Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/219 E. 2020/792 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/219
KARAR NO : 2020/792

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 09/03/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olup iptali talep edilen olağan genel kurula yine ortaklardan …’ya vekaletname vererek katılmak istediğini, ancak müvekkilinin pay adedi 1.078.880 olmasına karşın, 888.500 Pay adedi üzerinden toplantıya iştirak etmesine ve oy kullanmasına izin verildiğini, kalan payları yönünden oy ve temsil hakkı kısıtlandığını, müvekkilinin söz konusu toplantıya iştirakinde ve oy kullanmasında hatalı olarak hesaplanan pay adetlerinin, toplantıya katılan ve bir kısım hususlarda oy kullanan diğer pay sahiplerinin pay adetlerinin de yanlış olarak hesaplandığına delil teşkil etmekte olduğunu, genel kurul başladıktan sonra henüz hiçbir hususta oy kullanılmamış olmasına rağmen bir kısım pay sahiplerinin toplantıya katılmalarının engellendiğini, önerge sunmalarına ya da oy kullanmalarına izin verilmediğini, müvekkilinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 420. maddesinden doğan Azlık Hakkı’nı kullanarak bir kısım pay sahibi ile birlikte Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların ertelenmesi için genel kurula önerge sunduğunu, toplantı başkanlığı tarafından bu önergenin yasal zorunluluk nedeniyle kabul edildiğini ve bir kısım hususların görüşülmesinin ertelendiğini, genel kurulda 2019 yılına ilişkin bağımsız denetçi seçimi yapıldığını, ancak söz konusu genel kurul işlemi yasaya aykırı olup, iptali gerektiğini, bu nedenlerle müvekkilinin payları hatalı olarak hesaplanarak ve bir kısım payları yönünden oy hakkı engellenerek genel kurula katılmasına neden olunduğundan, genel kurul toplantısına katılanların ve oy veren diğer paydaşların da payları yanlış hesaplandığından genel kurulun iptaline, bir kısım pay sahiplerinin toplantıya geç katıldıkları iddiasıyla genel kurula katılmalarının önerge sunmalarının ve oylamaya katılmalarının engellenmesi nedeniyle genel kurulun iptaline, gündemin 7. Maddesinde görüşülen ve karara bağlanan bağımsız denetçilerin seçilmesi hususu doğrudan finansal tabloların görüşülmesi ile bağlantılı olduğundan ve bu hususta erteleme kararı verilmesine rağmen görüşme yapılarak denetçi seçilmesi açıkça yasaya aykırı olduğundan genel kurul kararının iptaline, gündemin 12. Maddesinde göürüşülen ve karara bağlanan TTK 395 ve 396. Madde gereğince yetki verilip verilmemesi hussu da doğrudan finansal tabloların görüşülmesi ile bağlantılı olduğundan iptaline, genel kurul kararlarının icrasının ve bilhassa bu kararlar çerçevesinde işlem yapılmasının dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yönetim kurulu adına verilen cevap dilekçesinde; 25/02/2020 tarihinde 2018 yılı olağan genel kurul yapıldığını, genel kurulun usulüne uygun olarak çağrıların yapıldığını, davacının iptalini talep ettiği genel kurula diğer bir hissedara vermiş olduğu vekaletname vasıtasıyla katıldığını, toplantıdan bir gün önce merkezi kayıt kuruluşundan temin edilen rapor ile hissedarların toplantıya iştirak etmelerinin sağlandığını, rapor alındıktan sonra değişen pay adetlerinin toplantı başlangıcında kontrol edilemediğini, toplantıda davacı vekili tarafından pay adedinin hatalı olduğu toplantı başkanlığına sözlü olarak beyan edildiğini, üyelerin kuruluştan alınan listeye göre işlem yapılması gerektiğini belirttiğinden bu hususta ayrıca bir işlem yapılmayıp karar da alınmadığını, genel kurulda tarafından toplantıya sonradan katılanların toplantıya katılamayacağı yönünde karar verildiğini, bağımsız denetçi seçimine ilişkin kararın Covid19 salgını nedeniyle henüz yerine getirilemediğini, tedbir talebinin kabul edilip edilmemesi hususunun mahkemenin taktirinde olduğunu beyan etmiştir.
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Davalı vekili 03/11/2020 tarihli dilekçesi ile özetle; Öncelikle huzurdaki davanın şirketin iş ve işleyişini olumsuz etkilediği, işbu davanın ikame edilmesinden dolayı müvekkili şirketin yeni bir genel kurul toplantısı gündemini sağlıklı olarak oluşturamadığını, huzurdaki iptal davası nedeniyle ilgili genel kurul gündeminde alınan kararların kesinleşmediğini ve bu sebeple müvekkili şirketin yeni gündem oluşturamadığını ve şirketin işlerinin aksadığını, yapılamayan genel kurul toplantısı gerekçe gösterilerek Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine fesih davası açıldığını, dava dilekçesinde özetle Kanun koyucunun TTK m.530’da genel kurul toplanamama durumunu özel fesih sebebi olarak öngörmesine dayanılmakta olduğunu, ilgili madde uyarınca genel kurul toplanamazsa şirket fesih yaptırımına maruz kalabileceğini, bu sebeplerle işbu davayı kabul zorunluluğu hasıl olduğunu, yapılan değerlendirmelerde, huzurdaki davaya konu genel kurul toplantısında görüşülmesi gereken maddelerden 3, 4, 5, 6, 8, 9, 10, 11 ve 13 nolu maddelerin görüşmesi TTK md 420 hükmüne uygun olarak hissedarlardan gelen talep üzerine ertelenmiş olup, gündemindeki 14 maddeden sadece 3’ünün görüşüldüğü bir genel kurul toplantısının iptal edilip edilmeyeceği hususunun sürüncemede kalmasının büyük bir olumsuzluk haline dönüştüğünü, müvekkili şirket tarafından davacıya ulaşılarak uzlaşmanın mümkün olup olmayacağı hususunda görüşme talep edilmek istense de, bu mümkün olamadığını, yeni genel kurul toplantısının TTK md 413 uyarınca bir öncekinin devamı olacak kapsam ve şekilde mi veyahut bir önceki toplantıya ilişkin prosedürler şu aşamada tamamlanmış kabul edilerek mi toplanacağı hususu son derece tartışmalı olduğunu, şayet müvekkili şirket huzurdaki davaya konu genel kurul toplantısı hiç yapılmamış gibi yeniden gündem belirleyerek genel kurulu en baştan toplantıya davet edecek olursa bunun hukuki sonucu zaten bir nevi davanın kabulü anlamına geleceğini, genel kurulun devam işlemlerinin başlatılarak sadece görüşülmesi ertelenmiş 11 maddenin görüşülmesi amacıyla toplantının devam ettirilmesinin ise huzurdaki dava ile birlikte değerlendirildiğinde yeni bir hukuki karmaşaya yol açabileceğini belirterek; davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
Bilindiği üzere, MHK’nın 308. maddesine göre davayı kabul ” Davacının, talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir..” Yine aynı kanunun 311. maddesine göre “Kabul, kesin hükmün sonuçlarını doğurur.” Bu hükümler gözetildiğinde kabul davaya kendiliğinden son veren bir taraf işlemi olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Öte yandan davanın kabulü usulüne uygun, süresinde ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususta olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davalı tarafın davayı kabul beyanı nazara alınarak davanın talep gibi kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın davalı tarafça kabulü nedeniyle; dava konusu 25/02/2020 tarihli davalı şirket genel kurul toplantısında gündemin 7. ve 14. maddesiyle alınan kararların iptaline,
2-Davada kabulün gerçekleştiği safhaya göre alınması gereken 1/3 oranındaki 18,13 TL karar harcının alınan 54,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
3-Yürürlükteki AAÜT 6.m gereğince 1/2 oranında hesap edilen 2.040,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ile 54,40 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 154,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2020 10:14

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.