Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/196 E. 2020/213 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/196
KARAR NO : 2020/213

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2020
KARAR TARİHİ : 03/03/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, müvekkilinin, … ili, …. İlçesi …. Mahallesi , …. Sok. No:…. adresindeki fabrikaya 01.08.2019 tarihli sözleşmeye istinaden taşındığını ve tüm makine ve ekipmanlarını kurarak ve ciddi masraflar yaparak işletmesini çalıştırmaya başladığını, 30.11.2019 tarihinde çıkan yangında müvekkili makinelerinin ciddi hasar gördüğünü, bazılarının kullanılmaz hale geldiğini ve netice olarak bir çok yatırım ve masraf yapılan taşınmaz kullanılmaz bir hal aldığını, itfaiye raporuna göre yangının sebebi komşu taşınmazdaki kiracının elektrik panosundan çıkan yangının yine komşu taşınmazdaki yanıcı ve patlayıcı maddelerin hızlandırması ile müvekkilinin işletmesine sıçraması neticesinde olduğunu, yangın neticesinde davacı müvekkili şirketin ( …. Mak.) maddi destek ve iştiraki ile kurulan … San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. ‘ni davalı … ‘nun maliki olduğu taşınmazda yatırım yaparak yeni bir işletme kurduğunu, bu yeni tesisin kurulumu makinelerden, elektrik tesisatına, nakliye masrafından harcanan zamana kadar ciddi bir emek ve maddi maliyet oluşturduğunu, yangında hasar gören malzeme ve makineler bakımında Büyükçekmece …. . Sulh Hukuk Mahkemesi … D. İş dosyası ile bu tespit yapıldığını, dolayısıyla menfi zarar haricinde müvekkili firmaların çok açık bir şekilde müspet zararlarının olduğunu, bilirkişi incelemesi neticesinde de görüleceği üzere müvekkilinin yaklaşık 300.000 USD ( 2.000.000 TL) ‘lik iş kaybı yaşadığını, davalı … ‘ın itfaiye raporu da nazara alındığında, tehlikeli ve yanıcı maddeler ile iştigal ettiği ve bu sebeple gerekli tedbir ve güvenliği sağlaması gerektiği halde sağlamadığının sabit olduğunu, bina sahibinin sorumluluğu ise yine itfaiye raporuna göre elektrik tesisatından kaynaklandığı bu sebeple 6098 S. Borçlar kanunu madde 69 gereği”Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür..” kusursuz sorumluluk ilkesi gereği sorumlu olduğundan şüphe bulunmadığını, bu nedenle öncelikle davadaki haklılık durumu ve davalıların mal kaçırma tehlikesine karşılık, davalıların üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkullere ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına, davacı müvekkillerinin menfi zararına ve müspet zararlarına karşılık gelmek üzere 10.000 TL ( Fazlaya dair hakları saklı kalmak ve Harcın tamamlatılması kaydı ile belirsiz alacak davası olarak) maddi tazminatın, zarar tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Bilindiği üzere, 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa 5/A maddesi eklenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası ile “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü getirilmiştir.
Yine aynı kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Kanuna eklenen “Dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A maddesinde ” (1)İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünün yer aldığı,
Davacılar vekili tarafından verilen dava dilekçesinde, davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmediği gibi, bu hususta dava dilekçesine bilgi ve belge de eklenmediği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca davanın arabuluculuğa ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın arabuluculuk dava şartı eksikliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın mevcut avans kullanılarak taraflara tebliğine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/03/2020

Katip …

Hakim …