Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/218 E. 2020/225 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/218
KARAR NO : 2020/225

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/06/2019
KARAR TARİHİ : 10/03/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının müvekkili şirketinortağı iken Bakırköy … Noterliğinin 08/11/2018 tarih ve …. yevmiye nolu Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile mevcut hisselerinin tümünü …’a devrettiğini, müvekkili şirketin yeni sahibi …’ın şirketi teslim aldıktan sonra yapmış olduğu defter ve cari hesap incelemesinde çeşitli tarihlerde şirket hesabından davalının hesabına para gönderildiğini, bu paraların bir kısmının davalı tarafından şirket hesabına iade edilmişse de 348.334,00-TL’lık miktarın iade edilmediğinin tespit edildiğini, bunun üzerine Bakırköy … Noterliğinin 28/03/2019 tarih, …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile şirketin alacaklarının ödenmesinin talep edildiğini, davalının süresi içinde ödeme yapmadığını, müvekkili şirketin ticari defterlerinin ve davalının banka hesaplanının incelenmesinde davalının müvekkili şirkete borçlu olduğunun anlaşılacağını, davalı hakkında Bakırköy …. icra dairesinin …. E.sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, davalının ödeme emrine itiraz ederek takibin durdurulduğunu bildirerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu alacağın hukuki sebebinin davacı tarafa izah ettirilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte uyuşmazlığın ticari bir uyuşmazlık ve zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığını, uyuşmazlıkta, arabuluculuk şartı yerine getirilmeksizin ikame olunduğundan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, davaya Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkilinin şirket hissesini Bakırköy … Noterliği’nin 08.11.2018 tarih, …. yevmiye sayı ile onaylı “Limited şirket Pay Devir Sözleşmesi” ile …’a devir ettiğini, devirden sonra taraflar arasında vukuu bulan ihtilaflar nedeniyle müvekkili cezalandırmak için maddi hakikate aykırı ve usulsüz tutulan şekli kayıtlardan hareketle haksız ve hukuka aykırı saldırıda bulunulduğunu, davacı şirket hesaplarından müvekkili hesaplarına gönderilen paraların müvekkil tarafından ortağı ve aynı zamanda temsilcisi bulunduğu şirket adına ifa olunan iş ve işlemler kapsamında kullanıldığını, müvekkili tarafından sarfolunan avans kapama formlarının ve teslim olunan harcamaların muhasebe kayıtlarına yansıtılmamak suretiyle müvekkilinin davacı şirkete borçlu gösterilmesinin maddi hakikate aykırı olduğunu, davacı şirketin diğer ortak ve çalışanlarının iş avans kapamalarının yapılıp yapılmadığının yapıldı ise ne şekilde yapıldığının bu şahıslara ait kayıtların celp ve tetkik edilmesini talep ettikleri bildirerek arabuluculuk şartı yerine getirilmeksizin ikame olunan davanın dava dava şartı yokluğundan usulden reddine, işbölümü itirazının kabulü ile dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, haksız davanın esastan reddine, davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ticari şirket ile eski ortağı arasındaki alacak ilişkisinden doğan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa 5/A maddesi eklenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası ile “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü getirilmiştir.
Yine aynı kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Kanuna eklenen “Dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A maddesinde ” (1)İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünün yer almıştır.
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde, davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmediği gibi, bu hususta dava dilekçesine bilgi ve belge de eklenmediği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar dava ilk önce Asliye Hukuk Mahkemesine açılmış ve bu mahkemeye açılan davalar arabuluculuk dava şartına tabi değilse de davaya bakma görevinin esasen Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu, dolayısı ile arabuluculuk dava şartına tabi bulunduğu, davanın görevsiz mahkemede açılmasının bu şartın aranmamasını gerektirmeyeceği, aksi halde arabuluculuğa tabi davanın görevsiz mahkemeye açılması yolu ile bu dava şartının fiilen ortadan kaldırılmasının yolunu açacağı ve bu durumun kanunun amacına aykırı oldruğu sonucuna varılmıştır.
Hal böyle olunca davanın arabuluculuğa ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın arabuluculuk dava şartı eksikliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın mevcut avans kullanılarak taraflara tebliğine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/03/2020

Başkan …

Üye …

Üye …
.
Katip …