak sebepten soyuttur ve temel ilişki ile ilişkilendirilemez. Çek bir ödeme aracı olduğundan mevcut bir borcun ifası anlamına gelmektedir ve bunun aksi ve bedelsizlik iddiası ancak kesin deliller ile ve aksini ileri süren tarafından ispat edilebilir. Dava konusu çekin mal teslimi karşılığı avans olarak verildiği dava dilekçesi ekinde sunulan proforma fatura ile sabittir ve davacı tarafından bu husus ispatlanmıştır. Artık çekin malın teslimi karşılığında verilmediğinin ispat külfeti davalıya geçmiştir. Davalı tarafından çekin bu amaçla verilmediği ve malların karşı tarafa teslim edildiği hususu ispatlanamamıştır. Davacı tarafın defter ve kayıtlarının incelenmesine ilişkin bilirkişi raporunda da davalının halen davacıya borçlu olduğu tespit edilmiş, davalı tarafça defter ve belgelerinin incelenmesi sırasında sunulmaması sebebiyle incelenememiştir. Dolayısıyla davacı taraf usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defter ve belgeleri ile de iddiasını ispatlamıştır. Davacının avans olarak vermiş olduğu dava konusu çek karşılığında davalı tarafa malları teslim etmediğinden çek bedelsiz kaldığından davacının davalıya borçlu olmadığı anlaşılmakla açılan davanın kabulüne, ancak çekin sebepten soyut olması ve düzgün ciro silsilesi ile çeki elinde bulunduranların yetkili hamil olması ve çek üzerinde haklarının devam etmesi sebebiyle çekin ciro edilmesinin meni ve iadesi taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
2-Dava konusu ……. Şubesine ait ……. çek numaralı 31/03/2020 tarihli 85.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacının BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, çekin ciro edilmesinin meni ve iadesi taleplerinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.806,35 TL karar ve ilam harcından, mahkememiz dosyasında peşin alınan 1.451,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.354,76 TL harcın davalıdan tahsiline ve hazineye irad kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 11.850,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 1.451,59 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.505,99 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 706,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
8-Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00-TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek veya başka bir Mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.